Anayasayı değiştirecekseniz, önce darbe yapın

LOOPUSED

Altın Üye
Altın Üye
Katılım
6 Haz 2008
Mesajlar
12,048
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
55
Konum
€z€Ld€n €b€d€
Anayasayı değiştirecekseniz, önce darbe yapın

Bu sene 85. yılını idrak ettiğimiz 'Cumhuriyet'imizin ilk olarak 1924'te yürürlüğe giren anayasası, 60 ve 80 darbelerinden sonra değiştirilmiş bulunsa da hepsinde ortak olan bir ifade vardır: Türkiye Cumhuriyeti'nin bir "hukuk devleti" olduğu.

Nedir hukuk devleti?

"Hukukun üstünlüğü" ilkesini kabul eden ve yargı denetimine bağlı kalan devlet.

Bu ilke, Platon ve Aristo'dan bu yana, hukuk felsefesinin temel kavramlarından biri olarak kabul edilir.

Montesquieu tarafından ortaya atılan "kuvvetler ayrılığı" ilkesiyle, hukuk devleti daha bir derinlik kazanmıştır.

* * *

Yasama, Yürütme, Yargı olarak belirlenen erklerin kendi işlerini kitaba uygun şekilde yapmaları halinde, devletin ve toplumun ahengi sağlanmış demektir.

Yasama, Meclis'in sorumluluğundadır.

Meclis, duvarındaki "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" yazısını hiç unutmadan yasa çıkartarak toplumda düzeni sağlar.

Yürütme, hükümetin görevi.

Devlet işlerinin kanunlara uygun şekilde ve toplum menfaati doğrultusunda yürütülmesinden sorumludur.

Yargı ise mahkemelerin görev yetkileri altında işleyen kurum.

Yargıçlar, "Al sana adalet" diyerek isteyen istemeyen herkese adalet dağıtır.

* * *

Gözünü sevdiğim kuralları!

Böyle yazıya dökünce ne güzel duruyor!

Nasıl da tıkır tıkır işlemekteymiş, işleyecekmiş gibi görünüyor!

Ara sıra birileri çıkıp "Ben sizin babanızım, ben ne dersem o olur!" şeklinde posta koymasa, belki yine işler rayında gidecek.

Fakat gitmiyor azizim!

* * *

O sebeple, "Kuvvetler ayrılığı" deyince, bazıları gevrek gevrek gülerek, gerdan kırarak ve de geriye doğru yaslanarak, kendi kafasına göre açıklamaya çalışıyor:

"Kara Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri..."

İyi, afferin sana!

Bir de Jandarma var, onu unutma!

Unutursan küserler, kaba yerinden süserler!

* * *

Devlet işlerinin aksamadan yürümesi için gerek ve şart olan kuralları, keyfince eğip büken ve dalgasını geçenler, küçük bir azınlık aslında.

Öyle sanıyorum ki o muhteremlere "trafikteki geçiş üstünlüğü"nün ne olduğu sorulsa, sıralamayı şöyle yaparlar:

"Tır, kamyon, otobüs, kamyonet, minibüs, otomobil..."

* * *

Büyük ve güçlü olana öncelik tanımaktan başka bir yönteme kafaları basmaz.

Yani orman kuralı...

Hâlbuki hukuk denen şey, orman kuralını yok etmek için sistematize edilmiştir.

Ve güce değil, hakka göre şekillenir.

Zaten 'hukuk' kelimesi de 'haklar' anlamına gelmektedir.

* * *

Hakka değil, büyüklüğe ve güce tapanlar için, basitçe "herkesin kendi işini düzgünce yapması, yekdiğerinin işine karışmaması" anlamına gelen kuvvetler ayrılığı ilkesi, rahatlıkla çiğnenebilir.

İşbu sebeple, biri diğerinin yetki alanına girebilmektedir rahatlıkla; pervasızca haddini aşabilmektedir.

Ve apaçık yahut üstü kapalı şöyle diyebilmektedir: Anayasayı değiştirecekseniz, önce darbe yapın!





http://habervaktim.com/yazar/8473/anayasayi_degistirecekseniz_once_darbe_yapin.html
 
Bu Askerden Korkunuz Ne Beya...
Sizin Emellerinize Engel Olacak Tek Kurum Asker Kaldı Ondan mı Acaba....
Anayasayı Değiştirelim Beya Yazın Bir Anayasa Bakalım...
VAKİT YENİ ŞAFAK MİLLİ GAZETE yazarları birleşin yazın bir anayasa...
Pardon unuttum STAR BUGÜN TARAF yazarlarıda olacak..ÖCALANI unuttum Çok Pardon...
Hepinizin Amacı nede olsa aynı...
Gerçek yüzünüz Ortaya Çıksın...
 
Askerden korkmalarının sebebi açık; geçmişteki İstiklal Mahkemelerinde asılan sahte dinci vatan haini hocaları hatırlıyorlar. Bu dram ne zaman akıllarına gelse ürperiyorlar.

Yüce Atatürk' ün İsmet paşaya bir sözü var; "İsmet bunca vatan hainini yargılayıp astık, bunların yaptıkları edepsizlikler hainlikler unutulacak, ama bunların asıldığı unutulmayacak", demiş. Zaman mefhumu Atamızı ne kadar da haklı çıkarıyor. Armut dibine düşermiş.
 
Arabalarının arkasında

"Egemenlik kayıtsız şartsız allahındır"

yazanlar Milli Egemenlik, cumhuriyet, hukuk devleti gibi kavramlarda ne güzel jazz yapar olmuş.


Bunların zekası demogoji yapmaya elverişlidir. Yarım akılları ve kelime oyunları ile çirkeflik yapmak da gelenekleridir. Kim midir bunlar?

-Sakalları uzundur genelde,
-tarikatları hocaları vardır,
-müspet bilimlerin Allahın varlığını ispat etmek için ortaya çıktığını zannederler,
-evrim teorisine inananları ateist kabul ederler ama arabistandaki zenci ve çindeki çekik gözlü konusunda Hz. Havva mı çekik gözlüydü, Hz. Adem mi zenciydi karar veremezler,
-arabın çölde bulabildiği tek meyve olan yavan hurmayı nimet sayar,
-arapça bilmeyi irfan sayarlar gırtlaklarındaki hırıldamalar ile
-doğru bildiklerini yaşatma konusundaki hassasiyetlerini bu doğruları yaşama konusunda gösteremezler
-Atatürk denilince tüyleri diken diken olur,
-Bir kaç meşhur Arap imamın adı anılınca gözleri yaşarır,
-Laiklikten hoşlanmazlar bu dünyayı allah adına kulların yönetmesini savunurlar,
-Batılı devletlerde türbanlı kadınlara verilen özgürlüklere bayılırlar, ama mini etekli kadınlara verilen özgürlükleri orospuluk sayarlar,
-Şeytan taşlarlar ama şeytanın dünyadaki temsilcisi düşman ülkelerden destek almak için ittifak yapmaktan kaçınmazlar,
-Türkler islamdan önce hayvandı sayarlar, Türk tarihini 1299 dan başlatırlar,
-Din kardeşlerinden yedikleri kazıklar konusunda balık hafızalıdırlar kan kardeşlerinin kıyaklarını tehdit sayarlar

Kim mi bu kişiler? Ya saflığından kandırılmış, ya çıkarları için kendi katılmış, ya bağnazlığından gözü kör olmuşlardır.

SONRA DA ÇIKARLAR DEMOKRASİ İNSAN HAKLARI LAİKLİK HUKUK DEVLETİ DİYE BAĞIRIRLAR.
Sanki hukuk devleti kavramını kendi imamları icat etmiş, laikliğin en güzel uygulamaları kendinden önceki din devletlerinde uygulanmış gibi bağırırlar.

Ordu kuyruklarına bastığında ciyaklar, dipçiği yediklerinde dut yemiş bül bül olurlar.
Ataları istiklal mahkelemerinin dar ağaçlarında sallandırılmıştır...

KİM MİDİR BU DEMOKRASİ, İNSAN HAKLARI HUKUK DEVLETİ SAVUNUCULARI...
Dengesiz yobaz kişiliklerdir.

Hala sormayın bana.
Ha bu laflardan sonra kişiliğime de saldırmayın.
Atatürk'e de saldırmayın.


BEN LAFIMI ORTAYA SÖYLEDİM;
-BEĞENEN ALIR GİDER!
-BEĞENMEYEN BIRAKIR KAÇAR!
 
En büyük kurumlarımızdan olan mahkemelerimizin de duvarında “Adalet mülkün temelidir” yazıyor. O söz de Hz. Ömer’ e ait. Şimdi burada size uymayan 2 şey var;
1) Hz. Ömer Türk değil,
2) Hz. Ömer Müslüman.
Siz, bildiğim kadarıyla Türk olmayanları sevmezsiniz. Üstelik de İslami kişiliği olan Hz. Ömer’in sözlerinden birinin resmi mahkeme duvarına yazılmış olmasından dolayı ne kadar öfkelisiniz çok merak ediyorum. Bence o yazıyı da oradan kaldırtmaya bakın diyecem ama baksana sizin için çalışan mekanizmalar da birer birer eriyor. Medyalarınız çökmüş, okur ve izleyici sayınızda ve geri kalanların size duyduğu güven oranında korkunç çöküş var. CHP’ nin zaten durumu malum. Batılının Osmanlı için kullandığı “hasta adam” tabirine yakışacak durumda. Yalnız tek bir fark var. Osmanlı ne hasta adamlık durumuna düşmeden önce, ne de kendisine bu tabir yakıştırıldığında hiçbir zaman CHP kadar düşkün olmamıştı. Yukarıda Boris “öcalanı da alın” demiş. Pardon boris efendi “öcalanı almaya gittik ama daha öncesinde size söz vermiş olduğunu” söylediğinden elimiz boş döndük. Ya ayıp bu senin yaptığın!. Ne çabuk unuttun, CHP – KARAYALÇIN – DTP, bunlar sana bir şey ifade ediyor mu? Yok yok çooooooook gerilere gitmene gerek yok, çok yakın tarihte oldu bunlar. Sizin içinizde bir tek Mustafa Sarıgül adam gibi adam, ama Allah onu’ da CHP’ nin başına getirmez inşallah. Sarıgül gibi adam nasıl oluyor da CHP içinde durabiliyor şaşıyorum. O adam hastaları gider evinde ziyaret eder, o adam dine ve milli değerlere saygılı, ne işi var orada anlamıyorum. Ben CHP’ nin toparlanabileceğine inandığım bir tek bu adamdan korkarım. Ama boşuna tedirginim. Zaten sizdeki dikta hiyerarşi buna müsaade de etmez.
Gelelim şu İstiklal Mahkemelerinden korkulması meselesine. Arkadaşın birisi demiş ki; bu mahkemelerde asılan sahte hocalarını hatırladıklarından dolayı askerden korkarlar diye. Bir; “onların sahte hocaları” dediğine göre yani sen bunu demeyen gruptan olmakla birlikte Müslümanlardan kendini görmüyor olmalısın, senin için mahsuru yoksa bizim için de hava hoş. İki; Üstelik bir çok konuyu yanlış bildiğiniz gibi, bu mahkemelerin tarihçesini de yanlış biliyorsunuz, ya da çarpıtmaya çalışıyorsunuz ama boşuna. İstiklal mahkemeleri ilk zamanlar asker kaçaklarını yargılamak, gerekirse cezalandırmak maksadıyla kurulmuş ve birçok genci de orduya geri kazandırabilmiştir. Ama daha sonraları gariban insanlarla, zavallı masum alimlerle uğraşır hale gelmiştir. Ne zaman bu hale gelmiştir? Milli şef döneminde tekrar açıldıktan sonra, ilk zamanlarki görev şuuruyla değil de, rejim muhalifleriyle uğraşmaya başlamıştır. İki sandalye, bir masa, iki avukat, bi hakim seyyar pat diye kurulan ne oldu ne bitti anlaşılmadan hüküm verilen ama dava kayıtlarının kesinlikle tutulmadığı mahkemeler. Övüne övüne bunları savunuyorsunuz değil mi?
Gelelim yukarıda zikredilen nahoş gösterilmeye çalışılmış Müslümanlar topluluğunu karalama kampanyasına. Bizim olumsuz yönlerimizi göstermeye bayılırsınız da, kendi senaryolarınızla nasıl bizim gibi insanlara çamurlar attığınızı hiç hatırlamaz mısınız? Televizyonlarda az mı gördük Fadime Şahin tiyatrolarını. Çirkef bir kızı al pavyondan sok sahneye, bi de sakallı birini aynı odada bas, ondan sonra gel burada bütün sakallılara kus. Oscar verilecek insanlarsınız. Kendiniz yazın, kendi adamlarınıza oynatın, kendiniz basın, valla süper. Ne hikmetse bu Fadime Şahin sadece Refahyol döneminde örtünmüş, kapanmıştı, şimdilerde yine ilk geldiği yerlerde sürtüyor, gördük son hallerini. Aczmendilik te birden bire aynı dönemde hortlatılmıştı ne tesadüf, sonra hükümet yıkıldı, onlar da birden kayboldular. Neden? Çünkü, MISSION ACCOMPLISHED
Ya beynim çatlayacak. Bu sakallı, dindar halkla ne alıp veremediğiniz var sizin? Osmanlı’ dan neden bu kadar nefret ediyorsunuz? Dini değerlere neden bu kadar mesafelisiniz? Anlayamadığım başka bir konu da bir insan, başka birileri için “Ordu kuyruklarına bastığında ciyaklar, dipçiği yediklerinde dut yemiş bül bül olurlar.
Ataları istiklal mahkelemerinin dar ağaçlarında sallandırılmıştır...

KİM MİDİR BU DEMOKRASİ, İNSAN HAKLARI HUKUK DEVLETİ SAVUNUCULARI...
Dengesiz yobaz kişiliklerdir.

Hala sormayın bana.
Ha bu laflardan sonra kişiliğime de saldırmayın.
Atatürk'e de saldırmayın.” der de , bu kadara kadar ağır laflar eder de nasıl olur da banlanmaz? İlle gidip bakın böyle böyle bir hakaret var mı dememiz lazım?
Dur bi saniye, arkadaş pardon ya! Sözünün sonunda “ben size ağzıma geleni söyleyeyim ama siz bana tek kelime etmeyin, kişiliğime saldırmayın” demişsin. Çok özür dilerim, görmemişim. Eğer görseydim emin ol bu kadar kızmazdım. Ne demek, ne demek, buyur istediğini söyleyebilirsin abi estağfurullah lafımı olur!
 
yukardaki konuyla ilgili yazılarınız süper..... :durdurun

konuyla ilgili yazmayacaksanız neden ortamı geriyorsunuz...


bu ülkede 1924 anayasası hariç (darbeler hariç) yeni bir anayasa yapılamadı.
bu bence büyük bir eksiklik.
 
En büyük kurumlarımızdan olan mahkemelerimizin de duvarında “Adalet mülkün temelidir” yazıyor. O söz de Hz. Ömer’ e ait. Şimdi burada size uymayan 2 şey var;
1) Hz. Ömer Türk değil,
2) Hz. Ömer Müslüman.
Siz, bildiğim kadarıyla Türk olmayanları sevmezsiniz. Üstelik de İslami kişiliği olan Hz. Ömer’in sözlerinden birinin resmi mahkeme duvarına yazılmış olmasından dolayı ne kadar öfkelisiniz çok merak ediyorum. Bence o yazıyı da oradan kaldırtmaya bakın diyecem ama baksana sizin için çalışan mekanizmalar da birer birer eriyor. Medyalarınız çökmüş, okur ve izleyici sayınızda ve geri kalanların size duyduğu güven oranında korkunç çöküş var. CHP’ nin zaten durumu malum. Batılının Osmanlı için kullandığı “hasta adam” tabirine yakışacak durumda. Yalnız tek bir fark var. Osmanlı ne hasta adamlık durumuna düşmeden önce, ne de kendisine bu tabir yakıştırıldığında hiçbir zaman CHP kadar düşkün olmamıştı. Yukarıda Boris “öcalanı da alın” demiş. Pardon boris efendi “öcalanı almaya gittik ama daha öncesinde size söz vermiş olduğunu” söylediğinden elimiz boş döndük. Ya ayıp bu senin yaptığın!. Ne çabuk unuttun, CHP – KARAYALÇIN – DTP, bunlar sana bir şey ifade ediyor mu? Yok yok çooooooook gerilere gitmene gerek yok, çok yakın tarihte oldu bunlar. Sizin içinizde bir tek Mustafa Sarıgül adam gibi adam, ama Allah onu’ da CHP’ nin başına getirmez inşallah. Sarıgül gibi adam nasıl oluyor da CHP içinde durabiliyor şaşıyorum. O adam hastaları gider evinde ziyaret eder, o adam dine ve milli değerlere saygılı, ne işi var orada anlamıyorum. Ben CHP’ nin toparlanabileceğine inandığım bir tek bu adamdan korkarım. Ama boşuna tedirginim. Zaten sizdeki dikta hiyerarşi buna müsaade de etmez.
Gelelim şu İstiklal Mahkemelerinden korkulması meselesine. Arkadaşın birisi demiş ki; bu mahkemelerde asılan sahte hocalarını hatırladıklarından dolayı askerden korkarlar diye. Bir; “onların sahte hocaları” dediğine göre yani sen bunu demeyen gruptan olmakla birlikte Müslümanlardan kendini görmüyor olmalısın, senin için mahsuru yoksa bizim için de hava hoş. İki; Üstelik bir çok konuyu yanlış bildiğiniz gibi, bu mahkemelerin tarihçesini de yanlış biliyorsunuz, ya da çarpıtmaya çalışıyorsunuz ama boşuna. İstiklal mahkemeleri ilk zamanlar asker kaçaklarını yargılamak, gerekirse cezalandırmak maksadıyla kurulmuş ve birçok genci de orduya geri kazandırabilmiştir. Ama daha sonraları gariban insanlarla, zavallı masum alimlerle uğraşır hale gelmiştir. Ne zaman bu hale gelmiştir? Milli şef döneminde tekrar açıldıktan sonra, ilk zamanlarki görev şuuruyla değil de, rejim muhalifleriyle uğraşmaya başlamıştır. İki sandalye, bir masa, iki avukat, bi hakim seyyar pat diye kurulan ne oldu ne bitti anlaşılmadan hüküm verilen ama dava kayıtlarının kesinlikle tutulmadığı mahkemeler. Övüne övüne bunları savunuyorsunuz değil mi?
Gelelim yukarıda zikredilen nahoş gösterilmeye çalışılmış Müslümanlar topluluğunu karalama kampanyasına. Bizim olumsuz yönlerimizi göstermeye bayılırsınız da, kendi senaryolarınızla nasıl bizim gibi insanlara çamurlar attığınızı hiç hatırlamaz mısınız? Televizyonlarda az mı gördük Fadime Şahin tiyatrolarını. Çirkef bir kızı al pavyondan sok sahneye, bi de sakallı birini aynı odada bas, ondan sonra gel burada bütün sakallılara kus. Oscar verilecek insanlarsınız. Kendiniz yazın, kendi adamlarınıza oynatın, kendiniz basın, valla süper. Ne hikmetse bu Fadime Şahin sadece Refahyol döneminde örtünmüş, kapanmıştı, şimdilerde yine ilk geldiği yerlerde sürtüyor, gördük son hallerini. Aczmendilik te birden bire aynı dönemde hortlatılmıştı ne tesadüf, sonra hükümet yıkıldı, onlar da birden kayboldular. Neden? Çünkü, MISSION ACCOMPLISHED
Ya beynim çatlayacak. Bu sakallı, dindar halkla ne alıp veremediğiniz var sizin? Osmanlı’ dan neden bu kadar nefret ediyorsunuz? Dini değerlere neden bu kadar mesafelisiniz? Anlayamadığım başka bir konu da bir insan, başka birileri için “Ordu kuyruklarına bastığında ciyaklar, dipçiği yediklerinde dut yemiş bül bül olurlar.
Ataları istiklal mahkelemerinin dar ağaçlarında sallandırılmıştır...

KİM MİDİR BU DEMOKRASİ, İNSAN HAKLARI HUKUK DEVLETİ SAVUNUCULARI...
Dengesiz yobaz kişiliklerdir.

Hala sormayın bana.
Ha bu laflardan sonra kişiliğime de saldırmayın.
Atatürk'e de saldırmayın.” der de , bu kadara kadar ağır laflar eder de nasıl olur da banlanmaz? İlle gidip bakın böyle böyle bir hakaret var mı dememiz lazım?
Dur bi saniye, arkadaş pardon ya! Sözünün sonunda “ben size ağzıma geleni söyleyeyim ama siz bana tek kelime etmeyin, kişiliğime saldırmayın” demişsin. Çok özür dilerim, görmemişim. Eğer görseydim emin ol bu kadar kızmazdım. Ne demek, ne demek, buyur istediğini söyleyebilirsin abi estağfurullah lafımı olur!


Gerçekten bazen arapça okumaktan Türkçe yi unuttuğunuzu düşünüyorum.
İslami değerlere saldırmışım.
Bak bakıyım yazımda hangi islami değere saldırmışım.

Sakal bırakmak, hurma yemek, tarikata üye olmak, Atatürk ismi duyunca tüyleri diken diken olmak islami değerler midir?
Bu saydıklarım müslümanların ortak özellikleri midir?
Eğer yanıtın evetse işte tam benim yazdığım yobaz, sabit fikirli, kraldan çok kralcı islam-cı tipine (müslüman demedim bak) giriyorsun demektir.
Bakın müslüman ya da dindar demiyorum. İslam-cı diyorum. İslamcı demek müslüman demek değildir. İslam dinine sahip kimseye müslüman denir islamcı değil. O yüzden yobaz gerici bağnaz hurafeleri din sayan adamları tarif ettim yazımda. Ama sen islama saldırıyorum sanmışsın, ateist bellemişsin, islami değerlerle kavgalı sanmışsın bir müslüman kişiyi.

Yanlış bellemişsin be kardeşim, ben islamiyeti kirleten müslümanlarla problem yaşayan bir kişiyim. Yukarıda da Atatürk ten hoşlanmayan gerici yobaz sakalı uzun aklı kısa islamcı tipini çizdim. Müslüman topluluğu karalama kampanyasına girişmişim. Bak sen... Bir müslüman olarak benim işim müslümanlığı savunmaktır karalamak değil ama ben müslümanlığı kirleten bağnaz allahın sevgi ve ilim yolunda değil arabın yobazlık ve şiddet yolunda giden müslümanlardan koruyorum islamiyeti.
Gerçi komünist parti lideri, ve hizipçi CHP başkanı üzerinden Atatürk'e saldıranlar çok iyi bilirler karalama ve kötüleme kampanyalarının ne olduğunu. Biz onlar kadar anlamayız karalamaktan çamurla işimiz olmadığı için ellerimiz temizdir.

Zaten yazıdaki ironi de aynen böyle. Sanki bu ülkeye laikliği kendileri getirmiş gibi, demokrasiyi dergahlarında icat etmişler gibi ders veren dinci yazarlara tepki vermiştim. Laikliğe karşı demokrasiye karşı defalarca ayaklanan yobaz zihniyet bugün yıkamıyoruz bari yeniden tanımlayalım içini boşaltalım yıpratalım politikası izliyor.
Orduya saldır, Atatürk e saldır, yargıya olan güveni yık.
İşte şeref yoksunu bazı islamcıların yabancı ajan liboş gazeteciler ile ortaklıkları tam da budur.

Terör örgütü şahlansın, ekonomi yeni bir krize sürüklensin, milli birliğimiz zayıflasın, yargıya olan güven azalsın, ordu yargılansın biz de HUKUK DEVLETİ, LAİKLİK DEMOKRASİ İNSAN HAKLARI yazanları alınlarından öpelim.

Yobaz gericilik islamda olmayan şeyleri islamın parçası gibi göstermektir, islamın tek gerçeği ve kutsalı kuranın dışındaki kültürel kavramları islammış gibi göstermek.

Bir tek sen üzerine alınmışsın herhalde.
Atatürk deyince tüyleri diken diken olurlar sözüme mi içerledin?
 
Bir Anayasa Baştan Sona Nasıl Değişir Biliyor musunuz ?
AnaYasa Değiştirmek , KanLa olur .
Bunu ilk önce bilin ondan sonra konuşun .

Anayasalar Baştan sona Şu şekilde değişebilir

Devrim olursa
İç Savaş Çıkarsa
Askeri Darbeyle


Bu tüm Dünya ülkeleri için geçerlidir .
Kan dökülmeden AnaYasa Tümden değiştirilemez .
 
bence güzel yazı olmuş bazı arkadaşlar üst perdeden tepki koymuşlar belki ama tepkiler yersiz,ayrıca bu ülkede anayasa hep darbeyle değiştiyse bu ülkenin demokrasiden cumhuriyetten bahsetmeye hakkıda yoktur ..ve zaten bu ülke ne demokrat ne cumhuriyetçidir. aristokrasi oligarşi militarist elit yapı nın üniterliği söz konusudur. bütün kavgalar gürültülerder bu zümrelerin pay kavgasıdır..yanılmıyorum umarım.eline sağlık iyi yazıydı diyeyim ..
 
bütün anayasaların kaynağı zaten darbedir türkiyede bunu bilmeyenmi var..demokrasi ise halkı kandırdıkları bayramın adı cumhuriyetle beraber bir afyondur bu ülkede..yanılıyormuyum dostlar..güzel yazı sonuçta..
 
Askerden korkmalarının sebebi açık; geçmişteki İstiklal Mahkemelerinde asılan sahte dinci vatan haini hocaları hatırlıyorlar. Bu dram ne zaman akıllarına gelse ürperiyorlar.

Yüce Atatürk' ün İsmet paşaya bir sözü var; "İsmet bunca vatan hainini yargılayıp astık, bunların yaptıkları edepsizlikler hainlikler unutulacak, ama bunların asıldığı unutulmayacak", demiş. Zaman mefhumu Atamızı ne kadar da haklı çıkarıyor. Armut dibine düşermiş.



hainlerin asılıp gebertilmeden önce ırzlarınada geçilseydi şimdi bütün hainleri tek tek neden asıldığını bilirdik ....

gebertilen hainlerden az da olsa aklımda kalan üskülüplü akif hocamıydı neydi asılmadan önce bu haine muammele çekecek bir çingene vatandaşımızı bulsalardı şimdi üskülüplü akif hocanın ne mal olduğunu daha iyi öğrenirdik ve unutmazdık..
 
Geri
Üst