Novace
New member

Antalya Hava limanından Kemer’e…Oradan sahili takip ederek Muğla karayolu istikametinden yaklaşık 25 dakikalık bir yolculuktan sonra,sağda “Beycik” yazılı ufak bir tabelanın yön vermesiyle sağa kıvrılarak,o inanılmaz doğa içerisinde tırmanışa geçerek,tabiatın içinden çıkarken,kah haşmetli bir malikane kah ufak köy evleri kah bir koruluk ve Akdeniz’in mavi suları seyriyle, başını yukarı kaldırdığında bulutlarla kucaklaşmış ,sana küstahça bakıp “Hoşgeldin !” diyen dağlar arasından 6 dönüm arazideki 2000 yılı yapımı Villa il Castello’ya ulaşıyoruz. Bizi kapıda güler yüzle karşılıyorlar.

Bahçe kapısında neon ışıklarla adı yazılı Villa il Castello’da,ayaklarınızın altına serilmiş halı misali yemyeşil çimler ve aralarında doğal taşlardan yolda ilerliyoruz. Sağda ortaçağ evlerini andıran tamamı doğal görünümlü Muğla taşından yapılı somon renklerin hakim olduğu ev (köşk)ve solda yine somon rekli 3 katlı balkonları rustik ferforjeli sevimli bir villa göze çarpmaktadır.Önümüze çıkan masmavi pırıltılarla içimize serinlik veren bir havuz ve hemen karşısında ahşap,geniş pencereli yine taş yapı olan restaurant – cafe salonuyla burada unutulmaz güzel bir kaç gün geçireceğimiz kanaatine varıyoruz.
Dairemize çıktığımızda geniş bir yatak odası,banyo,salon ve balkondan ibaret suitimizde bir yanda dağ ve eteklerinde irili ufaklı köy evleri diğer yandan masmavi deniz manzarasıyla doyumsuz bir göz zevki yaşamaktayız.
Odamıza yerleşip tesisi gezmek için dışarı çıktığımızda,artık güneş çoktan kaybolmuş,yerini ışıklara bırakmış olduğunu görmekteyiz.Bahçede ışıl ışıl havuz ve duvarlarında apliklerle,masalarda mumlarla aydınlatılmış ses oranı çok iyi ayarlanmış ve oraya uyan romantik melodilerle ortamı en güzel şekilde yaşamamıza katkıda bulunan restaurantta yemeklerimizi büyük bir keyifle yedikten sonra
Taş evi geziyoruz.
Sedir ağacından yapılmış pencereler,kapılar,parke ve mobilyalar ahşabın o inanılmaz uyumunu gözler önüne seriyor.
Salonda bir şark köşesi,klasik gaz lambası,sini,semaver ve duvar aksesuarları ile Türk desenli kilimleri , Salonun diğer yanında tamamen modern tarz sevenler için hazırlanmış deri koltukları görüyoruz.Verandaya çıkınca resim gibi duran salkım salkım siyah üzümleri orada hemen yemek istiyorsunuz.
Üst katı geniş bir ebeveyn banyolu yatak odası,geniş bir salon ve çalışma odası tamamlıyor.Muhteşem deniz,dağ,orman manzarası güzelliğine güzellik katıyor.
Son kat değişik bir mimari ile mekanın oradaki en güzel manzarasını kucaklamış haliyle çevresi pencere ortada şöminesi suiti tamamlamaktadır.
Zemindeki kiler odaları,merdiven sahanlıkları,banyosunda bulunan sauna,jakuzi,doğalgaz kalorifer sistemi ile hem ortaçağın dış estetik görüntüsü hem de modern hayatın en kolay yaşamını bizlere vermektedir.Bahçede yine malikhane kadar haşmetli olmasa da çok sevimli bir ev dikkati çekiyor.Burada çalışanlar kalıyor.Zemininde ise kapalı garaj,araç gereç ve gıda depoları yer almaktadır.
Gece havuz başında çaylarımızı yudumlarken,bu eserlerin sahibinden çevrenin özelliklerini ve yaşam şartlarını
dinliyoruz.

- Dağ, deniz ve ormanın bir araya geldiği muhteşem bir doğa harikası,
- Uluslararası Off-Road Rally yarışları Beycik’te,
- Uluslararası Off-Shore yarışları Beycik’e 25 dk. mesafede Kemer’de,
- Akdeniz’in en önemli Tracking yolu Beycik’ten başlıyor.
- Mavi Bayraklı 4 sahile Beycik’ten sadece 15 dakika mesafeyle ulaşılıyor.
- Beycik’in yanıbaşındaki Tahtalı (Olimpos) Dağ’ı denize en yakın yükseklik bakımından 3. zirvesidir.
- Tahtalı (Olimpos) Dağ’ı zirvesinde kurulmakta olan teleferikle ulaşılan kayak merkezi Beycik’in değerini arttırmaktadır.
- Beycik,ortalama yarım saatte ulaşılan 2 uluslararası marinanın tam ortasındadır.
- Beycik, Olympos, Phaselis, Chimera, Adrassan gibi arkeolojik güzelliklerin tam ortasındadır.
- 3 Adalar,temizliği ve sualtı zenginliği ile Ulusal Park ilan edilmiş bir Mavi Bayraklı denizi ve sahillerini Beycik’in tam karşısında sunuyor
- Antalya Havalimanı’ndan Beycik’e giden yol Türkiye’nin en güzel manzaralı yollarından biridir.
- Beycik trekking,canyoning,rafting ve diving gibi pek çok doğa sporları için bulunmaz bir noktadır. Diyor..
Yazı ılık esintiler içinde güneşten bol bol faydalanarak geçirdikten sonra ,sonbaharın renk cümbüşü içinden çıkıp kış mevsimi dağları karla örterek bembeyaz masum bir hale getirdiğini,denizden bunca yüksek olmamıza rağmen yayla havamızın hiç de sert olmadığını,nem oranının normlarda olduğunu,iştah açan havanın sessizlikle huzur içinde uyunan bir mekanda olduğumuzu dinlemekteyiz.En güzel yanı da akan suyu içiyor olmamız,İsviçre’de akan suyu içmiştim.Çok beğenmiş olmakla beraber içtiğim hiç bir sudan bu kadar güzel tat almamıştım.
Günbatımı saatinde geldiğimiz Villa İl Castello’da,artık yatma zamanı gelmişti.Odamıza çıkarken o yoğun karanlığın içinden gökte göz kırpan yıldızların bize bu kadar yakın olduklarını ilk kez görmekteydik.Ağustos böcekleri ve kurbağa sesleriyle karışan doğadan gelen gecenin sessizliğindeki seslerini dinleyerek uyuduk.
Sabah uzaktan gelen horoz sesleriyle uyanırken kendimizi bir çiftlikte zannettik.
Keyifli bir kahvaltı sonrası,yine çevre ile ilgilenip kısa bir köy gezisi yapıyoruz.Aydın köylüsü,bakımlı yapılarıyla çevrenin de Villa İl Castello’ya yakıştığını anlıyoruz.
Bu mükemmel malikhanede bir o kadar mükemmel işletmecisi ile de adeta aile ortamındaymışçasına hiç bir problem yaşamadan,yorulmadan gerçek manada huzur dolu bir tatil yaptığımızı anlıyoruz.
Biz küçük kızımla bu istisna mekana şeker bayramı arifesinde geldik.Bayram sabahı Asım bey’in bayram namazından dönüşüyle kahvaltıda başlayan bayramlaşmamızda hem badem şekeri,Çikolata Şeker ikramları ile ağzımız tatlanmakta ve hem de bayram parası esprisi ile kendisinden aldığım uğuruna inandığım parayla neşeleniyorum.
Sadece iki kişinin onca işin içinden çıkması ,Asım bey’in Saat gibi işleyen sistemi kurmuş ve uyguluyor olmasından kaynaklanıyordu.Yanında sadece bir tek yardımcı bayan Meliha hanım ile inanılmaz bir işbirliği sessiz sedasız ortamı tamamen huzur dolduran o ortamda Meliha hanımın ve Asım bey in temizlik ile mutfak kültürüne gösterdikleri önem ve uyguladıkları tatlar her şeyin çok lezzetli olmasını sağlamaktaydı.,Kendilerini ve severek büyük bir keyifle başardıkları bu iletişimi,işbirliğini kutlamaktan başka söyleyecek söz bulamıyorum.
Mekana müdavim olmuş kendisini bu mekanda aileden sayan Komşu evlerden Ayten Hanım da, şehirli kültürü ve yakın dostluğu ile ortama neşe katanlardandı.
Bitmesini hiç istemediğimiz -tekrar tekrar gelmeyi aklımıza yazarak- öylesine huzurlu,öylesine lezzetli, keyifli bir zaman geçirmenin verdiği zevki,çok sevdiğim arkadaş,eş,dost ve kardeşlerimin de yaşaması için onlara bu yazımı hazırlıyor ve şiddetle tavsiye ediyorum.Herkesin yaşaması dileklerimle…