MG_eVİL
New member
- Katılım
- 20 May 2008
- Mesajlar
- 3,623
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Ergenekon ve diğer sözde darbe soruşturmaları, bugüne kadar her kesime uzandı.
Gazeteciler, yazarlar, iş adamları, emekli ya da muvazzaf subaylar, akademisyenler, siyasetçiler, dernek yöneticileri tutuklandı.
Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun, Anayasa Mahkemesi’nin bir üyesinin adı bile “terör örgütü yöneticileri” arasında geçti.
Daha önceki gün CHP’li iki vekilin dokunulmazlığının kaldırılması için fezleke düzenlendi.
Yandaş medya da çoğu yıllardır cezaevinde tutulan bu kişileri peşin peşin “suçlu” ilan etti.
Sadece AKP’lilere dokunulmadı bu soruşturmalar kapsamında...
Ben de bir yazımda, “İyi de her yere sızan Ergenekon, nasıl oldu da iktidar partisine sızmayı akıl edemedi” diye sordum...
Yandaş medya yaklaşık sekiz ay önce yazdığım o yazıyı, o günlerde görmezden geldi...
***
Ama...
İktidar partisinin sunduğu siyasi partilerin kapatılmasıyla ilgili Anayasa değişikliği önerisi, birkaç onurlu AKP’li vekilin “Evet” oyu vermemesiyle önceki akşam “düştü” ya...
Yandaş medya bu sayede ilk kez “AKP-Ergenekon ilişkisi”ni keşfetti!
Bu gazetelerde yazan biri, dünkü yazısının başlığını “AK Parti’deki Ergenekon Şebekesi” koydu...
Ve bakın neler yazdı:
“AK Parti’nin içindeki Ergenekon şebekesi harekete geçti. ‘AK Parti’de Ergenekon’un ne işi var?” dediğinizi duyar gibi oluyorum. Balyoz’dan Kafes’e, oradan da ıslak imzalı bitirme planına kadar şebekenin neredeyse tüm belgelerinde AK Parti içindeki bağlantılardan söz ediliyordu. (../.) İşte dün Meclis’teki statüko, AK Parti’yi, içindeki ‘uyuyan elemanları’yla vurdu.”
***
Biz yıllardır ne diyorduk?
“AKP yönetiminin her dediğine ‘evet’ demeyen herkes bir şekilde Ergenekoncu ilan ediliyor. Bütün muhalifler, yargı sopasıyla korkutulup, sindirilmeye çalışılıyor.
Ne yazık ki bu sözlerimiz doğru çıktı...
İki gün öncesine kadar “parti içi muhafelet” sıkıntısı yaşamayan AKP bununla tanışınca, yandaş kalemler anında harekete geçti ve ilk kez parti yönetimiyle ters düşen birkaç onurlu AKP’liye “Ergenekoncu” yaftasını asıverdi!
Düne kadar sözde darbe soruşturmalarında adları geçen AKP’lileri görmezden gelenler şimdi onları da hedef göstermeye başladı.
***
Sayın savcılar:
“Demokrat ve özgürlükçü görünümlü” bu faşistlerin, sizi ve açtığınız soruşturmaları kullanarak muhalefeti sindirmelerine daha ne kadar seyirci kalacaksınız?
***
İZLİ!
Okurlarımızdan Mustafa Kökten, Meclis’teki sözde “gizli oylama”ya takmış... Bakın neler diyor:
“Vekiller, ellerindeki üç renkli oy pusulasıyla kabine giriyor; birini sandığa atıyor, diğer ikisini parti yöneticilerinin gözüne sokarcasına sallıyor...
Bunun neresi gizli?
Bu olsa olsa, izli oylama...
Kimin ne oy kullandığının izlendiği oylama...
Oy namustur, oy özgür kullanılmalıdır. Vekiller, kendinize gelin! Fani dünyada hiçbir neden, namusunuz olan oylarınızı izletmenize değmez.”
***
Sayın vekiller...
Siz yine kafanıza göre takılın ama vatandaşın izlenimi de bu!
***
GÜNÜN SORUSU
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı’nın ve 3’üncü Ordu Komutanı’nın da yargılandığı sırada, adliye binasının üzerinde uçan bir uçaktan gelen motor sesi duruşma salonundan da duyulmuş...
Acaba yandaş medya bugün bunu da, “Ergenekon uçak uçurdu” diye haber yapacak mı?
***
Ölünün ardından konuşmak!
İsmet İnönü dini bütün bir devlet adamıydı. Bugün onu faşistlikle suçlayanlar bile dindarlığını sorgulamaya cesaret edemezler.
Peki; dinimize göre kendisine Müslüman diyen biri öldükten sonra, ardından kötü konuşulur mu?
Bu sorunun yanıtını dini sitelerden aktarıyorum:
“Ölülerin ardından kötü konuşmak caiz değildir. Hz. Aişe validemizden rivayet edilen bir hadisi şerifde peygamberimiz (sav) ’Bir arkadaşınız öldüğü zaman onu bırakın, onu gıybet edip ayıplamayın” buyurmuştur.(Ebu Davud, Sünen, Edeb, 49, c. IV, s. 275)
Abdullah b. Ömer’den rivayet edilen bir hadiste de “Ölülerinizin iyiliklerini, güzelliklerini anın ve kötülüklerini sarfı nazar edin” buyurmuştur.
***
Takdiri size bırakıyorum!
..::MUSTAFA MUTLU::..
Gazeteciler, yazarlar, iş adamları, emekli ya da muvazzaf subaylar, akademisyenler, siyasetçiler, dernek yöneticileri tutuklandı.
Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun, Anayasa Mahkemesi’nin bir üyesinin adı bile “terör örgütü yöneticileri” arasında geçti.
Daha önceki gün CHP’li iki vekilin dokunulmazlığının kaldırılması için fezleke düzenlendi.
Yandaş medya da çoğu yıllardır cezaevinde tutulan bu kişileri peşin peşin “suçlu” ilan etti.
Sadece AKP’lilere dokunulmadı bu soruşturmalar kapsamında...
Ben de bir yazımda, “İyi de her yere sızan Ergenekon, nasıl oldu da iktidar partisine sızmayı akıl edemedi” diye sordum...
Yandaş medya yaklaşık sekiz ay önce yazdığım o yazıyı, o günlerde görmezden geldi...
***
Ama...
İktidar partisinin sunduğu siyasi partilerin kapatılmasıyla ilgili Anayasa değişikliği önerisi, birkaç onurlu AKP’li vekilin “Evet” oyu vermemesiyle önceki akşam “düştü” ya...
Yandaş medya bu sayede ilk kez “AKP-Ergenekon ilişkisi”ni keşfetti!
Bu gazetelerde yazan biri, dünkü yazısının başlığını “AK Parti’deki Ergenekon Şebekesi” koydu...
Ve bakın neler yazdı:
“AK Parti’nin içindeki Ergenekon şebekesi harekete geçti. ‘AK Parti’de Ergenekon’un ne işi var?” dediğinizi duyar gibi oluyorum. Balyoz’dan Kafes’e, oradan da ıslak imzalı bitirme planına kadar şebekenin neredeyse tüm belgelerinde AK Parti içindeki bağlantılardan söz ediliyordu. (../.) İşte dün Meclis’teki statüko, AK Parti’yi, içindeki ‘uyuyan elemanları’yla vurdu.”
***
Biz yıllardır ne diyorduk?
“AKP yönetiminin her dediğine ‘evet’ demeyen herkes bir şekilde Ergenekoncu ilan ediliyor. Bütün muhalifler, yargı sopasıyla korkutulup, sindirilmeye çalışılıyor.
Ne yazık ki bu sözlerimiz doğru çıktı...
İki gün öncesine kadar “parti içi muhafelet” sıkıntısı yaşamayan AKP bununla tanışınca, yandaş kalemler anında harekete geçti ve ilk kez parti yönetimiyle ters düşen birkaç onurlu AKP’liye “Ergenekoncu” yaftasını asıverdi!
Düne kadar sözde darbe soruşturmalarında adları geçen AKP’lileri görmezden gelenler şimdi onları da hedef göstermeye başladı.
***
Sayın savcılar:
“Demokrat ve özgürlükçü görünümlü” bu faşistlerin, sizi ve açtığınız soruşturmaları kullanarak muhalefeti sindirmelerine daha ne kadar seyirci kalacaksınız?
***
İZLİ!
Okurlarımızdan Mustafa Kökten, Meclis’teki sözde “gizli oylama”ya takmış... Bakın neler diyor:
“Vekiller, ellerindeki üç renkli oy pusulasıyla kabine giriyor; birini sandığa atıyor, diğer ikisini parti yöneticilerinin gözüne sokarcasına sallıyor...
Bunun neresi gizli?
Bu olsa olsa, izli oylama...
Kimin ne oy kullandığının izlendiği oylama...
Oy namustur, oy özgür kullanılmalıdır. Vekiller, kendinize gelin! Fani dünyada hiçbir neden, namusunuz olan oylarınızı izletmenize değmez.”
***
Sayın vekiller...
Siz yine kafanıza göre takılın ama vatandaşın izlenimi de bu!
***
GÜNÜN SORUSU
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı’nın ve 3’üncü Ordu Komutanı’nın da yargılandığı sırada, adliye binasının üzerinde uçan bir uçaktan gelen motor sesi duruşma salonundan da duyulmuş...
Acaba yandaş medya bugün bunu da, “Ergenekon uçak uçurdu” diye haber yapacak mı?
***
Ölünün ardından konuşmak!
İsmet İnönü dini bütün bir devlet adamıydı. Bugün onu faşistlikle suçlayanlar bile dindarlığını sorgulamaya cesaret edemezler.
Peki; dinimize göre kendisine Müslüman diyen biri öldükten sonra, ardından kötü konuşulur mu?
Bu sorunun yanıtını dini sitelerden aktarıyorum:
“Ölülerin ardından kötü konuşmak caiz değildir. Hz. Aişe validemizden rivayet edilen bir hadisi şerifde peygamberimiz (sav) ’Bir arkadaşınız öldüğü zaman onu bırakın, onu gıybet edip ayıplamayın” buyurmuştur.(Ebu Davud, Sünen, Edeb, 49, c. IV, s. 275)
Abdullah b. Ömer’den rivayet edilen bir hadiste de “Ölülerinizin iyiliklerini, güzelliklerini anın ve kötülüklerini sarfı nazar edin” buyurmuştur.
***
Takdiri size bırakıyorum!
..::MUSTAFA MUTLU::..