17 bin faili meçhul yalanı

l3adl3oy

New member
Katılım
15 Eki 2007
Mesajlar
1,797
Reaction score
0
Puanları
0
17 bin faili meçhul yalanı

Bir bayram günü cinayetler ve insan kayıpları ile ilgili böyle bir konuyu ele almak istemezdim. Ancak ülkemizin normal bir dönemden geçmediği aşikar olunca bayramlarda bile ele alınan konuların bayram tadında konular olmaması normal. Ülkemizin bugün içinden geçmekte olduğu sürecin baş sorumlusu hiç şüphesiz ki PKK adlı terör ve cinayet şebekesidir. 1984’den bu yana Türkiye’nin PKK ile mücadele amacı ile doğrudan ve dolaylı harcadığı para 100 milyar dolardır. Buna AKP’nin Güneydoğu Anadolu’da sosyal yardımlar için harcadığı 19 milyar TL dahildir.

Bir an için “PKK adlı bir çete olmasa idi bugün ülkemizin ulaşmış olduğu nokta nasıl olurdu” sorusunu kendinize sorar ve cevabını verirseniz, bu alçak çetenin ülkemize verdiği zararı daha iyi anlamış olursunuz. PKK’nın bu ülkeye verdiği zarar tabii ki sadece insan kaybı ve ekonomik kayıpta değildir. Bunun ötesinde bu ülkenin sosyal dokusuna, birlik inancına, milletleşme sürecine büyük bir darbe indirmiştir. PKK, Türk milleti ve Türk devletine karşı sistemli bir psikolojik savaş sürdürerek, devleti ve milleti bir çok noktada paralize etmeyi başarmıştır. Türk milletinden başka bir milletin bu kadar büyük bir yıpratmaya dayanması mümkün değildir.

PKK’nın büyük psikolojik savaş operasyonlarından birisi de Türk güvenlik güçlerinin Güneydoğu Anadolu’da PKK’yı destekleyen 17 bin kişiyi faili meçhul olan cinayetlerde ortadan kaldırdığıdır. Bu yalan, bilinçsiz basın yayın organları tarafından tekrarlana tekrarlana sanki bir gerçek haline gelmiştir. PKK’lı olmayan siyasetçiler, gazeteciler, akademisyenler televizyonlarda 17 bin faili meçhul diyebilmektedirler. Ve ne yazık ki bu insanlar kendilerine “Yahu 17 bin az rakam değil? Hiçbir yerde bunların adları, ailelerinin şikayetleri vs. yok. Acaba bir oyuna mı geliyorum” diye sormamışlardır.
Bir sene önce 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nde Türkiye’de işlenmiş olan bütün faili meçhul cinayetler ile ilgili bir araştırma başlattık. TBMM’ye bu konuda Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı tarafından verilen bütün faili meçhul dosyalarını aldık ve inceledik. Uluslararası Af Örgütü yetkilileri tarafından yapılan bir çalışmayı da araştırmamıza ekledik. Ve sonunda 17 bin rakamının ne kadar büyük bir yalan olduğunu gördük. Bu yalanı ortaya koymak için çalışmamızı Kripto Yayınları aracılığı ile “Cesetler, Gölgeler, Yalanlar-Türkiye’deki Faili Meçhullerin ve Kayıpların Tam Listesi” başlığı ile yayımladık. İsim, yer, tarih, dosya numarası ile her şeyi belgeledik.

Sonuç; Türkiye’de 1984-2004 arasında herhangi bir örgüt ile bağlantılı olmayan faili meçhul cinayetlerin sayısı 568. Evet, 568. Bu, bütün bu faili meçhul cinayetlerde sorumlunun devlet güçleri olduğu anlamına gelmiyor. Üstelik bu faili meçhul cinayetlerin önemli bir bölümü de Güneydoğu Anadolu dışındaki bölgelerde işlenmiş. Ancak, 272 vatandaş karakollarda iken “kaybolmuş”. Bu kayıplardan hiç şüphesiz ki devlet sorumludur. Ayrıca ailelerinin kayıp olarak bildirdiği 795 kişi var.
Özetle, 17 bin rakamı nerede, 568 artı 272 rakamı nerede? PKK terörü ile mücadele bilgi ile olur. PKK’nın yaydığı yalanları ortadan kaldırarak olur. PKK’nın kirlettiği zihinleri ve gönülleri temizleyerek olur. PKK ile mücadele İstiklal Harbi ruhu ile teslim olmadan, taviz vermeden, müzakere etmeden Türk milletinin millet, ülke ve devlet bütünlüğünü koruyarak olur.

Müzakereciler; birkaç gün önce Muş’un Korkut ilçesinde PKK tarafından kandırılmış ve dağa çıkarılmış oğullarının taziyesini Türk bayrağı asarak kabul eden aileye ne diyeceksiniz? Ondan iki hafta önce, annesi tabut başında Kürtçe ağıt yakar iken bu ülke ve bayrak için büyüttüğüm üç oğlum daha var diyen babaya ne diyeceksiniz? Ve biz, “MİT gerekir ise PKK’yı över” diyen TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e ne diyeceğiz?


ÜMİT ÖZDAĞ

YENİÇAĞ
 
Bu ülkede suçu belli olmadan yıllarca içerde olanlar ve ansızın bir deprem felaketi ve 29 Ekim'i (Cumhuriyeti) fırsat bilip Deniz Feneri davasında yargılananları el altından serbest bırakanlar oldukça Türkiye oyuncak olmaya devam edecektir.
 
Böyle giderse hayatımız zaten bir yaşamdan ibaretken, ... ibaret olcaktır. Söylenecek kelime çok aslında.
 
Türk milletinden başka bir milletin bu kadar büyük bir yıpratmaya dayanması mümkün değildir. Gerçektende yeryüzünde bunca yapılan ve yapılmaya devam edilecek olanlara katlanacak bir millet çok zor. Ve birazda üzücü. Çünkü sabrın ve metanetin fazlasıda aptallığa yorumlanabilir.
 
Bir ingiltere, fransa, almanya yada ne bileyim amerika düşünün?!? O ülkelerde insanların din, ırk yada bayrak, milli marş, önemli ve tarihi günleri üzerinde konuşulduğunu, belirli aralıklarla silahlı bazı insanların bir amaç için eylemler düzenlediklerini, güvenlik güçleri mensuplarını öldürdüklerini, belirli zaman aralıklarıyla metrolara, yollara, şuraya buraya patlayıcı koyup eylem yaptıklarını. Yani orta doğu diye nitelendirilen bir çok ülkede ve Türkiyede insanlık ve akıl adına onay verilemeyecek olayların buralarda sıradan sayılırken diğer yerlerde asla tahammül edilmeyeceğini, izin verilmeyeceğini. Ve sonra neden diye soralım kendimize. Ben akıllı ve güçlüysem bunu bana veya bölgedeki diğer devletlere kim reva görüyor. Ve neden bu ülkelerdeki insanlar, halklar bu oyunlara tekrar, tekrar, tekrar gelip duruyor?!? Başka ülkelerin 200 - 300 yıl önce aştığı, geçip gittiği, çözdüğü ve gündeminden çıkardığı konular neden halen bazı ülkelerin zamanını, canını, parasını tüketmeye devam ediyor. amerika neden topraklarından binlerce kilometre öteden bir ülkeyi işgal edip devlet başkanını özelliklede dini bir bayram günü asabilirken, ben hemen burnumun dibindeki topraklardan gelen saldırılara gerekli cevabı veremiyorum. Neden bana zarar veren üstelikde yakalanmış bir terörist başına gereken cezayı veremeyip besiye çekiyorum. Konuşturuyorum, etkin bir hale gelmesi için uğraşıyorum. Sonrada utanmadan ve akılsız, fikirsiz ve adi bir şekilde güçlü olduğumu, bölgede esip kestiğimi, lider olduğumu söylüyorum. İnsan, bilim ve teknolojide ileri olup misyonu ve vizyonu olan bir lider olmaklada övünebilir, şerefsiz, çok iyi bir işbirlikçi ve kendini çok iyi satmaklada övünebilir.
 
dün Van'da 5.9 şiddetinde bir deprem daha oldu,

acaba fenercilerden salınan oldu mu?

doğruya ,

hepsini kapı önüne atıvermişlerdi :)
 
Geri
Üst