One Minute
Banned
- Katılım
- 5 Şub 2009
- Mesajlar
- 119
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
AKP'yi en çok zorlayacak, dış dünyayla ilişkilerini gerecek çarpıcı planın deşifresi.
Bu işte bir i...lik var..
Gay hakem tartışmaları, Lezbiyen hakları, sperm bankasından hamile kalanlar…
Türkiye’de onca şey olurken Doğan Grubu’nda son günlerde manşetlerde bu haberler var. Grubun en çok okunan yazarları da köşelerinden bu konuları tartışıyorlar.
Hiçbir şeyin tesadüf olmadığı “merkez medya”da aniden bu konuların senkronize biçimde tartışılması da tesadüf değil.
CHP yurt dışında temsilcilikler açmaya başlayalı beri Türkiye’de devam eden süreci “dışarıdan” dinamiklerle etkileme çalışmaları, artmış durumda.
CHP’li yöneticilerin özellikle Ergenekon konusunda Avrupa Birliği’nde en üst düzeyde temaslar sürdürdüğü biliniyor. Bu temaslarda Ergenekon süreci “laik kesimin tasfiyesi” olarak anlatılıyor.
Doğan Grubu’na kesilen yüklü cezadan sonra, grubun yöneticileri de dış sefere çıkmışlardı. AB nezdinde yapılan temaslarda da benzer şeyler söylenmiş ve Türkiye’de medyanın susturulmaya çalışıldığı tezi işlenmişti.
Ancak Ergenekon’da “fışkıran” belgeler, deliller, silahlar nedeniyle yapılan bu temaslarda beklenen sonucun alınması şimdilik mümkün olmadı.
Ergenekon Davası’nda hedefin laik kesim olduğu; Türkiye’de muhalefetin ve medyanın faşizan biçimde yok edilmeye çalışıldığı tezinin dış dünyanın önemli köşe başlarında kabul görebilmesi için en temel şart; AKP’nin dinci bir parti olduğu imajının oturtulması.
Bu imajı oturtmanın en zekice yollarından biri bulunmuş görünüyor.
AKP’yi hem kendi tabanıyla ve genel olarak halkla karşı karşıya getirecek hem de dış dünyanın gözünde İslamcı olarak yaftalatacak bir strateji bu.
İşte son günlerde bayram ve seyran değilken “merkez medya” daki “gay-lezbiyen-sperm bankası” tartışmalarına bu çerçevede bakabiliriz.
Isıtılan konu; eşcinsel hakları ve sperm bankası gibi ekstrem konular..
Bu konularda AKP zorlandığında tabanıyla ve genel olarak Türk halkıyla karşı karşıya gelecek tercihlere zorlanacak. Medya dünyasında sayıları hiç azımsanmayacak eşcinsellerin de desteğiyle konu bir kampanyaya çevrilebilir. AKP, bu konularda adım atmadığında AB’nin önemli kurmaylarına “AKP’nin İslamcı olduğunun delili” olarak sunulur.
Eşcinsellerin içinde bulunduğu bu tartışma sanıldığından çok daha sert geçecektir çünkü medya dünyasında eşcinseller gizli ve çok güçlü bir lobiye sahipler.
Türkiye’deki mevcut sürece karşı klasik iç dinamikler harekete geçirilerek sonuç alınamaması nedeniyle geliştirilen yeni bir strateji bu.
AKP’yi AB karşısında İslami bir konuma itecek etkili bir strateji. Üstelik bireysel haklar, sivil asker ilişkileri, demokratikleşme adımları, yapısal reformlar gibi konularda Libarelleri güçlü biçimde yanına alan AKP, bu konuda Liberalleri de karşısında bulacak.
Şimdiden manşetlerden ısıtılan bu hamlenin ne kadar ileri gidebileceği AKP’nin karşı argümanlarına bağlı…
Bu arada İslami kesimden bazı entelektüellerin bu stratejideki derinliği göremedikleri için alana girdikleri de dikkatleri çekiyor. Bakınız; Milliyet’in “Ortaçağ Kafası” manşeti…
Kaynak
Bu işte bir i...lik var..
Gay hakem tartışmaları, Lezbiyen hakları, sperm bankasından hamile kalanlar…
Türkiye’de onca şey olurken Doğan Grubu’nda son günlerde manşetlerde bu haberler var. Grubun en çok okunan yazarları da köşelerinden bu konuları tartışıyorlar.
Hiçbir şeyin tesadüf olmadığı “merkez medya”da aniden bu konuların senkronize biçimde tartışılması da tesadüf değil.
CHP yurt dışında temsilcilikler açmaya başlayalı beri Türkiye’de devam eden süreci “dışarıdan” dinamiklerle etkileme çalışmaları, artmış durumda.
CHP’li yöneticilerin özellikle Ergenekon konusunda Avrupa Birliği’nde en üst düzeyde temaslar sürdürdüğü biliniyor. Bu temaslarda Ergenekon süreci “laik kesimin tasfiyesi” olarak anlatılıyor.
Doğan Grubu’na kesilen yüklü cezadan sonra, grubun yöneticileri de dış sefere çıkmışlardı. AB nezdinde yapılan temaslarda da benzer şeyler söylenmiş ve Türkiye’de medyanın susturulmaya çalışıldığı tezi işlenmişti.
Ancak Ergenekon’da “fışkıran” belgeler, deliller, silahlar nedeniyle yapılan bu temaslarda beklenen sonucun alınması şimdilik mümkün olmadı.
Ergenekon Davası’nda hedefin laik kesim olduğu; Türkiye’de muhalefetin ve medyanın faşizan biçimde yok edilmeye çalışıldığı tezinin dış dünyanın önemli köşe başlarında kabul görebilmesi için en temel şart; AKP’nin dinci bir parti olduğu imajının oturtulması.
Bu imajı oturtmanın en zekice yollarından biri bulunmuş görünüyor.
AKP’yi hem kendi tabanıyla ve genel olarak halkla karşı karşıya getirecek hem de dış dünyanın gözünde İslamcı olarak yaftalatacak bir strateji bu.
İşte son günlerde bayram ve seyran değilken “merkez medya” daki “gay-lezbiyen-sperm bankası” tartışmalarına bu çerçevede bakabiliriz.
Isıtılan konu; eşcinsel hakları ve sperm bankası gibi ekstrem konular..
Bu konularda AKP zorlandığında tabanıyla ve genel olarak Türk halkıyla karşı karşıya gelecek tercihlere zorlanacak. Medya dünyasında sayıları hiç azımsanmayacak eşcinsellerin de desteğiyle konu bir kampanyaya çevrilebilir. AKP, bu konularda adım atmadığında AB’nin önemli kurmaylarına “AKP’nin İslamcı olduğunun delili” olarak sunulur.
Eşcinsellerin içinde bulunduğu bu tartışma sanıldığından çok daha sert geçecektir çünkü medya dünyasında eşcinseller gizli ve çok güçlü bir lobiye sahipler.
Türkiye’deki mevcut sürece karşı klasik iç dinamikler harekete geçirilerek sonuç alınamaması nedeniyle geliştirilen yeni bir strateji bu.
AKP’yi AB karşısında İslami bir konuma itecek etkili bir strateji. Üstelik bireysel haklar, sivil asker ilişkileri, demokratikleşme adımları, yapısal reformlar gibi konularda Libarelleri güçlü biçimde yanına alan AKP, bu konuda Liberalleri de karşısında bulacak.
Şimdiden manşetlerden ısıtılan bu hamlenin ne kadar ileri gidebileceği AKP’nin karşı argümanlarına bağlı…
Bu arada İslami kesimden bazı entelektüellerin bu stratejideki derinliği göremedikleri için alana girdikleri de dikkatleri çekiyor. Bakınız; Milliyet’in “Ortaçağ Kafası” manşeti…
Kaynak
