MG_eVİL
New member
- Katılım
- 20 May 2008
- Mesajlar
- 3,623
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Seçim bu soruya düğümlendi.. 40 mı, 48 mi? AKP rakiplerine fark atacağına göre 40 olmuş 48 olmuş çok mu önemli?
Evet, çok önemli..
40 olursa başka Türkiye olur..
48 olursa başka..
Şimdi diyeceksiniz ki yüzde 40 nereden çıktı, yüzde 48 nereden?
İki önemli araştırma şirketi var.. 2007 seçimlerini doğru tahmin eden.. Biri Adil Gür’ün A&G’si.. Diğeri Tarhan Erdem’in KONDA’sı..
Tarhan Erdem yüzde 48 diyor..
Adil Gür yüzde 40..
Arada sekiz puan fark var.. Az buz değil... (Seçimlerde sadece partiler değil, araştırma şirketleri de yarışıyor.)
Biri yanacak, ama hangisi?
*
Biz gelelim kendi meselemize..
Yüzde 48 olursa ne olur?
Hemen adını koyalım.. Bu oy Başbakan Erdoğan’ın tek başına aldığı oydur..
2007 seçimlerinde hava farklıydı.. Abdullah Gül faktörü vardı.. Cumhurbaşkanı meselesi vardı.. 27 Nisan muhtırası vardı.. Ekonomi iyiydi, güzeldi.. Çoğunluk yaşamından mutluydu..
2009 martında durum farklı.. Kriz kanırtıyor.. Memnuniyetsizlik artıyor.. Başbakan da eski Başbakan değil.. Yüzde 47’den sonra çok değişti.. Üslubu sertleşti, eleştiri kabul edemez hale geldi.. Önüne çıkanı fırçalıyor..
‘Ben ne dersem o olur’u dayatıyor..
Ekonomik krize bile ‘ben yok dersem yoktur’ anlayışıyla yaklaşıyor..
Bu ortamda Başbakan yine yüzde 48’i bulursa..
(Dikkat edin AKP demedim, bilerek Başbakan dedim..)
Kimse ağzını açamaz, tek adamlığını resmen ilan eder..
Muhalif odak istemez..
Kısaca, Rusya’daki ‘Putin rejimi’ne geçeriz..
*
Yüzde 40 olursa ne olur?
Faturayı birilerine (bakanlara, adaylara) kesse bile biraz fazla gittik diye düşünebilir..
Sertlikten vazgeçecektir.. Daha da önemlisi 2011’i (genel seçim) düşünerek krizi ciddiye alacaktır..
Almak zorunda kalacaktır..
Her eleştiriye fırçayla cevap vermesi de artık kolay değildir.. 20 ayda yüzde 47’den yüzde 40’a inmek sıcak yaz günlerinden sonbahar serinliğine geçmek gibidir..
İnsanı üşütür..
*****
Başbakan, Hugo Chavez gibi ‘solcu’ lider.
Başbakan’ın söylemi Güney Amerika’daki liderleri andırıyor.. Adını koyalım..
Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez gibi.. Seçim söylemi bu kimliğini öne çıkardı..
Davos’tan sonra tamam dedi, bu yolda devam!
İsrail’i fırçalaması müthiş prim yapınca, herkese kafa tutan ‘fakirlerin babası’ yaftasını çok sevdi..
Patronları..
Bürokratları..
Kurumları..
Muhalefeti, medyayı fırçaladıkça aldığı tepki çok hoşuna gitti.. Ortanın altı kesim bu tip liderleri çok sever.. ‘Kurtarıcı baba’ diye peşinden gider..
Örnek..
Yüksek Seçim Kurumu’na ‘yetti artık’ diye bağırdı..
‘Fabrikasını kapatan patron beceriksizdir’ dedi.. Medyaya çatarak ‘bu ülkeyi artık eskisi gibi yönetemeyeceksiniz’ diye bağırdı.. (Sanki 6.5 yıldır kendisi yönetmiyormuş gibi..)
Yetinmedi IMF’e kızdı..
Muhalefetle dalga geçti.. Tellak dedi, eşek-semer hikâyeleri anlattı, popülizmin daniskasını yaptı..
*
‘Beceriksiz patron’ çıkışı çok önemli..
Gelecekte izleyeceği politikanın habercisi..
Başbakan kepenk kapatan patronu suçlayarak hedef şaşırtmak istiyor.. Mesajı; suçlu kriz değil, beceriksiz patron...
Gerçek mi?
Değil..
Peki bunu niye yapıyor?
Diyelim ki kepenk kapatan iş yerinde 50 kişi çalışıyorsa..
İşsizler 50 kişi..
Patron bir kişi..
Güney Amerikalı solcu liderlerin taktiği!
*****
Darbe kime karşı yapılacaktı?
İki uzun iddianame, karışık olaylar, birden fazla örgütlenme.. Her şey iç içe girdi..
Ayıralım..
Aslında iki Ergenekon var..
Birincisi.. 2003-2004 yıllarındaki darbe hazırlıkları iddiası.. Genelkurmay içinde örgütlenmeler, sivil uzantıları, kamuoyu yaratma çabası.. İddiaya göre darbe sonrası yönetim planları bile yapılmış..
İkincisi.. 2005’ten sonra, darbe ortamı yaratma iddiası.. Paşaların emekli olduktan sonraki faaliyetleri.. Çoğu sivil her iki olayın da içinde olduğu için karışıyor..
Ergenekon denip geçiliyor..
Biri, darbe girişimi veya hazırlığı iddiası..
Diğeri, ortam hazırlama iddiası..
Kimin için!
Orasını bilmiyoruz..
*
Şunu da belirteyim.. ‘Darbe hazırlığı’ askeri mahkemede mi, sivil mahkemede mi görülmeli tartışması var..
Darbe kime karşı yapılacaktı?
Sivillere..
O zaman tartışmaya gerek yok; sivil mahkemede..
..::MEHMET TEZKAN::..
Evet, çok önemli..
40 olursa başka Türkiye olur..
48 olursa başka..
Şimdi diyeceksiniz ki yüzde 40 nereden çıktı, yüzde 48 nereden?
İki önemli araştırma şirketi var.. 2007 seçimlerini doğru tahmin eden.. Biri Adil Gür’ün A&G’si.. Diğeri Tarhan Erdem’in KONDA’sı..
Tarhan Erdem yüzde 48 diyor..
Adil Gür yüzde 40..
Arada sekiz puan fark var.. Az buz değil... (Seçimlerde sadece partiler değil, araştırma şirketleri de yarışıyor.)
Biri yanacak, ama hangisi?
*
Biz gelelim kendi meselemize..
Yüzde 48 olursa ne olur?
Hemen adını koyalım.. Bu oy Başbakan Erdoğan’ın tek başına aldığı oydur..
2007 seçimlerinde hava farklıydı.. Abdullah Gül faktörü vardı.. Cumhurbaşkanı meselesi vardı.. 27 Nisan muhtırası vardı.. Ekonomi iyiydi, güzeldi.. Çoğunluk yaşamından mutluydu..
2009 martında durum farklı.. Kriz kanırtıyor.. Memnuniyetsizlik artıyor.. Başbakan da eski Başbakan değil.. Yüzde 47’den sonra çok değişti.. Üslubu sertleşti, eleştiri kabul edemez hale geldi.. Önüne çıkanı fırçalıyor..
‘Ben ne dersem o olur’u dayatıyor..
Ekonomik krize bile ‘ben yok dersem yoktur’ anlayışıyla yaklaşıyor..
Bu ortamda Başbakan yine yüzde 48’i bulursa..
(Dikkat edin AKP demedim, bilerek Başbakan dedim..)
Kimse ağzını açamaz, tek adamlığını resmen ilan eder..
Muhalif odak istemez..
Kısaca, Rusya’daki ‘Putin rejimi’ne geçeriz..
*
Yüzde 40 olursa ne olur?
Faturayı birilerine (bakanlara, adaylara) kesse bile biraz fazla gittik diye düşünebilir..
Sertlikten vazgeçecektir.. Daha da önemlisi 2011’i (genel seçim) düşünerek krizi ciddiye alacaktır..
Almak zorunda kalacaktır..
Her eleştiriye fırçayla cevap vermesi de artık kolay değildir.. 20 ayda yüzde 47’den yüzde 40’a inmek sıcak yaz günlerinden sonbahar serinliğine geçmek gibidir..
İnsanı üşütür..
*****
Başbakan, Hugo Chavez gibi ‘solcu’ lider.
Başbakan’ın söylemi Güney Amerika’daki liderleri andırıyor.. Adını koyalım..
Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez gibi.. Seçim söylemi bu kimliğini öne çıkardı..
Davos’tan sonra tamam dedi, bu yolda devam!
İsrail’i fırçalaması müthiş prim yapınca, herkese kafa tutan ‘fakirlerin babası’ yaftasını çok sevdi..
Patronları..
Bürokratları..
Kurumları..
Muhalefeti, medyayı fırçaladıkça aldığı tepki çok hoşuna gitti.. Ortanın altı kesim bu tip liderleri çok sever.. ‘Kurtarıcı baba’ diye peşinden gider..
Örnek..
Yüksek Seçim Kurumu’na ‘yetti artık’ diye bağırdı..
‘Fabrikasını kapatan patron beceriksizdir’ dedi.. Medyaya çatarak ‘bu ülkeyi artık eskisi gibi yönetemeyeceksiniz’ diye bağırdı.. (Sanki 6.5 yıldır kendisi yönetmiyormuş gibi..)
Yetinmedi IMF’e kızdı..
Muhalefetle dalga geçti.. Tellak dedi, eşek-semer hikâyeleri anlattı, popülizmin daniskasını yaptı..
*
‘Beceriksiz patron’ çıkışı çok önemli..
Gelecekte izleyeceği politikanın habercisi..
Başbakan kepenk kapatan patronu suçlayarak hedef şaşırtmak istiyor.. Mesajı; suçlu kriz değil, beceriksiz patron...
Gerçek mi?
Değil..
Peki bunu niye yapıyor?
Diyelim ki kepenk kapatan iş yerinde 50 kişi çalışıyorsa..
İşsizler 50 kişi..
Patron bir kişi..
Güney Amerikalı solcu liderlerin taktiği!
*****
Darbe kime karşı yapılacaktı?
İki uzun iddianame, karışık olaylar, birden fazla örgütlenme.. Her şey iç içe girdi..
Ayıralım..
Aslında iki Ergenekon var..
Birincisi.. 2003-2004 yıllarındaki darbe hazırlıkları iddiası.. Genelkurmay içinde örgütlenmeler, sivil uzantıları, kamuoyu yaratma çabası.. İddiaya göre darbe sonrası yönetim planları bile yapılmış..
İkincisi.. 2005’ten sonra, darbe ortamı yaratma iddiası.. Paşaların emekli olduktan sonraki faaliyetleri.. Çoğu sivil her iki olayın da içinde olduğu için karışıyor..
Ergenekon denip geçiliyor..
Biri, darbe girişimi veya hazırlığı iddiası..
Diğeri, ortam hazırlama iddiası..
Kimin için!
Orasını bilmiyoruz..
*
Şunu da belirteyim.. ‘Darbe hazırlığı’ askeri mahkemede mi, sivil mahkemede mi görülmeli tartışması var..
Darbe kime karşı yapılacaktı?
Sivillere..
O zaman tartışmaya gerek yok; sivil mahkemede..
..::MEHMET TEZKAN::..