3 Aylar Yarın Başlıyor / 24.06.2009

Sıcak OLacak, Oruç GüçLeşecek. HayırLara Vesile OLması TemennisiyLe
 
Tüm Türk İslam alemine hayırlara vesile olmasını dilerim
 
cümlemize hayirli olsun ... bide kiymetini bilsek süper olcak ... mevlam hidayet nasip etsin .. amin
 
Allah Mübarek Eylesin Kardeş Herkesin üç Aylarını.. Ramazana Da Ermek Nasip Olsun Inş.
 
Tüm islam aleminin mubarek 3 aylarının huzurlu bereketli barış içinde geçmesini diliyorum..
 
Manevî Ticaret Mevsimi: Üç AyLar

Aziz, sıddık kardeşlerim,
Bugün mânevî bir ihtarla sizin hesabınıza bir telâş, bir hüzün bana geldi. Çabuk çıkmak isteyen ve derd-i maişet için endişe eden kardeşlerimizin hakikaten beni müteellim ve mahzun ettiği aynı dakikada bir mübarek hatıra ile bir hakikat ve bir müjde kalbe geldi ki: Beş günden sonra çok mübarek ve çok sevaplı ibadet ayları olan şuhûr-u selâse gelecekler. Her hasenenin sevabı başka vakitte on ise, Receb-i Şerifte yüzden geçer, Şâban-ı Muazzamda üç yüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarekte bine çıkar ve Cuma gecelerinde binlere ve Leyle-i Kadirde otuz bine çıkar. Bu pekçok uhrevî faydaları kazandıran ticaret-i uhreviyenin bir kudsî pazarı ve ehl-i hakikat ve ibadet için mümtaz bir meşheri ve üç ayda seksen sene bir ömrü ehl-i imana temin eden şuhûr-u selâseyi böyle bire on kâr veren medrese-i Yusufiyede geçirmek, elbette büyük bir kârdır. Ne kadar zahmet çekilse ayn-ı rahmettir.

İbadet cihetinde böyle olduğu gibi, Nur hizmeti dahi nisbeten - kemiyet değilse de keyfiyet itibarıyla - bire beştir. Çünkü bu misafirhanede mütemadiyen giren ve çıkanlar, Nurun derslerinin intişarına bir vasıtadır. Bazan bir adamın ihlâsı, yirmi adam kadar fayda verir. Hem Nurun sırr-ı ihlâsı, siyasetkârâne kahramanlık damarını taşıyan, Nurun tesellilerine pekçok muhtaç bulunan mahpus biçareler içinde intişarı için bir parça zahmet ve sıkıntı olsa da, ehemmiyeti yok. Derd-i maişet ciheti ise: Zaten bu üç ay âhiret pazarı olmasından, herbiriniz çok şakirtlerin bedeline, hattâ bazınız bin adamın yerinde buraya girdiğinden, elbette sizin haricî işlerinize yardımları olur diye tamamıyla ferahlandım ve bayrama kadar burada bulunmak büyük bir nimettir bildim.

Said Nursî​
 
Maneviyat Mevsimi Üç Aylar !!

Maneviyat Mevsimi Üç Aylar


Zaman bize verilen en büyük nimetlerden biri. Gece ve gündüz Allah'ın tecellilerini bize hatırlatan iki münadi. Gece ile gündüzün nimetlerinden faydalanmanın zirve imkanlarının sunulduğu bazı mevsimler vardır. Bunların başında üç aylar gelmektedir.

Üç aylarda bulunan kandil geceleri, gecenin rabbanî tecellilere ayna oluş sırrının en güzel bir yansımasıdır. "Geceyi ihya etme"nin "gündüz tutulan oruç"la birleştiği bu mübarek gün ve geceler, zamanı değerlendirmek, ömrü boşa geçirmemek için de bir terazidir.

Üç aylar, İslam'ın mübarek saydığı hicrî kamerî aylardan receb, şaban ve ramazan aylarıdır. Recep ayında Regaib ve Mirac, Şaban ayında Berat, Ramazan ayında ise Kadir gibi dört ayrı mübarek gece bulunmaktadır. Sevgili Peygamberimiz, bu aylarda daha çok ibadet eder ve "Allah'ım! Recep ve Şabanı hakkımızda mübarek kıl, bizi ramazana kavuştur" ( Ahmed b. Hanbel,Müsned 1, 259) diye dua ederdi.

Hz. Aişe, Rasulullah'ın bu aydaki orucu hakkında şöyle der: "Şaban ayındaki kadar çok oruçlu olduğu bir ay görmedim" (Tecrid, VI,295).

Recep ayının ilk Cuma gecesi olan Regaib Kandili, Allahu Teala'nın kullarına bol bol bağışta bulunduğu, az ibadetlerine karşılık çok ecir verdiği bir rağbet gecesidir.

"Regaib" kelime olarak rağbet olunan şey ve büyük ikram anlamına gelmektedir. İnsan rağbet ettiği değerlere göre rağbet görür. Rağbet ettiğini heceler insanoğlu.

Rağbet insanlık tarihinin özetidir aslında. Peygamberler tarihi rağbet edenlerle rağbet görenlerin hikayesidir.

Nuh'un çağrısına evet diyenlerin rağbeti ile hayır diyenlerin rağbeti.

Hz. Musa'nın sabırlı davetine rağbet edip denizi onunla geçen, geçtikten sonraki davetine ise rağbet etmeyenlerin öyküsü.

Rabbinin burhanı sayesinde harama rağbet etmeyen Yusuf'un rağbeti...

"Bir elime ayı bir elime güneşi verseniz yine davamdan vazgeçmem" diyen Hz. Peygamberin dünyalık tekliflere rağbet etmemesi da bir rağbet.
Üç aylar kalplerimizin manevî doyum ve duyum mevsimidir. Takva, ihlas, muhasebe, yakîn, sabır vb. değerler üç aylarda benliğimize yeniden dolar, adeta tazeleniriz.

Üç aylar "keşke"lerin öğütülüp iradî başlangıçların yapıldığı anlardır. Üç aylar Hakk'ın rahmetine bir sergidir. Mevlana ne güzel der:

"Ondan iste, başkasından bir şey umma. Suyu deryada ara, ırmakta değil. Başkasından da istesen ihsan eden Hakk'tır. O'nun elini cömertliğe meylettiren de O'dur."

Sadece ritüel kalıplarda üç ayları geçirmek değil, üç aylar sonrasında bize kifayet edecek ilim, irfanı da amele yoldaş kılarak biriktirebilmek gerekir.

Güzellikler paylaşıldıkça çoğalır. Üç aylarda değişik usul ve üsluplarla bir şekilde bu ayların ruhaniyetini insanlığa ilahi bir ziyafet olarak armağan edebilmeliyiz.

Üç ayları görmek, kelebeklerin ateşe aldığı gibi nisyana, gaflete dalış dakikalarımızda, önümüzde bizi ateşe koşmaktan kurtarmaya çalışan Efendimizin şefkatli elini görmek demektir.

Üç aylar, başarıya giden yolu ibadet refleksiyle tezyin etmede keskin bir virajdır.

Modernleştikçe yalnızlaşan günümüz insanına, kainata "ışık saçan bir kandil " (Ahzab, 45-46) olan Peygamberimizle tanışmanın, kaynaşmanın yeni bir fırsatıdır.


 
Geri
Üst