- Aşık olmak üç evrede gerçekleşir ve her bir evrede farklı hormonlar devreye girer
- Aşık olunduğunda beyinde meydana gelen değişiklikler akıl hastalığı belirtilerini andırırlar
- Birini çekici bulduğumuzda bunun bilinçaltında yatan nedeni o kişinin genlerini beğenmemiz olabilir
- Koku aşık olma sürecinde büyük bir rol oynar. Ebeveynlerimize benzeyen insanların görüntü ve kokusunu daha cazip buluruz.
- Bilim bir ilişkinin ömrünü ölçebilir
Kızaran yanaklar, kalp atışlarının hızlanması ve terleyen eller aşkın gözle görülür fiziksel belirtileridir. Ancak bedenimizde gerçekleşen biyokimyasal aktivite de aşkın varlığını kanıtlar. Bilim adamları üç evrede aşık olduğumuzu tespit etmiş bulunuyorlar:
1. Evre:
Cinsellik hormonları testosteron ve östrojenin salgılanması ile ortaya çıkan tutku ile şekillenen ilk aşamadır. Sanılanın aksine testosteron sadece erkeklere özgü bir hormon değildir. Kadınlarda cinsel arzuyu tetikleyen hormon da testosterondur. Bedenimiz bizi bu hormonlarla aşık olma arzusu ile doldurur.
2. Evre:
İkinci aşamada bir başkasına duyduğumuz çekim o kişiden başka bir şey düşünmemize engel olmaya başlar. İştah kaybı ve uykusuzluk bu evrenin temel özellikleridir. Kişi aşık olduğu insan ile ilgili gündüz düşleri kurmaya başlar. Bu değişikliklere ise dopamin, norepinefrin ve serotonin salgılanması neden olmaktadır.
3. Evre:
Bağlanma evresi olan üçüncü aşamada bir ilişkinin uzun soluklu olup olmayacağı da belirlenir. Bağlılık duyguları bir çifti bir arada tutan nedendir. Bu evrede sinir sistemi iki farklı hormon salgılamaya başlar: Oxytocin ve Vasopressin. Bu iki hormon çiftler arasında kurulan mahrem bağı oluştururlar.
Kaynak: BBC Science, eDarling Kılavuz
- Aşık olunduğunda beyinde meydana gelen değişiklikler akıl hastalığı belirtilerini andırırlar
- Birini çekici bulduğumuzda bunun bilinçaltında yatan nedeni o kişinin genlerini beğenmemiz olabilir
- Koku aşık olma sürecinde büyük bir rol oynar. Ebeveynlerimize benzeyen insanların görüntü ve kokusunu daha cazip buluruz.
- Bilim bir ilişkinin ömrünü ölçebilir
Kızaran yanaklar, kalp atışlarının hızlanması ve terleyen eller aşkın gözle görülür fiziksel belirtileridir. Ancak bedenimizde gerçekleşen biyokimyasal aktivite de aşkın varlığını kanıtlar. Bilim adamları üç evrede aşık olduğumuzu tespit etmiş bulunuyorlar:
1. Evre:
Cinsellik hormonları testosteron ve östrojenin salgılanması ile ortaya çıkan tutku ile şekillenen ilk aşamadır. Sanılanın aksine testosteron sadece erkeklere özgü bir hormon değildir. Kadınlarda cinsel arzuyu tetikleyen hormon da testosterondur. Bedenimiz bizi bu hormonlarla aşık olma arzusu ile doldurur.
2. Evre:
İkinci aşamada bir başkasına duyduğumuz çekim o kişiden başka bir şey düşünmemize engel olmaya başlar. İştah kaybı ve uykusuzluk bu evrenin temel özellikleridir. Kişi aşık olduğu insan ile ilgili gündüz düşleri kurmaya başlar. Bu değişikliklere ise dopamin, norepinefrin ve serotonin salgılanması neden olmaktadır.
3. Evre:
Bağlanma evresi olan üçüncü aşamada bir ilişkinin uzun soluklu olup olmayacağı da belirlenir. Bağlılık duyguları bir çifti bir arada tutan nedendir. Bu evrede sinir sistemi iki farklı hormon salgılamaya başlar: Oxytocin ve Vasopressin. Bu iki hormon çiftler arasında kurulan mahrem bağı oluştururlar.
Kaynak: BBC Science, eDarling Kılavuz