2 Şehit 1 Bihter Eder mi?

ßLu£

Banned
Katılım
16 Eki 2007
Mesajlar
6,839
Reaction score
0
Puanları
0
Bakalım bugün hangi ölüm konuşulmaya değer bulunacak? Elazığ’daki mi Ziyagil Yalısı’ndaki mi?

Dün gece ülkemiz için mühim bir geceydi, tek vücut tek yürek halinde milletçe televizyon başına kilitlenildi. Hiç ama hiç bilinmeyen o süper esrarengiz sonu, son yılların en medyatik intiharını izlemek için. Haftalar öncesinden finalle ilgili facebook grupları kuruldu, merhumenin gıyabında kılınacak cenaze namazı için programlar yapılırken öte yandan cenazeyi canlı görmek için de bir organizasyon düzenlendi, biletler satıldı, parası olan dirisini izledi, evde kalanlar eldekiyle yetindi. Zorunlu pasif izleyiciler hane erkekleri bile geceye hazırdı.

İnkar edecek halimiz yok: Aşk-ı Memnu bir televizyon dizisi değildi sadece, toplumsal bir meseleydi. Hem de sadece takipçileri için değil. Sevmeyeninin de, “Ah ne tü kaka, ah ne rezil!” deyip kanal değiştireninin de bir şekilde maruz kaldığı bir fırtınaydı. Ve dün reklamları bile açık artırmayla satılan final bölümü şaşılmayacağı üzere, önemliydi. Ancak dün gece sadece Bihter ölmedi.

Başka bir şey daha oldu: Dizinin şehvetine kapılmış, kendinden geçmiş halde twitter’da, facebook’ta heyecan online paylaşılır, ölmesine ramak kala simli vücut yağları sürünmüş maşalı saçlarıyla salınan Bihter’le dalga geçer, Nihal’in nasıl olup da banyo yaptıktan sonra bile pür makyaj kalabildiğini anlamaya çalışırken Elazığ’dan bir haber geldi: 2’si asker 3 kişi hayatını kaybetmişti. Biz sonu belli bir kurguyu, rolü uğruna ölmeye hazır Bihter’i izlerken, çok uzakta birileri vatanı uğruna – ya de ne uğruna?- öldü.

Peki sonra ne oldu? Birkaç dakika evvel cıvıltıların havada uçuştuğu 140 kelimelik twitter köprüsünün ağları birbirine dolandı. Teröre lanet okuyan, öfke üzüntü dolu mesajlar Nihal’in ne kadar bahtsız olduğuna ve Bihter’in aslında ölümü hak etmediğine dair mesajların arasında gölgede kaldı. Duyarsızlıkla suçlananlar, “Herkes istediğini yazmakta özgürdür” diyerek şarkı linkleri post etmeye, Behlül’ün Yaban’a benzediğine, Adnan’ın şimdi ne yapacağına dair “cıvıldamaya” devam etti.

Ben bu tarz mecralarda siyaset vs. yapılmasına karşı olanlardanım. Buraların asıl amacının eğlenmek, vakit geçirmek olduğunu aklın bir köşesinde tutmalı diye düşünenlerdenim. Facebook’ta da oluşturulan “Apo’ya ölüm” ya da “Atatürk’ü seven 100.000.000 kişi olalım” grupları bende aynı etkiyi yaratıyor: Şimdi burası bunun yeri mi ki? duygusu.

Ama dünkü başka bir şeydi. Anlık bir hassasiyetti. Saniye saniye paylaşılan eğlencenin birden çaresizliğe, üzüntüye, öfkeye dönüşmesiydi. Aynı duyarlılığı beklemekti, aynı ülkeyi paylaştığın insanlardan. Baş sağlığı dilemek zorunda da değil hiç kimse, ama Zimbabwe’den seslenir gibi postlar da atmamak zorunda. Hele haberci, gazeteci diye geçinenler buna ölümüne mecbur. İstediğini takip edip, istediğine üzülmekte özgür herkes, ama acıya saygı göstermek zorunda. Çünkü biz dün bilmem ne maçını kaybetmedik. Can kaybettik. Trafik kazasında da kaybetmedik üstelik, terör yüzünden kaybettik. Hem de kaçıncı kez.

Twitter’daki konuşmaların gerçek hayattan tek farkı, karakter sınırı. Evdeki, işyerindeki, ofisteki, okuldaki sohbetlerin kısa bir özeti yaşanıyor orada. Acının kanıksandığının, hayatın hiç ara vermeden kaldığı yerden devam ettiğinin küçük bir örneğiydi dün yaşananlar. Özgürlük kavramının ne kadar geniş, ne kadar uçsuz bucaksız olduğunu, toplumsal hafıza denen şeyin yerini 3 saniyelik balık hafızalarımızın aldığını, resmen uyuştuğumuzu… Gözümüze gözümüze soktu. Tıpkı iki gün önce haber sitelerinde “Bihter’in cenazesi kaldırıldı” haberinin, “11 şehit haberi”nden daha fazla okunduğunda olduğu gibi.

Hala masumane bir şekilde bu kalabalığı azınlık olarak nitelendiriyorsanız – ki umarım siz haklı çıkarsınız- izleyin bakalım, bugün çevrenizde en çok hangi ölüm konuşulmaya değer bulunacak?

Elazığ’daki mi, Ziyagil Yalısı’ndaki mi?


Hande KÖSEOĞLU - Habertürk
 
Hande KÖSEOĞLU - Habertürk Saçmalama Şimdi ß Küfür edicem görücen ha maL ya ßuda ayrı ßi maL Handemidir nedir
 
~SiLenT ScЯeaM~;5057477' Alıntı:
Habertürk'te Görünce Bende Önce Bi Şaşırdım Ama İçeriği Gerçekten Doğru.

kesinlikle...
 
Bihter’in cenazesi kaldırıldı” haberi , “11 şehit haberi”nden daha fazla okunmuş
vay be.. yazık ..



İçeriğine bende katılıyorum .
 
DuyarsızLıkta kendi şehitLerimize sahip çıkmamakta biLe hep en ön sıradayız { beLkide tek Lider oLdugumuz yer } Onuda geçtim vermeyeLim kardeşim şehit vermeyeLim varsın en az okunan haberLer oLsun..Yeter ki gencecik kardeşLerimiz toprak oLup gitmesin.. Bıktık artık bıktım yemın ederim bıktık...
 
Bihterin ölüsü raitinge, askerlerin ölüsü sandığa yansır. Senaryoyu iyi yazanlar kimin ne zaman ölmesi gerektiğini iyi hesaplarlar. Bence habertürk birazda senaryoya odaklansa daha iyi olur. Nasıl amcanın oğlum dediği yeğeni karısına giydirmesi gerekiyorsa senaryoda, birilerinin karakolun burnunun dibine gelerek o asker senin bu asker benim diyerek vurması da bu şekilde gerekiyor senaryoda.

Bunu bizzat genelkurmay başkanlığıda üstü örtülü bir şekilde kabul etmekte. Bakın paşa ne diyor. "Tümgeneral Fahri Kır, "Irak sınırını profesyonel askerler koruyacak. Başta Irak olmak üzre sınır güvenliğini profesyonel asker koruyacak." dedi."

Bu şu anlama geliyor: 10larca asker şehit olduktan sonra artık kamuoyunu oyalama taktiği olarak sınırları profesyonel asker koruyacak diyorlar. Dağlıca ve aktütünden sonra da İlker Başbuğ paşa profesyonel ordudan dem vurmuştu. Ne zaman demişti bunu, bizim profesyonel askerler komandolar pusuya düşürüldükten sonra.

Yani sonuç olarak; hani kader derler ya -şahsen ben inanırım- onun gibi birşey. Hatırlatırım başbakan kader demişti ya, bence yanlış söylemiş. "Senaryoda varsa şehit olmak neylesin analar babalar erler"
 
Geri
Üst