Atatürk'ün Dine Karşı Samimiyeti

emrah1607

Banned
Katılım
21 Tem 2007
Mesajlar
1,436
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
ATALARIMIN İZİNDEN
Türk Milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam, buna da öyle inanıyorum."

-Mustafa Kemal Atatürk-


Atatürk ile din arasında ters bağlantılar kuran kesim ,Atatürk’ü dine karşı bir silah gibi gösterenler ,ülkemizde hep tartışıla gelmiş ve Atatürk’ü bu konuda hep haksızlığa ve gaybe uğramıştır.Atatürk hep hayatı boyunca hurafelerden uzak ve dini hakikatlerden yanaydı..
Bazı kesimler laiklik kisvesinde Atatürk’ü alet ederek aslında onların savunduğu laiklik Atatürk’ün laikliği değildi.Onların laikliği kendi planladıklarıydı.Atatürk dindar bir Türkiye istiyordu :

“Türk ulusu daha dindar olmalıdır. Yani bütün yalınlığıyla dindar olmalıdır, demek istiyorum. Dinime bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam ona da öyle inanıyorum. Bilince ters, ilerlemeye engel hiçbir şey içermiyor. Oysa Türkiye'ye bağımsızlığını veren bu Asya ulusunun içinde daha karışık, yapay, boş inançlardan ibaret bir din daha vardır. Ancak bu cahiller, bu acizler sırası gelince aydınlanacaklardır. Onlar aydınlığa yaklaşamazlarsa kendilerini yok ve mahkum etmişler demektir. Onları kurtaracağız.”

Atatürk Allah’a ve İslam’a inanan samimi dindardır.O her zaman sözlerinde dinine verdiği önemi ve bağlılığını saklamamıştı Allah’tan,İslam’dan, Kuran-ı Kerim’den ve Peygamber Efendimizden hep saygıyla bahsededir:

“Milletimiz, din ve dil gibi kuvvetli iki fazilete sahiptir. Bu faziletleri hiçbir kuvvet milletimizin kalp ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz.” (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, cilt 2, sf. 66)

“Büyük bir inkılap yaratan Hazreti Muhammed’e karşı beslenilen sevgi, ancak onun ortaya koyduğu

fikirleri, esasları korumakla tecelli edebilir.” (Şemsettin Günaltay, Ülkü Dergisi, sayı 100, sf.4)

Atatürk dinin doğru anlaşılması ve yaşanması için ciddi bir çaba içerinde Diyanet işlerini Başkanlığını oluşturarak Kuran-ı Kerimi’n Türk milletinden doğru anlaşılması ve uygulanması için büyük çaba sarfetti,Atatürk’ün gerekçesi:

“Türk ,Kuran-ı Kerimi’n koşuyor:fakat O’nun ne dediğini anlamıyor,içinde neler var,bilmiyor ve bilmeden tapıyor.Benim maksadım ,arkasından koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın(ergin,5/1950)

Atatürk bu konuda çok eleştirenler oldu ,namazda Kuran-ı Kerim’in Türkçe’sini okutmak istemesi ile izah edenler ve .bu yorumu yapan zatlar Atatürk’ün camilere enstrümantal müzikler sokmak isteyeceğinden şüphe etmeyeceğini söylerek Atatürk’ü bir din düşmanı gibi millete gösterdiler

Türkiye Cumhuriyeti’ne kazandırdığı laiklik ilkesi “din aleyhtarlığı” gibi yorumlamaya uğraşan materyalist örgütlerin büyük bir çarpıtma yaptığı belli ve açıktı.Bu örgütlerin laikliği din bir düşmanı göstermesi ancak örgütlerin özenip örnek aldıkları komünistliği uygulamaktı.Atatürk bu düşünceye ve yönetime her zaman karşıydı “Komünizm her görüldüğü yerde ezilmeliydi” demişti. Kaldı ki Atatürk, söz konusu laiklik anlayışından bir adım daha ileri giderek, Türkiye Cumhuriyeti’ne “İslam dininin doğru anlaşılması ve yaşanması için” çaba harcamayı da bir görev olarak yüklemiştir.

Atatürk’ün laiklik ilkesinde,dini ortadan kaldırmak değil,O’nun düşüncesi dini inancı toplumda yaymak ve güçlendirerek,din adına yapılacak yanlış anlaşılmaları ve yorumları engellemek amacı güttüğü açıktır.Atatürk’ün “dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur” sözüyle, İslam’ın Türk Milleti’nin bekası için taşıdığı önemi vurgularken ,tarihimize ve geçmişimize baktığımızda bu sözün doğruluğu açıkça görürüz

Görüldüğü gibi Atatürk ,Allah’a ve İslam dinine samimiyeti salih bir kalple bağlıydı.Onu din adına sömürenler ,dini politikaya karıştıranlara ve istismar edenlere karşıydı. Atatürk, İslam ahlakını ve dinimizin vecibelerini daha aile ocağındayken öğrenmiş, tahsil yaşamı boyunca da bu bilgilerini geliştirmiştir. Büyük Önderimiz, müslüman ahlakının güzel bir örneği ve başarılı bir uygulayıcısıdır. İlk Türkçe Kuran meali de onun döneminde yayınlanmıştır. Türk insanının ihtiyaçlarını ve özelliklerini çok iyi bilen Atatürk, Türk Milletini dinin özüne yöneltmeyi amaçlamıştır.

Atatürk'ün bize bıraktığı bu miras, her konuda olduğu gibi, din ve laiklik konusunda modern Türkiye için önemli bir yol göstericidir.

Atatürk laikliği, din ve vicdan özgürlüğünün temeli olarak kabul etmiştir. Bize düşen görev, Atatürk'ün yaptığı gibi, İslam'ı savunmak ve Allah'ın dinini insanlara öğretmektir.



http://www.ulkuhaber.com/yazar.asp?yaziID=270
 
vay kardeşim bunların çoğunu ilk kez duydum onun için bu paylaşımdan öte bişi
teşekkürler
 
Atatürkle Lenin'in fotoğrafını yanyana koyanlara komünizmle ilgili düşünceleri kapak olsun!Atatürke dinsiz diyenlere de diğer lafları kapak olsun!
 
ataturk dine inaniyor muydu ?

atatürk’ün aşağıdaki sözüne bakarsak hayır diye cevaplamamız gereken soru.

benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum. hükümetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir, adeta halkı bir kapana kıstırırlar. benim halkım demokrasi ilkelerini gerçeğin emirlerini ve bilimin öğretilerini öğrenecektir. batıl inançlardan vazgeçilmelidir. isteyen istediği gibi ibadet edebilir. herkes kendi vicdanının sesini dinler. ama bu davranış ne sağduyulu mantıkla çelişmeli ne de başkalarının özgürlüğüne karşı çıkmasına yol açmalıdır.

peki atatürk’ün bazı yerlerde cami önünde elleri açık poz vermesine ne demeli?büyük ihtimalle atatürk din konusundaki görüşlerini halka apaçık anlatmadı.gerçekten bunu açıklamak,türk insanı için bu çok marjinal kaçardı.bundan dolayı atatürk dine inanıyormuş gibi görünmek istedi.dinle ilgili birçok fikri de örtbas edildi.

benim sarhoşken uydurduğum bir teoriye göre,atatürk asla türk milletinin dinsiz olmasını istememişti.dinin toplumsal fonksiyonlarını anlayacak kadar pragmatikti.bundan dolayı dinin zararlı taraflarını budamak,iyi taraflarını bırakmak istiyordu.ömrü yetseydi,islam’dan yavaş yavaş kaymak ve göktanrı inancını yerleştirmek isterdi.buna önce tanrı kelimesini tekrar kullanıma sokarak başladı.gerek güneş dil teorisi,gerek ziya gökalp’ten oldukça etkilenmesi,gerek türk bayrağını ilk başlarda bozkurt olarak düşünmesi,gerek atatürk’ün o zamanlar bozkurt diye anılması bu teorimi güçlendiriyor.
 
emrah konularını guncellemeyı bırak.

ne oldu bi problemmi var .geçmiş mesajlarıma bakarken yanıtsız kalan konularımı ve mesajlarımı yanıtlıyım dedim . yapamammı ? rahatsızmı oldun

atatürk’ün aşağıdaki sözüne bakarsak hayır diye cevaplamamız gereken soru.

benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum. hükümetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir, adeta halkı bir kapana kıstırırlar. benim halkım demokrasi ilkelerini gerçeğin emirlerini ve bilimin öğretilerini öğrenecektir. batıl inançlardan vazgeçilmelidir. isteyen istediği gibi ibadet edebilir. herkes kendi vicdanının sesini dinler. ama bu davranış ne sağduyulu mantıkla çelişmeli ne de başkalarının özgürlüğüne karşı çıkmasına yol açmalıdır.

peki atatürk’ün bazı yerlerde cami önünde elleri açık poz vermesine ne demeli?büyük ihtimalle atatürk din konusundaki görüşlerini halka apaçık anlatmadı.gerçekten bunu açıklamak,türk insanı için bu çok marjinal kaçardı.bundan dolayı atatürk dine inanıyormuş gibi görünmek istedi.dinle ilgili birçok fikri de örtbas edildi.

benim sarhoşken uydurduğum bir teoriye göre,atatürk asla türk milletinin dinsiz olmasını istememişti.dinin toplumsal fonksiyonlarını anlayacak kadar pragmatikti.bundan dolayı dinin zararlı taraflarını budamak,iyi taraflarını bırakmak istiyordu.ömrü yetseydi,islam’dan yavaş yavaş kaymak ve göktanrı inancını yerleştirmek isterdi.buna önce tanrı kelimesini tekrar kullanıma sokarak başladı.gerek güneş dil teorisi,gerek ziya gökalp’ten oldukça etkilenmesi,gerek türk bayrağını ilk başlarda bozkurt olarak düşünmesi,gerek atatürk’ün o zamanlar bozkurt diye anılması bu teorimi güçlendiriyor.


kardeş o yukardaki sözün ben atatürke ait olcağına ihtimal bile vermiyorum .neden dersen hem yukardaki sözlerine hemde balıkesir hutbesindeki sözlere bakarsan atatürkün islama olan sevgisini görürüz ve kesinlikle bu dini kaldırıp göktanrı inancını getireceğini söyleyemeyiz . dediğin gibi sorunlu yanlarını budayıp temiz bir din bırakmak için mücadele etmiştir .eğer dediğin gibi bir şey yapcak olsa kötü yönlerini budamaz iyice kötü yönlere dayandırır bahane eder o dediğini zaten bu şekilde yapmak istese yapardı .ama yapmadı . bunun nedenide islama karşı ve peygamberimize karşı olan saygısıdır .
 
atatürk’ün aşağıdaki sözüne bakarsak hayır diye cevaplamamız gereken soru.

benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum. hükümetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir, adeta halkı bir kapana kıstırırlar. benim halkım demokrasi ilkelerini gerçeğin emirlerini ve bilimin öğretilerini öğrenecektir. batıl inançlardan vazgeçilmelidir. isteyen istediği gibi ibadet edebilir. herkes kendi vicdanının sesini dinler. ama bu davranış ne sağduyulu mantıkla çelişmeli ne de başkalarının özgürlüğüne karşı çıkmasına yol açmalıdır.

peki atatürk’ün bazı yerlerde cami önünde elleri açık poz vermesine ne demeli?büyük ihtimalle atatürk din konusundaki görüşlerini halka apaçık anlatmadı.gerçekten bunu açıklamak,türk insanı için bu çok marjinal kaçardı.bundan dolayı atatürk dine inanıyormuş gibi görünmek istedi.dinle ilgili birçok fikri de örtbas edildi.

benim sarhoşken uydurduğum bir teoriye göre,atatürk asla türk milletinin dinsiz olmasını istememişti.dinin toplumsal fonksiyonlarını anlayacak kadar pragmatikti.bundan dolayı dinin zararlı taraflarını budamak,iyi taraflarını bırakmak istiyordu.ömrü yetseydi,islam’dan yavaş yavaş kaymak ve göktanrı inancını yerleştirmek isterdi.buna önce tanrı kelimesini tekrar kullanıma sokarak başladı.gerek güneş dil teorisi,gerek ziya gökalp’ten oldukça etkilenmesi,gerek türk bayrağını ilk başlarda bozkurt olarak düşünmesi,gerek atatürk’ün o zamanlar bozkurt diye anılması bu teorimi güçlendiriyor.

DOĞRU KONUŞ
 
Atatürk budur, Atatürk şudurlarla uğraşmanın hiçbir anlamı yok. Bırakın tek bir kalıbı bir kaç kalıba sığmayacak kadar büyük bir insandır. Tarihçi, stratejist, dilbilimci, dinbilimci, sosyolog, davranışbilimci, dindar, özgürlükçü, milliyetçi, humanist... daha bir çok alanda uzmanlığı vardır. Kanımca bir sözünü alıp onu incelemeye kalkmak pek doğru olmaz. Onu sözü nerede, ne zaman, hangi koşullar altında, kime söylediğini göz önüne almak lazım.
Bu yolla objektif bir şekilde yol alınırsa Atatürk ile ilgili yol kat etmeye artık başlayabiliriz.

Artık Atatürk'ü Düşünmeyi bırakıp Atatürk'çe düşünmeye başlayamalıyız.
 
komünizmin yayılmasını engellemesi, bunun için fetva dahi almış olması tamamen bir stratejiydi.. çünkü bolşevikler anadoluyu ele geçirmek ve sovyet türkiyesini kurmak istiyordu.. yavaşça anadoluda örgütlenmek de vardı bunun içinde.... tkp de bu yüzden kurulmuştur.... dine gelince tbmm ayetler okunarak açıldı ama hepsi anadolu halkının gözünü boyamak içindi yani bu kadar aşırılığın olması.. atatürk islam alimlerinin eserlerini tefsir de ettirmiştir... konuyu açan arkadaşın yazdığı sözler ne zaman söylenmiştir bu önemlidir... 1924ten önce mi sonra mı ..halifeliğin kaldırılmasından önce mi sonra mı... atatürkün trende giderken birinin yanına gelip falanca subay namaz kılıyor demesi üzerine muhbiri trenden attırdığı da sölenir... ama şu var ki derin bir inancı olup olmadığını bilemem ama inançlı olduğu kesindir
 
Teşekkürler çok güzel bir yazı olmuş

Türkiye bence dünya üzerinde yönetilmesii en zor ülke. bu kadar çok ulus, ırk, dil din, renk çeşitliliği, gerçekten çok fazla. Atatürk ilkeleri de bu yüzden var zaten. Bu kadar karışık bir problemi çözmek için böyle bir algoritma. Bence bu tesadüf değil bu bizim kaderimize yazılmış. Allah böyle bi lider göndermiş Türk ulusuna ama bu ulus bundan istifade etmeyi başaramamış. Başarmış olsaydı, Atatürk ilkeleri tam anlamıyla yerine getirlseydi zaten burdaki boş beyinler de böyle bi konuda anlamısız tartışmalara girmezdi zaten.
 
atatürk’ün aşağıdaki sözüne bakarsak hayır diye cevaplamamız gereken soru.

benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum. hükümetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir, adeta halkı bir kapana kıstırırlar. benim halkım demokrasi ilkelerini gerçeğin emirlerini ve bilimin öğretilerini öğrenecektir. batıl inançlardan vazgeçilmelidir. isteyen istediği gibi ibadet edebilir. herkes kendi vicdanının sesini dinler. ama bu davranış ne sağduyulu mantıkla çelişmeli ne de başkalarının özgürlüğüne karşı çıkmasına yol açmalıdır.

peki atatürk’ün bazı yerlerde cami önünde elleri açık poz vermesine ne demeli?büyük ihtimalle atatürk din konusundaki görüşlerini halka apaçık anlatmadı.gerçekten bunu açıklamak,türk insanı için bu çok marjinal kaçardı.bundan dolayı atatürk dine inanıyormuş gibi görünmek istedi.dinle ilgili birçok fikri de örtbas edildi.

benim sarhoşken uydurduğum bir teoriye göre,atatürk asla türk milletinin dinsiz olmasını istememişti.dinin toplumsal fonksiyonlarını anlayacak kadar pragmatikti.bundan dolayı dinin zararlı taraflarını budamak,iyi taraflarını bırakmak istiyordu.ömrü yetseydi,islam’dan yavaş yavaş kaymak ve göktanrı inancını yerleştirmek isterdi.buna önce tanrı kelimesini tekrar kullanıma sokarak başladı.gerek güneş dil teorisi,gerek ziya gökalp’ten oldukça etkilenmesi,gerek türk bayrağını ilk başlarda bozkurt olarak düşünmesi,gerek atatürk’ün o zamanlar bozkurt diye anılması bu teorimi güçlendiriyor.

katılmamak mümkün değil,bende bu tür fikirleri olduğunu düşünüyorum ,,insanın kaynağı,yaratılış felsefesinin balıktan türeme gibi şeylerle delillendirmelere gidilmesi dil ve tarih teorileri buna giden bir yol gibidir,ayrıca bu kadar dine ve islama saygılı birinin dinden bunca uzak yaşamasıda ayrıca düşündürücü..astığı kestiği ayrı şey,fakat kötülerin yuanında iyilerinde gitmesi konuyu sığlaştırsaDA bunlar da inanç ve din konusunda atanın düşünce yapısını deşmeye yarayan faktörler olabilir tabi tartışılır.
 
Ata'yı tanıyamayanlar O'nu dinsizlikle suçlamakta hiçbir sakınca görmemiştir.Bunu yapmadan Anıtkabirdeki üzerine notlar alınmış Kur'anı kerimi görmelerini ve hala Günümüzün en yaygın Kur'anı kerim mealinin hazırlanması işini (önce Meclis tarafından M.Akif ERSOY'a görev verilmiş,Daha sonra M.akif ERSOY'un görevi iade etmesinden sonra bu görev (Elmalılı) Muhammet Hamdi YAZIR'a verilmiştir.) Araştırmalarını öneririm
 
Kardeş sen ne yaparsan yap yobazları bildiğinden geri çeviremezsin, at gözlüğü takar onlar gerçeği değil görmek istediklerini görürler.

Not: Ulu önder dinsiz olsa bile sizlerin müslümanca yaşamınızı sürdürmeyi sağladı, (bu cümleye itirazı olan var mı??? )

Sağlıcakla,
 
Geri
Üst