Ahmak Şizofrenlerin Kuralları;
Aşk kimisine göre bir eylem planı,kimisine göre doludizgin bir yaşam sanatı, kimisine göre bir enayilik....
Herşeye rağmen çok şey yazılıp çizildi, uğruna ne canlar verildi,
tablolar yapıldı, yeri geldi damlara çıkıldıda nerde benim aşkım dendi....
Acaba buna aşkmı deniyordu aşmışlıkmı ?
Evreşe yolları dar, bana bakarsan yarim seni hırpalar....
Aşk kavramı bana; Hep Leyla ile Mecnun'u aklıma getirsede...
Neyzen Tevfik üstadımda çıka geldi aklımın yine en ücra köşelerinden....
Ben Mecnun muyumki Bir Leyla için çöllere düşeyim
Leylanında mecnununda sülalesini eşşekler kovalasın(Sansür)....
Çay ve çıranın bağdaşamayacağı halkın oyunlarında libertango ile
sırma saçlı - sorma kaçlı aşk oyunlarında; eğer geçmişe bakıpta aşkı
yargılarsak karşımıza en bariz çıkanı ise Ahmak Şizofrenlerin Kuralları
açılımı gelmektedir ki aşkın açılımı bundan ibaretmiş....
Gençliğimizin, gen izlerine sinmiş protein tellerine kuşların konması
hatta konmakla kalmayıp şakımaya haiz gürültülerini dinleyip,
sinemizin en derin köşelerine park ettiğimiz gözyaşlarımız ile çıraların
yaktığı ateşi söndürüyoruz..
Sürmekte karasularımızın hükümdarlık alanı gün boyu çilekeş ayaklarımızda..
Gezmişiz ezilmişiz !
Ah canım çok güzelsin, çok harikasın, sen bi tanesin..
Aslında akıl altında yatan gizli şeytan a bir kulak verelim..
Yavrumm vücut hatların çok güzel ve hepsi bana özel !
Gazoz kapağı koleksiyonumu kesinlikle görmek istersin...
Çok büyüksün baba devam..
Kız oltaya düştü düşecek...
Kalbimin kadrajına sığmayacak kadar büyük..
Gönül gözüm miyop olmasa, seni sevmem tasa değil..
Bu iş bitti...
Ülkemizde bu yargılar öyle bir yüceldiki ;
Nuri Alço'larla, Tecavüzcü Çoşkun'larla büyüyen bir millette
gazoz kapağı kolleksiyonuda bol olur, laf kalabalığıda....
Gençliğin yönelimi ise ; çanakkale'nin faziletinden ne anlar;
fazileti "bacak arasında" arayanlar...
Tezatını apaçık ortaya koymaktadır..
Kurallar ise ;
1-Beni bir ömür boyu seveceksin... ( Hani senetlerin )
2-Anca beraber kanca beraber (Göbek bağım senle kesilmediki ! )
3-Her daim beni düşüneceksin..
Bana hediyeler alacaksın, bir dediğim iki olursa yavaş yavaş sona yaklaşırız..
(Maaş bordromu keşke göstermeseydim...)
4-Her zaman bana sevgi dolu sözcükler fısıldayacaksın..
( Hahahah anneme bile bu kadar sevgiyle yaklaşmamışımdır... )
5-Bana ev işlerinde yardım edeceksin.. En fazla çamaşır ve bulaşıkta..
( Ama benim ellerim kışları kurak yazları ise çok hassasdır..
Doğduğumda bile etikette 30 derece yazıyordu.... )
6-Yemek bilmiyorsan bi restorant almaya ne dersin !
( Hamile kaldıktan sonra çok değiştin çok.... Hay ben.. )
7-Annemle iyi geçineceksin !
( Bir ceylan'ın bir sansarla doğal ortamda geçinmesi mümkünmü ? )
Sözüm meclisten dışarı gerçeq aşıklara sözüm yoq.
:sigara:
Aşk kimisine göre bir eylem planı,kimisine göre doludizgin bir yaşam sanatı, kimisine göre bir enayilik....
Herşeye rağmen çok şey yazılıp çizildi, uğruna ne canlar verildi,
tablolar yapıldı, yeri geldi damlara çıkıldıda nerde benim aşkım dendi....
Acaba buna aşkmı deniyordu aşmışlıkmı ?
Evreşe yolları dar, bana bakarsan yarim seni hırpalar....
Aşk kavramı bana; Hep Leyla ile Mecnun'u aklıma getirsede...
Neyzen Tevfik üstadımda çıka geldi aklımın yine en ücra köşelerinden....
Ben Mecnun muyumki Bir Leyla için çöllere düşeyim
Leylanında mecnununda sülalesini eşşekler kovalasın(Sansür)....
Çay ve çıranın bağdaşamayacağı halkın oyunlarında libertango ile
sırma saçlı - sorma kaçlı aşk oyunlarında; eğer geçmişe bakıpta aşkı
yargılarsak karşımıza en bariz çıkanı ise Ahmak Şizofrenlerin Kuralları
açılımı gelmektedir ki aşkın açılımı bundan ibaretmiş....
Gençliğimizin, gen izlerine sinmiş protein tellerine kuşların konması
hatta konmakla kalmayıp şakımaya haiz gürültülerini dinleyip,
sinemizin en derin köşelerine park ettiğimiz gözyaşlarımız ile çıraların
yaktığı ateşi söndürüyoruz..
Sürmekte karasularımızın hükümdarlık alanı gün boyu çilekeş ayaklarımızda..
Gezmişiz ezilmişiz !
Ah canım çok güzelsin, çok harikasın, sen bi tanesin..
Aslında akıl altında yatan gizli şeytan a bir kulak verelim..
Yavrumm vücut hatların çok güzel ve hepsi bana özel !
Gazoz kapağı koleksiyonumu kesinlikle görmek istersin...
Çok büyüksün baba devam..
Kız oltaya düştü düşecek...
Kalbimin kadrajına sığmayacak kadar büyük..
Gönül gözüm miyop olmasa, seni sevmem tasa değil..
Bu iş bitti...
Ülkemizde bu yargılar öyle bir yüceldiki ;
Nuri Alço'larla, Tecavüzcü Çoşkun'larla büyüyen bir millette
gazoz kapağı kolleksiyonuda bol olur, laf kalabalığıda....
Gençliğin yönelimi ise ; çanakkale'nin faziletinden ne anlar;
fazileti "bacak arasında" arayanlar...
Tezatını apaçık ortaya koymaktadır..
Kurallar ise ;
1-Beni bir ömür boyu seveceksin... ( Hani senetlerin )
2-Anca beraber kanca beraber (Göbek bağım senle kesilmediki ! )
3-Her daim beni düşüneceksin..
Bana hediyeler alacaksın, bir dediğim iki olursa yavaş yavaş sona yaklaşırız..
(Maaş bordromu keşke göstermeseydim...)
4-Her zaman bana sevgi dolu sözcükler fısıldayacaksın..
( Hahahah anneme bile bu kadar sevgiyle yaklaşmamışımdır... )
5-Bana ev işlerinde yardım edeceksin.. En fazla çamaşır ve bulaşıkta..
( Ama benim ellerim kışları kurak yazları ise çok hassasdır..
Doğduğumda bile etikette 30 derece yazıyordu.... )
6-Yemek bilmiyorsan bi restorant almaya ne dersin !
( Hamile kaldıktan sonra çok değiştin çok.... Hay ben.. )
7-Annemle iyi geçineceksin !
( Bir ceylan'ın bir sansarla doğal ortamda geçinmesi mümkünmü ? )
Sözüm meclisten dışarı gerçeq aşıklara sözüm yoq.
:sigara: