Bir referandum kampanyası sürüyor ki sormayın. Bir zamanların meşhur pembe dizisi " Yalan Rüzgarı " sahneleniyor sanki . Ben, beni okutup hukukçu yapan yüce Türk Milletine karşı görevimi yapmak, değerli okurlarıma acizane biraz bilgi vermek istiyorum; Darbe Anayasasını değiştiriyoruz yanlışıyla başlayalım söze. 1982 Anayasası tam 16 kez değişti , bu on yedinci yani öyle ilk değişikliği yapan Sayın BAŞBAKAN değil. Ve 16 kez değişiklik gören bu Anayasanın şu ana kadar tam 83 maddesi yani üçte birinden fazlası değişmiş. Bu değişikliklerin en fazlası da MHP-ANAP-DSP üçlü koalisyon hükümeti zamanında 37 maddeyle gerçekleşti. Bu 37 maddenin tamamıda kişi hak ve hürriyetlerini geliştirici maddelerdi ( İnanmayan " Yalan Rüzgarı – EVET 1000. BÖLÜM " yazar ve uygulayıcıları açsın baksın ), üstelik bu maddelerin tamamı mecliste 400'ü aşkın oylarla , toplumun rızasıyla ayrı ayrı maddelerde uzlaşılarak kabul edildi. Bugünkü gibi İktidarın ben yaptım, vatandaş içinde beğenmediği maddeler de olsa evet verecek dayatmasıyla değil. Yani neymiş, bu Anayasa artık Darbe'nin 82 Anayasası değilmiş ve toplumsal uzlaşma yerine Vatandaşa İktidar dayatmasıyla değiştirilmek isteniyormuş.
Memurlara Toplu Sözleşme hakkı veren 53. maddeyle devam edelim yalan rüzgarına. Toplu sözleşme hakkı veriliyor ama işçiler gibi grev hakkı yok. Memurlarla ,iktidar uzlaşamazsa, kararı "Uzlaştırma Kurulu "verecek. Uzlaştırma kurulu nasıl belirlenecek ? Bu konuda açıklık yok kanunla belirlenecek. Kanunu kim yapacak? Meclis yani İktidar partisi. Memur sendikaları mevcut düzende toplu görüşme yapabiliyorlardı. Grev hakkı vermeyince ne değişti peki? Anlam değişmese de bir kelime değişti memurun hayatında . Görüşme oldu sözleşme.
İktidar diyor ki bu Anayasa değişikliği ile yargı seçkinciliğini ortadan kalkacak. Bakın şimdi İktidarı veya Cumhurbaşkanını Yüce Divan olarak yargılayabilecek Anayasa Mahkemesi nasıl belirleniyor ? İki üye Sayıştay dan , bir üye baro başkanları arasından en çok oy alacak üç aday arasından Meclisçe, daha önce olduğu gibi üçte iki çoğunlukla değil, salt çoğunlukla seçilebilecek. Yani Meclisteki İktidar partisi , rektör atamalarında olduğu gibi, 100 oy alan yerine 5 oy alan üye olarak seçebilecek. Yine Yargıtay dan seçilecek üç,Danıştay dan iki, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinden bir, sıkı durun on iki eylül ürünü YÖK'tense üç üye aynı şekilde seçilecek üyeler arasından Cumhurbaşkanınca seçilebilecek. Burada da Cumhurbaşkanı 100 oy alan yerine 5 oy alanı atayabilecek. Bu da yetmiyor 7 üyeyi Cumhurbaşkanımız, Yüksek Bürokratlar, Avukatlar ve Anayasa Mahkemesi raportörleri arasından direkt kendi insiyatifi ile seçiyor. Buradan çıkan tablo, üçünü Meclis ama kendimiz kandırmayalım Sayın Başbakan seçti, geri kalanlarını da Rektör atamalarında sektirmeden kendine yakın kişileri atayan Sayın Cumhurbaşkanı seçti. Sonra bu mahkeme , bağımsız olarak Anayasa denetimi yapacak ve en önemlisi kendini seçenleri bağımsızca yargılayacak . Buna siz inanır mısınız ?
Hakimler Savcılar Yüksek Kuruluna gelince ; Öteden beri orada olması sakıncalı, hakimlik bağımsızlığına gölge düşürebilecek Adalet Bakanı ve Müsteşarı duruyor. Dört üyeyi Cumhurbaşkanı direkt kendi seçiyor. 1 Üye Anaysa Mahkemesince raportörler arasından, üç üye Yargıtay Genel Kurulundan, 1 Üye Danıştay Genel Kurulundan , Yedi üye birinci sınıf hakimler ve savcılardan , üç üye idari hakim ve savcılar arasından herkes ancak bir üyeye oy verebilecek şekilde seçilecek. Seçilenler sırayla atanacak. Burada sihir herkesin sadece bir üye seçmesinde. Bugün kü yapıya bakarak söylüyorum, Adalet Bakanı , Müsteşar, Cumhurbaşkanının seçtikleri altı. Anayasa mahkemesini,Meclis Cumhurbaşkanı seçmişti yedi, en azından birinci sınıf hakim ve savcılardan son iki gelse, ikide idari yargıdan. HSYK'nın 20 üyesinin en azından ,karar çoğunluğu on birini kim belirledi ? Adalet dağıtacak Hakim ve Savcıları belirleyecek bu yapı bağımsız kalabilir mi? Yani yargı seçkinciliği kalkacak, yargı bağımsızlığı gelecek hikayesi de doğru değil değerli okurlarım. Buradaki değişiklik iktidarın kendi yargı sistemini oluşturma iradesinden geçiyor. Zaten , hem darbe anayasasını değiştiriyorum deyip, hem de on iki eylül ürünü YÖK'e , Yargıtay dan fazla Yüksek Hakim seçme imkanı vermek neyle açıklanabilir ki ?
kaynak