Alıç (Aluç) Yetiştiriciliği, Alıçın Faydaları

innuendo

HANZALA
Moderatör
Katılım
5 Nis 2007
Mesajlar
9,878
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
FİLİSTANBUL
Alıç Yetiştiriciliği, Alıçın Faydaları

Potansiyel kullanım alanlarına ve bilinen faydalarına rağmen, henüz hakkettiği ilgiyi yeterince görmeyen ve ihmal edilmiş olan bir tür olan Alıç ağacını sizler için bizimbahce.net olarak detaylı olarak araştırdık. Umarım bu değerli meyve ağacı ilerleyen günlerde hak ettiği ilgiyi görür.

Meyve yetiştiriciliği bakımından dünya ülkeleri arasında Türkiye önemli bir konuma sahiptir. Kültüre alınmış meyve türlerinin önemli bir kısmı ülkemizde ticari olarak yetiştirilebilmekte, geriye kalanların büyük bir kısmı ticari olarak yetiştirilebilme potansiyeline sahip olmaktadır. Ayrıca, kültüre alınıp yetiştirilen meyve türlerinin yanında, ülkemizin farklı bölgelerinde birçok yabani meyve türü doğal olarak yetişmektedir. Bu yabani meyve türlerinin çoğu halkımız tarafından farklı amaçlarla kullanılmaktadır. Değişik kullanım alanlarına sahip bu meyve türlerinden birisi alıç olmaktadır.

Alıç, sistematik olarak, Rosaceae familyasının Crataegus cinsi altında yer almaktadır (Ağaoğlu ve ark.,1995). Alıcın kuzey yarım kürede yayılış gösteren 50, ülkemizde ise 17 türü bulunmaktadır. Doğal olarak en fazla yayılış gösteren tür Crataegus monogyna olmaktadır. Crataegus orientalis, Crataegus oxyacantha, ve Crataegus aronia türleri de yaygın olarak bulunmaktadır. Alıç, ülkemizde halk arasında, yemişen, alıç, aluç veya ekşi muşmula gibi farklı isimlerle bilinmektedir (Karadeniz, 2004).



Alıç, kışın yaprağını döken, dikenli ağaç veya çalı formunda bir meyve türüdür. Yaprakları basit veya loplu, meyveleri sarı, kırmızı, mor veya siyah renkli olabilmektedir (Seçmen ve ark., 1989).

Bahçe kültürleri dikkate alındığında, alıcın önemli bazı yumuşak çekirdekli meyve türleri için anaç olarak kullanma potansiyeline sahip olduğu ancak bu potansiyelin henüz yeterince değerlendirilmediği görülmektedir. Ülkemizin farklı bölgelerinde doğal olarak yetişen alıçlar çoğu kez çevirme aşılarıyla armut ve bazen de elmaya dönüştürülmektedir (M.N. Nas, kişisel gör., 2007). Alıç, derinliği az, kurak, kumlu ve taşlı topraklarda, yetiştirilecek armutlar için iyi bir anaç özelliği taşımaktadır. Alıç anacına aşılanan armutlar bodur kalmakta ve fazla büyümemektedir (Özbek, 1978). Alıç, ayrıca elma için de anaç olarak kullanılma potansiyeline sahiptir. Yaşlı alıç ağaçlarına aşılanan elmaların iyi bir performans göstermesi bu konudaki çalışmaların önemini ortaya koymaktadır (M.N. Nas, kişisel gör., 2007). Diğer taraftan, pek yaygın olmamakla beraber, alıcın ayva için de anaç olarak kullanıldığı bildirilmektedir. Alıç, anaç olarak kullanıldığında ayva kuru-kumlu topraklarda yetiştirilebilmektedir. Ancak bu gibi şartlarda ağaçların büyümesi zayıf ve verimleri düşük olmaktadır (Anonim, 2007).

Alıç aynı zamanda önemli tıbbi bitkiler arasında yer almaktadır. Alıcın meyve ve çiçeklerinde antioksidant özellikteki flavonoidler (flavanlar), vitaminler (özellikle C vitamini), saponin, organik asitler, eter yağı ve şekerler başta olmak üzere insan sağlığı bakımından faydalı birçok madde bulunmaktadır. Alıç ağacının yaprak, çiçek ve meyveleri kalbin düzenli çalışmasını desteklemek ve kalp-damar sistemi fonksiyonlarını normalize etmek için kullanılmaktadır (Karadeniz, 2004).

Alıç meyvesinin içerdiği antioksidantlar serbest radikal oluşumunu engelleyerek kalbin düzenli çalışmasını olumlu yönde etkilemektedir. Bunun yanı sıra kalp ve beyine olan kan akışını arttırarak kalbi düzensiz atışlara karşı korumakta, kalbin kasılma gücünü ve kalp basıncını dengelemektedir. Alıcın kurutulmuş çiçek ve meyveleri çay gibi hazırlanarak boğaz iltihabına, öksürüğe, kalp faaliyeti zayıflığına, kalp ağrılarına, kalp çarpıntısına, böbrek hastalıklarına, damar sertliğine ve karaciğer ağrılarına karşı kullanılmaktadır (Karadeniz, 2004).

Alıç meyvesinin en önemli özelliklerinden birisi de oldukça yüksek miktarlarda mineral madde içermesidir. Meyveler başta Ca, P, K, Mg ve Fe olmak üzere yüksek miktarda mineral madde içermektedir. Ayrıca, meyveler karbonhidrat, şeker ve vitamin (özellikle C vitamini) bakımından oldukça zengindir (Özcan ve ark., 2005).



Son yıllarda, farklı ülkelerde çoğunlukla doğadan toplanan alıç meyvelerinin özellikle kimyasal içeriği ve pomolojik özellikleri üzerine çok sayıda araştırmanın yapıldığı görülmektedir. Ayrıca tıp alanında, alıç meyvelerinin içerdiği maddelerin insan sağlığı üzerine yaptığı etkileri araştıran çalışmaların sayısı her geçen gün artmaktadır. Tıp alanında yapılan çalışmalar özellikle kalp sağlığı üzerine alıç meyvesinin olumlu etkiler yaptığını göstermektedir. İnsan sağlığına yararlı olan doğal ürünlere yönelimin artması yakın gelecekte bu yabani meyve türünün ticari kültürüne olan ihtiyacı ortaya koymaktadır.

Bu nedenle, alıç dahil olmak üzere, ülkemizde doğal olarak yetişen ve farklı kullanım alanları olan türlerin araştırılması ve çoğaltılması önem kazanmaktadır.

Potansiyel kullanım alanlarına ve bilinen faydalarına rağmen, alıç henüz hakkettiği ilgiyi yeterince görmeyen ve ihmal edilmiş olan bir tür durumundadır. Ağaç şekli ve güzel çiçeklerinden dolayı süs bitkisi olarak kullanılmasının dışında genellikle yabani bir tür olarak bilinmektedir. Gerek ülkemizde gerekse diğer ülkelerde alıcın ticari yetiştiriciliği pek yapılmamaktadır (M.N. Nas, kişisel gör, 2007). Bu nedenlerden dolayı meyveler genellikle doğal popülasyonlardan toplanarak değerlendirilmektedir.

Bütün özellikleri dikkate alındığı zaman, alıç meyvelerinin insan sağlığı bakımından oldukça önemli olduğu, bitkisinin önemli bazı yumuşak çekirdekli meyve türleri için anaç olarak kullanılma potansiyeli taşıdığı, güzel bir süs bitkisi olarak peyzajda geniş bir kullanım alanına sahip olduğu görülmektedir. Ayrıca, yaban hayatının sürdürülebilirliği bakımından alıç önemli bir tür olmaktadır (M.N. Nas, 2007. kişisel gör.).



İçeriğinin İnsan sağlığı üzerine olan yararlı etkilerinden dolayı alıç meyvelerinin tüketimi önerilmekte ve alıç meyvelerinden elde edilen ekstraktların kullanımı birçok ülkenin sağlık bakanlığınca onaylanmış bulunmaktadır (Anonım, 2006). Yakın gelecekte gıda sanayinde alıç meyvelerine bir talebin olacağı beklenmektedir.

Küresel ısınma ve kuraklaşmaya paralel olarak, kurağa dayanıklı anaç ve daha az sulama gerektiren süs bitkilerinin kullanımının önemi her geçen gün artmaktadır. Bu durumda alıç gibi kurağa dayanıklı türlerin değerlendirilmesi önemli olmakta ve yakın gelecekte bu yönde bir talebin artacağı düşünülmektedir. Ancak, yetiştiriciliği, uygun tipler (çeşitler) ve özellikle çoğaltılması üzerine yeterli araştırma yapılmamış olduğundan, alıç bitkilerine olması beklenen talebin kısa sürede karşılanması mümkün olmayacaktır. Bu durumda, seleksiyon aşamasından sonra, yabani türlerin kültüre alınmasının en önemli adımlarından birisi etkili bir vejetatif çoğaltma metodunun geliştirilmesi olacaktır (M.N. Nas, kişisel gör, 2007).

Türkiye, meyve yetiştiriciliği bakımından dünya ülkeleri arasında önemli bir konuma sahiptir. Ticari olarak yetiştiriciliği yapılan birçok meyve türünün yanında, Türkiye, aynı zamanda birçok yabani türün doğal yayılış ve çeşitlilik alanı durumundadır. Tarih boyunca, Anadolu’da yaşamış milletler kültür meyvelerinin yanında çevrelerinde doğal olarak yetişen yabani meyve türlerinden de farklı amaçlar için yararlanmışlardır.

Günümüzde yabani meyve türlerinden yararlanma geleneği hala devam etmekte, fakat bu kullanım şekilleri daha düzenli ve bilinçli olmaktadır. Elde edilen bilgiler sonucunda yabani türlerden bazıları daha fazla kullanım alanı bulmakta veya çeşitli nedenlerden dolayı diğerlerine göre daha fazla önem kazanmaktadır. Günümüzde farklı kullanım alanlarıyla öne çıkan yabani meyve türlerinden birisi alıç olmaktadır.



Alıç, ülkemizde genellikle dağlık alanlarda, çalılıklarda ve kayalıklarda doğal olarak yetişmekte ve bu doğal bitkilere herhangi bir kültürel işlem yapılmamaktadır. Türkiye’de alıç seleksiyonu üzerine sınırlı sayıda çalışma olmasına rağmen (Karadeniz ve Kalkışım, 1996), çoğaltımı üzerine herhangi bir çalışmaya rastlanılmamıştır. Benzer durum diğer ülkeler için de söz konusudur. Tohumla çoğaltma üzerine az sayıda çalışmanın yapıldığı bildirilmekte (Borkowska , 2002; Person ve ark., 2006), vejetatif çoğaltma üzerine yapılan çalışmaların ise çok daha sınırlı olduğu görülmektedir (Piccioni ve Standardi, 1995; Dai ve ark., 2007).

Potansiyel kullanım alanlarına ve bilinen faydalarına rağmen, alıç henüz hakkettiği ilgiyi yeterince görmeyen ve ihmal edilmiş olan bir tür olmaktadır. Ağaç şekli ve güzel çiçeklerinden dolayı süs bitkisi olarak kullanılmasının dışında genellikle yabani bir tür olarak bilinmektedir. Gerek ülkemizde gerekse diğer ülkelerde alıcın ticari yetiştiriciliği pek yapılmamaktadır (M.N. Nas, kişisel gör, 2007). Bu nedenlerden dolayı meyveler genellikle doğal popülasyonlardan toplanarak değerlendirilmektedir.

Karadeniz ve Kalkışım (1996), Van ilinin Edremit ve Gevaş ilçelerinde yetişen alıçlar arasından yapmış oldukları seleksiyon çalışmasında verim ve kalite bakımından üstün özellik gösteren 14 tipi belirlemişlerdir. Yapılan değerlendirme sonucunda bu tiplerde, meyve ağırlıkları 0.81-2.14 g, SÇKM oranı %12.20-27.20, pH 3.47-4.45, et oranları %70.27-82.83, çekirdek ağırlıkları 0.17-0.55 g, meyve eni 10.74-17.06 mm ve meyve boyunun 10.65-15.49 mm arasında değişim gösterdikleri bildirilmiştir.

Asma ve Birhanlı (2003), Malatya’nın Hekimhan ve Yazıhan ilçelerinde doğal olarak yetişen alıç popülasyonlarında meyve kalitesi yüksek tipleri seçmek amacıyla yapmış oldukları çalışmada, pomolojik ölçümleri her ağaçtan topladıkları 25 meyve üzerinden yapmışlardır. Bu çalışmada, ortalama meyve ağırlığı 7.58-2.16 g, suda çözünür kuru madde miktarı %18.83-12.80, et/çekirdek oranı 6.86-2.55, çekirdek ağırlığı 1.16-0.77 g ve toplam asitlik 1.69-1.29 g/100 ml olarak belirlenmiştir.

Özcan ve ark. (2005)’nın, alıç meyvelerinin bazı fiziksel ve kimyasal özellikleri üzerine yapmış oldukları araştırmada bütün meyvelerin yüksek miktarda Ca, K, Mg, Na ve P içerdiği belirlenmiştir. Bu değerler sırası ile 3046.37 ppm, 13531.96 ppm, 1502.55 ppm, 312.18 ppm, 1477.88 ppm ve 431307.29 ppm olarak bulunmuştur. Meyve eti, tohum ağırlığı, uzunluğu, çapı, kütlesi, hacmi, geometrik esas çapı sırasıyla 2.16 g, 0.87 g, 14.39 mm, 19.34 mm, 3.03 g, 3083.3 mm³, 17.52 mm, 1.22 ve 4.19 cm² olarak bulunmuştur.

Alıç meyvelerinin enerji, protein, selüloz, yağ, kül, asitlik, suda çözünen kuru madde içeriği ise sırasıyla 34.02 kcal/g, %2.48, %4.67, %0.87, %2.28, %1.98 ve 32.31 olarak bildirilmiştir.

Alıç tohumlarında dinlenmenin ortadan kaldırılması üzerine Borkowska (2002)’nın, yapmış olduğu çalışmada tohum amacıyla alıç meyvelerinin en iyi toplanma zamanının Ekim ayı olduğu bildirilmiştir. Meyve etinden çıkarıldıktan sonra tohumların oda sıcaklığında %10 nem sağlanıncaya kadar kurutulması gerektiği bildirilmiştir.

Katlandıktan sonra sülfürik asit ile aşındırılan tohumların çimlenme oranına karşın katlama sonrası herhangi bir aşındırma muamelesi uygulanmadan 25 °C de ekilen tohumlarda çimlenme oranının daha yüksek olduğu görülmüştür.
 
ALIÇ (Crataegus monogyna-Crataegus oxycantha)

ALIÇ (Crataegus monogyna-Crataegus oxycantha)



YAYGIN ADLARI:

Aluç –Alış-Aloş- Beyaz diken- Edran- Eksi Muşmula- Eloç- Geviş- Geyik Dikeni– Halıç-Haluç- Kızlar Yemişi– Yemişen.

ETKEN MADDESİ:

-Flavanoidler (Rutin, hiperozit, viteksin, asetil viteksin ve türevleri) -Oligomerikprosiyanidinler (Kateşin, epikateşin)-Aminler (kolin) -C vitamini

BİTKİNİN ORİJİNİ VE TAKSONOMİSİ:

Anavatanı: Asya ve Akdeniz Ülkeleri’dir. Kuzey Yarıküre’de yayılış gösterir.

Taksonomisi: Bölüm:Spermatophyta Alt bölüm: Angiospermae Sınıf: Dicotylodone Alt sınıf:RosidaeTakım:Rosales Familya:Rosaceae Cins:Crataegus

MORFOLOJİSİ:

Dikenli, 10 m’ye kadar boylanabilen, nisan ayı ortalarından itibaren beyaz ve pembe renkli çiçekler açan, yaprak döken çalı ve ağaçlardır. Yapraklar basit ve lobludur. Dalları koyu kahve renkli, 1.5- 2.5 cm çapındadır. Meyvesi eylül ekim döneminde olgunlaşmaya başlar; 6- 10 mm çapında, 1- 3 tohumlu, sarı, kırmızı, mor veya siyah bir grupadır.

KULLANIM ALANLARI:

-Kalp krizi-Konjestif kalp yetmezliği dolaşım bozukluğuna bağlı kalp yetmezliği-Yüksek kolestrol -Alzimer -Hafıza sorunu-Hiperaktiviteye bağlı dikkat eksikliği-Kanlanmış göz -Diabetik retinopati -Gözde karasu hastalığı -Glokom-Kötü kokan nefes -Anjin -Astım -Yaygın lupus kızarıklığı-Yüksek tansiyon -Felç -Kanser-lösemi -Varis-Dejeneratif eklem hastalığı -Kemik erimesi-Damar tıkanıklığı-Ayak bileği ve ayak şişkinliği

KULLANIM ŞEKLİ:

Alıcın etkili olabilmesi için uzun süreli kullanılması gerekir. Çiçekler tamamen açılmadan, ağacın kabukları ve meyvaları ise sonbaharda toplanıp kurutulmak suretiyle kullanılır. Kurutulmuş çiçekler, meyvalar ve kabuklardan toz halinde veya kaynatılarak faydalanılır. Bir tatlı kaşığı ince kıyılmış yaprak-çiçek ve meyve karışımı, kaynamış bir bardak suyla haşlanır. 10 dakika bekletildikten sonra süzülür, balla tatlandırıldığında (şeker hastaları tatlandırma yapmamalı) etkisi daha da artar. Günde 2-3 bardak taze demlenmiş çay aç karnına veya öğün aralarında sıcak içilir. Meyvaları semt ve kasaba pazarlarında özellikle çocuk müşterilere hitaben ip halkalara dizilmiş olarak satılmaktadır.

YETİŞTİRME TEKNİĞİ:

Türkiye’de, daha çok derelere bakan yamaçlarda, kayalık, taşlık yerlerdeki çalılıklar içinde, ormanlarda ya da dağlık çevrelerde yabani olarak yetişir. Alıçlar ülkemizin soğuk ve kurak bölgelerinde, kırsal ve kentsel peyzajın önemli bitkileri olmaları yanında, içerdikleri yüksek vitamin değerleri ile sosyal ormancılık açısından da önemlidirler.

İklim ve toprak isteği bakımından seçici değildir, karasal iklim özelliği gösteren yerlerde ve kıraç alanlarda da rahatlıkla yetiştirilebilir. Suya gelişim döneminde ihtiyaç duyar, sonraki evrelerinde hayatını devam ettirmek için yağmur suları yeterli olur. Tohumları sert kabuklu olduğu için çimlenme engeliyle karşılaşılır. Çimlenme engelini aşmak için aşağıdaki işlemlerden biri tercih edilir.

- Tohumlar zımparalanır.
- Tohumlar 6 ay soğuk katlama yöntemiyle stratifikasyon işlemine tabi tutulur.
- Tohumlar gibberallik asitle (GA3) muamele edilir.

Alıç meyveleri sonbaharda toplanır ve tohumlar çıkartılır. Ekimlerde 5’li çizgi ekimi uygulanır ve metrekareye 100-200 gr. arası tohum ekilir. Tohumların çimlenme oranı % 35-60 arasındadır ve metrekareden 50-100 adet fidan elde edilir. Tohumlar kış ve bahar aylarında doğal ortamda katlamaya alınır ve zaman zaman sulanır. Bunun ardından sonbahardan bahar aylarına kadar geçen süreçte tohumlar yastıklara ekilir. Diğer bir yöntemde, meyveler henüz olgunlaşmaya başladığı dönemde toplanıp hiç bekletilmeden ekilmeleri doğal ortamda katlanmaları durumunda çoğu kez başarılı sonuç alınır. Tohumların 1000 tane ağırlığı 80-170 gr. arasında, ortalaması 110 gramdır. Tohumlar 10-15 mm. derinlikte ekilir. Ağaçlandırma çalışmalarında 1 yaşında tercihen tüplü fidanlar kullanılır. 1 yaşındaki alıç fidanları; 40-60 cm boya, 5-9 mm çapa ulaşır. Alıç fidanlık tekniğinde üzerinde önemli durulması gereken konu fidanları memeli pas hastalığına karşı korumaktır. Bunun için çimlenmeyi takiben 4-7 kez aralıklı olarak ilaçlama yapılır.

UYARILAR:

Tansiyon düşürücü ilaçlarla beraber aşırı miktarda alıç kullanımı çok düşük tansiyona neden olabilir. Kalp ilaçları kullanan şahışların, alıç bitkisini mutlaka doktor kontrolünde kullanması gerekir.

BOTANİK ÖZELLİKLERİ:

Dikenli, 10 m’ye kadar boylanabilen, nisan ayı ortalarından itibaren beyaz ve pembe renki çiçekler açan bir ağaççıktır. Dalları koyu kahve renkli, 1.5- 2.5 cm çapındadır. Meyveler eylül ekim döneminde olgunlaşmaya başlar; 6- 10mm çapında, 1- 3 tohumlu, esmer veya kırmızı renklidir.

Fitokimyasal maddeleri:

Procyanidin, flavonlar, rutozit, hiperozit, viteksin, epikateşin, kesretin, triterpenik asitler, oleanolik asit

Yayılışı:

Avrupa, Batı Asya, Kuzey Afrika, Kuzey Amerika dünya genelinde yayılış gösterdiği alanlar; ülkemizdeyse yurt genelinde yayılış gösterir.

İklim isteği:

İklim isteği bakımından seçici değildir, karasal iklim özelliği gösteren yerlerde de rahatlıkla yetiştirilebilir.

Toprak isteği:


Toprak isteği yönünden de seçici değildir. Doğal ortamda çok kıraç alanlarda da iyi geliştiği görülmektedir.

Su isteği:

Suya gelişim döneminde ihtiyaç duyar, sonraki evrelerinde hayatını devam ettirmek için yağmur suları yeterli olur.

Üretimi:

Bitki tohumla üretilir. Tohumları sert kabuklu olduğu için çimlenme engeliyle karşılaşılır. Çimlenme engelini aşmak için aşağıdaki işlemlerden biri tercih edilir.

- Tohumlar zımparalanır.

- Tohumlar 6 ay soğuk katlama yöntemiyle stratifikasyon işlemine tabi tutulur.

- Tohumlar gibberallik asitle (GA3) muamele edilir.

Hasat:

Çiçekler açma döneminde, tomurcuk haldeyken hasat edilir; gölgede veya 40 ºC ısılı fırınlarda kurutulur. Kuru çiçekler kendine has koku ve tatta olup beyaz veya krem renklidir. Kabul edilebilir rutubet %12’dir. Yabancı madde oranı %0.05’i aşmamalıdır. Balya halinde paketlenir.

Meyveler tam olgunlaşınca toplanır; tatlımsı ekşi olup, kokusu yoktur. Meyve sapları %1, organik karışımlar %1, mineral karışımlar %0.05’ten fazla olmamalıdır. Meyveler de gölgede ve kuru, havadar binalarda kurutulur. Çuvalla paketlenir.



Tıbbi kullanılışı:

Alıç kalp üzerine olumlu etkileri olan ve zehirli bileşikler ihtiva etmeyen en önemli bitkisel droglardan en önemlisidir. Kalp kuvvetlendirici olarak kullanılan bitkiler genellikle zehirli glikozitler ihtiva ettiğinden ancak standardize edilerek kullanılabilirler. Alıçta bu durum zehirli glikozitler taşımadığından söz konusu değildir. Bu sebeple de evde bulundurulabilecek en iyi droglardan bir tanesidir.

Koroner damarları genişleten bioflavononidler açısından zengin olan bitki bu maddeler sayesinde damarları genişleterek kan dolaşımını arttırır. Bioflavonoitler çok güçlü antioksidanlar olup, kalbe oksijen ve kan akışını arttırırlar. Dolayısıyla da angina denilen kalp ağrıları azalır.

Özellikle yaşlılarda kalp atımlarının hızlanmasıyla birlikte görülen kalp ritmi bozukluklarında da faydalıdır.

Yaşlılarda kalbi kuvvetlendirmek, yüksek tansiyonlu hastalarda kalbe destek olmak, bilhassa ateşli hastalıklardan sonra yorulan kalbi kuvvetlendirmek ve kalpteki ritim bozukluklarını tedavide kullanılır. Hafif kalp yetmezliğinde de kullanılabilir.

Ayrıca spazm çözücü, kabız yapıcı ve idrar söktürücü etkileri de bulunur.

Kalple ilgili bu etkiler uzun süreli kullanımda kendini gösterir.

İnfüsyon şeklinde kullanılabilir. Piyasada ekstreleri de mevcuttur.

Kombinasyonları

Kalp için kullanılan diğer droglarla kombine edilebilir.

 
Geri
Üst