Genelkurmay raporu: "Hükümet yetkililerinin ihmali var.."
Dokuz maddeden oluşan dört sayfalık Genelkurmay raporunda da kendisini 'Mehdi' ilan eden Derviş Mehmet'in Manisa'da bir esrarkeş kahvesini mekan edindiği ve çevresindeki insanlarla uzun süre şüphe uyandıracak fiiller içinde bulunduğu kaydediliyor.
Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüdler Başkanlığı (ATASE)'nın incelemesinde, 'Mehdî Derviş Mehmet, kendisinin peygamber olarak geldiğini...' ifadesi kullanılmaktadır. Müslüman halkın 'peygamberlik' iddiasında bulunanları nasıl karşılayacağını tahmin etmek güç olmasa gerektir.
Derviş Mehmet'in bu şüpheli halinin bilinmesine rağmen ortadan kaybolduğuna dikkat çekilen raporda,
"Kayboluşları Manisa hükümetine bildirilmesine rağmen, Menemen'e gelene kadar 15 gün boyunca gezdikleri civar köylerde ahaliye telkinatta bulunmalarına rağmen bundan haberdar olunmaması ve hükümet konağı önüne gelene kadar Menemen hükümetinin bundan hiçbir suretle malumat almaması" eleştiriliyor.
Genelkurmay raporunda Menemen kaymakamı ve ilçe jandarma komutanı hakkında da ağır suçlamalar var. Kaymakamın hükümet konağına çok sonradan geldiği ve olan bitene uzaktan seyirci kaldığı kaydedilirken, jandarma kumandanı için,
"Hükümet konağı içerisine dört neferiyle birlikte girerek kadın gibi saklandı." ifadeleri kullanılıyor.
"Büyük Erkan-ı Harbiye Riyaseti'nin 26/12/1930 tarihli ve 6747 No'lu tezkeresinin suretidir" üst başlığı bulunan dokuz maddelik raporun 6. maddesinden bazı satırbaşları şöyle:
"Şu mes'elede çok şayan-ı dikkat ve mühim gördüğüm noktalar Manisa'da ilk önayak olarak ortaya atılan bu şerirlerin Manisa'da iken bir esrarkeş kahvesinde daimi surette içtima ederek orasını tekke haline getirdikleri ve son zamanlarda hepsinin sakal bırakmak suretiyle bütün bütün calib-i şüphe vaziyet aldıkları ve bu hal Manisa zabıtasınca da malum olduğu halde Manisa'dan birdenbire gaybiyetleri ve hatta bu gaybiyetlerin aileleri tarafından hükümete malumat verilmesi üzerine Manisa hükümetinin bunlar için hiçbir teşebbüste bulunmaması ve civar kazaların nazar-ı dikkatleri celbedilmemesi gerek Manisa'da gerekse haricinde teşkilatların olup olmadığı hakkında tahkikat ve tetkikat yapılmayarak işin tesadüfe bırakılması Manisa'dan ayrıldıktan sonra Paşaköy, Yağcılar, Bozalan, Çukurköy ve civarlarında on beş gün dolaşarak ahaliye birtakım telkinatta bulunmalarından hiç kimsenin haberdar olmaması 23/12/1930 günü sabah namazına doğru musellahan ve birlikte sabah namazını kılarak ve camiden ellerine bir de bayrak alarak yine ahali ile camiden çıkışlarından ve sabahleyin hükümet konağı önüne kadar gelişlerinden Menemen hükümetinin hiçbir suretle malumat almaması..."
Aynı maddenin sonunda kaymakamlık ve jandarma komutanının tavrı da şu sözlerle eleştiriliyor:
"Menemen kaymakamı beyin, hükümet konağı cihet-i askeriye tarafından işgal edildikten sonra ancak hükümete gelmesi ve bu zamana kadar adeta seyirci vaziyetinde kalması ve bir silah arkadaşı koyun gibi karşısında boğazlanırken Menemen jandarma kumandanının dört neferi ile hükümet konağı içerisine girerek kadın gibi saklanması..."
Raporun 7. maddesinde ise Kubilay'ın askerlerinin neden cephanesiz olduğu sorgulanıyor:
"Sevk u idare hatalarına alaydan telefonla kuvvet talep eden jandarma kumandanı şu kuvvetin ne için ne maksatla ve ne gibi bir vaziyet karşısında talep edildiği hakkında alayı tenvir etmemiştir.
Jandarma kumandanının noksan olarak verdiği bu malumat alayca gönderilen ilk bölüğün cephanesiz olarak yola çıkarılması kuvvetlerin vaziyeti hakim olmasına sebep olmuştur."
TOTALİTER DEVLET ARZUSU
Hazırladığım "Serbest cumhuriyet Fırkası ve menemen Belgeseli" için araştırma yaparken hatıra kitaplarına ve üniversitelerde yapılan çalışmalara dikkatle bakınca şu sonuçla karşılaştım:
Menemen olayı, kesinlikle siyasi bir olay. Bizzat Atatürk'ün çok partili demokratik sisteme geçilmesini sağlamak için yakın arkadaşı Fethi Okyar'a kurdurttuğu Serbest Cumhuriyet Fırkası (SCF) halk tarafından olağanüstü bir ilgiyle karşılaşınca, Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF, bugünkü CHP)'nın yöneticileri, önce 7 Eylül 1930 günü Serbest Fırka'nın İzmir Mitingi'ni güvenlik güçleriyle sabote edip irtica iftirasıyla partiyi kapattırmış; daha sonra 23 Aralık 1930 günü ortaya çıkan, Genelkurmay ve Emniyet raporlarına göre de bizzat CHF tarafından tertiplenen Menemen Olayı'nı istismar ederek İsmet İnönü siyasi ömrünü 6 yıl daha uzatmıştır ve rejim üzerindeki tek parti tahakkümünü kurmuşlardır.
'Menemen Olayı' konusunda, hiçbir tarihî ve bilimsel araştırmaya dayanmadan, tamamen afakî ve asılsız iddialarda bulunulmak; belki de hükümet tarafından tertip edilen, en azından basit ve mahallî bir polisiye olay büyütülerek 'Cumhuriyete karşı bir isyan hareketi' şeklinde takdim etmek tarihi istismardan başka bir şey değildir.
kaynak ..
www.ihvan.org
genelkurmay arşivleri..