ATATÜRK'ün Cocuk Sevgisi

1001Design

330i ///M3 Design
Katılım
28 Eki 2006
Mesajlar
25,561
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Shut up and train!
iAtaturkVeCocuk.png
ataturk-cocuk-sevgisi-2.jpg


ataturk_ve_cocuk.jpg


f3545x.jpg


cocuk_sevgisi_1.jpg


cp139844_8306879282_1240955801.jpg


atat_rk_5.jpg


atat_rk_7.jpg


zeynepunal_2b10b.jpg


23nisanox8.jpg


ataturk_cocuk.gif


ataturk_ve_cocuk.jpg


Ataturk%20ve%20Cocuk.jpg


71.jpg


6_3.jpg


atanincocukk.jpg


ata%20(2).jpg


ata%20(6).jpg


ata%20(7).jpg


ata%20(5).jpg


cumhuriyet-bayrami-1.jpg


Anaların bugünkü evlatlarına vereceği terbiye eski devirlerdeki gibi basit değildi. Bugünün anaları için gerekli vasıfları taşıyan evlat yetiştirmek evlatlarım bugünkü hayat için timi bir uzay yerine koymak pek çok yüksek vasıflar taşımalarına bağlıdır. Onun için kadınlarımız, hatta erkeklerimiz de çok aydın, daha çok feyizli daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar; eğer hakikaten milletin anası olmak istiyorlarsa.
Çocukluğum devri hatırladığım ilk saf mekteptir.

Sizler yeni nesil Türkiye'nin genç evlatları yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yanılmazlar. Türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize dinlenmeden yorulmadan yürüyecekler.

Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize tahilin hududu ne olursa olsun, en evvel , her şeyden evvel Türkiye'nin istiklaline ,temeli benliğine, milli geleneklerine düşman olan unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir.

Çocuklarımıza ve gençlerimize vereceğimiz tahsilin hududu ne olursa olsun, onlara esaslı olarak şunları öğreteceğiz.:

1)Milletine,
2)Türkiye Devletine,
3)Türkiye Büyük Millet Meclisine;
düşman olanlarla mücadele lüzumu fertlerin bu mücadele gerekleri ve vasıflarıyla dayanmaya milletler için yasama hakları yoktur. Mücadele; mücadele lazımdır.

Gelecek için hazırlanan vazifen evladına hiçbir güçlük karşısında baş eğmeyecek tam sabır ve dayanma ile çalışmaları ve öğrenmeleri çocuklarımızın anne ve babalarına yavrularının tahsillerinin tamamlamaları için her fedakarlığı göze almalarını tavsiye ederim.


ata_c1%20%281%29.jpg


Çocuklarımız ve gençlerimiz yetiştirilirken onlarla bilhassa varlığı ile , hakkı ile, birliği ile çelişen bütün yabancı unsurlarla mücadele lüzumu ve milli düşünceleri tanı bir imanla her mukabil bileye karşı şiddetle ve fedakarane müdafaa zorunluluğu aşılanmalıdır. Yeni neslin tüm ruhsal kuvvetlerine her özelliğin ve kabiliyetin zevki mühimdir. Daimi ve müthiş bir savaş şeklinde beliren milletler hayatının felsefesi, bağımsız ve mesut kalmak için bu yüksek özellikler şiddetle istemektedir.

İlk ve usta öğretim mutlaka insanlığın ve medeniyetin gerektirdiği ilini ve tekniği verir, fakat o kadar pratik bir tarzda versin ki çocuk okuldan çıktığı zaman aç kalmaya mahkum olmadığına emin olsun.

Yeni nesil en büyük cumhuriyetçilik dersim bugünkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır.

Kadının en büyük vazifesi evlattır. İlk terbiye verilen yerin ana kucağı olduğu düşünülürse bu vazifenin ehemmiyeti layıkıyla anlaşılır. Milletimizin kuvvetli bir millet olmaya karar vermiştir.. Bugünün gereklerinden biride, kadınlarımızın her hususta yükselmesini. temindir. Bu sebeple kadınlarımızda alim ve teknik bilgi sahibi olacaklar ve erkeklerin seçtikleri Bütün tahsil derecelerinden seçeceklerdir. Sonra kadınlar sosyal hayatta erkeklerle beraber yürüyecek ve birbirinin yardımcısı ve koruyucusu olacaktır.


Çocuklarımızı artık düşüncelerini hiç çekinmeden açıkça ifade etmeye, içten inandıklarını savunmaya, buna karşılık da başkalarının samimî düşüncelerine saygı beslemeye alıştırmalıyız. Aynı zamanda onların temiz yüreklerinde; yurt, ulus, aile ve yurttaş sevgisiyle beraber doğruya, iyiye ve güzel şeylere karşı sevgi ve ilgi uyandırmaya çalışılmalıdır."

Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.

Bütün ümidim gençliktedir.

Büyük başarılar, değerli anaların yetiştirdikleri seçkin çocukların yardımıyla meydana gelir.

Milletin bağrında temiz bir nesil yetişiyor. Bu eser (Türkiye Cumhuriyeti Devleti) ona bırakacağım ve gözüm arkamda olmayacak.

Çocuk sevgisi insan sevgisi için bir ihtiyaçtır.

Küçük hanımlar, küçük beyler
Sizin hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız.
Memlekete asıl ışığa boğacak olan sizsiniz.
Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız.
Sizlerden çok şey bekliyoruz.


Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız


Atatürk'ün Çocuk Sevgisi - Atatürk'ün Çocuk Sevgisi 2
 
23 Nisan 1920 Büyük Millet Meclisi’nin açılış günüdür. Her 23 Nisan günü Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı birlikte kutlarız.

Egemenlik yönetme yetkisidir. Ulusal egemenlik; yönetme yetkisinin ulusta olmasıdır. Osmanlı imparatorluğu döneminde egemenlik padişah­ta idi. Padişah ülkeyi dilediği gibi yönetirdi. imparatorluğun son yıllarında padişahlar rahatlarını düşündüler. Yurt bakımsız kaldı. Ülke sorunları yüzüs­tü bırakıldı. Bu sırada Birinci Dünya Savaşı başladı. Savaş dört yıl sürdü. Bizimle birlikte olanlar savaşta yenildi. Savaş kurallarına göre biz de yenil­miş sayıldık. Yurdumuz İngilizler, Fransızlar, Yunanlılar, İtalyanlar tarafından paylaşıldı. Padişah ve yandaşları ülkenin paylaştırılmasına ses çıkarmadılar.

Mustafa Kemal Paşa Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı başlatmak için İstanbul’dan Samsun’a 19 Mayıs 1919 günü geldi. Samsun’dan Amasya’ya, oradan Erzurum’a ve Sivas’a gitti. Sivas ve Erzurum’da kongreler topladı. Mustafa Kemal Paşa egemenliğin ulusta olduğuna inanıyordu. Bu inançla «Ulusu yine ulusun gücü kurtaracaktır. Tek bir egemenlik vardır, o da ulusal egemenliktir» diyordu. Yurdun dört bir yanından seçilip gelen temsilciler – milletvekilleri – Ankara’da 23 Nisan 1920 günü toplandılar.

İlk Büyük Millet Meclisi’nin toplandığı yapı Ankara’da Ulus Alan’ından istasyona giden caddenin başındadır. Bugün Kurtuluş Savaşı Müzesi olan bu yapı tek katlıdır. O yıllar ülkemiz yokluk yoksulluk içindeydi. Milletvekillerinin oturduğu sıralar bir okuldan getirildi. Meclis gaz lambası ile aydınlanıyor, soba ile ısınıyordu. Top seslerinin Ankara’da duyul­duğu zamanlarda bile meclis düzenli toplandı.

Ulusal Kurtuluş Savaşımızla ilgili bütün kararlar bu mecliste alındı. Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde ulusumuz dünyaya Ulusal Kurtuluş Savaşı dersi verdi. Ezilen uluslara kurtuluş yolunu açtı. Bağımsızlık savaşının öncüsü olan kurtuluş savaşımız yeryüzünün öteki uluslarına örnek oldu.

23 Nisan 1920 ilk Büyük Millet Meclisi’mizin toplandığı gündür. 23 Nisan, ulusun yönetme yetkisini kullanmaya başladığı gündür. Bu gün Milli Egemenlik Bayramı’mızdır.

23 Nisan dünyada kutlanan ilk çocuk bayramıdır. Atatürk’ün Türk çocuklarına armağan ettiği bu bayram şenliklerine son yıllarda yabancı ulus­ların çocukları da katılmaya başlamıştır. Atatürk çocuklara çok değer verir, gezilerinde okullara uğrar, ders dinler, sorular sorardı. «Bugünün küçükleri yarının büyükleridir.» diyen Atatürk, yönetimin bayram süresince öğrencilere bırakılması geleneğini başlattı. 23 Nisan’da yönetim birimleri seçimle gelen kurullar bir süre çocuklara bırakılır. Bu güzel gelenek her yıl yinelenir. Her 23 Nisan’da yurdumuz bir bayram alanı olur. Çocuklar törenlerde konuş­malar yaparlar, şiirler okurlar. Gece fener alayları düzenlenir.

23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı egemenliğin ulusta olduğu düşüncesinin kabul edildiği gündür. Çocuk bayramımızdır. Yarının büyükle­ri olan siz çocukların bayramıdır.



23 NİSAN
23 Nisan 1920 günü. Büyük Millet Meclisi

Ankara’da toplanarak ulusun egemenliğini

ilan etmişti. O heyecanlı günü yaşamış olan

bir büyüğümüz şunları anlatıyor :

O gün, şimdiki Ulus Meydanında bir tabur piyade sıralanmıştı. Askerlerin arkasında da Ankaralılar toplanmıştı.

Saat on dörtte, birkaç yüz kişilik bir kafile, başlarında Mustafa Kemal olduğu halde Taşhan’a iniyordu. Bu bir avuç insan, yok edilmek istenen bir ulusu kurtarmak için birleşmişlerdi. Hepsinin ümidi de Mustafa Kemal’de idi.

Büyük Millet Meclisi olarak kullanılacak taş binanın pencerelerine ufak bayraklar asılmıştı. Binada başka bir olağanüstü durum göze çarpmıyordu. Sağdaki küçük kapıdan, önce Mustafa Kemal, mebuslar içeriye girdiler. Bir koridoru geçtikten sonra sağdaki salona girdiler. Salonda tahta bir kürsü tam kapının karşısına konmuştu. Oturmak için de okul sıraları dizilmişti. Salonu ısıtmak için bir soba kurulmuştu. Sobada eğri büğrü bir kaç boru yükseliyordu. Tavanda da bir gaz lambası sallanıyordu.

Herkes yerine oturunca, Sinop mebusu olan yaşlı bir zat başkanlık kürsüsüne geldi. Meclisi açtı. Onun bu sırada yaptığı konuşma heyecanla dinlendi.

Meclisin ertesi günkü toplantısında, Mustafa Kemal, Mondros Mütarekesinden beri geçen olayları açıkladı. Bundan sonra Büyük Millet Meclisi’nin hak ve yetkilerini belirten bir teklifi Meclise sundu. Bunun kabul edilmesiyle Büyük Millet Meclisi yasama ve yürütme yetkilerini kazandı. O günkü toplantıda Mustafa Kemal Birinci Başkan seçildi. Böylece Büyük Millet Meclisi Başkanı oldu.

DOĞANKARDEŞ Dergisi’nden

ÇOCUK BAYRAMI

Gelin çocuklar gelin!

Bayramımız var bugün.

23 Nisan için,

Kuralım şenlik, düğün…



El ele tutuşarak,

Şarkılar söyleyelim,

Ellerimizde bayrak,

Sokak sokak gezelim.



Çocuklarıyız, yarının

Büyük insanlarıyız,

Üstünde bu vatanın

Hür, mesut ve kaygısız

Daima yaşayacağız.

Ali PÜSKÜLLÜOĞLU
EGEMENLİK BAYRAMI

Egemen bir milletin,

Coştuğu bir gündür bu.

Yurduma hürriyetin,

Koştuğu bir gündür bu…



Başımızda Atatürk,

Ülkümüz yüce Türklük,

Milletimin en büyük,

Sevdiği bir gündür bu…



Bugünleri gösteren,

23 Nisan’ı veren,

Büyük Atam diyor ki:

«Türk, çalış öğün, güven…»

Ali PÜSKÜLLÜOĞLU
23 NİSAN

Biz dünyaya gelmeden

Her yeri düşman almış.

Atatürk düşmanları,

Yurdumuzdan çıkarmış



23 Nisan günü

Meclis kuruldu diye,

Büyük bayram verilmiş

Çocuklara hediye.



Gülelim eğlenelim

Kutlayalım bayramı

Verelim hep el ele

Yükseltelim vatanı.

Melahat UĞURKAN

BİZİM BAYRAMIMIZ

Bize gelen bizim bayram.

Yükseldi bak ünümüz,

Yirmi üç Nisan bizim

En şerefli günümüz.



Al bayrağı açalım,

Gel gidelim törene

Bin teşekkür bizlere,

Bu günleri verene.



Bizim için harcanan

Boşa gitmez bu emek

Çünkü her Türk çocuğu

Yirmi üç Nisan demek

İ. Hakkı SUNAT




23NİSAN

Vatan tehlikedeydi; Atatürk karar verdi:

«Vatan kurtaracak yine millettir» dedi.

Ankara’da bir Meclis toplayıp kurmak için,

Günlerce, haftalarca, çalıştı, için için.

İşte bugün kuruldu Büyük Millet Meclisi,

Ankara’dan yükseldi Türk’ün gürleyen sesi.

Çocuklar! bayram yapın, sevinin ve haykırın,

Engel denen her şeyi gücünüzle siz kırın!

Çocuklar bilin ki siz koca bir cihansınız.

Vatanın her yerinden fışkıran volkansınız.

Doğan güneş sizindir yıldızla ay sizindir,

Artık vatan sizindir, artık saray sizindir.

Ey gül yüzlü çocuklar, gülün, koşun, ileri,

Hayatta durak yoktur; ya ileri ya geri.

Coşkun bir rüzgar gibi ufukları aşınız!

Göğsünüz kanasa da akmasın göz yaşınız!

Temiz olsun kalbiniz, çelik olsun kolunuz!…

Şen olsun bayramınız, aydın olsun yolunuz!…

Neşenizle bu yurdu aydınlatın her zaman,

Sizindir bu ünlü gün, ünlü 23 Nisan.
23 NİSAN

23 Nisan…

Yurdu koruyan,

Yarını kuran,

Sen ol çocuğum.

Eskiyi unut,

Yeni yolu tut,

Türklüğe umut,

Sen ol çocuğum.

Bizi kurtaran,

Öndere inan,

Sözünü tutan,

Sen ol çocuğum.

Küçüksün bugün,

Yarın büyürsün

Her işte üstün

Sen ol çocuğum.

Çalışıp öğren,

Her şeyi bilen

Yurduna güven

Sen ol çocuğum.

Hasan Ali YÜCEL HOŞ GELDİN 23 NİSAN
Günlerdir yolunu bekledik durduk.

Sen geleceksin diye çiçek açtı,

Bahçelerdeki bütün ağaçlar.

Leylekler yuvalarına döndü

Toprak ısındı, uyandı karıncalar.

Çoluk çocuk yollara döküldü.

Bugün sevinç içindeyiz hepimiz,

Bayraklarla süsleniyor balkonlar.

Caddelere taklar kuruluyor,

Bizim marşı çalıyor bandolar.

Nasıl sevinmeyelim geldiğine?

Okulda bayram, evde bayram,

Sokakta bayram…

Hoş geldin, 23 Nisan!

Sana gözlerimizden sevinç,

Bahçelerimizden bahar getirdik

Bari hemen bitivermese bu yolculuk.

Seni kucaklamaya geliyor bugün,

Köyler, şehirler dolusu çocuk.

Ş. Enis REGÜ




TÜRK ÇOCUĞU DİYOR Kİ


Seneler kutlu bana,

Aylar umutlu bana.

Her an haykırıyorum :

Türk’üm ne mutlu bana.

Cesaretim candadır.

Şöhretim dört yandadır,

Benim bütün cevherim,

Nabzımdaki kandadır.



Tarihten eski yaşım, Harpte eğilmez başım, Toplar can yoldaşımdır, Silahlar arkadaşım.
İzmir benim, Van benim

Şeref benim, şan benim,

Kars, Erzurum, Erzincan,

Konya Ardahan benim.

Yurda nasıl doyarım?

Uğruna can koyarım,

Ona, bir yan bakanın,

Gözlerini oyarım.



Türk, dünyada bir tektir, Milletlere örnektir, Türklüğün meşalesi Asla sönmeyecektir.


Halil SOYUER
 
Atatürk’ün çocuklara eşsiz armağanı

ataturk.jpg


23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’mız Kutlu Olsun.

Çocukların bayramında Atatürk’ün çocuklarla ilgili anılarından birisine yer vermek istedik.

Anıya ; Yarının Kahramanları’nda olduğu gibi, 80′lerden kalan , eşimin “bu kitabın kendisi tarih” diyerek espri yaptığı Avni Altıner’in Her Yönüyle Atatürk kitabından ulaştık.

Mustafa Kemal’in ilk Cumhurreisliğine seçildiği sıraydı. Bir sabah Çankaya sırtlarında arkadaşlarıyla gezmeye çıkmıştı. Gazi yanına sokulan bir çocuğu yakaladı. Çelik bakışlarıyla alemi büyüleyen gözlerini onun yüzüne dikip gülümseyerek sordu;

-Adın ne senin bakayım?

- Cemil

- Çankaya’da mı oturuyorsun?

- Yok. Ayrancı’da

-Mektebe gidiyor musun?

Çocuk başını öne doğru hızla eğdi

-E… Ne okuyorsun mektepte?

-Her bir şey okuyoruz.

-Peki ben kimim Cemil?

Çocuk zeki bakışlarını Ata’nın üzerinde gezdirdi:

-Sen Gazi Paşasın.

Ata gülümsedi.

- Olmadı . Cemil ben senin Gazi Paşa değilim. Beni benzettin sen.

- Yok benzetmedim iyi biliyorum, sen Gazi Paşasın.

-Nereden biliyorsun?

Çocuk kendinden emin bir tavırla.

-Çünkü, dedi sana hiç kimse benzemez…

Çelik gözler bulutlandı. O eşşiz kafanın içinden kimbilir ne düşünceler geçti o anda:

Büyüdüğü zaman ne olacağını konuştular sonrasında.

Sonra O’nu oyuna iade edip yoluna devam ederken yanındakilere döndü:

- Milletin bağrında temiz bir nesil yetişiyor. Bu eseri ona bırakacağım ve gözüm arkamda kalmayacak dedi.
 
Bu kadar çocuk seven birine kendi çocuğunu sevmek nasip olmadı ama bütün çocukları kendi çocuğu gibi sevdi bu özellikte bukadar büyük bir insana yakışırdı..
 
Geri
Üst