Arap Tapınıcılığı ve Yobazlık! (eşek anırdığında euzü çekin)

dinimiz sadece arapları sevin demiyor. yaratılanı seviyoruz yaratandan ötürü(yunus emre)
yani islamiyet bütun insanlara değer veriyor.
nasıl ki mükemmel yaratıcı seni taş değil ağaç değil hayvan değil insan olarak yarattığı gibi. aynı anda onları sana musahhar ve yardımcı etmiştir
 
أĸяα;3382200' Alıntı:
LaikLik diye tapındığınız şeyin neye hizmet ettiğini biLe biLmeyen sizLer

Laikliğe tapınıldığını zanneden SEN. Laiklik yaşam biçimidir. Tapınılamaz, Tapınılmaz...

أĸяα;3382200' Alıntı:
HaLa isLamın adını ağzınıza nasıL aLıyorsunuz anLayabiLmiş değiLim

İslamiyet senin babanın malımı? Senden başkası kullanamaz mı? Senmisin müslüman peki bunu söyleyerek? Yediğin kul hakkının hesabını nasıl vereceksin? Allah'ın karşısına nasıl çıkacaksın?

أĸяα;3382200' Alıntı:
Din ve devLet işLerini birbirinden ayırmakmış efendiLerin LaikLiği
Sizin en Laik ağababanız sezer açıkLama yapmadı mı
Kendi ağzıyLa demedi mi ki laikLik devLetin dinden arındırıLmasıdır diye

Devletin değil bireyin dini olur. Sen Ahirette Ülken şeriatla yönetildiği için değil yaptıklarından dolayı sorumlusun.Sır'at Köprüsünden seni şeriatle yönetilen devlet düzeni geçirmez yaptığın ameller yapmadığın günahlar, Yediğin KUL HAKLARI, ettiğin tövbeler ve af geçirir.

أĸяα;3382200' Alıntı:
Bugün başörtüsüyLe iLgiLi bir kararı mecLis ve yargı aLıyorsa eğer
Siz hangi devLetten hangi dini ayırmaya çaLışıyorsunuz
Sizin amacınız resmen devLetten dini arındırmak

Ha şunu bileydin. Üstteki yazdıklarım aynen burası için de geçerli.

أĸяα;3382200' Alıntı:
Dinsiz maneviyatsız çökmüş bir rejimLe insanLarı köLeLeştirmek sefiLLeştirmek

ve bir üstteki sapkın mesajına en uygun ezvumLa güLüyorum haLen
Allaha oy veren Allahın partisine inanan başkanı üzen Allahı üzdüğüne inanan insanLar he :)
Bu senin bahsettikLerin Mekkenin eski putperest müşrikLeridir asLanım
BöyLe bir inanç türü yok böyLe sapkın fikirLer ancak sizin beyinLerinizden türemedir ki gerçekLe aLakası katiyen yoktur!!

Aksine sizin amacınız Dinle kandırılmış maneviyatla avutulmuş köleleşmiş insanlar. Nasıl mı?.. Kaçak Kur'an Kursu'nun yıkılması ile ölen insanları ve ailelerinin verdiği tepkileri gördün onları örnek olarak bile vermeyeceğim. Irak savaşı'ndan önce Abdullah Gül'ün tepkisini ise işte tam bunun için örnek verebilirim. Adama soruyorlar "ABD IRAK'A GİRERSE TEPKİNİZ VE DÜŞÜNCENİZ NE OLUR" diye. Adamın dediği şey "BİZ BÖYLE BİR OLASILIĞI AKLIMIZA BİLE GETİRMİYORUZ. İNŞALLAH ÇIKMAZ." Yani? Yanisi Kaderci. Savaş çıktı bir kürt devleti fiili olarak ortaya çıktı ve soydaşlarımızı orada kesiyor. Eğer gerekli tedbirleri alsa idin belki de hakkın olan MUSUL-KERKÜK gibi şehirleri bile alabilirdin. Amaa sen? Kaderci davrandın Allah'tan umdun. Çalışmayana ALLAH ne yapsın?
 
Laikliğe tapınıldığını zanneden SEN. Laiklik yaşam biçimidir. Tapınılamaz, Tapınılmaz...

:) laiklik yaşam biçimiyse din nedir?
Din de yaşam biçimidir topLumsaL hayatı düzenLeyen kuraLLar bütünüdür
Bunu daha fazLa açarsak eğer uLaşacağımız noktada anLamana yardımcı oLur laikliğin ne oLduğunu

İslamiyet senin babanın malımı? Senden başkası kullanamaz mı? Senmisin müslüman peki bunu söyleyerek? Yediğin kul hakkının hesabını nasıl vereceksin? Allah'ın karşısına nasıl çıkacaksın?

Kul hakkı faLan yemedim..
Müslüman oLabiLmek LA demekLe başLar
Allahın emirLeri ve Peygamberinin sünnet ve hadisLeri haricindeki her türLü rejime ideoLojiye LA demekLe
Allahın karşısına da aciz bir kuLu oLarak çıkacağım
Senin kitabın ve Rasulunun sünneti haricinde ne kadar ideoLoji varsa hepsini reddettim hepsine LA dedim
Ve senin yoLuna uymayan müşrikLeri kafirLeri de tekfir ettim diyeceğim
BunLarı ben demiyorum Alemlerin Sahibi diyor adamım

Devletin değil bireyin dini olur. Sen Ahirette Ülken şeriatla yönetildiği için değil yaptıklarından dolayı sorumlusun.Sır'at Köprüsünden seni şeriatle yönetilen devlet düzeni geçirmez yaptığın ameller yapmadığın günahlar, Yediğin KUL HAKLARI, ettiğin tövbeler ve af geçirir.

sen takıLmışsın kuL hakkına kendini kuLdan görüyorsun :)
Ben ahirette üLkemi yönetecek kişiLeri nasıL seçtiğim
KimLeri başa getirdiğim hangi düzene biat ettiğim kimLeri kendime RAB edindiğim gibi ameLLerimden de hesaba çekiLeceğim



Aksine sizin amacınız Dinle kandırılmış maneviyatla avutulmuş köleleşmiş insanlar. Nasıl mı?.. Kaçak Kur'an Kursu'nun yıkılması ile ölen insanları ve ailelerinin verdiği tepkileri gördün onları örnek olarak bile vermeyeceğim. Irak savaşı'ndan önce Abdullah Gül'ün tepkisini ise işte tam bunun için örnek verebilirim. Adama soruyorlar "ABD IRAK'A GİRERSE TEPKİNİZ VE DÜŞÜNCENİZ NE OLUR" diye. Adamın dediği şey "BİZ BÖYLE BİR OLASILIĞI AKLIMIZA BİLE GETİRMİYORUZ. İNŞALLAH ÇIKMAZ." Yani? Yanisi Kaderci. Savaş çıktı bir kürt devleti fiili olarak ortaya çıktı ve soydaşlarımızı orada kesiyor. Eğer gerekli tedbirleri alsa idin belki de hakkın olan MUSUL-KERKÜK gibi şehirleri bile alabilirdin. Amaa sen? Kaderci davrandın Allah'tan umdun. Çalışmayana ALLAH ne yapsın?

Kaçak Kuran kursu sizin ekmeğinize yağ sürdü değiLmi?
Kader ve hayrın ve şerrin yaLnız Allahtan geLdiği konuLarına iman etmediğiniz için
Sizin önünüzü açtı
Otur bir düşün bakaLım o yavrucakLar Kuran kursunda oLmasaLardı hepsi de aynı gün aynı saat aynı dakika evLerinde sokakta yoLda vefaat etmeyecekLermiydi?
Yani onLarın öLümüne neden oLan şey sence kaçak Kuran kursu değiL mi :)
SizLerLe bu gibi konuLarı konuşmaktan hep sakınsamda mecbur kaLıyorum
Ve özeLLikLe beLirtmek istiyorum başbakanı cumhurbaşkanını İslami konuLarda baz aLıp
Burda durup durup önümüze sunmayınız
Biz onLarı da tekfir etmişiz ve destekçiLeri de değiLiz biLgiLerinize
 
Türkiye dinsizliğe gidiyor

Yaşar Nuri Öztürk: Türkiye dinsizliğe gidiyor
HYP Genel Başkanı ve eski İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, 22 Temmuz seçiminden sonra AKP döneminde Türkiye’nin adım adım “ılımlı İslam" devletine doğru kaydığı yorumları yapılırken, yine kamuoyunu şaşırtacak bir değerlendirme yaptı. Öztürk, Türkiye’nin “dinsizliğe" doğru gittiğini iddia etti.
Siyasi gelişmelerle ilgili ANKA’nın sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Öztürk, “Kuran’ın anladığı manada bir dinden söz ediyorsak, Türkiye dinsizliğe doğru gidiyor" dedi. Öztürk, “Türkiye’yi taşıdıkları yer şirktir, din değil. Biz yıllarca buna karşı mücadele verdik. Ama şimdi Türkiye doğrudan doğruya müşrik zihniyete, şirk zihniyetine doğru gidiyor. Yelken açmış gidiyor hem de.

Zaten Kuran’dan ve Hz Muhammed’den onay almayacak sahte bir dini, morfin gibi kullanıp Türkiye üzerinde her istediklerini yapıyorlar, hurafe dinini anestezi gibi kullanıyorlar" diye konuştu.

- “TÜRBAN, ST PAUL’ÜN İNCİL’E SOKTUĞU KIYAFETTİR"-

image.php



Prof. Dr. Öztürk, son yıllarda “türban" adı verilen ve değişik tarzda bağlanan örtünün ise Müslümanlıkla ilgisinin olmadığını söyledi.
Öztürk, bunun St Paul’ün İncil’e soktuğu rahibe kıyafeti olduğunu belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Türkiye’de iki büyük operasyon yapılıyor. Kuran dininin birinci vasfı anti emperyalizmdir. Atatürk de tarih önünde bu konuda en başarılı adamdır. Ama onun anti emperyalist yanını kınıyorlar. Türkiye kullanılarak İslam’ın, anti emperyalist ruhunu yok etmek istiyorlar.

Her 50 metreye kurulan camilerde bu ruhu katlediyorlar. Bize, ‘İslam’ın diğer taraflarını bırakın, size bol cami yapmak, hanımların başını örtmek kafidir’ diyorlar. Hanımların başındaki örtü, rahibe kıyafetidir. Saint Paul’un İncil’e soktuğu kıyafettir. O bizim Müslüman insanın örtüsü değildir. ‘Cami ve bu örtü size din olarak yeter’ deniyor. Müslümanlara din diye başka bir şey bırakmadılar."

-“DARBELER İÇİN DUA EDİLECEK NOKTAYA GELİNEBİLİR"-

Önümüzdeki döneme ilişkin karamsar bir tablo çizen Öztürk, Türkiye’nin “iyiye ve hayra" gittiğini düşünemediğini söyledi. Öztürk, türban, lokantada mescit, şehirlerarası otobüslerde namaz molası konuları tartışılırken, Türkiye’nin kaydettiği tek gelişmenin borçlarını artırmak olduğunu belirtti.
Öztürk, şunları söyledi:
“Türkiye örtülü bir şekilde sömürgeleştiriliyor. Hüzün duyarak söylüyorum ki, Türkiye’nin geleceğine ilişkin hiçbir irade Türkiye’yi yönetenlerin elinde değil. Türkiye büyük bir rüzgarın elinde, birilerinin istediği yöne doğru götürülüyor. Birileri en berbat şekilde yorumlayabilirler ama şunu söyleyebilirim: Benim en çok tedirgin olduğum şey, meselelerin siyasetle çözümlenemeyeceği bir noktaya sürüklenilmesi. Bu nokta ya felaket ya da kanlı kavgadır. Felaket nedir, Türkiye, dışardan istedikleri şekilde paramparça edilir. İkincisi, Türkiye iç kavgaya gider. Darbe olur deniyor, ama bana öyle geliyor ki, Türkiye darbeleri bile Allah tan niyaz edecek duruma gelebilir. Şimdi ‘darbe,darbe’ laflarıyla cambaza bak oyunu oynanıyor. Türkiye, darbelere bile el açıp dua edilecek bir noktaya sürükleniyor, Türkiye onu bile arayacak. Çok kaygılıyım bu noktada ben."

-“İKİ MİLLETLİ PARLAMENTO"-

Öztürk, 22 Temmuz’da seçim yapılmadığını belirterek, “Bu, bir tsunami, nevi şahsına münhasır, bir nevi yarı işgal, bütün batılı güçlerin ortaklaşa belirledikleri hedefe 2-3 milyar dolar para harcayarak Türkiye’de halkın iradesinin bir yöne sevkedilmesidir. O sebeple biz bunu bir seçim saymıyoruz. Bunun ne menem bir şey olduğu, yıllar sonra anlaşılacak" dedi.
Seçim sonra tablo konusunda da kaygıları bulunduğunu ifade eden Öztürk, şöyle konuştu:
“Türkiye, tarihinde ilk defa adeta iki milletli parlamentoya mecbur ve mahkum bir hale getirildi. Böyle bir manzara var. Şu anda parlamentonun en aktif unsuru, en azından göründüğü kadarıyla, bölücü temayüller taşıyan unsur. Parlamentonun ilk gündem yaptığı konulardan biri, parlamentoya yeni giren bu unsurun, terör başının yaşam şartlarının iyileştirilmesidir. Buna dikkat etmek lazım. Onun arkasından Türk ordusunu bölücülükle itham demeçlerini dinledik. Arkasından ‘PKK’ya terör örgütü demeyiz’ demecini dinledik. Öbür tarafta henüz anayasayı değiştirme çalışmaları dışında bir şey görmüyoruz."

-“DOKUNULMAZ ZIRHI KİRLENDİ"-

Öztürk, bu parlamentodan bir “hayır" gelecekse, bunun bir numaralı göstergesinin milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması olacağını söyledi.
Öztürk, “Eğer parlamento işe dokunulmazlıkları kaldırarak başlarsa, buradan bir hayır çıkacağını düşünebiliriz,aksi takdirde hiçbir hayır çıkmaz. Dokunulmazlık zırhının içi kirlendi, pislendi, bu zırhı kaldırıp atmak lazım" dedi.

(ANKA) http://www.milliyet.com.tr/2007/09/25/son/sonsiy07.asp
 
YAŞAR NURİ ÖZTÜRK MÜ HANİ ŞU SEKRETERİ İLE YASAK İLİŞKİSİ OLAN ADAM DEĞİL Mİ.
VALLA O ADAM KENDİNİ ADAM EDEMEMİŞ Kİ BİZİMİ ADAM EDECEK DE ONUN SÖZLERİNİ MUHATAP ALaCAĞIZ
 
mesela şu ki islam dini üzerinden
kendilerine pirim yapanlar o yada şu
kişiler artık bu şerefsizliklerini
iyice büyütüp salakça ahmakça
kitaplar yazıyorlar....
kendilerine çüş diyene kadar yazıyorlar.
ve malesef biz bunların farkındayız
ya gelecek nesillerimiz
ya çocuklarımız bunlarının yalan dolanına
uymaz inşallah eee iş yine bizde bitiyor
dinimizide vatanımızıda savunuruz hemde
ölümüne...biz türk ve müslüman bir ırkın evlatlarıyız.

bu yazıları yazan kitap olarak basan lara ise
tek birşey kalıyor diyecek oda;
====çüüüüüüüüşşşş===
 
Tuvalet tasina ters oturarak büyük abdest yapmak nazari keser

Hurafelere Karsi Savas Açmis Görünüp Halkimizi Hurafelerle Yetistiren Bir Kurulus:

Diyânet


Bu son aylarda Diyânet Isleri Baskanligi, hurafelere karsi savas açma gayretkesligi içerisinde görünmeyi seçmise benzer. Bundan bir süre önce Diyânet Baskani, müslümanlarin geri kalisinda 'halkin hakikati birakip hurafeye sarilmasinin önemli bir rol oyandigi' kanisinda bulundugunu bildirirken, hurafelerin, Islâmi sonradan kabul eden Yahudiler ve Hiristiyanlar tarafindan müslümanlara aktarildigini, hurafeler içinde tâ samanizme, putperestlige dayananlar bulundugunu, ve bunlarin tespit edilmesi için Il ve Ilçe müftülerine emir verildigini bildirmis ve "Halkimizi aydinlatacagiz" seklinde büyük laflar etmisti.

'Tespit' isi tamamlanmis olmali ki simdi karsimiza 'Yasayan Hurafeler' diye bir kitap çikarildi. Kisaca fikir edinebilmek için kitapta yer alan hurafelerden bir kaç örnek verelim: 'Persembe (günü) çamasir yikanirsa zengin olunur'; 'Kisa boylu kadin ugursuzdur'; 'Tuvalet tasina ters oturarak büyük abdest yapmak nazari keser'; 'Tavsan, tilki ve kara kedi yolu keserse ugursuzluk gelir'; 'Kara karga kimin evinde öterse o haneden cenaze çikar', vs...

Bu örneklere ve benzerlerine söyle bir göz atmakla hemen anliyoruz ki Diyânet, hurafelerle savasiyormus ve bu yoldan halki aydinlatiyormus gibi görünüp hurafe satma isine devam etme hevesindedir. Su bakimdan ki 'Yasayan Hurafeler' adli kitapta yer alan hurafeler, Diyânet'in kendi yayinlarinda yer alan ve halkimiza din diye belletilen verilerden pek farkli degildir. Bir iki örnek verelim:

Biraz yukarda 'Persembe (günü) çamasir yikanirsa zengin olunur' seklindeki inanisa degindik. Anlasilan o ki halk 'persembe'nin ugurlu olduguna ve o gün zengin olunabilecegine inandirilmistir. Diyânet bunun hurafe oldugunu bildiriyor. Oysa bu ayni Diyânet, 'persembe'nin ugurlu oldugunu ve bu nedenle Muhammed'in, persembe'den gayri günlerde pek sefere çikmadigini 'Islâmî gerçek' diye halkimiza belletmektedir. Nitekim Diyânet'in Sahîh-i Buhârî Muhtasari Tecrîd-i Sarîh Tercemesi adli yayinlarinin 8.cildi'nin 346.sayfasinda, 1237 sayi ile yer alan hadîs aynen söyle: '...Resûlullâh... sefere çikmak istediginde persembe gününden baska günlerde muhakkak ki pek az yola çikardi'.

Eger persembe günü zengin olunabilecegine inanmak hurafe ise (ki Diyânet'e göre öyle), o halde Muhammed'in persembeden gayri günlerde sefere çikmamasi hurafe sayilmaz mi?

Diyânet'in savas verir göründügü hurafelerden bir digeri 'Kisa boylu kadin ugursuzdur' seklindeki inanistir. Ancak ne var ki bu ayni Diyânet, sadece kisa boylu kadinlari degil, fakat genelde tüm kadinlari ugursuz sayan seriât hükümlerini halkimiza belletmekle mesguldur. Nitekim Diyânet'in söz konusu yayinlarinda aynen su yazili: 'Ugursuzluk üç seyde: at'ta, kadinda, ev'de hasil olur'; 'Eger esyada seâmet farzolunursa at'ta, kadin'da, ev'de ve mesken'de aranilmalidir' (Bu hükümler için bkz. Sahih-i..., Cilt VIII, sh. 312, Hadîs no. 1211; ve Cilt XI, sh. 267, hadîs no. 1795).

Diyânet'in savas açar göründügü bir diger hurafe söyle: 'Tavsan, tilki ve kara kedi yolu keserse ugursuzluk gelir'. Ancak ne var ki bu ayni Diyânet, kara kedilerin degilse bile eseklerin ya da kadin'larin namazi 'kat ettiklerini' insanlarimiza seriât hükmüdür diye belletmektedir. Söz konusu yayinlarin 2.ci cili'nin 439 sayfasinda 303 sayili hadîs olarak yer alan Ebû Cuhayfe'nin rivâyetine göre 'harbe' seklinde 'sütre' bulunmayan kisinin önünden 'esek' ya da 'kadin' geçerse namaz 'kat'edilmis' olur (Daha buna benzer nice örnekleri benim 'Seriât ve Kadin' adli kitabimda bulmak mümkün).

Diyânet 'Tuvalet tasina ters oturarak büyük abdest yapmak nazari keser' seklindeki halk inançlarinin hurafe oldugunu söylemekte. Ancak ne var ki bu ayni Diyânet halkimiza, abdest yaptiktan sonra temizlenmek için tek sayida tas (örnegin üç tas) kullanmak gerektigini, çift sayida tas kullanmanin dine aykiri düstügünü belletmekle mesguldur. Diyânet'in yayinlarindan su var: 'Her kim istinca için tas istimal ederse, adedini tek yapsin (Hiç olmazsa üç tas kullansin)' (Bkz. Sahih-i..., Cilt I, sh. hadîs no. 130). Anlasilan o ki Diyânet, Tanri'nin tek olusu fikrinden hareketle her isin tek sayi esasina göre yapilmasini uygun buldugu içindir ki böyle bir seriât hükmüne önem vermektedir. Fakat tuvalet tasina ters oturmakla, tuvalette iken ille de tek sayida tas kullanmak arasinda pek fark bulunmadigina (hattâ bu ikinci halde Tanri fikrini zedelemek söz konusu olduguna) göre Diyânet, savasir göründügü bir hurafeyi bir baska sekil altinda satmakla mesgul oluyor demektir.

Yine Diyânet'in söylemesine göre halk arasindaki 'Kara karga kimin evinde öterse o haneden cenaze çikar' seklindeki inançlar hurafeden ibârettir. Oysa bu ayni Diyânet halka, horozlarin melek gördükleri zaman öter olduklarini ve bu nedenle horozlar öterken Tanri'nin 'kereminden dilekte bulunulmak gerektigini', buna karsilik merkebin anirmasinin seytan'dan oldugunu ve merkeb anirdigi zaman Tanri'ya siginmak ve Muhammed'e duâ etmek gerektigine dair seriât hükümlerini ögretir. Ayni yayinlarin 9.cu cildinin 66-67 sayfasinda yer alan 1363 sayili hüküm söyle: 'Horozlarin öttügünü isittiginizde (dileklerinizi) Allâh'in fazl-ü kereminden isteyiniz. Zirâ horozlar melek görmüsler (de öyle ötmüsler)dir. Merkebin anirmasini isittiginiz de de seytan(in serrin)den Allâh'a sigininiz (ve: Eûzü bi'llâhi mine's-seytâni'r-racîm, deyiniz). Çünkü merkep seytan görmüs de (öyle anirmis) dir'. Görülüyor ki karga'nin ötmesinin cenaze ile iliskisini hurafedir diye dislar görünen Diyânet, horozun ötmesini meleklerden ya da merkebin anirmasini seytandan bilip ayni bir hurafe'yi, baska sekiller altinda halkimiza sokusturmaktadir.

Öte yandan Diyânet'in insanlarimiza 'din' diye bellettigi seyler arasinda öyleleri vardir ki, savasir göründügü hurafelerden çok daha akli dislar, çok daha insan beynini islemez hale sokar nitelikte seylerdir. Iste yüzlerceden bir kaç örnek:

Yukarda sözü geçen Diyânet yayinlarinin 9.cu cildi'nin 58.sayfasinda 1358 sayi ile yer alan hadîs hükmüne göre fenâ rü'yâ seytandandir; bu nedenle fenâ rü'yâ gören kisi hemen sol tarafina tükürüp üflemeli ve Tanri'ya siginmalidir. Hadîs aynen söyle: '(Sûreti ve ta'biri cihetiyle) güzel rü'yâ Allah'tandir. Fenâ ru'yâ da seytandandir. Biriniz korkunç yâni karisik rü'yâ gördügünde hemen sol tarafina tükürüp, üflesin ve o rü'yânin serrinden Allah'a siginsin, (Eûzü bi'llâhi mine's-seytâni'r-racîm, desin). Bu sûretle o rü'yâ, gören kimseye zarar vermez'.

Ayni yayinlarin ayni cildi'nin ayni sayfasinda yer alan 1357 sayili hadîs, esnemenin seytandan oldugunu bildirmekte ve söyle demekte: 'Esnemek seytandandir. Sizden biriniz esneyecegi zaman gücü yetttigi kadar onu karsilasin. Çünkü sizin biriniz (esnerken mübâlâga ederek) 'Haaa' deyince seytan (sevincinden) güler'.

Ayni yayinlarin ayni cildi'nin 59 sayfasindaki 1359 sayili hadîs'e göre seytan uyuyan kisinin genzinde geceledigi için kisi, uyandigi zaman burnundaki nesneyi üç def'a disari çikarmalidir. Ebû Hüreyre'nin rivâyeti olan bu hadîs aynen söyle: 'Sizin biriniz uykusundan uyanip da abdest aldiginda burnundaki nesneyi nefesiyle üç def'a disari çikarsin!. Çünkü seytan uyuyanin genzinde geceler'..

Sayisiz denecek kadar çok bu tür örnekleri okudukça çildirmamak ne mümkün. Ne yazik ki Diyânet, insanlarimizi akil yolu ile degil fakat 'hurafeler' ve 'seytanlar' ilmiyle egiterek beyinsiz hale getirmeyi kendisine görev edinmis gibidir..

Bu örnekler (ve bunlara eklenebilecek daha niceleri) göstermektedir ki, hurafelerle savasiyormus gibi görünen Diyânet'in esas amaci, halkimizi hurafelerden kurtarmak degil fakat hurafelere karsi savas açiyormus görünümü içerisinde halka güven telkin etmek ve bu yoldan hurafe satisina rahatlikla devam etmektir.

Bu vesileyle isâret etmeliyim ki 'Diyânet hurafe satiyor' deyimini ben uydurmus degilim. Baska bir yazimla da belirttigim gibi bu deyim Ilâhiyat Fakültelerinden birinin dekani olan bir din adami tarafindan kullanilmistir (Bkz. Hürriyet gazetesi, 2 Mayis 1993) . Ne ilginçtir ki bu zat, hafizliktan yetismis olup kendisi dahi hurafe niteligindeki nice seylere inanmistir. Düsününüz ki o dahi Diyânet'in hurafelere inanmisligiyle yarisamayip 'Diyânet hurafe satiyor' diye feryad etmektedir.

Bütün bunlar sunu bir kez daha kanitlamaktadir ki seriâtçilar yalana ve kandirma usûllerine basvurmadan is göremezler.
Onlarin bu felâket getirici eylemlerine son verebilmek için insanlarimiza seriât'in iç yüzünü sergilemekten baska çözüm yoktur. Çünkü seriât'in içyüzünü ögrenipte ona karsi cephe almamak mümkün degildir. Seriâtçi'yi, seriâtçinin kendi silahi ile zararsiz hale getirmemiz gerekir.

Ilhan Arsel, 1997 http://www.ilhan-arsel.org/Gazetelerde/Hurafe.html
 
dinin ibadetin dışına taştığı an, Yaratanla kul arasının dışına çıktığı an sapıklığın-yobazlığın başladığı andır

arkadaşım burda çok büyük nir yanlışlık yapmışsın. din sadece ibadet midir allah aşkına. Ne kadar basit konuşuyorsun. Dini bilginden şüpheliyim. Din bir hayat düzenidir. Yolda ki yürüyüşüne bile etki eder, birçok konuda tavsiyeleri de vardır.(karı-koca ilişkileri, ticaret, vb...)

ayriyetten o kitabın tamamen provakasyon amaçlı olduğu belli. sen onu burda tekrar yayınlayarak buna katkıda oluyosun. Dinden hiç haberi olmayanlar bile harbiden çüşş der o yazılanlara.

Bütün bunlar sunu bir kez daha kanitlamaktadir ki seriâtçilar yalana ve kandirma usûllerine basvurmadan is göremezler.[/U][/COLOR][/B][/SIZE]
Onlarin bu felâket getirici eylemlerine son verebilmek için insanlarimiza seriât'in iç yüzünü sergilemekten baska çözüm yoktur. Çünkü seriât'in içyüzünü ögrenipte ona karsi cephe almamak mümkün degildir. Seriâtçi'yi, seriâtçinin kendi silahi ile zararsiz hale getirmemiz gerekir.

pardon ama bu adam burda şeriat derken neyden bahsetmiş.Şeriat kanun demektir. Eğerki islami kanunlardan bahsetmişse ki bunun içine bizzat kur'an-ı kerim de girer.vay o zaman bu adamın haline ve bu yazıyı buraya koyana.

bu şeriatten islami hükümlerden de neden korkarlar anlamış değilim. İslamiyeti sevmedikleri belli
 
arkadaşım burda çok büyük nir yanlışlık yapmışsın. din sadece ibadet midir allah aşkına. Ne kadar basit konuşuyorsun. Dini bilginden şüpheliyim. Din bir hayat düzenidir. Yolda ki yürüyüşüne bile etki eder, birçok konuda tavsiyeleri de vardır.(karı-koca ilişkileri, ticaret, vb...)

ayriyetten o kitabın tamamen provakasyon amaçlı olduğu belli. sen onu burda tekrar yayınlayarak buna katkıda oluyosun. Dinden hiç haberi olmayanlar bile harbiden çüşş der o yazılanlara.



pardon ama bu adam burda şeriat derken neyden bahsetmiş.Şeriat kanun demektir. Eğerki islami kanunlardan bahsetmişse ki bunun içine bizzat kur'an-ı kerim de girer.vay o zaman bu adamın haline ve bu yazıyı buraya koyana.

bu şeriatten islami hükümlerden de neden korkarlar anlamış değilim. İslamiyeti sevmedikleri belli

mesajımdan alıntı yapıyorsan bütünü al ondan sonra sana ne yanlış geliyorsa orayı vurgulaki mesajım çarpıtılmış olmasın.

ayrıca sözümünde ardındayım

mesajımı eksik alıp çarpıtmana rağmen açıklıyorum

çalışmak bir ibadettir çünkü Yüce Yaratan çalışın diyor değilmi?? peki çalışmak ibadet olmuyormu???namaz kılın diyor namaz kılınca ibadet olmuyormu işte benim vurgulamak istediğim nokta şu yapılan ibadet Yaratanla kul dışına nasıl çıktığıdır.
Örnek vereyim anlaşılması için:
ben namaz kılıyorum hatta allah için kıldığıma inanıyorum ama bunu duygu sömürüsü olarak kullanırsam yaptığım ibadetin Yaratanla benim aramdan çıkıp menfeat aracım olmuştur.
-çalışıyorum ama helal kazanmıyorsam bu Yaratanla benim aramdan çıkıp benimle şeytan arasındaki ittifaka döner..

tekrar ediyorum aldığımız nefes bile ibadettir ama ibadetimiz Rabbimizle aramızda kalmayıp dışarı taşıyorsa (şeytanda/haram karışıyorsa) orda sapıklık yobazlık başlar.

kimse kimsenin imanını yargılayamaz her gördüğün sakallıya hacı her namaz kılana müslüman denilmesi her sohbette ayet leri ağzından düşürmeyene doğru denilmesi inanılması peşinden gidilmesi yanlıştır.Allah akıl vermiş düşünesin araştırasın olaki şükredersin diye.
 
Geri
Üst