Abdullah Öcalan'ın getirilmesiyle ilgili efsane ve gerçekler

febeke

Banned
Katılım
16 May 2007
Mesajlar
947
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
56
Konum
cukurova


Ergenekon soruşturması başladığından beri gözaltına alınan isimlerle ilgili belli çevrelerce kahramanlık hikâyeleri servis ediliyor.

Örneğin, hemen her operasyonda gözaltına alınan askerlerden biri ile ilgili "Öcalan'ı Türkiye'ye getiren ekipten" başlığı ile haber yapılır. Zannedersiniz ki Öcalan'ı bir ekip değil de bir tabur getirmiş. Bir efsane gibi anlatılan olayların perde arkasında ise çok daha farklı gerçekler yatıyor.

Abdullah Öcalan'ın adı üzerinden spekülasyon yapılan ilk isim Temmuz 2008'de tutuklanan emekli Albay Hasan Atilla Uğur oldu. Uğur'un Öcalan'ı Türkiye'ye getiren ekipten olduğu iddia edildi. Ancak Hasan Atilla Uğur'un diğer görevleri ile ilgili bilgilere ise değinilmiyor. Abdullah Öcalan, 11 Temmuz 2008'de avukatlarıyla yaptığı görüşmede 2002 yılından önce Ergenekoncularla defalarca görüştüğünü açıkladı. Öcalan'ın "Buraya gelenlerden biri de tutuklanmış." sözleri ile işaret ettiği kişi Hasan Atilla Uğur'du. Ekim 2008'de Öcalan'ın avukatları şu açıklamada bulundu: "Atilla Uğur, Emre Taner ayrı ayrı İmralı'da ilk dönemde benimle görüşmüşlerdi."

Uğur, 2002 yılına kadar İmralı Adası'ndan sorumlu komutanlardan biriydi. Hasan Atilla Uğur'un Öcalan ile yolu ilk kez kesişmiyordu. Öcalan'ın Şam'da yaşadığı dönemde Hasan Atilla Uğur da askerî ataşe olarak Şam'da görev yapıyordu. Uzun yıllar Öcalan'ın en yakınındaki isimlerden biri olan M.Şerif Şener, Öcalan ile Şam'daki askerî ataşenin görüştüklerini belirtiyor. Öcalan ise bu görüşmeyi, asansörde tesadüfen gerçekleşmiş bir karşılaşma olarak yorumluyor.

Ateşkesin arabulucusu Göktaş mıydı?

Abdullah Öcalan'ın ismi üzerinden speküle edilen bir diğer isim ise emekli Albay Mustafa Levent Göktaş oldu. Ergenekon soruşturması kapsamında Göktaş ile ilgili de Öcalan'ı getiren ekipte yer aldığı yönünde haberler yapıldı. Göktaş'ın Öcalan'ı getiren ekipte yer alıp almadığını bilemiyoruz, ancak Göktaş'a ilişkin başka ilginç iddialar var. PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan, 1999 yılında tutuklu bulunduğu İmralı'da yargılanırken mahkemeye bir tutanak sundu. 2 Haziran 1999'da Star Gazetesi, bu tutanaklara dayanarak, Öcalan'ın bir aracıyla ateşkes için ilişkiye girdiğini iddia etti. Hürriyet, 3 Haziran 1999'da "Kim bu esrarengiz aracı?" sorusunu ortaya attı. 4 Haziran 1999'da Enis Berberoğlu "İstihbarat oyunu Apo'yu kandırdı" başlığı ile yayınladığı makalesinde, askerlerin Öcalan ile yakın temasta bulunduğunu, ama bunun tuzak olduğunu ileri sürdü.

Öcalan, yakalandıktan sonra DGM savcılarına verdiği ifadelerde şunları söylüyordu: "Ateşkes önerisi bize Avrupa temsilcimiz Kâni Yılmaz ve Şahin kod adlı Ferhat Abdi isimli arkadaş tarafından getirildi. Abdi Şahin isimli arkadaşımıza da Selim Okçuoğlu isimli ve avukatlık yapan, HADEP'te de faaliyet gösteren kişi getirmiş. Bu belge sanırım şimdi Avrupa arşivimizdedir. Aynı konuda, cezaevleri temsilcimiz Sabri Ok'la bir görüşme yapılmış. Sabri Ok, kendisi ile de görüşüldüğünü ve aynı önerilerin kendisine de yapıldığını söyledi. Yine sanırım Genelkurmay'ın Toplumsal İlişkiler Başkanlığı'nda çalışan bir albay, Brüksel'deki temsilciliğimize kadar gelmiş ve aynı önerileri getirmiş. Ben önerilerin ciddiyetine inandım." Söz konusu askerî yetkilinin Levent Göktaş olduğu iddia ediliyor.

Şemdin Sakık, PKK'dan kaçtı

Öcalan'ın ismi üzerinden yapılan son spekülasyon ise Balyoz operasyonunda gözaltına alınan emekli Korgeneral Engin Alan'la ilgiliydi. Öcalan'ı Türkiye'ye getiren operasyonu Engin Alan'ın yönettiği iddia edildi. Eğer Öcalan'ı Türkiye'ye getiren operasyonu Engin Alan yönettiyse o zaman şu sorulara da muhtemelen cevap verebilecektir: Kenya'dan 16 Şubat 1999 günü sabaha karşı İstanbul Atatürk Havalimanı'na getirildi. Öcalan'ı getiren uçak yakıt ikmali yaptıktan sonra Bandırma'daki üsse geçti. İki gün sonra ise İmralı adasına gönderildi. Öcalan, bu iki gün nerede tutuldu? Hangi birimde sorgulandı? Bu sorguya neden savcılık makamları veya Emniyet ve MİT dahil edilmedi? Emniyet ve MİT'in talepleri neden reddedildi? Öcalan'ın bu 2 gün boyunca tutulduğu yer, geçtiğimiz aylarda arama yapılan Ankara'daki Seferberlik Bölge Başkanlığı mıydı?

Ayrıca Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesinin bir operasyon değil de teslimat olduğunu dönemin Başbakanı Bülent Ecevit bizzat açıklamıştı. Ecevit, "ABD'nin, Öcalan'ı niçin verdiğini anlayabilmiş değilim." demişti.

MELİK DUVAKLI İSTANBUL
kaynak
 
Ecevit dönemi kabus gibiydi gerçekten..Cinayetler,krizler,hortumlar ülkede her alan çöküyordu sanki..

Eceviti yağlayıp yağlayıp kameraların önünde gaza getiriyorlar kamera arkasında ülkeyi yağmalıyorlardı.Ne çabuk unuttunuz o günleri..Rahat bu millete batıyor anlaşıldı.
 
ABD oksamayacagi essege ot vermezde ondan verdi TR ye öcalani normal
simdide basimiza corap ördüler karsidan bakiyorlar ne olacakki
kahramanlarimiz her zaman bizim gururumuzdur TSK
vatan millet sakarya
kimse bu sevgiden bizi var geciremez
 
Turkiye Silahli Kuvvetleri kdr tas dusecek baslarina ..yandan medya ve ekipmanlarina.

Ben turkum diyeni ergenekoncu yada..darbeci olarak iceri atyorlar..demakrasiiiiiiii sevenler..

ki o demakrasiyi savunanlar..amerikanin iraka getirmet istedigi ilimli islami istiyorlar...neyse o ilimli islam((((((((((((((((((((((((((
 
oden başbakanı hiç unutma merhum ecevit sunu söyledi apo yu neden bize verdiler anlamıs değilim


ama bizler bunu iyi anladık
 
Niye verdi abd?
İleride affedip başbakan yaparsınız diye!!!!

Bu millete rahat batıyormuş ya,öküzün altında yanlış şeyler bulanların lafı olsa gerek.
 
apo yu getiren ekipten şöyle dikkat ederseniz kimisi öldü(intihar etti-öldürüldü) bir boyuda işte böyle kahraman ilan edildi, ve o kahramanlardan 2-3 ü şimdi ergenekon ve balyoz dan sorguda... yukardaki çok önmeli yazıdaki ayrıntılarda gizlenen gerçekleri neden hiçbiriniz akl-ı selimle yorumlamıyorsunuz.

adamlar kimi ateşe olarak kimi imralıda kimi getirilmeden öncede öcalanla bir kaç kez görüşmüşler, hani akla gelen en basit kahve ağzıyla; o günlerde herkesin ağzında olan '' ulan ben olsam kafasına sıkarım, ulan ben olsam gelirken helikopterden uçaktan atardım'' erkekliklerine bu getiren ekipten biri o sizin kahve ağzıyla yaptığı erkekçe bir hareketle TÜRK askeri duyarlılığını ,şehitlerimizin intikamını almayı niye düşünmedi acaba..
elbette devlet görevi, falan filan elbette bu mümkün değil. iyide o zaman bu çapulcu katili getiren adamlar ne hikmetse apo şamdayken acaba onunla ne görüştülerki aradan geçen bir kaç yıldan sonra onu kenyadan getirme görevi yine aynı şahıslara verilmiş?

yada bu adamlar sanki vietnam dan esir kaçırııyor opersayonu gibi eli kolu bağlanmış adamı vermişler ellerine getirdiler diye, her türlü kirli işleri için af mekanizması ve dokunulmazlıkmı kazanmış oluyor şimdi?

hadi ordan canım... eli kolu bağlı katili ,zaten şapşallaşmış halde elimize veren CİA , bu şapşalı bir askere bir komutana değil, bir belediye zabıtasına teslim etseydi o da getirirdi.. bunun neresi kahramanlık Allahaşkına.. TÜRK tarihi kahraman görmedi sanki hiç.. çuval geçirildikten sonra neredeydi kahramanlar..? bu da ayrı soru.. neyse yazıyı okuyan yokki yorumdan akıl çıkaran olsun...
 
Ayrıca Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesinin bir operasyon değil de teslimat olduğunu dönemin Başbakanı Bülent Ecevit bizzat açıklamıştı. Ecevit, "ABD'nin, Öcalan'ı niçin verdiğini anlayabilmiş değilim." demişti.



Allah rahmet eylesin sana ama sen neyi anlıyarak yaptınki
şöyle bi söz vardır gelenler,gidenleri hep aratır
 
keşke suriye de yapılamayan operasyon yapılsaydı da bu vatan haini kelp :sneaky2::sneaky2::sneaky2: villasında gebertilebilseydi :001_rolleyes: zamanla bunlar siyasete ısındırıldı erdal inönü vasıtasıyla vatan hainlerinin bu hareketi siyasallaştırıldı yüce meclis imize kadar sokuldu zamanla bunlar ilerledler şimdiki sonuç orta da :closedeyes::thumbdown: birileri bu kelp i teslim etti bizimkilerde ne yapabildi gördük.:sneaky2: resmen hem koruyor hem besliyoruz...:sneaky2:
 
Geri
Üst