Açılım Cephesinde İç Siyaset Kurnazlığı…

atn42

New member
Katılım
6 Ağu 2008
Mesajlar
2,052
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
PROMETHEUS'UN yanından
23 Eylül 2009 21:41

Açılım Cephesinde İç Siyaset Kurnazlığı…
________________________________


Görsel medya RTE’nin ABD’ye doğru yola çıkmadan önce; “milli birliği sağlamak için herkesi -tabii herkesi derken aslında CHP muhalefetini- taşın altına elini sokmaya çağırdığını” duyurdu.

Milli birlik diyor ya; oysa bu çağrı buram buram parti politikası, iç siyaset kokuyor.

Bu saptamanın kanıtı ABD yolcusunun giderayak yaptığı açıklamalarda gizli.

Büyük bir özveri gösteriyor; görüşme taleplerini geri çeviren ana muhalefet lideri Deniz Baykal’a, bayramdan sonra mektup yazarak buluşma isteğini yineleyeceğini söylüyor.

Medyamız yeni bir mal bulmuş gibi, RTE’nin olası yeni girişimini destekliyor. Ana muhalefetin görüşmeye direnmesini onaylamıyormuş gibi bir tavır sergiliyor.

Lakin medya, CHP liderinin, RTE’nin son hamlesinin altındaki saklı gerçekleri veya demokratik açılımdan milli birlik çağrısına döne döne önüne gelen Kürt açılımının neler içerdiğini hükümet başkanı açıklamadıkça, görüşmenin gereksizliğini vurgulayan söylemlerini anımsamak gereğini duymuyor.

***

ABD’ye giderayak söyledikleri asıl amacını açığa çıkarıyor.

RTE; “Baykal’a göndereceği görüşme davetiyesinde içerikle ilgili ayrıntıların olup olmayacağı” sorusunu, hayır, diye yanıtlıyor.

“Baykal görüşmeyi kabul ederse ‘sadece usul noktasından bazı detayların’ yer alabileceğini” söylüyor.

Bu söylem, Baykal’ın açılım açıldığından beri öne sürdüğü, önce açılımın neleri içereceğini söyle, bunların üzerine görüşelim. Aklımıza yatarsa elimizden gelen desteği esirgemeyiz diye özetlenebilecek gerekçeleri bir kez daha haklı çıkarıyor.

RTE, ayrışmayı kışkırtan, bölünmeye kapıyı aralayan, ilk adı Kürt açılımı olan adımı veya bu yoldan terörü sona erdirerek anaların gözyaşlarını dindirmeyi amaç edinen girişimi görüşmek için yeni bir çağrı yapmıyor.

CHP’nin Kürt sorununun çözümü üzerinde önceki yıllarda yayımladığı raporları sürekli gündeme getiriyor ve hâlâ (üstelik nelere dikkat edilmesini, neleri kabul edemeyeceğini defalarca söyleyen) , “ Baykal’la içerik ile ilgili noktayı görüşmeyeceğini” söylüyor.

Bu davranışı politik amaç taşıyor.

Şayet dağ fare doğurur, açılım yarattığı havaya uygun sonuçlar vermezse sorumluluğu ana muhalefetin üstüne yıkmayı planlıyor.

***

Hem sorunun çözümünü istiyor hem de çözüm yolunda atılan, üstelik milli birlik gibi üzerinde tartışılması olanaksız olan bir temel ilkede çözüm arayışlarımızı CHP kundakladı, kundaklıyor demeye hazırlanıyor.

Hâlâ ne yapacağını kestiremeyen, hemen her gün yeni yalpalanmalara yol açan, içinden çıkamadığı açılıma -Baykal’ın saptadığı gibi- “ortak arıyor”.

Gerçek kendi ifadeleri ile ortaya çıktığına göre, Deniz Baykal; Beyefendi arzu buyurdu, boynumuz kıldan incedir diye mektubu alır almaz RTE ile buluşmaya koşacak değil herhalde!

***

Üstelik Beyefendi açılımın sınırlarını yeniden belirledi de gitti ABD’ye.

Uçak alanı öğretilerinden öğrendik ki, milli birlik açılımının içinde “Ermenistan ile ilişkiler” var. Bu, bir. “Bunun yanı sıra işsizlik sorunu var”, iki. “Azınlıkların kendilerine ait sorunları var”, üç. “Başta terör, 5.’si yapılan Alevi Çalıştayı’nın ele aldığı sorunlar var”, dört.

Birbiri ile uzak yakın ilgisine bakmaksızın açılımı özetlerken:

“Sorun alanları nelerse, bu sorun alanları üzerinde ‘Demokratik Açılım’ ile bu çalışmaları sürdürüp asgari noktaya indirecek… Milli Birlik Projemizi ‘çok daha güzel’ takdim ederek, milli birliğimizi güçlendirmenin gayreti içinde olacağız” diyor.

Bir çırpıda demokratik açılımı, milli birlik davası ve diğer sorunları aynı kefeye koyuyor Başbakan...

Açılım adı altında sorunları AKP kazanında kendi pişiriyor, tadına kendi bakıyor.

***

Başbakan’ın BM Genel Kurulu ile kimi toplantılara katılması, ABD gezisinin resmi programı. Ama sorulara verdiği yanıtlar gizlenmeye çalışılan başka bir amacın bu geziye egemen olduğu izlenimini veriyor.

Bir gazetecinin sorusu: “Demokratik açılım ABD’deki ikili görüşmelerde gündeme gelecek mi?”

Başbakan’ın yanıtı: “Soru üzerine gündeme gelmesi halinde bunu elbette paylaşacağız.”

G-20’ler toplantısına katılacak, (içlerinde Kürt sorunuyla çook yakından ilgilenen Obama yönetimi, AB kodamanları olan) 17 devletle ikili görüşmeler yapacak.

İçlerinden biri, demokratik adı altında Kürt açılımının ne olduğunu, nereye varmak istediğini mutlaka soracaktır RTE’ye. Ya da iktidarın dümen suyundaki Dışişlerimiz tarafından sormaları sağlanacaktır.

Parti adı vermeyecektir ama öyle konuşacaktır ki Başbakan, -örneklerini gördük- açılımın olası başarısızlığını muhalefete yükleyecektir...

Baykal bu olasılığı sezecek kadar öngörüsü güçlü deneyimli bir lider:

“…‘Anaların gözyaşı dinsin’ edebiyatıyla Türkiye’yi bambaşka sıkıntıların içine doğru sürükleyecek bir yolculuğa Başbakan çıkmıştır. Şimdi o yolculuğun Washington durağına doğru gitmektedir...” diyor.

Neresinden bakarsak bakalım, ne ad verirseniz verin; içeride dışarıda bu istikamette yürüyen Kürt sorunu -demokratik açılım- Milli Birlik Projesi; bu koşullarda hayırlara vesile olur mu?

kaynak
 
Geri
Üst