USLanmAZ™
FORMUN USLANMAZI
- Katılım
- 28 Tem 2007
- Mesajlar
- 2,865
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
ABD'nin yeni korkusu
Tehdide, AB aracılığıyla yaptığı "ödül tekliflerine" ya da uluslararası ekonomik yaptırım kararlarına rağmen İran'ı nükleer programından vazgeçirmeyi başaramayan ABD'yi, şimdi de "Ya İran'dan sonra, Türkiye de nükleer silah peşine düşerse" korkusu sardı.
Zeynep Gürcanlı YAZIYOR
ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından Amerikan Senatosu Dış İlişkiler Komitesi'ne sunulan raporda, İran'ın nükleer silaha sahip olmasının bölgede dengeleri bozacağından endişe eden Suudi Arabistan ve Türkiye'nin de, "önümüzdeki on yıl içinde" nükleer silah sahibi olmaya çalışabilecekleri ifade edildi.
"ABD, TÜRKLERİN GÜVENİNİ KAZANMALI..."
Raporda, aralarında Suudi Arabistan ve Türkiye'nin yer aldığı, en az dört ülkenin 2025 yılına kadar nükleer enerjiyi yoğun şekilde kullanmaya başlayacaklarına, bunun da bu ülkelerin ilerde nükleer silah sahibi olmaları önündeki engelleri azaltacağına da yer verildi. Raporda, "Ortadoğu'da nükleer silahların yayılması, bölgesel güvenliği ve ABD çıkarlarını tehdit etmektedir. ABD, önümüzdeki iki-üç yıl içinde çeşitli güvenlik garantileri vererek, Arap ve Türklerin güvenini kazanmalıdır" denildi.
ABD'NİN NÜKLEER SİLAHLARDAN SORUMLU YETKİLİSİ ANKARA'DAYDI
ABD senatosunda, Türkiye ve Suudi Arabistan'ın olası nükleer silah sahibi olma hevesleri tartışılırken, Washington'daki en etkin nükleer silah uzmanlarından, 29 yıl ABD Dışişleri Bakanlığı'nda bu konuda çalışmış ve Bakan Yardımcılığı koltuğuna kadar çıkmış uzmanı Robert Einhorn da Ankara'daydı.
Halen ABD’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Stratejik ve Uluslararası Etüdler Merkezi’nin (CSIS) uluslararası güvenlik kıdemli danışmanı olarak görev yapan ve ABD'deki seçim sonuçlarına göre, yine "Dışişleri Bakanlığı'nda göreve dönmeyi düşünebileceğini" söyleyen Einhorn, Ankara'da Dışişleri Bakanlığı'nda temaslarda bulundu.
EINHORN DA AYNI FİKİRDE: ABD, TÜRKİYE'YE GÜVENCE VERMELİ
Temaslarının ana gündem maddesini İran'ın nükleer programı ve buna Türkiye'nin tepkisi olan Einhorn, Türkiye ve İran arasındaki "tarihi bölgesel dengeye" dikkat çekerek, İran'ın nükleer silaha sahip olması halinde, Ankara'nın da "dengeyi korumak uğruna" aynı yola başvurmak isteyebileceğini vurguladı.
Ankara'da Diplomasi Muhabirleri Derneği'nin organizasyonunda, bir grup gazeteciyle biraraya gelen Einhorn da, tıpkı ABD Senatosu'na sunulan raporda yer aldığı gibi, ABD yönetiminin Türkiye'nin İran'la aynı yola girmemesi için, Washington yönetimine çok iş düştüğünü ifade etti. Amerikalı yetkili, ABD'nin Türkiye'nin güvenini kazanmak için yapması gerekenleri ise, "ABD'nin PKK'ya karşı Türkiye'ye desteğini güçlendirerek sürdürmesi ve Ermeni soykırım tasarıları konusunda, bunları kabul etmeye yönelik adım atmaması" olarak sıraladı.
ABD’nin PKK konusundaki tutum değişikliğine de dikkat çeken Einhorn, “ABD, Türkiye’nin PKK kaygılarını ciddi aldığı gibi göründüğü sürece Türkiye ABD’ye güvenecek” dedi.
"TÜRKİYE, İRAN'A TELKİNDE BULUNMALI"
İran’ın uranyum zenginleştirme programından vazgeçmesini sağlamak için bu ülke ile çok iyi ilişkileri olan Türkiye’den devreye girmesini de isteyen Einhorn, AKP hükümetinin İran’da büyük bir inandırıcılığının olduğunu belirtti ve “Türkiye, İran ile özel olarak görüşerek uranyum zenginleştirme programının 10 yıl gibi bir süre için askıya alınması mesajını iletsin. Türkiye, bir rol oynak için çok iyi bir durumda bulunuyor. Türkiye’nin, İran ile çok iyi ilişkileri var. Üst düzey İran liderlerine erişimi çok iyi. Türkiye’nin İran’ın dostu olduğu için bu ülkede prestiji var. Bu nedenle Türkiye’nin yapabileceği bir girişimin önemli bir etkisi olur” dedi.
CSIS yetkilisi, Türkiye’den İran’a özel olarak bir mesaj iletmesi gerektiğini belirtirken şunları söyledi:
“Türkiye, net bir mesaj iletmeli. Demeli ki; İran’ın barışçıl nükleer enerji sağlamaya hakkı var, kendi yakıt üretmek istemesini de anlıyoruz ancak bu yolda devam edersen bölgedeki ülkeler için sorun yaratacak, bölgede istikrarsızlık yaratacak. Bu nedenle barışçıl niyetlerinizi kanıtlama fırsatı olsun diye sizi, çalışmalarınızı bir süre için, örneğin 10 yıl için askıya almaya çağırıyoruz.”
Uluslararası toplumun birlikte hareket ederek İran’ı teşvik etmesi gereğine işaret eden Einhorn, yabancı ülkelerin İran’da gaz ve petrol sektöründe yatırım yapmamasının önemini de vurguladı. Buna karşın Einhorn, Türkiye’nin İran’dan enerji alımlarının kendi ihtiyaçlarını karşılamayı amaçladığını belirterek bunun “meşru ve anlaşılır” olduğunu söyledi.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/8613965.asp?gid=229&sz=96616