- Katılım
- 10 Kas 2005
- Mesajlar
- 10,456
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Bu tespit Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı'ya ait.
Altaylı ihbarcı subar tarafından gönderildiği iddia edilen belgelerin aslından devletin elinde mevcut olduğunu iddia ediyor. İşte Altaylı'nın köşesine taşıdığı iddialar;
İHBARCI SUBAY DİYE BİRİSİ YOK
Ben size bir sır vereyim. Hepiniz, hepimiz, hatta belki siyaset kandırılıyor. Size söyleyeyim, ortada "ihbarcı bir subay" falan yok. Emin olun ki yok. Yani TSK eğer bir cadı avı başlattıysa ve meşhur "ihbarcı subayı" araştırıyorsa hiç boşuna yorulmasın. İhbarcı subay diye birisi yok.
YARATILAN ATMOSFER: VATANINI SEVEN DEMOKRAT BİR SUBAY
Yaratılan atmosfere göre, TSK içinde "vatanını seven ve demokrat" bir subay var. Bu subay, TSK'daki antidemokratik uygulamalara kızıp kızıp ikide bir ihbar mektubu yazıyor ve bu mektuplarına "müthiş" belgeler ekliyor. Ancak belgelere bakınca görüyorsunuz ki, bunlar uzun zaman içinde toplanmış, farklı birimlerden, farklı dönemlerden belgeler. Ben size söyleyeyim, bunları tek bir subay toplamış olamaz, hele hele bugün kafası bozulduğu için bunları postalayan bir subay hiç olamaz.
BELGELER ANLIK BİR KAFA BOZUKLUĞUNUN ESERİ DEĞİL
Çünkü belgeler anlık bir "kafa bozukluğunun" eseri değil, uzun dönemli, sistematik bir çalışmanın ürünü.
Belli ki, bu belgeler zaman içinde TSK'dan dışarı çıkarılıp toplanmış, biriktirilmiş ve dosyalanmış.
Bana sorarsanız, Ergenekon savcılarında bizim bu peyderpey gördüğümüz belgeler ta başından beri mevcut.
BİRİLERİ TOPLUM MÜHENDİSLİĞİ YAPIYOR VE BUNLARI YAVAŞ YAVAŞ SIZDIRIYOR
Sadece savcılarda değil, devletin en üst kademelerinde de bu belgeler uzun zamandır var. Ama birileri toplum mühendisliği yapıyor ve bunları bize yavaş yavaş sızdırıyor, gündemde diri tutuyor. Ve bence bu çalışmalar 1 kişinin ürünü falan da değil. Bütün bunları toplayan, hazırlayan ve yazan geniş bir ekip var. "Kim bunlar" diyorsanız, emin olun bilmiyorum. Ama emin olun birileri de onları dinliyor ve belgeliyordur. Konjonktür değişince hep birlikte onu da öğreniriz.
kaynak
Altaylı ihbarcı subar tarafından gönderildiği iddia edilen belgelerin aslından devletin elinde mevcut olduğunu iddia ediyor. İşte Altaylı'nın köşesine taşıdığı iddialar;
İHBARCI SUBAY DİYE BİRİSİ YOK
Ben size bir sır vereyim. Hepiniz, hepimiz, hatta belki siyaset kandırılıyor. Size söyleyeyim, ortada "ihbarcı bir subay" falan yok. Emin olun ki yok. Yani TSK eğer bir cadı avı başlattıysa ve meşhur "ihbarcı subayı" araştırıyorsa hiç boşuna yorulmasın. İhbarcı subay diye birisi yok.
YARATILAN ATMOSFER: VATANINI SEVEN DEMOKRAT BİR SUBAY
Yaratılan atmosfere göre, TSK içinde "vatanını seven ve demokrat" bir subay var. Bu subay, TSK'daki antidemokratik uygulamalara kızıp kızıp ikide bir ihbar mektubu yazıyor ve bu mektuplarına "müthiş" belgeler ekliyor. Ancak belgelere bakınca görüyorsunuz ki, bunlar uzun zaman içinde toplanmış, farklı birimlerden, farklı dönemlerden belgeler. Ben size söyleyeyim, bunları tek bir subay toplamış olamaz, hele hele bugün kafası bozulduğu için bunları postalayan bir subay hiç olamaz.
BELGELER ANLIK BİR KAFA BOZUKLUĞUNUN ESERİ DEĞİL
Çünkü belgeler anlık bir "kafa bozukluğunun" eseri değil, uzun dönemli, sistematik bir çalışmanın ürünü.
Belli ki, bu belgeler zaman içinde TSK'dan dışarı çıkarılıp toplanmış, biriktirilmiş ve dosyalanmış.
Bana sorarsanız, Ergenekon savcılarında bizim bu peyderpey gördüğümüz belgeler ta başından beri mevcut.
BİRİLERİ TOPLUM MÜHENDİSLİĞİ YAPIYOR VE BUNLARI YAVAŞ YAVAŞ SIZDIRIYOR
Sadece savcılarda değil, devletin en üst kademelerinde de bu belgeler uzun zamandır var. Ama birileri toplum mühendisliği yapıyor ve bunları bize yavaş yavaş sızdırıyor, gündemde diri tutuyor. Ve bence bu çalışmalar 1 kişinin ürünü falan da değil. Bütün bunları toplayan, hazırlayan ve yazan geniş bir ekip var. "Kim bunlar" diyorsanız, emin olun bilmiyorum. Ama emin olun birileri de onları dinliyor ve belgeliyordur. Konjonktür değişince hep birlikte onu da öğreniriz.
kaynak