Arap Baharı’nın planlayıcısı ABD

Albayrak

Can Feda
Katılım
23 May 2007
Mesajlar
4,439
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Aydınlığın karanlıkla savaşından...
Planın gerçek sahibi ve hazırlayıcısı: ABD.

Güncel adı: Arap Baharı.

Gerçek adı: “Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi”.

Uygulamada kod adı: “Büyük Ortadoğu Projesi.”

Uygulayıcıları: ABD önderliğinde, atadığı eşbaşkanlar.

Kanıtlar: (Sıra gözetmeyen değişik tarihlerde…)

10 Şubat 2004: Kanal D – Teke Tek Programı.


RTE: “Şu anda Amerika’nın, adı Büyük Ortadoğu Projesi var ya Genişletilmiş Ortadoğu, yani bu proje içerisinde Diyarbakır bir yıldız olabilir. Bunu başarmamız lazım.”

28 Haziran 2004: Çırağan Sarayı, ABD – TESEV – Alman Marschall Fonu Toplantısı.

RTE: “Üstlendiğimiz misyon gereği Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine yöneleceğiz, eşbaşkan olduğumuz genişletişmiş Ortadoğu politikası için...”

25 Haziran 2004: Yeni Şafak – İstanbul NATO zirvesi öncesi.

RTE: “Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin buraya katılması… Eşbaşkanlar olarak üzerimize düşen görevleri yerine getirmeye çalışacağız.”

28 Temmuz 2004: Basına:

RTE; “Demokratik bir ortak geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi içinde, bu projenin eşbaşkanları arasındayım.”

28 Ocak 2006: Davos, Klaus Schwab’la söyleşi.

RTE: “Türkiye işlevini Büyük Ortadoğu Projesi içinde, bu bölgede etkin biçimde yerine getirecektir. Her görüşmede, attığımız her adımda bunun uygulamasını yapıyoruz.”

***

7 Haziran 2005: Zaman Gazetesi – ABD yolculuğunda söyleşi.

RTE: “Biliyorsunuz BOP, bir alt biriminin eşbaşkanlığını üstlendiğimiz bir proje. Olay sadece Ortadoğu’yu kapsamıyor. Bu konuda yapacağımız çalışmalara komşu ülkelerden başladık. Suriye, Fas, Tunus gibi ülkelere geziler düzenliyoruz. Yakında Cezayir’e gideceğiz, Ürdün’e gideceğiz.”

10 Haziran 2005: Amerikan Dış Politika Derneği (FBA) toplantısı.

RTE: “Biz Türkiye olarak bildiğiniz gibi, geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika inisiyatifi çalışmalarında rol aldık. Eşbaşkan olarak bu süreci işletmeye devam ediyoruz.”

12 Haziran 2005: Esenboğa Havaalanı, ABD dönüşü.

RTE: “Biz Büyük Ortadoğu Projesi’ne bu seyahatte başlamadık. Biliyorsunuz adı değişti. Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika İnisiyatifi (GODKA) olarak belirlendi.”

7 Temmuz 2005: ABD Dünya İş Konseyi Toplantısı.

RTE: “Türkiye’nin Amerika Birleşik Devletleri’yle yapabileceği çok şey var. Türkiye’nin… Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika inisiyatifinde eşbaşkan olarak yer almış olması bundan kaynaklanmaktadır.”

13 Eylül 2005: ABD Dış İlişkiler Konseyi Toplantısı.

RTE: “Amerika’nın Ortadoğu’da oynayacağı önemli bir rol var. Onun bir parçasıyız ve şu anda onun dahilinde çalışıyoruz.”

***

21 Şubat 2008: AKP Grubu.

RTE: “Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika inisiyatifindeki rolümüz, eşbaşkanlık görevimiz bize özellikle Ortadoğu’da önemli görevler yüklemektedir. Bugüne kadar başlattığımız bütün dış politika hamleleri bu parametre üzerine kurulmuştur. Az önce birkaçını hatırlattığım girişimler aynı dış politikanın aynı vizyonun tutarı ve tamamlayıcı parçalarıdır.”

28 Şubat 2008: İstanbul, AKP İlçe Kongresi.

RTE: “Bu proje içinde görev ifa ediyoruz. Böyle bir görev Türkiye’ye seçilerek verilmiştir.”

11 Mayıs 2006: Avustralya.

RTE: “Zaman zaman böyle projenin içinde neden yer aldınız diye eleştiriler geliyor. Biz de olacağız diyoruz.”

13 Mayıs 2006: Yeni Şafak – G8 zirvesine giderken.

RTE: “Bölgemizdeki gelişmeler karşısında Türkiye olarak üzerimize büyük görev düşüyor. Proje eşbaşkanı olduğumuz için bunu ABD’yle konuşmamız gerekiyor.”

13 Ocak 2009: AKP grup toplantısı.

RTE: “…Büyük Ortadoğu Projesi’nin amaçları bellidir…”

***

ABD ürünü Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi’nin “belli olan amaçlarının” Tunus’ta, Mısır’da, Libya’da, Yemen’de ve Suriye’de gerçekleşmesinde RTE hükümetinin aldığı inisiyatif ve rol her gün yazılı ve görsel basında yer alıyor…

ABD Başkanı Obama ile RTE’nin sık sık yaptığı görüşmelerde… ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun; ya telefonla ya da bir vesile buluştukları toplantılarda…

…Başbakan’ın eşbaşkanı olduğu projenin aldığı mesafe, yeni olasılıklara göre olası uygulamaları görüşüyorlar…

Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi eşbaşkanı RTE:

Projenin uygulandığı ülkelere; Mısır’a, Tunus’a ve Libya’ya yeni bir geziye çıkmaya hazırlanıyor.

Dış politikada bağımsız olduğunu sandığımız Türkiye’mizin Başbakanı olarak!


Cüneyt Arcayürek
CUmhuriyet
 
İşin güzel tarafı bizimkilerde bunu "Osmanlı geri dönüyor!" zılgıtlarıyla karşılıyor ya ben ona yanıyorum.
 
Yahudiye dur bi dakika derken asıl babasının kolunda kardeş kardeş müslüman kanının dökülmesini nasıl zevkle izliyorlar,
ön sahnede somali,fiistin derken arka planda binlerce,yüzbinlerce insanın kanına mal olmuş bir arap dünyası...

Şimdi,
hani derler ya;
ya olduğun gibi görün,yada göründüğün gibi ol diye...Şu güzel deyimin birinden birisini yerine getiremeyen bir yönetim...Arkasında memleket seçmeninin yarısı Allah Allah nidaları ile gazadalar :)
yani;
dün müslümanı katleden gavur kardeşine rahmet okuyan adam bu gün çıkıp müslümanlık taslıyor ya,inanın içimden sadece gülmek geliyor..Çünki ötesini yapamazsınız,yazarsanız,okursanız,söylerseniz,anlatırsanız adres belli :)

Dünün ve bu günün müslüman katilinin "panpa"ları tahminim yarının derin "milliyetçileri" olarak kendilerini lanse edip "imamın ülküsünde" ilerlemeye devam edeceklerdir.

Müslümanın müslümandan başka dostu olmaz diyerek yıllarca gözyaşı dökenlerin birden bire papa hazretlerinin eteklerine kapanması utanç kaynağı görüleceği yerde:
-Allah katında tek din İSLAM'dır, demenin belkide hiç söylenemeyeceği bir inanca doğru kürek açanların izinde giden milletimin ,olan-bitenden bi-haber olmasına şaşırmamak gerekir.

Müslümanın,müslüman parasını hayır işlerinde kullanmak için "cukkaladığı" ve bunun hesabının bir türlü sorulamadığı,dün "fenere ışık tutanların" bu gün adı geçince görmezden geldikleri müslümanlık buysa,
biz değiliz arkadaş...

TANRI TÜRK'Ü KORUSUN VE YÜCELTSİN...
 
Müslümanın,müslüman parasını hayır işlerinde kullanmak için "cukkaladığı" ve bunun hesabının bir türlü sorulamadığı,dün "fenere ışık tutanların" bu gün adı geçince görmezden geldikleri müslümanlık buysa,
biz değiliz arkadaş...

TANRI TÜRK'Ü KORUSUN VE YÜCELTSİN...

Şu iki cümle dışında imza atarım. Burada 3 hafif problem tespit ettiğimi söylemek istiyorum..Tabi sen böyle kullanmışsın bu sadece benim fikrim abicim =). Bu arada yazına imza atarım kaşede istersen onu da hallederiz =) getir kağıda yaz bu yazıyı altına atayım imzamı basayım kaşemi, ıslak kuru mühürle destekleyeyim seni... o derece güzel bir yazı... :biggrin:

1)müslümanlık bu olmadığı için biz değiliz gibi bi cümle ile işe olasılık katmak bile (düşünmediğini biliyorum ama yine de öyle işte =). anlamışsındır umarım) bence çok doğru ifade biçimi değil. Çünkü zaten maşallah işi kavramışsın ki müslüman kime denir sorusunu benden iyi yanıt verebileceğini cümlelerinde gördüm ve sayende aslında senin gerçek genel kültürünü, bilgini ve imanını zaten bilmekle birlikte bu cümlelerle birkez daha görmüş bulundum.

2) Kelime-i tevhidin başını çok türkçeleştirmemiz gerekirse "Allah'tan başka tanrı yoktur..." şeklinde başlar ve devam eder. Burada tanrı denilen kavram ile özel ismi olan vakti zamanında tanrılık iddiasında bulunulan menat isimli tanrı, insan kavramıyla özel bir insan ismi ilişkisi eşdeğerdir... yani milyarlarca insan vardır ama hz muhammed (sav) bir tanedir... Başka hz Muhammed (sav) diye bir insan yoktur... Aynı şekilde tanrı olduğu iddia edilen milyonlarca numune vardır ki (Ateistin bile kendine has bir tanrısı vardır. Allaha inanmaması ayrı bir konu.) bütün bu tanrılık iddiası içinde olanlar içinden yalnızca adı Allah olan gerçek tanrıdır. Biz nasıl birbirimizi çağırırken "insan bir baksana buraya" demiyorsak ahmet, mehmet, ayşe, fatma diye hitap ediyorsak, Allaha da tanrı demek tanrılık iddiasından bulunan yüzlerce tanrıdan herhangi birisine mi yoksa sadece gerçek tanrı olan Allah'a mı seslendiğimiz konusunda özde değil ama çok düz mantıkla cümlenin sahibine hiç bakmadan değerlendirilirse bir belirsizlik yarattığı kanaatindeyim. Müslümanlar tanrısına sadece allah diye hitap etmelidir... Bu konuda özellikle çok muhafazakarımdır =)...

3) allah türkü korusun ve yüceltsin dersek. O zaman gerçekten inanmış bir afganı yerin dibine mi soksun.. Ya da mümin bir somalili ölsün mü? Nasıl bir dua bizler açısından daha doğru olabilir diye düşünüyorum sadece... Sadece türkler mi yoksa bunlar yanında ırkı ne olursa olsun bütün gerçek mü'minler de mi? Burada Allah müslümanı korusun ve yüceltsin daha doğru bir önerme olacaktır kanaatindeyim.. Burada müslümandan kasıt da gerçek mü'mindir. Bu konuyu ayrıca açıklamakta yarar var.. Münafık olanı, riyakar olanı değil ;)...
 
Delibebe...Var ya tamda aklımdan geçenleri yazmışsın. Bende tüm o yazdıklarının altına imzamı atarım lakin son cümleye kadar, diyecektim. Ama üşendim yazmaya..Belkide sonrasında çıkma ihtimali olabilecek tartışmadan kaçındım...Her neyse ne...İkinizdende Allah razı olsun. Allah gerçek müslümanları korusun ve yüceltsin. :)
 
b_clonel senin nerede problem yaşadığını tahmin ediyorum ama orayı değiştirirsem şu genç yaşımda uygunsuz hayat yaşamak istemiyorum :biggrin:. Yazıdıklarımın harfine bile dikkat ediyorum yoksa bir daha simitli çaylı kahvaltı yapamamak var... Ben buna dayanamam :biggrin: ayrıca o yazdığımı daha geniş kapsamlı olarak açıkladığım için üstü kapalı mesaj verildi... 2 kontöre mal oldu ama temiz gitti :biggrin:
 
b_clonel senin nerede problem yaşadığını tahmin ediyorum ama orayı değiştirirsem şu genç yaşımda uygunsuz hayat yaşamak istemiyorum :biggrin:. Yazıdıklarımın harfine bile dikkat ediyorum yoksa bir daha simitli çaylı kahvaltı yapamamak var... Ben buna dayanamam :biggrin: ayrıca o yazdığımı daha geniş kapsamlı olarak açıkladığım için üstü kapalı mesaj verildi... 2 kontöre mal oldu ama temiz gitti :biggrin:

Seviliyorsun kardeşim. :smile:
 
Şu iki cümle dışında imza atarım. Burada 3 hafif problem tespit ettiğimi söylemek istiyorum..Tabi sen böyle kullanmışsın bu sadece benim fikrim abicim =). Bu arada yazına imza atarım kaşede istersen onu da hallederiz =) getir kağıda yaz bu yazıyı altına atayım imzamı basayım kaşemi, ıslak kuru mühürle destekleyeyim seni... o derece güzel bir yazı... :biggrin:

1)müslümanlık bu olmadığı için biz değiliz gibi bi cümle ile işe olasılık katmak bile (düşünmediğini biliyorum ama yine de öyle işte =). anlamışsındır umarım) bence çok doğru ifade biçimi değil. Çünkü zaten maşallah işi kavramışsın ki müslüman kime denir sorusunu benden iyi yanıt verebileceğini cümlelerinde gördüm ve sayende aslında senin gerçek genel kültürünü, bilgini ve imanını zaten bilmekle birlikte bu cümlelerle birkez daha görmüş bulundum.

2) Kelime-i tevhidin başını çok türkçeleştirmemiz gerekirse "Allah'tan başka tanrı yoktur..." şeklinde başlar ve devam eder. Burada tanrı denilen kavram ile özel ismi olan vakti zamanında tanrılık iddiasında bulunulan menat isimli tanrı, insan kavramıyla özel bir insan ismi ilişkisi eşdeğerdir... yani milyarlarca insan vardır ama hz muhammed (sav) bir tanedir... Başka hz Muhammed (sav) diye bir insan yoktur... Aynı şekilde tanrı olduğu iddia edilen milyonlarca numune vardır ki (Ateistin bile kendine has bir tanrısı vardır. Allaha inanmaması ayrı bir konu.) bütün bu tanrılık iddiası içinde olanlar içinden yalnızca adı Allah olan gerçek tanrıdır. Biz nasıl birbirimizi çağırırken "insan bir baksana buraya" demiyorsak ahmet, mehmet, ayşe, fatma diye hitap ediyorsak, Allaha da tanrı demek tanrılık iddiasından bulunan yüzlerce tanrıdan herhangi birisine mi yoksa sadece gerçek tanrı olan Allah'a mı seslendiğimiz konusunda özde değil ama çok düz mantıkla cümlenin sahibine hiç bakmadan değerlendirilirse bir belirsizlik yarattığı kanaatindeyim. Müslümanlar tanrısına sadece allah diye hitap etmelidir... Bu konuda özellikle çok muhafazakarımdır =)...

3) allah türkü korusun ve yüceltsin dersek. O zaman gerçekten inanmış bir afganı yerin dibine mi soksun.. Ya da mümin bir somalili ölsün mü? Nasıl bir dua bizler açısından daha doğru olabilir diye düşünüyorum sadece... Sadece türkler mi yoksa bunlar yanında ırkı ne olursa olsun bütün gerçek mü'minler de mi? Burada Allah müslümanı korusun ve yüceltsin daha doğru bir önerme olacaktır kanaatindeyim.. Burada müslümandan kasıt da gerçek mü'mindir. Bu konuyu ayrıca açıklamakta yarar var.. Münafık olanı, riyakar olanı değil ;)...

Brincisi;
dün yaptığım bu yorum kızgınlığımın ve o anda yapmak isteyipte yapamadıklarımın bir ürünüdür.

Müslümanlık böyle ise... diye başlayan cümlem zaten parantez içinde hissettiğinden öte geçmemektedir.Müslümanlık ve müslüman2ın tarifi tek ve değişmez unsur içermektedir,bunun zaten bilincindeyiz ama anlatmak istediğimi anlamış olmana rağmen küçük bir açıklama eklemek isterim:
Şimdi bir zat düşün,çevresine namus ve dürüstlük felsefesini anlatıp aşılamaya çalışan,erdem ve fazilet sahibi olmanın vakuru ile bize "doğru insan ve müslüman" kavramını üzerinde gösteren birisini düşün.Ama bu düşündüğün kişi dışarıda böyle iken içinde her türlü haram-zehir ve zıkkımı keyifle yutan birisi ise ve bunun farkına varan birisi olursa ağzından şu cümleler çıkmaz mı:
Doğruluk ve dürüstlük bu ise ben namussuz olmayı yeğlerim...demez mi?

İkinci paragrafında bu güne kadar ağzımdan askerlik harici çıkmamış bir kelimeyi telaffuz ettiğimi tenkit ederken olayın iç yüzünü kaçırıyor olman çokda sıkıntı değil.Ben Yüc Yaradan'ın 99 isminide kullanmasını bilirim :) lakin anlatmak istediklerimle algıladığın arasında fark yada tezat oluşmuş,ama önemli değil,

Son maddede ise dikkat edersen ALLAH TÜRK'Ü KORUSUN VE YÜCELTSİN diyorum,benim içinde doğru kelime ve düşünceler budur nihayetinde ama dikkatinden kaçan şu:
afganlıyı,arabı,cezayirliyi mahvetsin demiyorum.Bu topraklarda yaşıyor ve yaşamaya devam edeceksek Din kimliğimizin yanında Ülke kimliğimizide yaşamaya ve yaşatmaya devam etmek zorunda olduğumuz kanaatindeyim.Peygamberimizin bile Türk ırkı hakkında övücü sözleri varken,benim ırkımın yücelmesi ve korunması için Yüce Allah'a dua etmem sıkıntı yaratmamalı!!!

Sözün özü;
insanlar inançları,dünyevi görüşleri ne olursa olsun ortak bir payda bulabilir,lakin içlerindeki doğruluk ve dürüstlükten ödün vermeden olmalı bu.Konuştuğu ile olduğu farklı kişilikler ise bu işe şu anlatmaya çalıştıklarım gibi her zaman karşı çıkarız.Benim,maneviyatı benden daha yüksek gördüğüm arkadaşlarım olduğu gibi ateistliğin artık şerbetini içmiş arkadaşlarımda var.Oy verirken ayrı partilere,ibadete gelince ayrı ibadethanelere,uyumaya gelince ayrı evlere gitsekde iş dertleşmeye gelince AYNI GÖNÜLLERDE buluşmayı biliriz.Peki nasıl oluyor bu? derseniz,
İÇİMİZDEKİ VATAN SEVGİSİNDEN

diyerek selametle diyorum...
 
İşin güzel tarafı bizimkilerde bunu "Osmanlı geri dönüyor!" zılgıtlarıyla karşılıyor ya ben ona yanıyorum.

:001_tt2: şu gülümsemeye bayılıyorum :)

hani insan yerden göğe haklı olurda uzayada çıkar mı be kardeşim!!!
 
Çok güzel dile getirmişsiniz arkadaşlar.

Ben hep söylüyorum RTE'nin inanmış olduğu din İslam ise ben müslüman değilim.Bunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim.

Ne dini kaldı ne de İslam'ı.Resmen yedi bitirdiler.

Ama enazından şunu sürekli içimden geçiriyorum elbet Rabbimizin bir bildiği vardır.İyilik eden de kötülük edende hem burda hem orda cezasını elbet çekecektir.
 
konu uzar gider eminim... :biggrin:. Farklı düşünüyoruz. Ama olabilir... Kimse aynı düşünemez zaten. ben kendimi anlatamadığımı düşündüm sana tam olarak ama önemli değil :biggrin:
 
Aslında uzayıp gitmesi daha iyi.insanların birbirlerini en iyi tanıması tartışarak olmazmı? önemli olan ortak paydayı bulmak...elin gavuru din_mezhep demeden nasıl tek yumruk oluyorsa bu vatan toprağında ,ezanlar ki dinin temelleri diyen muhterem insanı haklı çıkarmak için ,ezelden beri süregelen hür yaşantımızın dévamı için Yüce Allah Türk'ü korusun ve yüceltsin...

Buradaki Türk kelimesi kimine ğöre bir ırk,kimine göre bu bayrak altındaki millet olabilir.Önemli olan devletin bekasıdır.
 
Vakti zamanında yeni müslüman olanlara "Türk oldu" denildiğini düşünürsek yanlışta söylemiş sayılmazsın aslında. :smile:

Konuya dönecek olursak: Düşünüyorumda süper tezgah be abi...Vakti zamanında koy diktatörleri, yapsınlar zulmü, sonra yine çık gel "kurtar" insanları zulümden...Tabi zulmün kralını şimdi yaşatacaklarını varsaymazsak.
 
Vakti zamanında yeni müslüman olanlara "Türk oldu" denildiğini düşünürsek yanlışta söylemiş sayılmazsın aslında. :smile:

Konuya dönecek olursak: Düşünüyorumda süper tezgah be abi...Vakti zamanında koy diktatörleri, yapsınlar zulmü, sonra yine çık gel "kurtar" insanları zulümden...Tabi zulmün kralını şimdi yaşatacaklarını varsaymazsak.

Ama şu yukarıdaki cümleyi tarih kronolojisinede koymak gerekir.
Cumhuriyetin ilanından menderesin idamına kadar olan süreç (idamın 5 yıl önce ve sonrası hariç) ile 80 darbesine kadar olan süreçlerde aktörler farklı nicklerle sahneye çıkmışlardır.
Zulüm dediğimiz şey aslında bence göreceli bir kavramdır.Ailemin bir kısmı Romanya ve Bulgaristan'dan,bir kısmı Erzincan ve evveliyatında orta asyadan göç etmesine karşın,çetelelerimde ne bulgar ne de rus zulmune ait bir kayıt yoktur.Hatta (Allah uzun ömürler versin) Anneannem hala eskiden gavurların bizim 1 kuruşumuza dahi yan bakmadan birlikte ne güzel geçinip gittiklerini,şimdi ise din simsarlarının müslüman ahaliyi nasıl soyduğunu anlatır.Ama bizim ailemizin zulme uğramamış olması başkalarının hayatınında güllük-gülüstanlık olacağı anlamına gelmez.Konuyu aslında şuraya bağlamaya çalışıyorum:
Sizin asker zulmü olarak nitelendirdiğiniz olayın kahramanı o askerler için "bizim çocuklar" ifadesini kullanarak taraf olmaktan ziyade yönetmen olduğunu bu millete anlatmıştır.Oysa güzel yurdum insanı hala "imamın ülküsü"nün askere karşı gelmek ve gördüğü zulümlerin intikamını almak olarak algılasada baştaki "imam" aslında kendi imamlarının ta kendisidir.Eee o zaman kimi kime şikayet edelim,maalesef zifafda bulunan kadı olunca :) elimiz kolumuz bağlı kalıyor.
Eşim başörtülüdür yada ben öyle tanımlarım ama halkımız o örtüye "türban" adını vermektedir :) ve biz o türbanla yılda en az 3-4 defa bir yüzbaşı ve bir binbaşı arkadaşımın lojmandaki evine ziyarete gideriz.Bu güne kadar ne çıkar diyen oldu,ne de burun kıvıran...Algıda seçicilik yada şahsiyette önemsizlik olarak niteleyin ,keyfiniz bilir.

Konu konuyu açıyor işte,her taşın altından bir abd li çıkıyor dediğimizde millet bunu yanlış anladı,nasıl kraldan çok kralcılar varsa,
şimdi bush tan çok puştlar var memleketimizde ve amerikanın sesi radyosunu dinlerken huşu içinde dolarlarını saymaktan mutluluk duymktadırlar,
:) :),neden güldüm,dolar dedimde aklıma geldi,
bankada 3-5 kuruşum var,ama hemen yanlış anlaşılmasın ya 300 yada 500 liram var,olursada yine lir olarak atarım ama dikkat ediniz bakalım en çok abd dolarını kimler istif etmektedir?:001_tt2:

Bu akşam bu kadar yeterli arkadaşlar,Allah hepinize selamet versin.Albayrak kardeşimin konusunu arada dağıtsakda sonunda toplarız elbet,hakkını helal et Albayrak,Allah'a emanet kardeşim.


edit:bakın yine içime atıp yatacaktım,sonra sabaha kadar uyuyamayacaktım,hani bir zamanlar şu tam gün yasasında avaz avaz çığıranlar gavur doktor ithaline ses çıkarmadılar ya ona yanarım.
Arkasından memura toplu sözleşme hakkı tanıdığı için sevgili padişahlarını yere göre sığdıramayanlar,toplu sözleşme heyetinin 6 üyesinin hükümet,3 üyesinin de sendikalardan oluşacağını duydukları halde bize duyurmayanların ikiyüzlülüğünü alkışlayarak ve rahatlamış olarak uykuya gidiyorum.Herkese hayırlı geceler...:)


Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!
NFK
 
bize insan ayırt etmeden ülkesini seven hiç bir ufak hesaba papuç bağlamayan yabancılara gerçek dünyada herkezin gördüğü gibi bakabilen ve ona göre tavrını koyan halkının çıkarlarını kendindenden önde tutan değer veren riya sahibi dinide güzellikleriylen uygulayan sevdirmesini bilen bir adam ve kendi gibi insanlardan kurulu grubu olan bir yönetici lazım.böyle şeyler görürmüyüz parçalanmadan ayrışmadan umut edecez artık olanlara her türlü kulp takıyoruz açık arıyoruz yeter artık ileriye bakmak lazım oda anca yeniden bir oluşumla olur ben kimsenin türk milleti olarak birbirine kötü bakmak isteyeceğine bunun doğru olduğuna inandığına hala inanmıyorum bu kadar müslümanı olan ülkede zaten dinimizin güzelliği gereği de mümkün olmamalı oldurulmamalıda... hayırlı geceler
 
Şu iki cümle dışında imza atarım. Burada 3 hafif problem tespit ettiğimi söylemek istiyorum..Tabi sen böyle kullanmışsın bu sadece benim fikrim abicim =). Bu arada yazına imza atarım kaşede istersen onu da hallederiz =) getir kağıda yaz bu yazıyı altına atayım imzamı basayım kaşemi, ıslak kuru mühürle destekleyeyim seni... o derece güzel bir yazı... :biggrin:

1)müslümanlık bu olmadığı için biz değiliz gibi bi cümle ile işe olasılık katmak bile (düşünmediğini biliyorum ama yine de öyle işte =). anlamışsındır umarım) bence çok doğru ifade biçimi değil. Çünkü zaten maşallah işi kavramışsın ki müslüman kime denir sorusunu benden iyi yanıt verebileceğini cümlelerinde gördüm ve sayende aslında senin gerçek genel kültürünü, bilgini ve imanını zaten bilmekle birlikte bu cümlelerle birkez daha görmüş bulundum.

2) Kelime-i tevhidin başını çok türkçeleştirmemiz gerekirse "Allah'tan başka tanrı yoktur..." şeklinde başlar ve devam eder. Burada tanrı denilen kavram ile özel ismi olan vakti zamanında tanrılık iddiasında bulunulan menat isimli tanrı, insan kavramıyla özel bir insan ismi ilişkisi eşdeğerdir... yani milyarlarca insan vardır ama hz muhammed (sav) bir tanedir... Başka hz Muhammed (sav) diye bir insan yoktur... Aynı şekilde tanrı olduğu iddia edilen milyonlarca numune vardır ki (Ateistin bile kendine has bir tanrısı vardır. Allaha inanmaması ayrı bir konu.) bütün bu tanrılık iddiası içinde olanlar içinden yalnızca adı Allah olan gerçek tanrıdır. Biz nasıl birbirimizi çağırırken "insan bir baksana buraya" demiyorsak ahmet, mehmet, ayşe, fatma diye hitap ediyorsak, Allaha da tanrı demek tanrılık iddiasından bulunan yüzlerce tanrıdan herhangi birisine mi yoksa sadece gerçek tanrı olan Allah'a mı seslendiğimiz konusunda özde değil ama çok düz mantıkla cümlenin sahibine hiç bakmadan değerlendirilirse bir belirsizlik yarattığı kanaatindeyim. Müslümanlar tanrısına sadece allah diye hitap etmelidir... Bu konuda özellikle çok muhafazakarımdır =)...

3) allah türkü korusun ve yüceltsin dersek. O zaman gerçekten inanmış bir afganı yerin dibine mi soksun.. Ya da mümin bir somalili ölsün mü? Nasıl bir dua bizler açısından daha doğru olabilir diye düşünüyorum sadece... Sadece türkler mi yoksa bunlar yanında ırkı ne olursa olsun bütün gerçek mü'minler de mi? Burada Allah müslümanı korusun ve yüceltsin daha doğru bir önerme olacaktır kanaatindeyim.. Burada müslümandan kasıt da gerçek mü'mindir. Bu konuyu ayrıca açıklamakta yarar var.. Münafık olanı, riyakar olanı değil ;)...

Ülkücülerin genel olarak kullandığı "tanrı türkü korusun ve yüceltsin" sloganı her dönemde ufak tartışmalarıda beraberinde getiriyor. " Tanrı" kelimesi, tapınılan herhangi bir varlık olarak düşünülürken, "Allah'ın" mutlak varlığı ifade ettiği Kuran-ı Kerimde sabittir. Şahsım adına ihtilaflı bulduğum için "tanrı" kelimesini kullanmamaya özen gösteririm. Ancak burada kullananın niyeti de önemlidir.

Mehmet Akif: - "demek almayacak Tanrı selamını bile" derken nasıl ki kastı Allahtır,

Degazor ağabeyimizin de elbette başka bir şeyden bahsetmiş olabileceği asla mümkün değildir. Hattı zatında türk edebiyatında "Tanrı" kelimesi sadece "Allah " için kullanılmıştır. Bu kelimeyi kullanmak insanı günahkar yapmaz. Ancak "ALLAH" kelimesini kullanmak elbette daha hayırlıdır diye düşünüyorum.

Gelelim Neden bütün "Müslüman" ları değilde "türk" ü korusun denildiğine. İslamcı(!) çevrelerin ülkücü camiayı dini açıdan eksik veya sakat göstermek amacıyla en fazla saldırdıkları nokta burasıdır.(bunları söylerken delibebe kardeşimizinde bu amaçla değerlendirdiğini ifade etmiyoruz elbette, lakin mesele tam anlamıyla anlaşılmadan benzer tartışmalar ister istemez çıkmaktadır.)

Öncelikle bütün İslamcı çevrelerin "türk" kelimesini bir kavim ismine indirgemeleri hadiseyi baştan yanlış değerlendirmelerine sebebiyet vermektedir.

Halbuki Türk; Türk Milliyetçileri için bir ırkın isminden ziyade anadoluyu mesken tutan toplum, türkçe konuşan müslümanlar, yada kafire karşı duran müslüman, bin yıldır haça çarpan hilalın adı. Gibi örneklerle tanımlandırılmıştır. Ortak tarih, kültür, töre, kader birliği yapmış ve milletleşmiş bir topluluğun ismidir Türk. İslamı kabul ettikten sonra asla soy üstünlüğü veya kan davası gütmemiş, bu sayede cihan imparatorlukları ve büyük medeniyetler inşa edebilmiştir. Batıda müslümanın adı Türktür. Özdeşleşmiş, etle tırnak gibi birbirine geçmiştir. Buradan İslamı kabul etmeyenler Türk değildir gibi bir anlamda çıkarılmamalı elbette, lakin bu sloganla özdeşleşen ülkücü hareket, en halis şekliyle müslümandır ve fikri altyapısını Kuran-ı Kerimle çatışmayan bir omurga üzerinde ete kemiğe bürümüştür.

Hattızatında "Türk", bir kavmin ismi olsa dahi efendimizin "kişi kavmini sevmekle kınanamaz" hadisi şerifi mücibinde, kavminin Allahu Teala tarafından korunması ve büyümesi duasına kim itiraz edebilir? Ailemiz, eşimiz akrabamız komşumuz için dua ederken normal olan bir durum, millet için olduğunda neden göze batmaktadır? Aynı ümmetin ferdi olmamız, Türk milletinin mensubu olmamıza engelmidir?

Ülkücü Hareket, "Allah Türkü Korusun ve yüceltsin derken" Bir başka söyleminde "kanımız aksada zafer islamın" diyebilmektedir. Üstelik demekle kalmamış bu mübarek dava uğruna şahadete koşmuş, destan yazmış, kendisiyle sembolleşen sloganın hakkını vermiştir.

Türk ismini duyunca kırmızı görmüş boğaya dönerek İslamcılık yaptığını zannedenler(tekrar edelim söz meclisten dışarı) en büyük darbeyi Ümmet-i Muhammed'e vurduklarının farkında mı acaba? Yıllardır "milli görüş" öğretisi yüzünden "türk" kavramını bir ırk ismine indirgeyip "sen türküm doğruyum dersen, ötekide çıkar bende kürdüm daha doğruyum deme hakkına sahip olur" teraneleriyle idrakleri iğdiş edilen hocanın talebelerinin bugün ülkede etnik ayrışmanın fitilini nasıl ateşlediklerinin farkındalar mı acaba? Her şehid haberinde kara kara düşünen başbakan ve şürekası "türkün " ne demek olduğunu anlayıncaya kadar, açılım saçmalıklarıyla önüne geçilemez hadiselerin baş tetikleyicisi oldular. Oysaki bu cumhuriyet kurulurken gayri müslimler haricindeki her vatandaşı "Türk "saymıştır. Böylesi bir anlayış türk ırkçılığıyla suçlanabilirmi? Devleti yönetenlerin yanlış politikaları sonucu ihmal edilen doğu bölgesinin ıslahı, "siz türk değil kürtsünüz" diyen dış bölücü mihrakların tezlerini doğrulamak ile mi mümkün olacaktı?

İşte hadise karşısında çözümsüz ve çaresiz İslamcı(!) fikir, işte milli birlik ve bütünlük arzeden türk milliyetçiliği fikir sistemi.
 
Şimdi şöyle özetlemem gerekirse ben particiliği desteklemiyorum... Bana dinimi öğreten ne ülkücü çizgi, ne de erdoğan ve tebası, ne her kesime ait yandaş medyalar ne şu ne budur. Esasen benim düşünceme göre ben bütün partileri reddediyorum ve benim düşüncemi hiçbir partinin temsil edemeyeceğini ısrarla söylüyorum... Ben hayatta kişilerin, kısaca herkesin attığı adımı kurana ve sünnete göre atması taraftarıyım. Kuran okumayan, anlamadığı ayetlerde onları tefsirlerden açıp değerlendirmeyen, hadis okumayan, kuran ve hadis yorumlarını ehli sünnet vel cemaat mezheplerine bağlı kalmadan kafasına göre değerlendiren her ne fikir olursa olsun kerpiç ev gibidir yıkılmaya mahkumdur.. Çünkü allah'ın da dediği gibi allah tuzak kuranların en hayırlısıdır... Yani denilmek istenen kuran ve sünnet dışı bütün düşünceler islama karşı her zaman tek yumruk olurlar tuzaklar kurarlar ama allah hepsinin tuzağını bozar. Onun her şeye gücü yeter. Bu tarz ayetler ve hadisler hep hikmetli sözlerdir (kelam-ı kibarla kıyaslanamaz) düşünen ne derece doğru olduğunu görecektir, hem de tarihte de hep kişiler farklı düşündükleri halde nedense konu islam olunca tek yumruk olmuşlardır. Yine bir başka ayette belirtilen birşey de şüphesiz müminler birbirlerinin dostudur.... Başka bir ayette ise müminlerin gerçek dostu allahtır... Mesela bir adam israil vatandaşı ve islamı kabul etmiş olsa imanından sonra da israilliler benim soydaşım diyerek sözlü, fiili veya finansal olarak ordusuna devletine yapılanmasına destek verdiğinde nasıl icraatlerinden dolayı o an için imanını kaybetmiş oluyorsa, her insan da bulduğu topluluğun, cemaatinin, kuruluşunun söz ve eylemlerini sözlü olarak ya da fiili olarak kuran ve sünnete ters olsa bile destekliyor, bunların içinden kuran ve sünnete yanlış birşey dese, yapsa bile gizlemeye çalışıyorsa o allahtan çok bulunduğu yeri ilah edinmiş demektir. Bırak kuruluşu filan her insan normal hayatında başkalarıyla ve hatta içinden konuştuğu şeylerden bile sorumludur ve din gününde bunlardan dolayı hesap verecektir... Dolayısıyla ilk önce kuran çok güzelce okunmalıdır öyle karar verilmelidir. Ben de türküm ondan daha önemlisi elhamdülillah müslümanım... Çünkü istediğin ırka mensup ol müslüman değilsen cennete giremeyeceksin. İslam allahın bir lütfudur. Türk tarihiyle gurur duyuyorum. Benim ecdadım 1000 yıl darul islam için göğsünü siper etti. Gülerek düşmanın içine koştu. Viyana kapılarında kelime-i şehadetler getirirken mübarek cenazeleri yerlere düşerek dayandı. FARKLI ZAMANLARDAKİ durumları eleştiririm o ayrı bir konu. Ama bi adam da çıkıp türkler islam için ne yaptı ki? diyemez zaten şuan yurtdışındayım ve izlenimlerimi söylemem gerekirse ecdadımızla gurur duyuyorlar ;).. Nasıl duymasınlar ki? islam tarihinin 3 de 2 sinde islamı yeri geldiğinde her çeşit ırktan müslüman kardeşlerinin gayretiyle savunmuş olan, onun için çalışmış olan benim ecdadımdır... Müslüman ecdadıma laf söyletmem. Hepsinin ruhuna fatiha okumayı unutmayalım =)...
 
İşin güzel tarafı bizimkilerde bunu "Osmanlı geri dönüyor!" zılgıtlarıyla karşılıyor ya ben ona yanıyorum.

Amerika'nın petrolü alır, toprakları o bölgenin itine çakalına verir, bizim başbakan da Osmanlı Osmanlı diyerek forsunu atar. Gerçekten gerizekalılarla kaynıyor bu dünya.
 
Geri
Üst