seyyid
New member
- Katılım
- 1 Eyl 2006
- Mesajlar
- 924
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 33
Allahu Teala buyurur ki:
“De ki: Ey günahlara dalıp haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz O, çok bağışlayan, çok acıyandır. Size azap gelip çatmadan önce Rabbinize dönün ve O’na teslim olun.”
Rasulullah (s.a.v) Efendimiz, meâlini verdiğimiz bu ayet hakkında buyurmuştur ki:
“Bana, dünya ve içindekiler verilseydi, bu ayet kadar sevinmezdim.”
Hiç şüphesiz Efendimizin bu sevinci ümmeti içindir. Çünkü Cenab-ı Hakk O’nun, makamına göre kusur sayılacak bütün hatalarını affettiğini müjdelemiştir.
Tövbe kapısı kula ölüm gelene kadar açıktır. Bu açık kapıdan, Allah’tan korkarak, O’nun rızasını arayarak, kul olduğunu anlayarak kim girerse, tövbesi geçerli olur, günahı affedilir.
Küfür ve şirk dahil her günahın tövbesi vardır. Akıllı olup büluğa eren her insanın Yüce Allah’a iman etmesi, hükümlerine teslim olması, emirlerine uyması ve kusurları için tövbe etmesi farzdır. Bu iman, teslimiyet ve tövbe sevgi ve iradeyle ölmeden evvel olmalıdır. Tövbe sadece Allah’tan korkulduğu için yapılmalıdır. Allah rızası düşünülmeyen pişmanlıklar faydasızdır. Kul, kusurlarına kalbini Allah’tan perdelediği için pişman olmalıdır. Çünkü, insanlar arasında kınanmaktan korkup kötü şeyleri terk etmek, itibarını kurtarmak için tövbe yapmak, halkın içinde rezil olurum endişesiyle yaptıklarından pişman olmak tövbe değildir.
Tövbe, irade ve sevgi ile Yüce Allah’a dönmektir.
“De ki: Ey günahlara dalıp haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz O, çok bağışlayan, çok acıyandır. Size azap gelip çatmadan önce Rabbinize dönün ve O’na teslim olun.”
Rasulullah (s.a.v) Efendimiz, meâlini verdiğimiz bu ayet hakkında buyurmuştur ki:
“Bana, dünya ve içindekiler verilseydi, bu ayet kadar sevinmezdim.”
Hiç şüphesiz Efendimizin bu sevinci ümmeti içindir. Çünkü Cenab-ı Hakk O’nun, makamına göre kusur sayılacak bütün hatalarını affettiğini müjdelemiştir.
Tövbe kapısı kula ölüm gelene kadar açıktır. Bu açık kapıdan, Allah’tan korkarak, O’nun rızasını arayarak, kul olduğunu anlayarak kim girerse, tövbesi geçerli olur, günahı affedilir.
Küfür ve şirk dahil her günahın tövbesi vardır. Akıllı olup büluğa eren her insanın Yüce Allah’a iman etmesi, hükümlerine teslim olması, emirlerine uyması ve kusurları için tövbe etmesi farzdır. Bu iman, teslimiyet ve tövbe sevgi ve iradeyle ölmeden evvel olmalıdır. Tövbe sadece Allah’tan korkulduğu için yapılmalıdır. Allah rızası düşünülmeyen pişmanlıklar faydasızdır. Kul, kusurlarına kalbini Allah’tan perdelediği için pişman olmalıdır. Çünkü, insanlar arasında kınanmaktan korkup kötü şeyleri terk etmek, itibarını kurtarmak için tövbe yapmak, halkın içinde rezil olurum endişesiyle yaptıklarından pişman olmak tövbe değildir.
Tövbe, irade ve sevgi ile Yüce Allah’a dönmektir.