Abdullah GÜl Kİmdİr??

64general1

New member
ghuzz' Alıntı:
hEY maxpyane

TÜRK olmaktan sanki herzaman utanıyor gibisin. Hem niye bukadar utandın ki onu anlamadım.

Vatansız kalma konusuna gelince TÜRK olmaktan ben utanmıyorum sen utanıyorsun.

Kullandığın kelimeleri ustaca seçmeni tavsiye ederim. Yoksa oyundaki gibi taklalar atmak zorunda kalabilirsin.Hakaret içeren kelime kullanmış gibisin.
Kendini gizemli yapmaya çalışıyorsun,ama ihanetin tarihini bile bildiginden eminim.Çünkü sen ihanetin merkezinden olmalısın.Bana söylermisin o zaman YSK,BİLGİSAYAR,seçim sonucu,görünmez el konusunda bir bilgin var mı?
 

suatsari

New member
çatlayın.patlayın.ABDULLAH GÜL cumhurbaşkanı.kabul etmeyen Türk vatandaşlığından çıksın.....
 

fredo125

New member
Bu Akp Ler Olmaz Olsun Bu Kadarmi KÖr Olunur Ulan İstİkrar Var Dİyorsun Guya Carİ Acik Gİttİkce Buyuyor. Ordu KarŞinizda! Nasi Bu Kadar Vurdum Duymaz Oluyorsunuz?
 

kamkars

New member
70 yılın çok büyük yanlışları olmuştur. Çukurca’da dağa “Ne mutlu Türküm diye” yazmışsınız. Hala Diyarbakır’ın orta¬sında bu tür sloganlar yazılıdır. Maalesef resmi ideoloji, Türk milliyetçiliği şeklinde kendisini, ırki taassup olarak tezahür et¬tirmiştir..”
Şeklinde konuşan Abdullah Gül bu konuşmayı sonradan öğrendiklerinden değil, Siirt’ten göç ettirilmelerinden daha önceleri içlerine ekilen kin tohumlarının yeşermeleri sonucun¬da yapmıştır.
“Dini bir dönem kullandık dediği” kardeşinin açıklamala¬rından gördüğümüz gibi dini bir maske olarak kullanmışlardı. Daha sonra arkalarından hiç ayrılmadıkları İngiltere, İsrail ve ABD Büyükelçileri ile Ajanlarının yönlendirmeleri sonucunda



Barzani ve Talabani ile dost, bizim insanlarımızla adeta düş¬man olmuşlardı.
Abdullah Gül, “Batı medeniyetine yenildik” derken, 14 Mayıs 2000′de genel başkanlığa aday olduğu Fazilet Partisi Genel Kongresi’nde bastırdığı kitapçıkta Cumhuriyet dönemi¬ni: “Bizim için ortada bir mağlubiyet var, bunu aynen kabul et¬memiz gerekir. Konu medeniyetlerle ilgili. Karşılaşma adeta medeniyetlerin karşılaşması. Bir Batı medeniyeti var bir de ba¬şından beri ileri sürdüğümüz tezler var. Bence bu, hüzünlü bir yolculuk. Ortada açıkça bir mağlubiyet var.” Olarak aktarıyordu.
6 Şubat 2005, Condi diye hitap ettiğini söylediği Rice’la yaptığı görüşme sonunda “Amerika kesinlikle doğru yolda. Dünya barışı için son 50 senede dünyada en çok Amerikalılar kendi insanlarını kaybetmişlerdir” diyebiliyor, Telafer’de Ame¬rikalıların katlettiği soydaşlarımızı görmezden geliyordu.
13 Mart 2006, Kızılcahamam vekillere verdiği brifingde ise “Biz İran’ın nükleer programıyla ilgili olarak BOP kapsa¬mında ABD ile birlikte hareket edeceğiz. Amacımız İslam ül¬kelerine özgürlük ve demokrasi getirmek” diyordu. ABD’nin bu proje ile 24 İslam ülkesinin sınırlarını değiştireceğini, zen¬ginlik kaynaklarını ele geçirme hayali kurduğunu bile bile.
10 Mayıs 2000 tarihli, Elazığ’da yayınlanan ve Erbakan’a yakınlığı ile bilinen El-Aziz Gazetesi’nden Vahit Şekerci; “Gül Amerikan vatandaşı olduğunu neden gizliyor” başlığı altında Abdullah Gül’ün de, Tayyip Erdoğan’ın da ABD vatandaşı ol¬duğunu yazıyordu:


“1997′nin başlarında, önce Tayyip Erdoğan Amerikan rüyasını gerçekleştirdi ve ABD vatandaşlığına geçti. Erdoğan’ı daha sonra Abdullah Gül izledi ve böylece Gül için ABD serü¬veni başlamış oldu…”
Bu olayı hocalarına sorduğumda acı acı gülümsedi ve ba¬şını salladı. Zaten kitabı okuduğunuzda Abdullah Gül ve Tay¬yip Erdoğan’ın ABD vatandaşlığının daha da ötesine geçtiğini göreceksiniz. Kaldı ki, bu ülke daha önce de resmen ABD va¬tandaşı olmuş Başbakanlar görmekle birlikte, önemli olan. ABD çıkarları konusunda gösterilen hassasiyet ve bugün itiba¬rıyla ABD vatandaşlığı iddiaları hakkında hiçbir dava açılma¬ması ve kamusal şahsiyetler hakkındaki bu savların kamuoyu ile paylaşılmasındaki kamu yararıdır.
Abdullah Gül, 19 Ocak 2007 tarihinde stratejik müttefiki¬miz olarak lanse edilen aslında stratejik düşmanımız olan Amerika için övgüler düzüyordu:
“ABD ile ilişkilerimiz önemlidir. Dünyanın süper gücü¬nün gündem maddeleri bizim de gündem maddelerimizdir. Aramızdaki işbirliğinin stratejik boyutta olmasının anlamı, bu meselelerde ulaşılması gereken hedeflere ilişkin görüşlerimi¬zin örtüşmesidir.”
Musa’nın dikensiz gül bahçesindeki yeni tomurcuklarıyla buluşmak dileğiyle…
Ergün Poyraz 29.04.2007-Ankara

MUSA’NIN GUL’U
Muhterem milletime tavsiyem odur ki, sinesinde yetiştire¬rek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki ve vicdanındaki cevher-i asliyi çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an vazgeçmesin!..
M. Kemal Atatürk
 

kululu

New member
abdullah gul cumhur başkanımızdır şimdi en büyük lider o cumhurbaşkana saygısızlık devlete ve mıllete saygısızlıktır
 

HTML

Üst