icemen
New member
- Katılım
- 7 Şub 2007
- Mesajlar
- 20,136
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0

Karşılıksız bağlanmaktır aşk. Hiçbirşey beklemeden...
Neden seviyorsun? sorusuna cevap bulamamaktır. Yüzünün güzelliğine, gözlerine, ya da yüreğinin güzelliğine vurulmak değildir aşk.
Bütün bunlar sevgiliden beklenilen şeylerdir.
İnsanoğlu asırladır aşkın tanımını yapmaya çalışmış ama hâlâ hiç kimseden tatmin edici bir cevap gelmemiştir. En bilgesinden bile.
Çünkü aşk öğretilen bir şey değildir. İç güdüsel bir duygudur.
Antoine Bret' e göre; "Aşkın ilk soluğu mantığın son soluğudur"
Aşk; sadece sevgiliye duyulan haz da değildir. Allah'a, dosta, yaşadığın yere, hatta tuttuğun takıma bile duyulan kalp çarpıntısıdır. Sorgusu olamaz, çünkü mantık dışıdır.
Tasavvuf Felsefesinin temsilcilerinden Mevlana ve Yunus Emre' ye göre ise gerçek aşk ancak yaradana olan aşkla mümkündür. O' na aşık olmayan başka hiç birşeye aşık olamaz.
Oysaki bana göre aşk budur:
Pygmalion; eski bir yunan kralı, kendisine göre kusursuz bir kadın heykeli yapıyor (Galetea) ve ona aşkla bağlanıyor. Bir taşa aşık olmak, onun yüzüne dokunmak, kadınını öpüyormuş gibi dudaklarını öpmek. Bu çoğuna göre sapkınlık ya da delilik olarak adladırılabilir.
Hiç birşey beklemeden, sevdiği şeyin ona ilgisini göstermeyeceğini bile bile, sadece "Galetea" olduğu için.
Bu aşkın en saf halidir.
Ne zaman aşık olunur bilinmez, ilk görüşte olabilirsiniz veya yıllar sonra farkına varabilirsiniz aşkınızın. bu önemli değil, sadece birşey beklemeden seviyorsanız aşıksınız demektir.