MARCUSX
New member
Afganistan, Irak, Pakistan... Sıradaki?..
Size iki ülkeden demokrasi haberleri vereyim.
Önce Afganistan. “Sandık başına” giden “Afgan seçmeni” yeni yöneticilerini “seçmek” için “oy” kullandı. Dağ başlarındaki köylerde “demokrasi” nin gereğini yerine getirmek için binlerce “eşek” ve “katır” kiralandı.
Seçimlerden önce ülkede şiddet olayları doruk noktaya ulaştı. Taliban saldırılarına hız verdi. Devlet Başkanlığı sarayına roket atıldı. Aralarında Birleşmiş Milletler ve NATO görevlilerinin de olduğu 32 kişi öldürüldü. Birçok yaralı arasında çocuklar da var. Taliban yanlıları ile karşıtları arasında düşmanlık dizboyu. Korku dağları sarmış. Oy kullananların parmaklarının kesileceği tehditleri halkı sindirdi.
İstenen adaya oy verilmesi koşuluyla oy pusulalarının tanesi 20 dolara satıldı. İngiliz yayın kuruluşu BBC’nin Afganistan’daki muhabiri, kendisine 10 dolardan 1000 adet oy pusulası teklif edildiğini açıkladı.
Afganistan’ı sekiz yıldır işgal eden Amerika’nın ülkeye getirdiği demokrasi işte bu...
Afganistan parça parça...
***
Gelelim Irak’a...
O da en az üç parça...
Beş yıldır Amerika’nın işgali altındaki Irak’ta da seçimler yapıldı. Bir de anayasa yapıldı. Kadınları ikinci sınıf insan olarak tescilleyen bir anayasa... Amerika, demokrasi, huzur, barış ve insan hakları getirecekti Irak’a. Ne getirdiğini önceki gün bir kez daha gördük. Bağdat’taki patlamalarda 95 kişi öldü, 500 kişi yaralandı. Irak’taki bombaların, patlamaların, ölülerin, yaralıların sayısı artık bilinmiyor bile. Artık her gün 40-50 kişi ölüyor.
Arap, Kürt, Şii, Sünni birbirini boğazlıyor. Toplu katliamlar için diş biliyor.
Amerika’nın Irak’a getirdiği demokrasi de işte bu...
Afganistan, Irak, Somali, Pakistan... Afganistan batağına sokulan Pakistan, şimdi bölünme tehlikesiyle karşı karşıya... Hatta fiilen bölünmüş durumda... Faşist Bush yönetiminin mirası kanlı ve bölünmüş ülkeler... Demokrasi yalanı adı altında...
***
Bu ülkeleri neden peş peşe sıraladım? Sadece bir soru sormak için... Aynı Amerika, şimdi yine Orta Doğu’da bir başka ülkeyi yine kanlı bir batağa çekme açılımları yapıyor olmasın?
Kan ve bölünme pahasına...
***
Tarabya gitti gider...
CHP planı ortaya çıkarınca dil altındaki bakla da ortaya çıktı. Üçüncü Boğaz köprüsü, Beykoz-Tarabya arasında yapılacak. Halkın, sivil toplum örgütlerinin o kadar çırpınmalarına, yırtınmalarına rağmen, güzergâhın kararı çoktan verilmiş bile... Başbakan, Ulaştırma Bakanı ve İstanbul Belediye Başkanı kentin üzerinde uçmuşlar ve “İşte burası” demişler...
Belgrad Ormanları, Alibeyköy, Ömerli, Riva su havzaları, tarlalar tahrip olurmuş, kimin umurunda?
3. köprü yeni trafik yaratırmış, kimin umurunda?
Orman bölgelerinde ve su havzalarında yeni yapılaşmalara yol açarmış, kimin umurunda?
İstanbul, büyük bir oksijen kaynağından mahrum kalırmış, kimin umurunda?
İTÜ yer bilimleri uzmanlarının deyimiyle, “Ormanlardaki ağaçlar strese girip atmosfere çok daha fazla uçucu karbon yayarmış”, kimin umurunda?
CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, “Bu, İstanbul’u katletme planıdır” diye çırpınıyormuş, kimin umurunda?...
3. Köprü, Boğaz’ın incisi, “ilaç”ı, adını “Terapya” dan (şifa) alan Tarabya’dan girip, ormanları delip geçerek, yeşillikleri yerle bir ederek, suları kirtelerek geçip gidecek.
Tarabya gitti, gider.
Zavallı Tarabya... Zavallı İstanbul...
KAYNAK: http://haber.gazetevatan.com/haberd...21.08.2009&Newsid=255035&Categoryid=4&wid=166
Size iki ülkeden demokrasi haberleri vereyim.
Önce Afganistan. “Sandık başına” giden “Afgan seçmeni” yeni yöneticilerini “seçmek” için “oy” kullandı. Dağ başlarındaki köylerde “demokrasi” nin gereğini yerine getirmek için binlerce “eşek” ve “katır” kiralandı.
Seçimlerden önce ülkede şiddet olayları doruk noktaya ulaştı. Taliban saldırılarına hız verdi. Devlet Başkanlığı sarayına roket atıldı. Aralarında Birleşmiş Milletler ve NATO görevlilerinin de olduğu 32 kişi öldürüldü. Birçok yaralı arasında çocuklar da var. Taliban yanlıları ile karşıtları arasında düşmanlık dizboyu. Korku dağları sarmış. Oy kullananların parmaklarının kesileceği tehditleri halkı sindirdi.
İstenen adaya oy verilmesi koşuluyla oy pusulalarının tanesi 20 dolara satıldı. İngiliz yayın kuruluşu BBC’nin Afganistan’daki muhabiri, kendisine 10 dolardan 1000 adet oy pusulası teklif edildiğini açıkladı.
Afganistan’ı sekiz yıldır işgal eden Amerika’nın ülkeye getirdiği demokrasi işte bu...
Afganistan parça parça...
***
Gelelim Irak’a...
O da en az üç parça...
Beş yıldır Amerika’nın işgali altındaki Irak’ta da seçimler yapıldı. Bir de anayasa yapıldı. Kadınları ikinci sınıf insan olarak tescilleyen bir anayasa... Amerika, demokrasi, huzur, barış ve insan hakları getirecekti Irak’a. Ne getirdiğini önceki gün bir kez daha gördük. Bağdat’taki patlamalarda 95 kişi öldü, 500 kişi yaralandı. Irak’taki bombaların, patlamaların, ölülerin, yaralıların sayısı artık bilinmiyor bile. Artık her gün 40-50 kişi ölüyor.
Arap, Kürt, Şii, Sünni birbirini boğazlıyor. Toplu katliamlar için diş biliyor.
Amerika’nın Irak’a getirdiği demokrasi de işte bu...
Afganistan, Irak, Somali, Pakistan... Afganistan batağına sokulan Pakistan, şimdi bölünme tehlikesiyle karşı karşıya... Hatta fiilen bölünmüş durumda... Faşist Bush yönetiminin mirası kanlı ve bölünmüş ülkeler... Demokrasi yalanı adı altında...
***
Bu ülkeleri neden peş peşe sıraladım? Sadece bir soru sormak için... Aynı Amerika, şimdi yine Orta Doğu’da bir başka ülkeyi yine kanlı bir batağa çekme açılımları yapıyor olmasın?
Kan ve bölünme pahasına...
***
Tarabya gitti gider...
CHP planı ortaya çıkarınca dil altındaki bakla da ortaya çıktı. Üçüncü Boğaz köprüsü, Beykoz-Tarabya arasında yapılacak. Halkın, sivil toplum örgütlerinin o kadar çırpınmalarına, yırtınmalarına rağmen, güzergâhın kararı çoktan verilmiş bile... Başbakan, Ulaştırma Bakanı ve İstanbul Belediye Başkanı kentin üzerinde uçmuşlar ve “İşte burası” demişler...
Belgrad Ormanları, Alibeyköy, Ömerli, Riva su havzaları, tarlalar tahrip olurmuş, kimin umurunda?
3. köprü yeni trafik yaratırmış, kimin umurunda?
Orman bölgelerinde ve su havzalarında yeni yapılaşmalara yol açarmış, kimin umurunda?
İstanbul, büyük bir oksijen kaynağından mahrum kalırmış, kimin umurunda?
İTÜ yer bilimleri uzmanlarının deyimiyle, “Ormanlardaki ağaçlar strese girip atmosfere çok daha fazla uçucu karbon yayarmış”, kimin umurunda?
CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, “Bu, İstanbul’u katletme planıdır” diye çırpınıyormuş, kimin umurunda?...
3. Köprü, Boğaz’ın incisi, “ilaç”ı, adını “Terapya” dan (şifa) alan Tarabya’dan girip, ormanları delip geçerek, yeşillikleri yerle bir ederek, suları kirtelerek geçip gidecek.
Tarabya gitti, gider.
Zavallı Tarabya... Zavallı İstanbul...
KAYNAK: http://haber.gazetevatan.com/haberd...21.08.2009&Newsid=255035&Categoryid=4&wid=166