
Hayatın her alanına
şiddet hakim durumda...
Ailede, işyerinde ve sokakta...
Toplum nereye
sürükleniyor böyle?..
Birbirimizi anlamakta
güçlük çekiyoruz galiba...
Tahammülsüzlük
almış başını gidiyor...
herşeyin başı sabır derdi büyüklerimiz
sabretmenin önemi burdan anlaşılıyor sanırım ....
* * *
Küçük Kenan, annesinin gözlerinden süzülen
yaşlara bir anlam veremiyordu. Özellikle de geceleri
hep böyle görüyordu onu. Annesi; Kenan'ın "Niçin gözlerin yaşlı?" sorusuna
"Yemek için soğan doğradım. Gözlerim yandı. Bir şeyim yok" diye
cevaplıyordu.
İlköğretimin 1. sınıfında okuyan Kenan, evin tek çocuğuydu. Annesi Rabia, ikinci kez hamile kalmayı istememişti. Çünkü, eşi Metin'le
aralarında geçimsizlik vardı. Birkaç kez ayrılmışlardı ama aile büyüklerinin
devreye girmesiyle yeniden birleşmişlerdi. Rabia, oğlu Kenan'ın da babasız büyümesini istemiyordu.
Metin, ailesinden kalan parayı çarçur etmiş, çalışmayı sevmeyen
ve sorumluluk bilmeyen adamdı. Nerede sabah orada akşam
içki sofralarında alemdeydi...
Metin, o gece de eve sarhoş geldi. Rabia, kocasına
kapıyı kendi açtı. Çünkü, kocası anahtarını bulamayacak kadar kendinden geçmişti. Rabia "Karnın açtır senin, çorba içer misin?"
diye sorduktan sonra mutfağa geçti. Arkasından da yalpalayarak Metin geldi.
Raiba, "Bu akşam yine çok kaçırmışsın" deyip, bir derdinin olup olmadığını sordu. Metin her zamanki ukalalığıyla, derdinin
onu ilgelendirmediğini söyledi. Rabia daha da üstelemedi. Sıcak çorbayı masanın üzerine koyarken, su dolu bardağı devirdi. Masaya dökülen suyun birazı
pantolununa gelen Metin'in tokadı, Rabia'nın yüzünde patladı. Genç kadın sendeleyerek yere düştü. Rabia'nın sesi çıkmadı. Çünkü, oğlunun uyanmasını dahası bu manzarayı görmesini istemiyordu.
Koşarak oğlu Kenan'ın yatak odasına gitti. Yanına yattı. Kenan uyanmıştı. Yine sordu: "Anne niçin gözlerin yaşlı?" Babasının karnının acıktığını ve ona soğanlı salata yaptığını söyledi. Rabia, içten içe hıçkırarak ağlıyordu oysa...
Sabah olmuştu. Rabia, oğlunu okula bıraktıktan sonra annesinin evine gitti. Artık dayanamıyordu. Olup biteni anlattı. Annesi, durumu babasına söyleyeceğini belirtti. Ana-kız dertleştikten sonra Rabia eve döndü. Başında şiddetli bir ağrı belirdi. Kocası Metin'i telefonla arayıp, çok rahatsız olduğunu, Kenan'ı okuldan almasını istedi. Ağrı kesici bir hap içtikten sonra
başına sirkeli bez koydu, yatağa uzandı.
Öğle saatleriydi. Kenan okulun kapısında annesini beklerken,
babasını karşısında buldu. Kenan da şaşırmıştı. Babası ilk kez onu okuldan almaya gelmişti. Baba-oğul sohbet ederek,
eve giderken Kenan sevinçten uçuyordu. Metin'in içinde de
tuhaf bir his vardı. İçini huzur kaplamıştı. Oğlundan, çok çalışıp büyük adam olması için kendisine söz vermesini istedi. Kenan "Söz" dedi. "Ama sen de bana bir söz verir misin?" Metin başını sallayarak, onayladı. "Babacığım, annemi her gece gözü yaşlı görüyorum. Sürekli soğanlı yemekler istediğin için annemin gözlerinden yaş akıyormuş. Soğan gözlerini yakıyor. Annemi böyle görmek istemiyorum"...
Metin, oğlunun gözlerinden gözlerini kaçırdı. Utanmıştı. Demek ki karısı, ağladığını belli etmemek için "soğan"ı bahane ediyordu. Metin ne diyeceğini bilemedi. Oğlunu kaptığı gibi sırtına aldı, koşar adımlarla eve gitti. Karısının yattığını biliyordu. Zili çalmak yerine kapıyı anahtarıyla açtı. Kenan'ı, "Annen uyuyor ses çıkarma" diyerek, tembihledi. Rabia, kendinden geçmiş
kan ter içinde uyuyordu. Metin, karısının başucuna geldi, onu alnından öptü. Rabia gözlerini araladı, ayağa kalkmak istedi. Kenan da odaya gelmişti. Annesine sarıldı. "Anneciğim, babam bundan böyle sana soğan soydurup, gözlerini yaşartmayacak" dedi. Metin odada daha fazla kalamadı. Yaptıklarından pişman olmuştu. Akşam eve erken geldi. Elinde bir demet çiçek vardı. Kabahatli çocuk gibi boynunu büküp,
çiçekleri uzattı karısına. Sonra kulağına "Bundan sonra soğan yok" diye fısıldadı. Rabia, bu sözleri işittiğinde oğlu Kenan karşısındaydı. Ama yine ağlıyordu. Yutkunarak Kenan'a sarıldı, "Bu defa soğandan değil sevinçten" diyebildi. Oğlu ve kocasını sarmalayan Rabia, affetmenin büyüklüğüyle adeta devleşmişti.
* * * *
Bugününüz dünden daha iyi olsun. Sağlıklı ve huzurlu günler dileğiyle...