AntidepresaN
New member
Akp'de Toplananlar Neyin Cephesi..
AKP bir şemsiyenin, bir felsefenin, yeni bir anlayışın cephesi oldu. Nedir bu cephe?
- Soğuk savaş sonrasında ABD ve AB’nin Türkiye’den istediklerini karşılayan bir acente, bir büro, bir başvuru merkezi gibi çalışmaya başladı.
Türk piyasasında iş tutmak isteyen Batı tekelleri, “çok özel, ayrıcalıklı kanunlarını” bu iktidara çıkarttırdılar. Türkiye’de misyonerlik faaliyetlerini genişletip yeni kiliseler açmak isteyen Hıristiyanlar en büyük yardımı AKP’den aldılar. Limanlarımıza, nehirlerimize, topraklarımıza göz koyan yeni sömürgecilerin adresi aynı partiydi. Önemli belgeler imzalattılar.
- Batı’nın Türkiye ve bölge için biçtiği yeni emperyalist elbiseye girmek ve sömürüden pay almak isteyen profesör, gazeteci, bürokrat, solcu eskisi, işadamı için adres yine iktidar partisi oldu.
Özal’ın bir zamanlar söylediği gibi, “kendileri için bir koyup beş almak isteyenler” AKP’ye başvurdular. Sadece kendilerini sunup karşılığını aldılar.
- AKP Başdanışmanı Dr. Yalçın Akdoğan’ın büyük bir övünç ile açıkladığı üzere, “200 yıldır ilk defa Batı’nın (emperyalizmin) talepleri ile bizim yani AKP’nin niyetleri örtüşüyordu”.
İşte bu örtüşme (ve işbirliği) AKP cephesinin cazibesini yarattı (*).
- AKP birdenbire iş hayatında, “dağıtılacak devlet olanakları ile” dolar milyarderleri olmak isteyenlerin, Batı kapitalizmine kendini sunmak isteyen akademisyenlerin, gazetecilerin, medya patronlarının toplanma merkezi oldu.
Kristof Kolomb misali AKP, Batı’ya Doğu’dan gidilecek bir köprü oldu. “Batı emrine girmenin yeni yolu” demek daha doğru.
- Cumhuriyet’in 80 yılda yarattığı, ürettiği varlıklar piyasada pazara dökülürken “bize de bir şeyler düşer” diyen fırsatçılar bu cephede soluğu aldılar.
“Batan geminin malları” misali, çakallar gibi saldırdılar.
- Washington, Brüksel ve AKP üçlüsü, bu olanakları birlikte yarattılar.
- Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül’ün önderliğinde, “ABD ile işbirliği yapacak bir İslamcı partinin getirileceği”, 1996′da Rand Corporation’ın raporlarıyla belgelendi.
Dr. Marton Abromowitz, Paul Wolfowitz, Richard Halbrooke, David Logan, David Sultan, Karen Fogg gibi “malum kişilerin” operasyonda yer aldıkları ortaya çıktı (**).
AKP’nin yükselen yıldızı!..
Son birkaç yıldır Batı emperyalizminin Türkiye ve bölge üzerinde biçtiği yeni elbiseden paylarını almak isteyen oligarşi, “AKP’yi merkez istasyon olarak görüyor”.
AKP, Washington ve Brüksel için nasıl bir araç oluyorsa; AKP üzerinden Batı’nın Türkiye’de kurmakta olduğu oligarşiden beslenmek isteyenler de AKP’yi bir köprü gibi görüyorlar. İşadamı, profesörü, gazetecisi, gazete patronu ve diğerleri…
Abdullah Gül’ü destekleyenler…
Gül’ün Köşk’e çıkması ve AKP’nin bu kaleyi de ele geçirmesi “Washington ve Brüksel’in biçtiği yeni elbisenin giydirilmesi için” çok önemli.
Abdullah Gül’ü destekleyenleri alt alta sıraladığımız zaman, “AKP’nin kurulup iktidara getirilişinden” kimlerin neleri beklediğini bir ayna gibi görüyoruz.
ABD ve AB’nin yanında Abdullah Gül’ün Köşk’e çıkmasını vargüçleriyle destekleyenler şunlar:
1) Yunanistan ve Kıbrıs Rumları
2) Ermenistan ve Ermeni diyasporası
3) Vatikan ve Fener Patrikhanesi.
4) TÜSİAD
5) Talabani ve Barzani gruplarıyla birlikte, PKK.
6) Türkiye’nin İslamcı (ve şeriatçı) yeniden yapılanmasının, “Cumhuriyet’in yerine getirilmesini isteyen” iç ve dış odaklar.
Abdullah Gül’ü destekleyen çevrelere baktığımız zaman, AKP cephesini oluşturan iç ve dış güçlerin, ondan neler beklediklerini de anlıyoruz.
Aynı şekilde, Türkiye’de AKP cephesine katılanların, “neleri vermeye” hazır olduklarını da görebiliyoruz.
Türkiye, Cumhuriyet döneminin en büyük bunalımı ile karşı karşıyadır. Bunalımın üstesinden gelebilmek için, “elimizdeki bütün ulusal olanakların seferber edilmesi gerekiyor”.
Halkın çok büyük çoğunluğunun bunalımla yüz yüze oluşu, elimizdeki en güçlü dayanağımızdır.
(*) Yeni Muhafazakârlık ve AKP, “Avrupa’yla Derin Bağlar içinde”, Truva, 2007
(**) Kaynak Yayınları, No. 481
Erol Manisalı
AKP bir şemsiyenin, bir felsefenin, yeni bir anlayışın cephesi oldu. Nedir bu cephe?
- Soğuk savaş sonrasında ABD ve AB’nin Türkiye’den istediklerini karşılayan bir acente, bir büro, bir başvuru merkezi gibi çalışmaya başladı.
Türk piyasasında iş tutmak isteyen Batı tekelleri, “çok özel, ayrıcalıklı kanunlarını” bu iktidara çıkarttırdılar. Türkiye’de misyonerlik faaliyetlerini genişletip yeni kiliseler açmak isteyen Hıristiyanlar en büyük yardımı AKP’den aldılar. Limanlarımıza, nehirlerimize, topraklarımıza göz koyan yeni sömürgecilerin adresi aynı partiydi. Önemli belgeler imzalattılar.
- Batı’nın Türkiye ve bölge için biçtiği yeni emperyalist elbiseye girmek ve sömürüden pay almak isteyen profesör, gazeteci, bürokrat, solcu eskisi, işadamı için adres yine iktidar partisi oldu.
Özal’ın bir zamanlar söylediği gibi, “kendileri için bir koyup beş almak isteyenler” AKP’ye başvurdular. Sadece kendilerini sunup karşılığını aldılar.
- AKP Başdanışmanı Dr. Yalçın Akdoğan’ın büyük bir övünç ile açıkladığı üzere, “200 yıldır ilk defa Batı’nın (emperyalizmin) talepleri ile bizim yani AKP’nin niyetleri örtüşüyordu”.
İşte bu örtüşme (ve işbirliği) AKP cephesinin cazibesini yarattı (*).
- AKP birdenbire iş hayatında, “dağıtılacak devlet olanakları ile” dolar milyarderleri olmak isteyenlerin, Batı kapitalizmine kendini sunmak isteyen akademisyenlerin, gazetecilerin, medya patronlarının toplanma merkezi oldu.
Kristof Kolomb misali AKP, Batı’ya Doğu’dan gidilecek bir köprü oldu. “Batı emrine girmenin yeni yolu” demek daha doğru.
- Cumhuriyet’in 80 yılda yarattığı, ürettiği varlıklar piyasada pazara dökülürken “bize de bir şeyler düşer” diyen fırsatçılar bu cephede soluğu aldılar.
“Batan geminin malları” misali, çakallar gibi saldırdılar.
- Washington, Brüksel ve AKP üçlüsü, bu olanakları birlikte yarattılar.
- Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül’ün önderliğinde, “ABD ile işbirliği yapacak bir İslamcı partinin getirileceği”, 1996′da Rand Corporation’ın raporlarıyla belgelendi.
Dr. Marton Abromowitz, Paul Wolfowitz, Richard Halbrooke, David Logan, David Sultan, Karen Fogg gibi “malum kişilerin” operasyonda yer aldıkları ortaya çıktı (**).
AKP’nin yükselen yıldızı!..
Son birkaç yıldır Batı emperyalizminin Türkiye ve bölge üzerinde biçtiği yeni elbiseden paylarını almak isteyen oligarşi, “AKP’yi merkez istasyon olarak görüyor”.
AKP, Washington ve Brüksel için nasıl bir araç oluyorsa; AKP üzerinden Batı’nın Türkiye’de kurmakta olduğu oligarşiden beslenmek isteyenler de AKP’yi bir köprü gibi görüyorlar. İşadamı, profesörü, gazetecisi, gazete patronu ve diğerleri…
Abdullah Gül’ü destekleyenler…
Gül’ün Köşk’e çıkması ve AKP’nin bu kaleyi de ele geçirmesi “Washington ve Brüksel’in biçtiği yeni elbisenin giydirilmesi için” çok önemli.
Abdullah Gül’ü destekleyenleri alt alta sıraladığımız zaman, “AKP’nin kurulup iktidara getirilişinden” kimlerin neleri beklediğini bir ayna gibi görüyoruz.
ABD ve AB’nin yanında Abdullah Gül’ün Köşk’e çıkmasını vargüçleriyle destekleyenler şunlar:
1) Yunanistan ve Kıbrıs Rumları
2) Ermenistan ve Ermeni diyasporası
3) Vatikan ve Fener Patrikhanesi.
4) TÜSİAD
5) Talabani ve Barzani gruplarıyla birlikte, PKK.
6) Türkiye’nin İslamcı (ve şeriatçı) yeniden yapılanmasının, “Cumhuriyet’in yerine getirilmesini isteyen” iç ve dış odaklar.
Abdullah Gül’ü destekleyen çevrelere baktığımız zaman, AKP cephesini oluşturan iç ve dış güçlerin, ondan neler beklediklerini de anlıyoruz.
Aynı şekilde, Türkiye’de AKP cephesine katılanların, “neleri vermeye” hazır olduklarını da görebiliyoruz.
Türkiye, Cumhuriyet döneminin en büyük bunalımı ile karşı karşıyadır. Bunalımın üstesinden gelebilmek için, “elimizdeki bütün ulusal olanakların seferber edilmesi gerekiyor”.
Halkın çok büyük çoğunluğunun bunalımla yüz yüze oluşu, elimizdeki en güçlü dayanağımızdır.
(*) Yeni Muhafazakârlık ve AKP, “Avrupa’yla Derin Bağlar içinde”, Truva, 2007
(**) Kaynak Yayınları, No. 481
Erol Manisalı