BaturAlp_
Banned
- Katılım
- 7 Haz 2010
- Mesajlar
- 323
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0

ERDAL SARIZEYBEK YAZDI: ARTIK ŞAŞIRMAYIN; SIRA YÜKSEK YARGIDA, YARGITAY BAŞKANLARI GÖZALTINA ALINIRSA ŞAŞIRMAYIN!
Medyayı susturdular; vatan gazetesi Hanefi Avcı’nın iddialarını gündeme taşıdı, bir saat sonra geri çekti, yani sustu…
Bakın medyaya, Hanefi Avcı’nın iddialarını yazan var mı? Yok, yani sustular, susturuldular
İddialar vahim; Emniyet’i cemaat ele geçirildi diyor, sahte belgeler üretiliyor diyor, kanunsuz dinlemeler yapılıyor diyor, soruşturmalar çarpıtılıyor diyor, Ordu’ya sızmış köstebekler var diyor, kimseden ses çıkıyor mu? Hayır, sustular, susturuldular…
İş dünyasını susturdular; her zaman konuşan TÜSİAD, Hanefi Avcı’nın iddialarını gündeme taşıyor mu? Hayır…
Sivil toplumu susturdular; Nerede sendikalar, üniversite rektörleri, sivil toplum örgütleri, nerede darbecileri hayır diyenler, nerede insan hakları dernekleri, kimse yok, ses yok, hepsi sustu ve susturuldu…
Cumhuriyet savcılarını iş yapamaz hale getirdiler; nerede cumhuriyet savcıları, nerede İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Fatih Cumhuriyet Başsavcılığı, suç iddialarına el koyduk diyen var mı? Yok. İnceleme başlattık diyen var mı? Yok. Suç delillerinin bulunduğu yer olarak iddia edilen Emniyet’in İstihbarat Dairesinde arama yapan var mı? Yok. İçişleri Bakanlığı Hanefi Avcı’nın şikayet dilekçesini işleme dahi koymadı, nerede cumhuriyet savcıları, ses yok, sustu ya da susturuldular…
Yüksek yargı çırpınıyor ama direniyor; HSYK İstanbul soruşturmasındaki savcı ve yargıçlar hakkında inceleme bile başlatamıyor, Adalet Bakanı kurulu işlemez hale getiriyor, demokrasi kendini savunamıyor, demokrasinin kuvvetler ayrılığı işlemiyor, Hükümet suç işliyor ama soruşturma yapacak yargı görünürde yok, yargı kendi halinde çırpınıyor…
Türk milletinin en büyük gücü Türk Ordusu ama saldırı altında, savunmaya geçmiş gibi, ordumuzu hukuk ve adalet önünde savunan yok, koruyan yok…
Saldırı ağır, savunma da ağır olunca etkisiz hale geliyorlar ama bunu söyleyen yok…
Şimdilik saldırılar yavaşlamış gibi, Genelkurmay sırasını savmış gibi; Ordu komutanı terör örgütü lideri diye yargılanıyor, generaller, subaylar, astsubaylar yargılanıyor, birçoğu gözaltına alındı, kimi hapiste, kimi yattı ve çıktı…
Genelkurmay sırasını savmış gibi; kamuoyunda darbeci ordu imajı yaratıldı, bakın Başbakan’a, her sözünde darbeci var, yani darbeci ordu, bu kadar zarar şimdilik Türk ordusuna yeter, Başbuğ’u gözaltına almalarına şimdilik gerek yok, ama Genelkurmay karargâhında arama yapılmaya başlanırsa şaşırmayın, kendilerinde o gücü görürlerse, son bir darbe için arama yapmaya da kalkışabilirler…
Başka ne kaldı? Bizim gücümüz olan ne kaldı?
Yüksek yargı yani Yargıtay, yakında Yargıtay başkanlar kurulu hakkında soruşturma başlatılırsa şaşırmayın, sıra onlara geldi…
Şu sıralar Hanefi Avcı’nın kitabında yazdığı gibi, internete Yüksek Yargı hakkında ses ve görüntüler düşerse şaşırmayın…
Şu sıralar başta İstanbul olmak üzere cemaatin emrine girmeyen savcı ve hakimler hakkında inceleme başlatılırsa, bu kişiler medyanın acımasız günlüğüne düşerse şaşırmayın…
Sıra Yüksek Yargı’yı etkisiz hale getirme operasyonlarında, tıpkı Hanefi Avcı’nın dediği gibi…
Biz nereye gidiyoruz?
Bizi ve ülkemizi kim koruyacak?
Biz kime güveneceğiz, anayasal haklarımızı nasıl kullanabileceğiz, dört bir yandan sardılar bizi, kuşattılar bizi…
Kod adı Ergenekon olan soruşturmayı yürüten savcılar bizim hakkımızda soruşturma yapıyor, Ergenekon terör örgütü üyesi ve kasası diye…
Bulmuşlar bir M. Ali Özaltın isminde birini, o bizi tanımaz biz onu tanımayız, yazmışlar ifadesinin altına; Sarızeybek’in örgüt üyelerinden biriyle çıkar ilişkisi var” diye, “öyleyse örgütün kasası Sarızeybek’tir” deyip son iki yıldır bizi soruşturuyorlar, araştırıyorlar, Ergenekon terör örgütü kasası diyerek, bu ne vicdansızlık!
Şikayet ediyoruz, bakanlık izin vermiyor, soruşturma yapılmıyor, hakkımız aranmıyor, iki yıldır soruşturma altındayız, dört bir yanımızı dinliyorlar, izliyorlar, bu nasıl adalet!
Van da bir başka Cumhuriyet savcısı, kara kovan balı istedik diye, “PKK ile uyuşturucu işi yapıyor, bal olsa olsa uyuşturucudur, deyip iki yıldır hakkımızda soruşturma yapıyor, bu nasıl hukuk!
Bir yanda Ergenekon terör örgütü üyesi olduk, bir yanda örgütün kasası olduk, öte yanda PKK ile uyuşturucu işi yapıyormuşuz, bu ne vicdansızlık, adaletsizlik, hukuksuzluk!
Bizi kim koruyacak?
Biz kime güveneceğiz, Uğur Dündar’ın dayanamayıp dediği gibi; öldürün bari!
Bu böyle gitmez…
Bu durum görmezden gelinemez, hiçbir şey olmamış gibi davranılamaz…
Demokrasi içinde çözeriz bunları, yeter ki yetkili ve görevli olanlar bir ortaya çıksın ve yetkilerini kullanıp görevlerini yapsın!
Başta Ankara Cumhuriyet Başsavcısı; oku Hanefi Avcı’nın kitabını, çık ortaya, İstihbarat Daire Başkanlığında gerekli soruşturmayı yap, önce Hanefi Avcı’nın ifadesini al, iddialarının kanıtlarını sor, topla onları ve yetkini kullanıp görevini yap, yapamıyorsan istifa et, bir Cumhuriyet savcısı çıkar ve yapılmayan görevleri yetkisini kullanıp yapar!
Başta İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı; Hanefi Avcı ile görüştün, iddialarını dinledin, harekete geçir Cumhuriyet savcılarını, Ergenekon savcısı denilip de ses çıkarmayan savcıların soruşturma dosyalarına el koy, tek tek incele, soruşturmadaki polisleri incele, yapamaz mısın? Elbette yaparsın, kanun görev vermiş, yetki vermiş, yapamıyorsan istifa et, yapacak biri bulunur elbet!
Yüksek Yargı; o görevini yapmıyorsa, bu görevini yapmıyorsa, o zaman bir içtihat kur, karar al, dosyaya el koy, ben ne diyeyim, siz elbet hukuku bilen insanlarsınız, bizi kurda kuşa yem etmezsiniz elbet, mutlaka yargıyı işletecek bir yol bulursunuz…
Cumhuriyet savcıları görevini yapamıyorsa, Yüksek yargı onların görevini yapacakları bir hukuki ortam hazırlayamıyorlarsa, ne olacak yani bir cemaate teslim mi olacağız, hayır!
O zaman askeri yargı var; Hanefi Avcı’nın iddialarına göre emniyet cemaatin emrine girmiş, cemaat polisleri kanunsuz dinleme yapıyor, bunda da hedef ordu, bu açık, öyleyse Ordu kendini korumalı, suç delillerini ele geçirmeli, Hanefi Avcı’nın ifadesine başvurmalı, askeri mahkemeden arama kararı alıp ilgili yerleri aramalı…
KOZMİK ODA ARANIYOR DA, ORDUYU HEDEF ALAN BİR İSTİHBARAT ODASI NEDEN ARANAMIYOR, ELBET ARANIR, ASKERİ YARGI GÜCÜNÜ ANAYASA’DAN ALIYOR, HÜKÜMETTEN DEĞİL!
Bu da mı olmadı, o zaman iş halkımıza düşüyor, gençliğimize düşüyor, hem devlete, hem orduya, hem yargıya, hem Cumhuriyete sahip çıkmalı…
Nasıl mı?
12 Eylül referandumunda HAYIR deyin! Çok güçlü HAYIR deyin!
BU KÖTÜ GİDİŞATA HAYIR DEYİN!
Bu da mı olmuyor, o zaman Ordu’yu lağv edin, Yargı’yı kaldırın, Anayasa’yı kaldırın, devleti bir cemaate teslim edin, Atatürk’ün heykellerini kaldırın, Gençliğe Hitabesini yok sayın, ama bunlar da yetmez…
Türk kimliğini kaldırın, Türk tarihini yok sayın, ben Türk’üm diyenleri yok edin, nasıl olsa peşinden gittiğiniz cemaat size bir kimlik bulur, din de bulur, Anadolu’nun yeni Hıristiyanları olursunuz, Bizans’ın yeni çocukları olursunuz, ama bu da yetmez…
Namuslu, şerefli ve onurlu yaşamak nedir, bir hatırlayalım artık…
İLK KURŞUN İlk Kurşun Gazetesi