44- SSK FAKTÖR-8 VE SU İHALESİ
Hemofili hastalarının kanamalarını durdurmak için kullanılan Faktör-8 ilacının ve suyunun birlikte satılması gerekirken, SSK’ya ayrı ayrı satıldığı ve bu şekilde Kurumun 3 trilyona zarara uğratıldığı iddia ediliyor. SSK’nın İstanbul satın Alma Müdürlüğü aracılığıyla, 22 Aralık 2003′te açılan ve SSK Yönetim Kurulu’nun 23 Ocak 2004′te onayladığı, KDV hariç 78 trilyon liralık ilaç ihalesinde Faktör-8 ilaç alımlarında usulsüzlük yapıldığı ifade edilmektedir. KDV hariç toplam 8 trilyon liralık Faktör-8 alimi ihalesinin şartnamesinde garip bir şekilde Eritropoietin (NeoRocorman ve Eprex) ve Interferon (Roferon) kalemlerinde, olduğu gibi alınacak üniteler ayrı ayrı tanımlanmış, ( 250 IÜ, 500 IÜ, 1000 IÜ gibi) bu da yetmiyormuş gibi, kurutulmuş Faktör-8 fraksiyonunun sulandırılması için kullanılan distileraf) su miktarları da ayrı ayrı belirlenmiştir. 5 ml, 10 ml ve 20 ml olarak ayrı ayrı tanımlama yapılarak 10 firmanın rekabet ettiği bu pazarda, SSK’nın rekabetle fiyat kırma gücü azaltılmıştır. İhale Komisyonu,12 Ocak’ta uyarı yapmasına rağmen, 23 Ocak’ta SSK Yönetimi onay vermiş ve İhale komisyonu, ihalenin teknik şartnamesinin hatalı yazılması nedeniyle başlangıçta 8 trilyon lira olan Faktör-8 alim tutarındaki yanlısı, son anda görerek, tuttuğu tutanakla bir ölçüde hatayı telafi etmeye çalışmıştır.SONUÇ: Konuyla ilgili SSK’dan herhangi bir açıklama yapılmamıştır.
45- BAŞBAKAN IÇIN SATIN ALINAN VIP UÇAĞI KONUSU
Başbakan’ın kullanımı için İtalya’dan alınan AIRBUS JIJI -319 tipi uçağın Türkiye’ye maliyetinin ne olduğu ve uçağın aliminin niçin ihalesiz gerçekleştirildiği açıklanmamıştır. Bir iddiaya göre, tadilatlarıyla birlikte yaklaşık 50 trilyona malalan uçağın, ihalesiz alınması, bazı usulsüzlük iddialarını da gündeme taşımıştır. Konu ile ilgili kendisine yöneltilen sorulara Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım yazılı olarak verdiği cevapta; ” Havacılık sektöründe uçak alim ve kiralamalarına ilişkin mali hususların gizliliği temel kuraldır. Gizlilik hususu tüm uçak alim-satım sözleşmelerinde zorunlu olarak yer alan bir madde olup, uçak fiyatlarının açıklanması mümkün olmamaktadır. Ancak, söz konusu uçağın fiyatı makul piyasa rayicinin bir miktar altındadır.” İleri sürüldüğüne göre, uçağın esas fiyatının açıklanmamasının esas sebebinin, alim fiyatının normal piyasa şartlarının çok üzerinde olduğu içindir.SONUÇ: yapılan açıklamalar kamuoyunu tatmin etmemiştir.
46- ASYA KALKINMA BANKASI GENEL KURUL İHALESİ
Asya Kalkınma Bankası’nın 38.Genel Kurul Toplantısı ihalesiyle ilgili usulsüzlük yapıldığı, ihalenin kamu ihale mevzuatına tabi tutulmadığı ve isin doğrudan temin yöntemleriyle yapıldığı ifade edilmektedir. Teknik şartnameye göre belirtilen kalemler için, ihalede en düşük teklifi veren Lavada Tomur- Symeon Turizm Konsorsiyumu 1 trilyon 380 milyar vermiş iken, yerine en yüksek teklifi veren Seter- Visitur Ikın Konsorsiyumu 4,5 trilyona verildiği ileri sürülmektedir. KDV dahil, toplam rakam yaklaşık 6 trilyonu bulan bu ihalenin usulsüz olduğu iddia edilmektedir.SONUÇ: Konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.
47- TCDD ANKARA-ESKİŞEHİR TREN YOLU İHALESİ
TCDD, Ankara-Eskişehir tren yolu ihalesi yapılmış, 206 km.lik yolun yapımı için maliyet, 435 milyon $ olarak belirlenmiştir. İfade edildiğine göre, ek islerle söz konusu ihale 600 milyon $’a ulaşmıştır. Yine ileri sürüldüğüne göre, projeyi yapan firma ile imalatı yapan firma ayni firmadır. Bir firmanın hem projesini, hem de isin maliyetini üstlenmesi İhale Yasası’na uygun olmadığı, böyle bir durumda, proje maliyetine yansıyacak imalat rakamlarını da firmanın çıkarları doğrultusunda belirleneceği ve hiçbir yerde bu tarzda bir ihalenin yapılmadığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla, söz konusu ihalede usulsüzlük olduğu ve kamunun ciddi manada zarara uğratılacağı ileri sürülmektedir.SONUÇ: Konuyla ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.
48- ISKUR’DAKİ EĞİTİM İHALESİ KONUSU
Uskur Ankara İl Müdürlüğü, 31.01.2003 tarihinde “Özelleştirme Sosyal Destek Projesi” kapsamında Dünya Bankası Kredili, Yönetici Sekreterlik Eğitimi için ihale açmıştır. 63,5 milyar liralık bu ihalenin usulsüz olarak Denge Bilgisayar Şirketi’ne verildiği ileri sürülmektedir. Yine ileri sürüldüğüne göre, Uskur bünyesinde bazı ihaleler konusunda, baskı gördüğü için Uskur’da Şube Müdürü olarak çalışan Ali han Turan’ın, bu ihale baskılarına dayanamayıp, beyin kanaması geçirmek suretiyle öldüğü ve bu konuyla ilgili olarak da esinin açtığı davanın halen sürdüğü ifade edilmiştir. İddiaya göre, bu ihalelerde usulsüzlük ve kayrılma vardır.SONUÇ: Konu ile ilgili olarak resmi bir açıklama yapılmamıştır. Ancak söz konusu Denge Bilgisayar şirketi, kazandıkları ihalede herhangi bir usulsüzlük olmadığını ifade etmiştir.
49- ÇAYKUR NAKLİYE İHALESİ
Çay İsletmeleri Genel Müdürlüğü’nün (ÇAYKUR) 2005 yılı çay nakliyesi isinin, Başbakan Erdoğan’ın yakınları iki tasıma kooperatifi ile 2 nakliye firmasına ihalesiz bir biçimde ve yüksek fiyatlar karşılığında verildiği iddia edildi. Aküyüz Uluslararası Nakliyat’ın sahibi Sayım Aküyüz, olayı suç duyurusu ile yargıya taşırken, durumu mektupla Başbakan ve Bakanlara şikayet etti. Çay kur, toplam 70 bin 500 tonluk 2005 yılı paketli çay nakliyesi için 1,2 ve 3 Şubat 2005 tarihlerinde İstanbul, İzmir, Ankara, Kayseri, Samsun, Mersin, Diyarbakır ve Erzurum hatları için ihale açtı. Ankara, İstanbul, İzmir, Samsun ve Mersin için en düşük teklifi Aküyüz Nakliyat verdi. Ancak, Aküyüz İnşaat kısa bir süre sonra ihalelerin iptal edildiğini öğrendi ve iptal gerekçelerinin bildirilmesini talep etti. Birkaç hafta önce ikinci en iyi teklifi verdiği hatlar için Akyüz’e “fiyatı aşağı çekebilir misiniz?” diye soran Çay kur, iptal gerekçesinde kurumun tüm nakliye isinin tek bir firmaya verilmesinin “riskli” olacağı endişesinin kararda etkili olduğunu ifade etti. Aküyüz Nakliyatlar’in yıllardır 7-8 katrilyonluk TEKEL ürünlerini taşımakta olduğunu ifade eden Aküyüz, iptal gerekçelerinin hiçbirinin doğru olmadığını söyledi. Aküyüz, 25 Mart’ta yazdığı bir mektupla, olayı Başbakan Erdoğan’a da şikayet etti. İadeli taahhütlü gönderilen mektubuna, Erdoğan’ın “Yolsuzluğu kim yaparsa, bizim getirdiğimiz adamlar dahi olsa kafasını koparacağız” sözünü anımsatarak başlayan Aküyüz, “Bilginiz olmadığına inandığımız, size yağcılık adına yapılan ihale yolsuzluğu ile Hazine’ye milyarlara malalan olayı arz etmek istiyoruz” dedi. Çay kur ise, suç duyurusuna konu olan olayla ilgili sessiz kalmayı tercih etti.SONUÇ: Konuyla ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.
50- 30 TRİLYONLUK BUĞDAY VURGUNU DOSYASI
şirketler Toprak Mahsulleri Ofisi’nden (TMO) 140 bin liraya ihracata yapmak kaydıyla, aldıkları 10 bin ton buğdayı ortalama 300 bin lira fiyatla iç piyasaya sürdüler.Trilyonluk vurgunda, Toprak Mahsulleri Genel Müdür Vekili İsmail Kemaloglu ise, şirketlerin haksiz kazanç sağlamasını “ihraç etmek için ucuza alınan buğdaylarla şirketler, istediğini yapabilir” diye savundu. TMO, Kırşehir Kaman, Adapazarı, Konya, Bolu, Ankara, Aksaray’da Dahilde İsleme İzin Belgesi (DIIB) kapsamında, yani ihracata yapılması kaydıyla piyasanın yari fiyatına, bazı özel şirketlere buğday sattı. Un yaparak ihraç etme sözüyle, buğdayları ucuza alan şirketler, buğdayları iç piyasada sattı. Bu kapsamda, Ocak-Şubat ayları içinde, Kırşehir Kaman’da TMO tarafından, Satışlar Emirler Gıda Sanayi, Kısmet Un Sanayi ve Fatoglu firmasına toplam 10 bin ton buğday satıldı.TMO buğdayları, üreticiden 290-390 bin lira arasında almıştı. Ancak, söz konusu firmalar, ihracata sözü verdiği için buğdayların kilosu için yaklaşık 140 bin lira ödedi. Ihracaat taahhüdünde bulunan firmaların, kısa bir süre sonra buğdayların büyük bir kısmini iç piyasada sattığı ileri sürüldü. Kırşehir ve Mucur civarında, şirketlerin ihracata yapmak için aldıkları buğdayları sattıklarının ortaya çıkmasının ardından, Kırşehir Kaman Ziraat Odası Başkanı Selamı Kayhan durumu önce Kaman’daki TMO ajansı ile görüştü, ancak buradaki yetkililer emrin TMO Genel Müdürlüğü’nden geldiğini belirttiler. Durumu Tarım Bakanı’na ve TMO Genel Müdürlüğü’ndeki yetkililere aktaran Kayhan’a, TMO Genel Müdür Vekili İsmail Kemaloglu imzası ile bir bilgi notu gönderildi.bilgi notu, İç Ticaret Şube Müdürü Hafit Tekin, Ticaret Daire Başkanı Faruk Mor tas imzalı üst yazı ile gönderildi. Yazıda, TMO’nun Kaman’da DIIB kapsamında 10 bin tonluk buğday satışı yaptığı, bu buğdayı ise Satışlar Emirler, Kısmet ve Fatoglu firmalarının aldığı ifade edildi. Yazıda, “Firmalar zaman zaman piyasadan mevcut fiyatlarla aldıkları buğdayı isleyerek, un ihraç etmektedirler. Bu firmalar, DIIB kapsamında ihraç ettikleri un karşılığında, hak ettikleri buğdayı TMO’dan aldıklarında, tekrar un ihraca ati söz konusu değil ise aldıkları bu buğdayları istedikleri şekilde değerlendirme imkanına sahiptirler” denildi. Yazıda, ucuza alınan bu buğdayların ülke içinde satılmasında bir sakınca olmadığı ifade edildi. Yazıda, “sistem içerisinde bu uygulama zaman zaman yapılmakta olup, firmaların ne şekilde hareket edecekleri firmaların tercihidir” denilerek, TMO’nun konu ile ilgisinin sadece firmalara DIIB kapsamında buğday satışından ibaret olduğu ifade edildi. Kaman Ziraat Odası Başkanı Selamı Kayhan, TMO’nun bu buğdayları 360-390 bin lira arasında bir fiyatla üreticiden aldığını dile getirerek, bu buğdayların zararına şirketlere satılıp, devletin zarara uğratıldığını belirtti. Kaman’da devletin zararının 30 trilyon lirayı bulduğunu ve üreticinin emeğinin şirketlere peşkeş çekildiğini dile getiren Kayhan, yaşananların dünyada bir örneğinin daha olmadığını söyledi.
SONUÇ: Konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.
51- ERZURUM’DA PASİNLER SİGARA FABRİKASI VE ARAZİSİ OLAYI
Erzurum’un Pasinler İlçesi’ne bağlı Cögender Köyü’nde, trilyonlar harcandıktan sonra yarim bırakılan Pasinler Sigara Fabrikası ve arazilerinin, usulsüz olarak MÜSIAD Üyeleri’nden kurulduğu söylenilen bir şirkete verildiği iddia edilmektedir. 27 yılı askın süredir ekilip, biçilemeyen 1000 dönümden fazla fabrika arazisine organik tohum üretimi yapmak için bir araya gelerek, Cögender A.S.’yi kuran köylüler, araziyi satın almak, kiralamak, tahsis yapılmasını sağlamak için ilgili makamlara ve Özelleştirme İdaresi’ne 2003 yılından bu yana 7 kez başvurmuşlar. Buna karşılık söz konusu fabrika ve arazileri ortakları MÜSIAD üyesi olduğu ileri sürülen EGES A.S.’ye bedelsiz olarak verildiği ileri sürülmüştür. Ve konuyla ilgili 9 Mayıs’ta Güneş Gazetesi’nde bir ilan yayınlatmışlar. İlanda “Arazisi köyümüze ait iken, yöre insanından 400 kişi çalıştırılacak vaadiyle, değerinin altında istimlak edilen Pasinler Sigara Fabrikası, hayata geçirilemedi. Atıl kalan arazide AÜ Ziraat Fakültesi’nin görüşleri doğrultusunda organik tohum üretmek için köy halkı, Çögender A.S.’yi kurdu. Araziyi satın almak, kiralamak ve tahsis kapsamı dahilinde isletmek üzere ilgili bütün makamlara ve Bakanlıklara müracaat ettik. Yedi resmi müracaatımıza rağmen bize menfi veya müspet cevap vermeyenler, 4 ay önce kurulan ve isminin önünde “MÜ” olan SIAD’in bir ay önce kurduğu EGES A.S.’ye bedelsiz olarak peşkeş çekmekte,katkılarından dolayı; Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ı, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’i, Tarım Bakanı Sami Güçlü’yü Milletvekilleri Ömer Özyilmaz, Mustafa Ilıcalı, Muzaffer Gül yurt’u, Vali Cehalettin Güvenç’i ve MÜSIAD Erzurum Şubesi’ni kınıyoruz” demişlerdir.SONUÇ: Erzurum Valisi, arazinin karşılıksız, içindeki binaların ise kira karşılığında EGES’ verileceğini açıklamıştır. Konu ile ilgili başkaca bir soruşturma söz konusu değildir.
52- İSTANBUL İL SAGLIK MÜDÜRLÜĞÜ’NDEKİ 750 MİLYARLIK USULSÜZLÜK OLAYI
İstanbul İl Sağlık Müdür Yardımcısı’nın, Sağlık ocağı yaptıracağım diye usulsüz olarak 750 milyar para topladığı ve sonra bu parayla alınan malzemeleri sattığı ileri sürülmektedir. Sağlık ocaklarından sorumlu İstanbul İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Celal Şahin hakkında, Güngören’de, Akıncılar Sağlık Ocağı’nı yaptırmak için çeşitli şirketlerden makbuz karşılığı para topladığı, elde edilen miktardan kalan 750 milyar liralık tıbbi malzeme ve inşaat malzemesini gazete ilanı ile satışa çıkardığı iddiasıyla soruşturma başlatıldı. Sağlık ocağı yanına, kayınbiraderi eczane açan Dr. Şahin, makbuzların sahte, imzasının da taklit olduğunu öne sürerek, “Bunları İstanbul dışına, rüşvet aldıkları için sürdüğüm iki teknisyen yapıyor. Akıncı Sağlık Ocağı’nın yerinde market vardı, marketi sağlık ocağı ve eczaneye dönüştürdük. Esnaftan 30-40 milyar lira bağış topladım. Bağışçıların ismini de pirinçten bir plakayla, Sağlık Ocağı’nın girişine astım. diğer makbuzlardaki imzalar bana ait değil, sahte” dedi. Sağlık Müdürlüğü’nde memurluk yapmaya maddi olarak ihtiyacı olmadığını öne süren Dr. Şahin, “Benim Sentez Temizlik şirketim, Melihan medikal malzeme firmam, Zeytin burnu’nda bir polikliniğim vardı. Bu islerimi devrettim. Ben bu görevde isteyerek durmuyorum. Temizlik İhale Komisyonu Başkanıyım. İstesem çatır çatır ihale alırım. Bir ihale 3-4 trilyon lira, ama almıyorum” diye konuştu.SONUÇ: Konu ile ilgili soruşturmanın sürdüğü ifade ediliyor.
53- ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI BÜROKRATLARININ İHALE KAZANAN FİRMA TARAFINDAN AĞIRLANMASI OLAYI
Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Bünyemin Kara ve Devlet Meteoroloji İsleri Genel Müdürü Adnan Ünal, Bakanlığın ihalelerine giren VAISALA firması tarafından, Finlandiya’da ağırlandıkları ve bütün faturaların söz konusu firma tarafından ödendiği ifade edilmektedir. 6-10 Haziran 2004 yılında Finlandiya’da ağırlanan söz konusu bürokratların tüm harcamalarının, Bakanlıktan çok sayıda ihale alan VAISALA firması tarafından ödendiği, daha sonra konu kamuoyuna intikal edince de, söz konusu bürokratların, söz konusu firmaya bu paraları geri ödedikleri ileri sürülmektedir. Yine bir başka iddia, açılan bir ihalenin iptal edilmesi ile ilgilidir; “Çevre ve Orman Bakanlığı, Devlet Meteoroloji İsleri Genel Müdürlüğü (DMI) 10 adet havsalanda Otomatik Meteoroloji sistemi satın almak üzere, Ağustos 2004′te ihale açar. Bu ihale için 4 Ekim 2004 tarihinde VAISALA firması ile 1.674.590 Euro bedel karşılığı sözleşme imzalanmış. DMI yine 2004′te 76 adet Otomatik meteoroloji istasyonu için ihale açılmış. Bu ihaleye üç firma katilmiş. Jinyang firması 1.631.066 ABD Doları, Elice firması 1.820.000 ABD Doları, Vansala firması 2.376.360 ABD Doları teklif vermiş. Bu ihaleyi en yüksek fiyatı verdiği için VAISALA alamaz. Bunun üzerine “Ödenek yetmedi, fiyatlar biraz pahalı” gibi gerekçelerle, ihale tamamen iptal edilir.SONUÇ: Konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.
54- TOKİ’DE MİLLETVEKİLİ AYRICALIKLARI KONUSU
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, TOKİ’de usulsüzlükler saptadı. Cumhurbaşkanlığı DDK müfettişleri Toplu Konut İdaresi’nde gerçekleştirdikleri denetimlerin sonuçlarını raporlaştırdılar. Rapora göre, 26 Eylül 2003 günlü 1059 şayili Başkanlık onayıyla, Bilkent 3′ncü Etap, C3 ve C4 Blok konutlarının açık satış yöntemiyle satışa çıkarılmasına karar verildi. açık satış, ilk gelenin konutu alması biçiminde uygulanıyor. satışı ilan edilen lüks konutlarla ilgili olarak milletvekillerinin giriştiği usulsüzlük rapora söyle yansıdı: “satışı ilan edilen konutlarla ilgili olarak “bir grup milletvekili adına” bir milletvekili, 8 Ekim 2003 tarihli bir dilekçeyle İdareye başvurarak, C1,C2,C3 ve C4 tipi konutlardan 19′unun “blok satış” yöntemiyle kendilerine satılmasını istemişlerdir. Önerilen fiyat, idarece belirlenen satış bedelinin çok altında olmasına karsın, İdare Başkanı’nın 8 Ekim 2003 günlü onayıyla 21 konut satıştan çekilmiştir. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Raporu’nda konunun eleştirilmesi üzerine, satıştan çekilen konutlar 19 Şubat 2004 tarihinde “açık arttırma” ile satışa sunulmuştur. ilan edilen ve devam eden bir ihalede bir kişim konutun satıştan çekilmesinin dayanağı yoktur. Konut satışlarında rekabeti esas tutan, hiçbir gruba ayrıcalık tanımayan yöntemler kullanılması gerekmektedir.” Söz konusu olay, raporun “Usulsüz Olarak satıştan Çekilen Konutlar” baslıklı bölümünde yer aldı. Olayda AKP’li bir milletvekilinin de adı geçmişti. Milletvekilinin TBMM’nin en önemli komisyonlarından birinde Başkan olduğu belirtilmişti.SONUÇ: Konu ile ilgili yapılan açıklamalar, kamuoyunu tatmin etmemiştir. Söz konusu daire satışlarındaki ayrıcalığının kaldırıldığı ve işlemlerin usule uygun sürdürüldüğü açıklanmıştır.
55- YÜKSEK İHTİSAS HASTANESİ PERSONEL TAŞIMA İHALESİ
Yüksek İhtisas Hastanesi’nin ayni koşullarda yaptığı iki ihale arasında, yüzde bine yakın fark olduğu ifade edilmiştir. Hastane’nin, 2004′te gece vardiyası personel tasıma isi, 7 kişiden oluşan ihale komisyonunun beş üyesinin “yüzde 92 pahalı” muhalefetine karsın 420 milyar 480 milyon liraya verildi. 2005 yılı için ayni isin ihalesinin ise 43 milyar 690 milyon liraya verilmesi dikkat çekici bulundu. Hastane’nin 2004 yılı gece vardiyası personelinin taşınması isi için ihaleye çıktı. 29 Aralık 2003 tarihindeki ihaleye 2 şirket katildi. Kokar Turizm Taşımacılık 481 milyar, Koçlar Turizm Taşımacılık Limitet şirketi ise 420 milyar 480 milyon lira teklif verdi. Kokar Turizm Taşımacılık şirketi eksik belgeleri tamamlamadığı gerekçesiyle ihale dişi bırakıldı. Koçlar Turizm’in 420 milyar 480 milyon liralık teklifini, 7 kişiden oluşan ihale komisyonunun Başkan da dahil, 5 üyesi ” geçen yıla göre yüzde 92″ daha yüksek olduğuna ilişkin şerh koyarak karsı çıktılar. Ancak, ihalenin ita amiri olan Prof. Dr. Adnan Çobanoglu ihaleyi uygun görerek onayladı. Ayni isin 2005 yılı ihalesine ise 10 şirket katildi. İhale komisyonu verilen tekliflerden 6’sini geçerli bularak incelemeye aldı. Komisyon, en düşük teklif olan 43 milyar 690 milyon 500 bin lirayı veren Onursal Otomotiv Turizm Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi’ne ihalenin verilmesini uygun buldu. İki ihale arasındaki farkın kaynağı, merak konusu olmuştur.SONUÇ: Konu ile ilgili Sağlık Bakanlığı’ndan herhangi bir açıklama yapılmamıştır.
56-SAĞLIK BAKANLIĞI BÜROKRATLARININ İLAÇ ŞİRKETİ TARAFINDAN YURTDIŞINDA AĞIRLANMALARI OLAYI
Yurtdışındaki gezilere Sağlık Bakanı’nın onay vermesinin ciddi kuşku uyandırdığı ve ilaç şirketlerinin Sağlık Bakanlığı üzerinde etkin bir rol oynadıkları iddia edilmektedir. Sağlık Bakanlığı’nda ruhsatlandırmadan sorumlu üç bürokratın Pfizer İlaç firması sponsorluğunda Almanya’ya gönderildiği ifade edilmiştir. Pfizer İlaçları Limitet şirketi, 16 Aralık 2003′te Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Necdet Ünü var’a yazı yazarak, Bonn kentinde 12-13 Ocak 2004 tarihleri arasında toplantı yapılacağı bildirdi. Müsteşar’dan, toplantıya, İlaç Eczacılık Genel Müdürlüğü’nde ruhsatlandırmadan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı ile onun uygun göreceği, iki ruhsatlandırma görevlisinin gönderilmesini isteyen Pfizer, tüm masrafların firma tarafından karşılanacağını iletti. Sağlık Bakanı Recep Akdag ve Müsteşar Ünü var ise, 7 Ocak 2004 tarihinde, İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü İlaç ruhsatlandırma Dairesi’nden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mahmut Tokaç ile ruhsatlandırma Dairesi Şube Çalışanlarından Eda Cindoglu ve Ahu Güney’in toplantıya görevli olarak katılmasına olur verdi.SONUÇ: Konuyla ilgili bir açıklama yapılmamıştır.
57-EÜAS SEYİTÖMER,AFSİN-ELBİSTAN SANTRALLERİ’NDEKI İHALELER
Elektrik Üretim A.S. Genel Müdürlüğü Malzeme ve Yönetim Ticaret Dairesi Başkanlığı’nın 2004 yılı içinde yaptığı Seyitömer Termik Santral İsletme Müdürlüğü personel tasıma ihalesi için Kamu İhale Kurumu’na başvuruda bulunuldu. yapılan incelemelere Elektrik Üretim A.S.’nine isteklilere ihale sonucunu bildirmeden sözleşme imzalamış olduğu belirlenerek, bu yöntemle ilgili firmaların şikayet haklarının dahi ellerinden alındığını saptandı. Kurum, usulsüzlükler için suç duyurusunda bulunma kararı aldı. EÜAS’in 2003-2004 yıllarında gerçekleştirdiği Seyitömer Termik Santrali’nin bakim ve onarım ihalesi, Afşin- Elbistan B Termik Santrali Tesis Müdürlüğü’nün hizmet alimi ihaleleri de başvuru üzerine, Kamu İhale Kurumu tarafından denetime alindi. Yasaya aykırılıklar nedeniyle iki ihalenin de iptal edilmesi benimsendi. EÜAS’in 2004′te gerçekleştirdiği “120 bin ton kıraç tası alimi” ne ilişkin ihaleyse, başvuru yapılmasına karsın, Kamu İhale Kurumu’nun yetkisi dışında kaldığı için incelenemedi.SONUÇ: Bakanlıktan konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmadı.
58- TOKİ’DEKİ TAŞIT VE PERSONEL ALIMI OLAYI
Toplu Konut İdaresi (TOKİ) ve Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nca “hasılat paylaşımı” ile yaptırılan yedi adet toplu konut projesinde, 773 trilyon lira tutarındaki kaynağın müteahhitlere aktarılarak, kamunun zarara uğratıldığı müfettişlerce saptanırken, konut şantiyeleri için müteahhitlere aldırılan taşıtların da makam aracı olarak kullanıldığı belirlendi. TOKİ, son iki yılda 70 sözleşmeli personeli de sınavsız, duyurusuz ise aldı. TOKİ’nin hasılattan aldığı payın yüzde 30′lar seviyesinde kaldığı, bazı projelerde bu oranın yüzde 23′lere kadar gerilediği belirlendi. Bu şekilde sözleşmeyle bağlanan 2.3 katrilyon liralık 7 projede, kamunun 773.9 trilyon lira zarara uğratıldığı saptandı. Konut ihaleleri yoluyla TOKİ’nin zarara uğratıldığı YDK raporlarına yansırken, konut projeleri şartnameleri kapsamında müteahhitlere aldırılan taşıtların da sözleşme hükümlerine aykırı olarak şantiyelerde kullanılmadığı, TOKİ yöneticilerine tahsis edildiği belirlendi. Bu yöntemle müteahhitlere satın aldırılan ve her türlü bakim ve akaryakıt ihtiyacı müteahhitlere karşılatılan 37 araçtan ikisi TOKI Başkanı Erdoğan Bayraktar’a, üçü Başkan Yardımcıları’na, besi Bayraktar’ın Danışmanları’na, diğerleri de Hukuk Müşaviri, Daire Başkanları, Şube Müdürleri’ne tahsis edildi. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın kuruma personel alımında da sınav şartını asmak için isçi ve memur yerine sözleşmeli personel yöntemine başvurduğu belirlenirken, 70 kişinin bu yöntemle ve ülke çapında herhangi bir duyuru yapılmadan alındığı ileri sürüldü. İdarenin 2003 ve 2004 yıllarında iktidar partisi milletvekilleri ile Başkan Erdoğan Bayraktar ve başkan yardımcısının, akraba, es-dost ve hemsehrilerinin ise yerleştirildikleri iddia ediliyor.SONUÇ: Konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı.
59- TRT’DEKİ İZLENMEYEN BAZI DİZİLERE 10.5 TRİLYON LIRA ÖDENMESİYLE ILGILI KONU
TRT’de 2004′te 28 diziye 10 trilyon 448 milyar lira harcandığı, “Paydos, Üvey Ana, Dudaktan Kalbe, Yol Palas Cinayeti, Aşk Mahkumu ve Sihirli Lamba” Programları’na 944 milyar ödendiği, yayını devam eden dizilerin program basına maliyeti, 1 trilyon 403 milyar olduğu, basarisiz olan programların da çoğunun yayından kaldırıldığı ileri sürülmektedir. Yine ileri sürüldüğüne göre, TRT’ye yapım satan şirketlerin kurucuları ve ortaklarının arasında, TRT’de görev yapan müşavirlik, danışmanlık hizmeti veren kişiler ve yakınlarının var olduğu ileri sürülmektedir. Ve yine TRT’de birçok yerli-yabancı film ve dizilerin usule uygun olmadan ve fazla fiyatla satın alındığı ileri sürülmektedir.SONUÇ: Konu ile ilgili kamuoyunu tatmin edici bir açıklama yapılmamıştır.
60- MALİYE BAKANI’NIN HAYALİ İHRACAAT DOSYASI
Devlet Bakanı Kür sat Tümen’e bağlı olan Gümrük Müsteşarlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı, bir soruşturma raporu hazırlıyor. Bu raporda, 1 milyar 162 milyon $’lif hayali ihracata olayının gerçekleştirildiği ifade ediliyor. Ve yine bu raporda, Kemal Unakitan’in 1995-1998 yılları arasında Albaraka Türk Yöneticisi iken, yaklaşık 200 trilyonluk bir hayali ihracattan sorumlu olanlar içinde ismi zikrediliyor. Teşekkül halinde hayali ihracata yapmak ve evrakta sahtecilik iddiasıyla yargıya intikal ettirilmesi isteniyor. Maliye Bakanlığı, hayali ihracata yapan firmalara aracılık eden firmalardaki yöneticilerin cezai sorumluluğunun kaldırılmasını öngören bir kanun tasarısı hazırlıyor. eğer tasarı bu şekilde kanunlaşır ise, Unakitan ile ilgili yeni bir af çıkacağı ifade ediliyor.SONUÇ: Maliye Bakanı’nın açıklamaları, kamuoyunu tatmin etmemiştir. Affın çıkartılması çabası sürdürülmektedir.
http://vatanhainleri.wordpress.com/...nde-gerceklestirilen-60-ak-yolsuzluk-dosyasi/
AKP' NİN YOLSUZLUKLARI LİSTESİ 09.09.08
aşağıdaki sıralanan yolsuzluklar iddia değil belgeleriyle isbat edilebilen buz denizin görünen kısmı. bunlara birde belediyelerdeki yolsuzkluk iddialrını ekleyin akp'nin gerçek yüzü o zaman daha net ortaya çıkacaktır...
AKP'nin 22 ayrı yolsuzluğu şu başlıklar altında sıralandı:
1-Ayda 9 milyar lira maaşla geçinemeyen bir Başbakan.
7 yılda dolar milyarderi oları Recep Tayyip Erdoğan, ayda 9 milyar liralık Başbakanlık maaşıyla geçinemediğini söylüyor!
Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehlr Belediye Başkanlığı'na aday olduğu gün açıklanan serveti: "Kasımpaşa'da bit daire, Maltepe'de bir kooperatif hissesi. Bolluca'da (Gaziosmanpaşa) 346 metrekare arsa, Burak Gıda ve Ticaret Limited Şirketi'nde yüzde 10 hisse," (20 Şubal 1994 tarihli SABAH Gazetesi).
7 yıl sonra Rahmi Koç. "Tayyip Bey 1 milyar dolar para biriktirmiş." açıklamasını yaptı.(3 Ağustos 2001-CNN Türk)
Başbakan'ın 26 yaşındaki oğlu Ahmet Burak Erdoğan, 2,325,000 dolara bir kuru yük gemisi aldı. Başbakan'ın diğer oğlu Bilal Erdoğan. ABD'de 261.000 dolara daire sahibi oldu.
Ayrıca iki kardeş, Çamlıca Kısıklı'da "tapu kayıtlarına göre" 1 trilyon liralık villanın sahibi olular. Başbakan aynı yerde içi 450 metrekare olan villanın bir benzerini kendisi için satın aldı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ben ticaret yapmasam, oradan para kazanmasam, bu maaşla (Başbakanlık maaşı) geçinemem," diyor.
Peki, halk nasıl geçinsin?
2- Naylon fatura düzenlemekten sanık bir Maliye Bakanı.
Sanık Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın oğlu Abdullah Unakıtan, hiç çalışmadan, yorulmadan, oturduğu yerde bir kalemde 366 milyar lira kazanıyor.
Peki nasıl?
17 Nisan 2003 larihinde önce mısır ithalatındaki gümrük vergisi %20'ye indiriliyor.
Ağustos 2003 tarihinde Kemal Unakıtan'ın oğlu 4000 ton mısır ithal ediyor, İthalat işlemi bittikten sonra, 8 Ağustos 2003 tarihinde mısır ithalinde gümrük vergisi yeniden %45'e çıkarılıyor.
Kimin hakkı yeniyor? Tabii ki halkın!
Abdullah Unakıtan. pastörize yumurta ithalatı işine de giriyor. Önce şirketi AB Gıda San. ve Tic. A.Ş.'ye 2,5 milyon YTL'lik teşvik belgesi veriliyor. İşe başlamadan önce pastörize yumurtada KDV oranları %18'den %8'e iniyor.
Yani Maliye Bakanı, aileye çalışıyor!
.......
.........
AKP'nin yolsuzluklarını, AKP'li milletvekilleri nasıl itiraf ediyor?
Bir AKP milletvekili diyor ki,
albayrak çarpılacağız diyor diyor.
http://www.nuveforum.net/939-siyaset-gundem/56924-akp-yolsuzluk-listesi/
ayrıca bu linkte daha niceleri var .
mesaj dolduğu için koyamadım lütfen girip okuyun
ayrıca chp akp nini yolsuzlukjlarını broşür haline getirip sitesine koymuş isteyen inidirip arşivine koyabilir
http://www.chp.org.tr/index.php?module=news&page=readmore&news_id=4206&sid=c570c
eskik söylemekle yalan söylemek arasında bir fark yoktur