Ahmet Altan'dan genelkurmay baskanı Büyükanıt'a rest

lonpofiely

Banned
Katılım
10 May 2007
Mesajlar
152
Reaction score
0
Puanları
0
Ahmet Altan'dan Büyükanıt'a rest


Demokrasi için darbeye karşı koyduğu net tavırlarla son dönemde öne çıkan Ahmet Altan, Yaşar Büyükanıt'ın "o gazetenin finansörüne bakın" ifadesine cevap verdi: "Böyle imalı bir suçlamadan sonra ikimizden birinin toplumdan 'özür dilemesi' gerekiyor. İddianızı kanıtlarsanız gazeteyi kapatırız"



Ahmet Altan/Taraf

Orgeneral Yaşar Büyükanıt’a

Benim büyük dedem paşaydı.
Babamın anlatımıyla söylersek, “öyle operet generali değildi, soluğu barut kokan gerçek bir generaldi.”
İyi eğitim görmüş bir topçu kumandanıydı.
Çanakkale’de savaşmıştı.
İsmet İnönü’nün hocasıydı.
Ben on yedi yaşında genç bir stajyer gazeteciyken ziyaretine gittiğim İsmet Paşa, beni “senin deden benim hocamdı,” diye karşılamış, bana dedemden söz etmişti.
Çabuk parlayan öfkeli bir yapısı olduğu için ordudaki lakabı, Deli Hasan Paşa’ydı.
Ben onun hikâyelerini dinleyerek büyüdüm.
Askerlik mesleğini bugünkü muhtıracı birçok generalden daha fazla ciddiye almamın, savaş stratejilerine meraklı olmamın, komutan biyografilerine ilgi duymamın nedeni büyük bir ihtimalle çocukken dinlediğim “paşa dedemle” ilgili hikâyelerdir.
Bir generalin nasıl birisi olması gerektiğine dair bilgim var.
İyi bir general ölümle hayat arasındaki o ince çizgide sağlamca durup, kendisine emanet edilen askerlerini, ülkesini, insanlarını korur.
Bunu yapabilmesi için aklını tümüyle işine vermesi, dürüst ve adil olması, askerlerinin kendisine sonsuz bir güven duymasını sağlaması gerekir.
Dünyanın en zor işlerinden biridir yaptıkları.
Onun için, iyi “komutanları” sadece kendi insanları, kendi ülkeleri değil bütün dünya saygıyla anar, ansiklopedilere bakarsanız “düşmanla” iyi savaşmış, savaşırken cesaret ve yaratıcılık göstermiş generallerin isimlerinin, en parlak bilim adamlarıyla ve sanatçılarla birlikte yazıldığını görürsünüz.
Buna karşılık “düşmanla” değil de kendi halkıyla savaşmış, diktatör olmuş generaller dünyanın ortak lanetinin hedefi olurlar.
Öğretmenlikten komutanlığa geçmiş Giap saygıyla anılırken, Pinochet ve Franco gibiler insanlığın dilinde birer küfüre döner.
Ben ordunun siyasete karışmasına tamamen toplumsal ve hukuksal nedenlerle karşı çıkarken, siyasete müdahale eden generallere de mesleklerini iyi yapmadıkları için kişisel bir kızgınlık duyarım.
Bir generalin generallikten vazgeçmesini anlamam çünkü.
Siyasete bulaşmak bir generali, dürüstlükten ve adaletten uzaklaştırır.
Güvenilirliğini azaltır.
Doğrusu ya, bizim generallere de, onlardan mesleklerinin gereğini yerine getirip dürüst ve adil olmalarını bekleyerek bakarım.
Öyle olmadıklarında üzülürüm.
Türkiye’nin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın yanına çağırdığı bazı gazetecilere bizim gazeteyle ilgili söylediği sözleri okudum dün sabah.
“O gazetenin finansörüne bakın” demiş.
Gazeteciler baksınlar.
Ama gazetecilerin bakması yetmez, bir genelkurmay başkanı bir gazetenin “finansöründen” kuşkulanıyorsa emrindeki bütün istihbarat örgütleri de bakmalı.
Orgeneral Büyükanıt da, bu gazete de toplumun önünde duruyor.
Böyle imalı bir suçlamadan sonra birimizden birinin toplumdan “özür dilemesi” gerekiyor.
Çoğu gazeteci kılığına girmiş “psikolojik savaş” elemanlarının çoktandır bizim gazetenin “Fethullahçı” olduğunu, AKP’li olduğunu, Soroz’cu olduğunu, o “kaynaklardan” bize para aktarıldığını yaydıklarını biliyorum.
Onlara aldırmadım.
Ama Genelkurmay Başkanı da söylediği zaman ciddiye almak gerekir.
Bu gazetenin hiçbir cemaatle, partiyle, örgütle ilişkisi yok.
Kendi patronları dışında hiçbir para kaynağı yok.
Biz, varlığımızı büyük zorluklarla sürdürüyoruz.
Bütün devlet bankaları da, özel bankalar da bize kredileri kestiler.
Başka gazetelere milyarlarca lirayı gözü kapalı veren bankalar bize küçücük miktarlardaki paraları bile vermiyorlar.
Düşmanlarımız her yandan nefesimizi kesmek için saldırıyor.
Dostlarımızın çoğu, bu kavgada seken bir taş bir yanlarına değer diye mevzilerine çekilip saklandılar.
Sadece sayfalarımızdaki ilan miktarına bakmanız bile açıklar durumu.
Sizin bize “dost” sandığınız insanlar en kritik anlarda paralarımıza el koyup bizi boğulmanın eşiğine getiriyorlar.
Sayıları her gün biraz daha artan okurlarımızdan başka gerçek dostumuz pek az bizim.

Eğer herhangi biri, bu gazetenin o söyledikleri örgütlerle “gizli” bir ilişkisini, “gizli” bir para kaynağını ortaya çıkarırsa, belgesini değil sadece bunu düşündürecek bir ilişkisini göz önüne sererse, burada, herkesin önünde şerefim üstüne yemin ediyorum, o gün bu gazeteyi kapatıp arkadaşlarımla birlikte gideceğim.

Öyle, “komuta kademesince onaylanmış belge yoktur” falan gibi açıklamalar yapmayacağıma emin olabilirsiniz.

Şimdi, Orgeneral Büyükanıt, gazetecilere söylediği o “gizli finansörün” kimliğini açıklasın.
Dürüst ve adil bir generalin yapması gereken budur.
Orgeneral Büyükanıt’tan da bir “generale” yakışanı yapmasını beklemek hakkımız.
Biz “gerçekleri” açıklayacağımıza söz vererek başladık bu gazeteyi yayınlamaya.
Bu, bize çok düşman kazandırıyor.
Düşmanlardan ve düşmanlıklardan çekinmeyiz.
Ama isteriz ki dostlarımızla olduğu gibi “düşmanlarımızla” da övünebilelim.
Bu övünmeyi bize bağışlayacak tek şey onların dürüstlüğüdür.
Ama tabii şunu da düşünmüyor değiliz...
Dürüst olsalar niye gerçekleri açıklayan birine düşman olsunlar ki?
 
vatanı iki gögüs ucuna satarım diyen adama bak Büyükanıt gizli finansörün kim oldugunu açıklamalıymış.Vakitin işine döndü bu iş.Madem paşa deden varmış o zaman iki gögüs ucuna vatanı niye satmaya kalkıyorsun?O zaman paşa dedene yakışır bir torun,bir Türk ol da emperyalistlerle kol kola iş çevirme.
 
Halt etmiş o Ahmet Altan....
 
Taraf Neden Tarafsız Olamaz ? ..




Türkiye’nin demokratikleşmesinin önündeki en büyük engellerden biri medya sermayesinin yapısıdır.


Gerçek anlamda özgür ve bağımsız yayıncılığın yolu gazeteci milletinin maaşını aldığı patronun medya dışında alanlarda iş yapmaması, siyasetle veya belli güç odaklarıyla ilgisi olmamasıdır. Rahmetli Ufuk Güldemir’le Habertürk’ü bir avuç işsiz gazeteci ile bu inançla kurmuştuk. O yaratılan değeri, tüm ısrarlarıma karşın, birlikte kurduğu gazetecilerle paylaşmamayı tercih etti. Rahmetlinin kendince haklı gerekçeleri vardı.


Ama emri Hak erken vaki oldu.

Bugün Habertürk medya dışında da işleri olan bir sermaye yapısının eline geçti.
Hatırlarsanız Habertürk Yarın adlı bir gazete çıkardı.


İyi bir gazeteydi ama Ufuk bile, mesleki dehasına karşın, o gazeteyi mali güçlükleri aşarak uzun süre yaşatamadı. Pekâlâ bir patrona yanaşarak yüzdürebilirdi. Yapmadı. Gazete kapandığında bile Turgay Ciner’e baskı maliyetinden milyonlarca dolar borcu vardı. Ahmet Altan dün Taraf gazetesi’nde bir yazı kaleme aldı ve askerin Taraf’ın arkasındaki “gizli finansör”ü açıklaması çağrısı yaptı.


Malum, Taraf yayın hayatına başladığı günden bu yana
Parmak ısırtan işlere imza atıyor.
Çoğu da gerçekten son derece başarılı gazetecilik örnekleri.

Yaptıkları yorumlara katılırsınız veya katılmazsınız.
Fakat, Altan’ın dünkü yazısının satır araları beni gülümsetti.
Zira yapmaması gereken bir tartışmayı açtı.


Mesleğe kısa pantolonluyken Milliyet’in satış servisinde başlayan biriyim.
Gameda’dan bugüne işin ne boyuta ulaştığını iyi bilirim.


Bugün Bab-ı Ali’den gelip de özellikle baskıda, dağıtımda ve reklamda nasıl bir cendere olduğunu bilen kurt gazetecilerin ittifakla yorumu şudur.



50 bin tirajın altında, hiç de ucuz olmayan bir bordro ile,
Doğru düzgün reklam almadan ve 40 kuruşa gazete çıkarmak
Çok çok iyimser bir tahminle ayda en az 500 bin dolar net zarar yazmak demektir.


Taraf, Alkım yayınları tarafından çıkartılan bir gazete.
Özgür ve bağımsız yayın yaptığını söylüyor.

Milyonlarca dolar zarar ederek bu gemiyi nasıl yürüttüklerini açıklamaları neden yürüttükleri sorusundan daha temel bir soru...

Nedeni kimseyi ilgilendirmez. Ahmet Altan’ın arkasındaki bonkör finansör kardeşlerin “bağımsız medya” uğruna bu işi desteklediklerini ve şayet varsa milyonlarca dolar zararı açıklaması daha doğru olmaz mıydı ?.. Şimdi aklıma Ufuk Güldemir geliyor. Yarın’ı çıkartırken Aydın Doğan, “Yüzde 51’ini ver. Bordonu, kağıdını, mürekkebini, dağıtımını ben üstleniyorum” dedi. Ufuk kabul etmedi. Ama mesela Zafer Mutlu kabul etmişti bu teklifi... Ufuk aptal mıydı ? Hayır gazeteciydi...


Şimdi Ahmet Altan milleti ve etrafındakileri kandırabilir ama meslekten biri olarak
Şunu açık yüreklilikle söyleyebilirim bizim mahalleyi kandıramaz.
Taraf’ın ekonomik olarak özgür ve bağımsız olması mümkün değildir.

Alkım Yayınları matbaası gece vakti gizli gizli para basmıyorsa...

Bu gemi yürümez.
Milyonlarca doları, özellikle bugünün Türkiye’sinde, özgür bağımsız medya için verecek babayiğit biz bulamadık.
Taraf, silahlı kuvvetler ve yüksek yargıyı hedef alan ve yıpratan yayınlar yapıyor.
Taraf nerede basılıyor ?..

Zaman gazetesinin baskı tesislerinde...
Kağıdı kalemi alıyorum elime hesaplıyorum işin içinden çıkamıyorum.
Ben de haklı olarak soruyorum.
Bu değirmenin suyu nereden geliyor ?..
Bunu açıklaması gereken bir orgeneral midir yoksa gazetenin genel yayın yönetmeni mi ?


Serdar AKİNAN
 
Ya neden hemen celalleniyorsunuz.
Eğer iddia doğru ise söyleyecek söz yok, ama yalansa Ahmet Altan'ın suratına ilk önce ben tükürmek isterim..
 
ben bu işi anlayamadım. taraf gazetesi bana göre yılın haberini yaptı ama birçok kişi bundan rahatsız oldu ve gazete hedefe oturtuldu arkadaslar yapılan haber hepimiz için önemli siz gerçekten askerin bu halk üzerinde yaptırım uygulmasından yanamısınız. eğer böyle düşünüyorsanız ne sağcı ne solcu ne demokrat ne de laiksiniz. way bizim halimize
 
ben bu işi anlayamadım. taraf gazetesi bana göre yılın haberini yaptı ama birçok kişi bundan rahatsız oldu ve gazete hedefe oturtuldu arkadaslar yapılan haber hepimiz için önemli siz gerçekten askerin bu halk üzerinde yaptırım uygulmasından yanamısınız. eğer böyle düşünüyorsanız ne sağcı ne solcu ne demokrat ne de laiksiniz. way bizim halimize

Anlayamazsın zaten ne biliyorsun ki ihanetçilerin empozelerinden başka?İşiniz gücünüz ordu düşmanlığı ben şunu bilir şunu söylerim.Bu vatanda ordu düşmanı eşittir hainlik.
 
taraf gazetesinin ne mal olduğunu bilmeyeniniz var mı ?


ilk çıktığında 1 lira olan gazete neden 40 kuruşa düşer :goz:
 
Geri
Üst