- Katılım
- 23 May 2007
- Mesajlar
- 4,439
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Su işe bakar mısınız 72 milyonluk koca ülkenin bir adi cinayet zanlısının yakalanmasından başka sevinecek bir şeyi yok!
Gazeteler, televizyonlar sadece bunu yazıyor, bunu konuşuyor.
Koca Türkiye adeta bir tek onun ele geçirilmesiyle övünür oldu!
Bırakın onları, ülkenin Başbakan’ı savaş ilanı varmışcasına bu katil zanlısının ele geçirildiği haberi için İstanbul valisi tarafından sabaha karşı uyandırılıyor!
Bitmedi, bölgesinin lideri olmakla övünen Türkiye’nin Başbakan’ı adi bir cinayet zanlısının ele geçirilmesini propaganda malzemesi yapıyor ve televizyonlara çıkıp bunu icraat diye millete satıyor!
Diyeceksiniz ki adam ne yapsın icraat olarak anlatacağı başka zerre bir şeyi yok!
Gerçekten öyle !
İcraatı olsaydı herhalde adi bir cinayetten bile nemalanma hesaplarının içinde olmazdı!
Türkiye yanıyor, koca Başbakan cinayet masası komiserlerinin yapması gerekeni yapıyor!
Ekonomik daralmanın yüzde 6’yı geçeğini bizatihi kendi Bakanı ifade ediyor Tayyip Bey’den tık yok!
Bütçe açığı zirve yapmış, Temmuz’da yüzde 100, Ağustos’da yüzde 125 artmış Başbakan’ın gündeminde değil!
İşsizlik şaha kalkmış, üniversite mezunu gençler avare olmuş umursamıyor!
Toplum gerilmiş, ayrışmış ve kamplara bölünüp burnundan soluyormuş hiç oralı değil!
Bir ara AB, türban dediler, akabinde demokrasi ve Ergenekon derken bu aralar gündemi C.G. isimli bir katil zanlısı işgal ediyor!
İyi de arkadaş C.G.’nin yakalanması karın doyurmuyor, bütçe açığını kapatmıyor, üretimi artırmıyor, gençlere iş yaratmıyor!
Hal bu ama adam medyayı ama öyle ama böyle ele geçirdi ya, İngilizlerin Çinlileri yüzyıllarca afyonla uyutması misali toplumu güzel güzel manipüle ediyor!
Açım diyorsun!
C. diyor!
İşsizim diyorsun!
G. diyor!
Sefilim diyorsun!
Yakalandı diyor!
Kısacısı reenkarnasyona inanan Hint fakirleri misali avun diyor!
Malum reenkarnasyon inancında öldükten sonra 4 kere daha dirilmek ve yaşamak var. Buna göre insanlar birinci hayatında fakir doğar, dördüncü hayatında ise zengin olurlar. Bu inancın gereği olarak da Hindistan’da fakirler zenginlere acır, zira onların 4. hayatının da bittiğine inanırlar. Malum İngilizler, Hindistan’daki sosyal uçurum anarşiye dönüşmesin diye bu inancı yayarak hükümran olmuşlar.
Tayyip Bey’inki de aynı hesap!
Örtülü bir din ambalajı ve sürekli bir beyin yıkama ya da manipülasyon!
SONA DOĞRU…
“Sarıgül, Özal’ın ANAP’ını kuruyor!”
Mustafa Sarıgül hareketine katılan ANAP’ın eski Teşkilat Başkanı İbrahim Çebi, söylediklerine iman etmiş gibi şunları anlatıyor: “Tayyip Erdoğan 2002’de nasıl iktidar olduysa biz de ilk genel seçimde öyle geleceğiz. Tahmin edilenin ötelerinde bir ilgi ve alakaya muhatabız. Muhalefette var olan boşluk Sayın Sarıgül’ün hareketi ile dolacaktır. Bugünden neredeyse bütün illerde teşkilatlanmış durumdayız. Hayır bizim partimiz klasik sol bir parti değil, merkez bir parti olacak ve tıpkı Rahmetli Özal’ın ANAP’ına benzeyecek yani partide 4 ayrı eğilim olacak. Teşkilatlanma sürecinde de bu olguya dikkat ediliyor. Dahası araştırmalar yapıp toplumda sevilen ve güvenilen isimleri parti yönetimlerine alıyoruz. Sonbaharla beraber partimiz Meclis’te de temsil edilir noktada olacak.”
SINIR YOK…
Rahşan Ecevit’in virüsü!
Duydunuz mu Rahşan Ecevit yeni bir parti kuracakmış! Bunun için DSP’nin mevcut yönetimine küskün olanlarla harekete geçecekmiş!.. Haberi okuyunca insanoğlunda var olan hırsın sınırlarını düşündüm uzun uzun.Yaşı 85’e gelmiş Rahşan Ecevit, parti kuracakmış da, bu parti toplumda ümit olacakmış! Vah ki ne vah!.. Bu haberi okuduğumda rahmetli İhsan Sabri Çağlayangil aklıma geldi.. İhsan Sabri Bey bir gün; “Politikaya girilir ama asla çıkılmaz” diye bir söz etmişti.. Ne kadar doğru. Baksanıza eşini kaybetmesine ve onca yaşına rağmen Rahşan Hanım bile hâlâ politika ve parti diyebiliyor! Akıl alacak gibi değil. Hayır Rahşan Hanım aslında tek örnek de değil. Bakın etrafa, yürüyemeyecek halde sağlık problemi olanlar bile aynı çabada.. Demek ki bu siyaset işi insan egosu için bir virüs!
İŞTE GERÇEK…
Sağlık rezaleti ve Nesrin Ünal!
Dün öğle sularında MHP’nin önceki milletvekillerinden Doktor Nesrin Ünal arıyor ve şunları söylüyor: “Sabahattin bey, AKP sağlıkta katkı paylarını artırdı. Bundan böyle yoksul, hastanelerde çok daha fazla katkı payı verecek. Yapılan artışla dar gelirli artık özel ya da kamu hastanelerinde eski uygulamanın ötelerinde bir bedel ödeyecek. Hatırlarsanız AKP, 2007 genel seçim sürecinde sağlıkdaki uygulamaları öne çıkarmış ve reform istismarını yapmıştı. Oysa AKP’nin sağlık sektörüne kattığı yeni hiçbir şey yoktu. Ne yeni hastaneler kurmuşlardı ne de ilave hekim istihdam edilmişti. Hadise sadece makyaj ve soyut imajdan ibaretti. İşte geçen zaman AKP’in gerçek yüzünü ortaya çıkardı…” MHP’nin yüz akı isimlerden Nesrin Ünal’a katılmamak mümkün değildir…
Kaynak