AKP şimdi de özgürlük mücahidi olmaya oynuyor. Sayısız internet sitesi arka arkaya kapatılıyor. Dünyanın en büyük internet alanı servislerinden blog sitelerine, Youtube gibi video paylaşım sitelerinden Alibaba gibi ticaret anlaşması yapmaya yönelik sitelere kadar bütün internet erişimimiz kısıtlanıyor.
Basında muhalif sesler arka arkaya susturuluyor. Tanıtımları yayınlanan iddialı bri program, ansızın yayından kaldırılabiliyor. Türkiye'de gazete ve televizyonların çok büyük bir bölümü AKP yandaşları tarafından TMSF yoluyla ele geçiriliyor. Basın özgürlüğü kısıtlanıyor.
Kadınlar sokağa çıkacak, bir işe girip çalışacak duruma gelemesin diye, en yetkili ağızlardan "çocuk yapın evde oturun" beyanatları geliyor, cinsiyet ayrımcılığına karşı mücadele eden dernekler kapatılıyor. Kadınların sosyal hayatta varolma hakkı da, örgütlenme hakkı da kısıtlanıyor.
Zaten 12 Eylül anayasasıyla kuş gibi kalan sendikal haklar yok edilmek isteniyor, Türkiye'yi büyük sermaye için ucuz ve örgütsüz içgücü cenneti haline getirmek isteyen politikalar uygulanıyor. Sendikal haklarımız ve çalışma hakkımız kısıtlanıyor.
Telekulak her yerde; bütün ev ve cep telefonu konuşmalarımız, SMS'lerimiz, MSN görüşmelerimiz, e-maillerimiz ve hatta ziyaret ettiğimiz internet siteleri izleniyor, bütün Türkiye fişleniyor. Haberleşme özgürlüğümüz kısıtlanıyor.
Bütün bunların yanı sıra tam gün çalışma yasa tasarısıyla doktorların tüm hakları ellerinden alınıp birer halkalı köle haline getirilmek isteniyor; alkollü içeceklere dünyanın en ağır vergileri ve düzenlemeleri uygulanarak fiili içki yasağı uygulanıyor, YÖK hala üniversitelerin özgürlüğünü engellerken meclis çatısı altında bile en ufak eleştiriye hakaretler, fiziki saldırılarla cevap veriliyor.
Ve sahip olduğumuz özgürlükleri budayan AKP, savunduğu tek özgürlük olan başörtüsü özgürlüğü için yargıyı suçlamaya ve özgürlük mücahidi rolünü oynamaya devam ediyor.
kaynak
Basında muhalif sesler arka arkaya susturuluyor. Tanıtımları yayınlanan iddialı bri program, ansızın yayından kaldırılabiliyor. Türkiye'de gazete ve televizyonların çok büyük bir bölümü AKP yandaşları tarafından TMSF yoluyla ele geçiriliyor. Basın özgürlüğü kısıtlanıyor.
Kadınlar sokağa çıkacak, bir işe girip çalışacak duruma gelemesin diye, en yetkili ağızlardan "çocuk yapın evde oturun" beyanatları geliyor, cinsiyet ayrımcılığına karşı mücadele eden dernekler kapatılıyor. Kadınların sosyal hayatta varolma hakkı da, örgütlenme hakkı da kısıtlanıyor.
Zaten 12 Eylül anayasasıyla kuş gibi kalan sendikal haklar yok edilmek isteniyor, Türkiye'yi büyük sermaye için ucuz ve örgütsüz içgücü cenneti haline getirmek isteyen politikalar uygulanıyor. Sendikal haklarımız ve çalışma hakkımız kısıtlanıyor.
Telekulak her yerde; bütün ev ve cep telefonu konuşmalarımız, SMS'lerimiz, MSN görüşmelerimiz, e-maillerimiz ve hatta ziyaret ettiğimiz internet siteleri izleniyor, bütün Türkiye fişleniyor. Haberleşme özgürlüğümüz kısıtlanıyor.
Bütün bunların yanı sıra tam gün çalışma yasa tasarısıyla doktorların tüm hakları ellerinden alınıp birer halkalı köle haline getirilmek isteniyor; alkollü içeceklere dünyanın en ağır vergileri ve düzenlemeleri uygulanarak fiili içki yasağı uygulanıyor, YÖK hala üniversitelerin özgürlüğünü engellerken meclis çatısı altında bile en ufak eleştiriye hakaretler, fiziki saldırılarla cevap veriliyor.
Ve sahip olduğumuz özgürlükleri budayan AKP, savunduğu tek özgürlük olan başörtüsü özgürlüğü için yargıyı suçlamaya ve özgürlük mücahidi rolünü oynamaya devam ediyor.
kaynak