Şanlı Beşiktaş Tarihi

..єЯDєM..

Çǿκ کε√díκ طę ∂طí
KURULUŞ



1902 sonbaharında Beşiktaş Serencebey Mahallesi'nde, o zamanın Medine Muhafızı olan Osman Paşa'nın konağının bahçesinde, 22 kişilik genç grup, haftanın bazı günlerinde toplanıp jimnastik hareketleri yapmaktaydı. Başta Osman Paşa'nın oğulları Mehmet Şamil ve Hüseyin Bereket ile mahellenin gençlerinden Ahmet Fetgeri, Mehmet Ali Fetgeri, Nazımnazif, Cemil Feti ve Şevket Beyler’in aralarında bulunduğu gençlerin ilk ilgilendikleri spor branşları, özellikle barfiks, paralel, güreş, halter, aletli ve aletsiz jimnastikti. O sıralarda siyasi hareketler dolayısıyla her türlü toplanmadan ürkerek hafiyeler dolaştıran 2. Abdülhamit'in adamları Serencebey'deki bu toplanmaları haber alınca, spor yapan gençler bir baskınla karakola götürüldü. Bu sporcu gençlerin bir kısmının saray erkanına yakın olması, ayrıca o dönemlerde kötü gözle bakılan futbol oynamadıkları ve sadece beden hareketleri yaptıklarını belirtmeleriyle gergin durum yumuşadı. Hatta saray çevresinden Şeyhzade Abdülhalim bu sporcuları destekledi ve sık sık antrenmanları seyretmeye başladı. Ünlü boksör ve güreşçi Kenan Bey de antrenmanlara gelerek güreş ve boks hareketleri göstermeye başladı.
1903 Mart'ında ise özel bir izinle Bereket Jimnastik Kulübü kuruldu. 1908'de Meşrutiyet'in ilanıyla sportif hareketler biraz daha serbestlik kazandı. 31 Mart 1909'daki siyasi olaylardan sonra Edirne'de bulunan Fuat Balkan ve Mazhar Kazancı, Hareket Ordusu ile İstanbul'a geldi. Siyasi olaylar yatıştıktan sonra iyi bir eskrim hocası olan Fuat Balkan ile başta güreş ve halter sporlarını yapan Mazhar Kazancı, Serencebey'de jimnastik yapan gençleri bularak birlikte spor yapma fikrini kabul ettirdi. Fuat Balkan, Ihlamur'daki evinin altındaki yeri, kulüp merkezi yaptı ve Bereket Jimnastik Kulübü'nün adı Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü olarak değiştirildi. Böylece jimnastik, güreş, boks, eskrim ve atletizmin ön planda tutulduğu güçlü bir spor kulübü meydana geldi. Fuat Bey'in arkadaşları Refik ve Şerafettin Beyler de iyi birer eskrimciydi.

Bu arada Beyoğlu Mutasarrıfı Muhittin Bey'in teşvikiyle Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü, 13 Ocak 1910 tarihinde tescil edilen ilk Türk spor kulübü oldu. Semtin gençlerinin bu spor kulübüne ilgisi büyüdü ve spor yapan üyelerin sayısı bir anda 150'ye yükseldi. Kulübün merkezi de Ihlamur'dan Akaretler'de 49 numaralı binaya taşındı. Bir süre sonra bu bina da küçük gelince, yine Akaretler'de 84 numaralı binaya geçildi. Bu binanın arkasındaki bahçe de bir spor sahası haline getirildi.



RENKLERİMİZ VE İLK ROZETİMİZ


[CCOLOR="Black"]
Yıllardır Beşiktaş’ın ilk renklerinin kırmızı-beyaz olduğu, Balkan Savaşı'nın kaybedilmesinin ardından siyah-beyaz olarak değiştirildiği söylenir. Beşiktaş tarihi ile ilgili bir çok kaynak böyle yazmaktadır. Ancak 100. yıl belgeselinin hazırlanması sırasında yapılan ayrıntılı araştırmalarda, kırmızı rengin kullanılmadığı, renklerimizin her zaman siyah-beyaz olduğu yönündeki belgeler ağırlık göstermiştir. Beşiktaş 100. Yıl Belgeseli yapımcısı Tuğrul Yenidoğan, yaptığı araştırmalar sonucunda bu tartışmalara noktayı koymuştur:

Osman Paşa Konağı’nda başlangıçta ferdi sporlar yapıldığından herhangi bir forma rengine gereksinim duyulmadı. Ancak sporcuların sayısı her geçen gün yeni katılımlarla artmaya devam edince, eğitimini Fransız mektebinde tamamlamış Mehmet Şamil Bey kurucular heyetini topladı. Okul günlerinde kullandığı, okulunun renklerini taşıyan rozeti yakasından çıkardı ve gösterdi: “Bizler de tıpkı bu rozet gibi bir rozet yaptırmalı ve Kulübümüz’de spora devam eden her azayı bu rozeti taşımaya mecbur tutmalıyız” dedi. Toplantıya katılanlar Mehmet Şamil Bey’in teklifini heyecanla kabul ettiler. Toplantının sonunda rozette yer alacak kulüp renkleri de kararlaştırıldı. Tabiatın bütünüyle birbirine zıt iki ana rengi kulüp renkleri olarak seçildi: Siyah ve Beyaz...
Beşiktaş’ın ilk rozetinin yapıldığı tarih, Fransız mektebindeki rozetlerden esinlenerek miladi yıl olarak “1906” yazıldı. Üstte Arap harfleriyle “Beşiktaş” yazarken, sağda “J”, solda “K” harfleri yer aldı. Rozetin arka yüzünde “Konstantinopolis”te yapıldığı yazılıdır ve iç tarafında rozeti yapan ustanın mührü yer almaktadır. Rozetteki armada yer alan yıldızın 6 köşeli olduğu dikkat çekmektedir. 2. Meşrutiyet’e kadar (1908) bu 6 köşeli yıldız kullanılmıştır. Bu rozet, İskender Yakak tarafından Onursal Başkanımız Süleyman Seba’ya hediye edilmiştir.​


KARA KARTALLAR EFSANESİ



Son iki sezonun şampiyonu Beşiktaş, 1940-41 sezonuna gençleştirilmiş ve yenilenmiş kadrosuyla girer. Haftalar ilerledikçe puan farkını açan Beşiktaş, ligde liderliğini sürdürmektedir. Bitime 5 hafta kala rakip Süleymaniye’dir. 19 Ocak 1941 Pazar günü Semih Duransoy’un hakemliğini yaptığı Şeref Stadı’ndaki maça Beşiktaş şu kadro ile çıkar: Faruk, Yavuz, İbrahim, Rıfat, Halil, Hüseyin, Şakir, Hakkı, Şükrü, Şeref, Eşref. O sezon bütün maçlarda olduğu gibi, Takımımız yine muhteşem bir oyun ortaya koyar. Maçın ikinci yarısının ortalarıdır. Beşiktaş takımı farklı önde olmasına rağmen rakip kaleye bitmek tükenmek bilmeyen hücumlar gerçekleştirmektedir. İşte o sıralarda Beşiktaş’ın akın yönü olan Şeref Stadı’nın Atatürk panosu bulunan tarafındaki tribününden bir ses yükselir: “Haydi Kara Kartallar. Hücum edin Kara Kartallar”... Şeref Stadı’nı dolduran binlerce taraftar ve maçı takip eden gazeteciler, çınlayan sesle donup kalmıştır. Son derece isabetli bir benzetmedir o anda yapılan. O sezon rakiplerini ezip geçen Beşiktaşlı futbolcuları “Kara Kartal”dan, oynadıkları futbolu “Kara Kartal gibi hücum etmek”ten başka bir şekilde tarif etmek mümkün değildir. Tribünlerden gelen sesin sahibi Mehmet Galin isimli bir balıkçıdır.

Voleci Şeref lakabıyla maruf Şeref Görkey’in voleyle attığı 3 muhteşem gol ve kaptan Hakkı’nın, Şakir’in ve Şükrü’nün birer golüyle sahadan 6-0 galip ayrılırlar.

Bu maçın ardından, Beşiktaş’ın sembolü “Kara Kartallar” olmuştur.

BEŞİKTAŞ VE FUTBOL


Kulübün faaliyetlerini hızlandırdığı ilk dönemde futbol gölgede kalmışsa da, 1910’ların sonundan itibaren kulüpteki atlet ve jimnastikçiler futbola daha fazla ilgi duyup, kendi aralarında maçlar yapmaya başladılar. O yıllarda gençliğin ilgisi futbola kaymak üzereydi ve Beşiktaş Kulübü’nün az ilerisinde Valideçeşme ve Basiret gibi iki güçlü futbol takımı kurulmuştu. 1911 Ağustos’unda Valideçeşme futbol takımının başkanı ve kurucusu olan Ahmet Şerafettin Bey (Şeref Bey) futbolcularıyla Beşiktaş Kulübü’ne katıldı. Beşiktaşlı gençlerin kurduğu futbol takımlarını tek bir çatı altında toplamayı amaç edinen Şeref Bey’in girişimleri sonucu, Basiret Kulübü de Beşiktaş’a katıldı. Bu şekilde Futbol Şubesi, resmi olarak Kulüp’te faaliyete başladı.



Resul, Rıdvan, Behzat, Doktor Sabri, Şair Kazım, Sadi (Baltalimanı), Doktor Mehmet, Asım, Şeref, Doktor Ali ve Fahri’den oluşan ilk futbol takımının malzemelerinin masraflarını da İpekçi İhsan isimli bir sporsever karşıladı. Birinci takımın yanı sıra ikinci, üçüncü, dördüncü takımlarını da kuran futbol şubesi, Kulübümüz’ün Akaretler’deki bahçesinde futbol idmanlarını hızlandırdı. Böylece futbol Beşiktaş’ta bir anda 1 numaralı spor olmaya başladı. Ancak Balkan Savaşı’nın ardından Dünya Savaşı’nın da başlamasıyla Beşiktaş’ın sporcuları cephelere koştu ve spor faaliyetleri yok denecek duruma geldi.

SAVAŞ YILLARI

Dünya Savaşı'nın sona ermesiyle sağ kalan sporcular semte ve Kulübe dönmeye başladı. Futbol Şubesi'nin kurucusu Şeref Bey de Romanya cephesinden geri döndü. İstanbul'da düşman işgalinin olduğu yıllarda çeşitli sıkıntılar çekildi. Daha önce bir kilisenin binasına taşınan kulüp malzemelerinin bir kısmı Rumlar'ın elinde yağma olmaktan kurtarılıp, Akaretler'de başka bir binaya nakledildi. Bir taraftan düşmanla yapılan Milli Mücadele'ye yardım edildi. Diğer taraftan da futbol takımı Şeref Bey tarafından tekrar güçlü hale getirildi.


(Fotoğraf: Fuat Balkan (uzun boylu) ve büyük kardeşi Fethi Balkan Paşa askeri üniforma ile...)

YENİ LİG’İN KURULUŞU



O tarihlerde cuma günleri oynanan İstanbul Ligi'nde Fenerbahçe, Galatasaray, Altınordu, Süleymaniye, İdman Yurdu gibi takımlar bulunuyordu. Beşiktaş 1920'lerin öncesinde iki ezeli rakibiyle karşılaşmamışsa da Süleymaniye ve İdman Yurdu'nu mağlup etmiş bir takımdı. 1919'da Beşiktaş ve diğer kulüplerin lige katılma isteği Lig Tertip Komitesi tarafından uzun bir süre bekletildikten sonra kabul edilmedi. Pazar günleri de azınlık takımları Pera, Araks, Maccabi, Stella, Strugglers'in yer aldığı Pazar Ligi maçları oynanıyordu. Şeref Bey, Beşiktaş gibi cuma ligine alınmak istemeyen takımların idarecileriyle Türk İdman Birliği Ligi adı altında bir lig kurdu. Çekilen kurada 10 takım A Grubu'nda Beşiktaş, Hilal, Kumkapı, Altınörs ve Türkgücü, B Grubu'nda da Darüşşafaka, Vefa, Üsküdar, Beylerbeyi ve Haliç şeklinde yer aldı.

İLK YILDA İLK ŞAMPİYONLUK

Grubunda bütün maçlarını kazanan Beşiktaş, finalde diğer grubun birincisi Darüşşafaka ile karşı karşıya geldi. 23 Temmuz 1920'de oynanan bu maçı Siyah-Beyazlı takımımız, 2-1 kazanarak tarihimizdeki ilk şampiyonluğumuzu elde etti.

En Büyük Beşiktaşlı Atatürk



Ulu Önderimiz Atatürk, Kulübümüz’ün kurulmasından büyük mutluluk duymuş ve kurtuluşu sağlayacak ilk gizli teşkilatlanmayı Beşiktaşlı sporculara vermiştir.

Mustafa Kemal Atatürk, Erkan-ı Harbiye’nin 3. sınıfına gelmişti. Bazen sabahlara kadar uyumuyor, hürriyet ve istibdadı düşünüyordu. Bu arada mektebini bitirdikten sonra kurmayı düşündüğü Vatan ve Hürriyet Cemiyeti yavaş yavaş kafasında şekilleniyor, mezun olacak arkadaşlarını bu doğrultuda hazırlıyordu. İşte tam bu günlerde bir haber aldı. Beşiktaş Bereket Jimnastik Kulübü (1903) kurulmuştu. Subay ve Saray’a yakın kişilerden oluşan bu kuruluş, Mustafa Kemal’in ilgisini iyice çekti. Nasıl olmuştu da Yıldız Sarayı’na 100 metre mesafedeki Osman Paşa Konağı’nda gençler biraraya gelmiş; Saray hafiyelerinin gözlerinin önünde sportif faaliyetlerine girişmişlerdi? Mustafa Kemal’i o günlerde sportif çalışmalardan çok, Saray’a karşı oluşturdukları fikirler ilgilendiriyordu. Mustafa Kemal, kurucularının Zabit, yaptıkları sporların güreş, eskrim, gülle, aletli jimnastik, boks, halter, barfiks olmasından dolayı da Beşiktaş Bereket Jimnastik Kulübü ile ilgilenmişti. Fakat O’nu daha çok ilgilendiren, bu gençlerin istibdadı yenerek biraraya gelmeleriydi. Atatürk’ün bu şekilde Beşiktaş Bereket Jimnastik Kulübü’ne bağlılığı arttı.

Öyle ki, Mustafa Kemal Atatürk, katıldığı bir İttihati Terakki toplantısında şu tenkitlerde bulunuyordu: “Beşiktaş Osmanlı Terbiye-i Bedeniye kadar olamadınız. Programınız ve lideriniz yok.”

1914 ile 1920 yılları arasında Akaretler/Spor Caddesi'nde Beşiktaş Jimnastik Kulübü'ne komşu olan Atatürk, görevi gereği sık sık İstanbul dışına çıktığı günlerde, birlikte oturduğu annesiyle kız kardeşinin Siyah-Beyazlı sporcu ve idarecilere emanet ederdi. Taraftarlar arasında asker kökenli olmanın getirdiği sevgi ve saygıyla pekişen bağlılık, Ulu Önder'in kurtuluşu sağlayacak ilk gizli teşkilatlanmayı Beşiktaşlı sporculara verdiği belgelerle sabittir.

Atatürk’ün Akaretler Yokuşu üzerinde oturduğu 76 nolu binanın dış kapısı yanındaki Mermer Kitabe'de şu satırlar yer almaktadır: "Atatürk, 1.Dünya Savaşı'ndan düşmana karşı İstanbul'u koruyup kurtaran, Çanakkale Müdafihi Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal Paşa iken bu evde kiracı olarak kalmıştır."

Mustafa Kemal Atatürk; Yıldırım Orduları Grup Kumandanlığı görevine başlamadan önce 1916'nın ilk günlerinde Akaretler'deki evinin arka kapısından Beşiktaş Jimnastik Kulübü idman sahasına inmiş (şimdiki Plazalar'ın bulunduğu alan), Ahmet Fetgeri ile Fuat Balkan Beyler'i yanına çağırıp, kendileriyle şu konuşmayı yapmıştır: "Efendiler; sizlerin ve sporcularınızın ciddi çalışmalarını, çeviklik ve maharetlerini uzun zamandan beri büyük bir zevkle, dikkatle izliyorum. Spordan yoksun bir gençlik nasıl ki vatan müdafası sırasında etkili olamıyorsa, insan denen varlığın kafa yapısı da ne derece tekamül ederse etsin, bedeni ikişafı noksan ve yetersiz olursa o vücut o kafayı ileriye götüremez, taşıyamaz. Bugün bünyenizde toplayıp, ilmi metodlarla yetiştirmeye çalıştığınız bu gençler, tam anlamda bedenen ve fikren geliştikleri zaman vatan müdafaasında ilmi sahalarda olduğu gibi spor alanlarında da Avrupalı hasımlarına Türk'ün ölmez gücünü ispat edeceklerdir. Sizi candan kutlar, başarılarınızı her zaman duymak isterim."

BEŞİKTAŞIMIZ’IN KURUCULARI

Ahmet Fetgeri (Aşeni), Mehmet Ali Fetgeri (Aşeni), Osman Paşazade Mehmet Şamil (Osmanoğlu), Hüseyin Bereket, Kadızade Nazım Nazif (Ander) ve 20’ye yakın genç Beşiktaş'ın ilk kurucularıdır. Kurucuların ortak özellikleri Kafkas kökenli olmalarıdır. Ahmet ve Mehmet Ali Fetgeri kardeşler, Gürcistan tahtına kadar yükselmiş, Batum civarından göç etmiş bir soydan gelmektedirler. Mehmet Şamil ve Hüseyin Bereket, Dağıstan aslanı Şeyh Şamil’in soyundan gelmektedirler.

BJK FUTBOL ŞEREF TABLOSU

OSMANLI DEVRİ

1919-1920 İST."TÜRK İDMAN BİRLİĞİ LİGİ" ŞAMP.
1920-1921 İST."TÜRK İDMAN BİRLİĞİ LİGİ" ŞAMP.
1921-1922 İST."PAZAR LİGİ" ŞAMPİYONU

CUMHURIYET DEVRİ

1923-1924 İST.LİGİ ŞAMPİYONU
1933-1934 İST.LİGİ ŞAMPİYONU
1934 TÜRKİYE FUTBOL ŞAMPİYONU
1934-1935 İSTANBUL SİD ŞAMPİYONU
1937-1938 TEYYARE KUPASI ŞAMPİYONU
1938-1939 İST.LİGİ ŞAMPİYONU
1939-1940 İST.LİGİ ŞAMPİYONU
1940-1941 İST.LİGİ ŞAMPİYONU
1940-1941 MİLLİ KÜME (Türkiye Ligi Şamp.)
1941-1942 İST.LİGİ ŞAMPİYONU
1942-1943 İST.LİGİ ŞAMPİYONU
1943 İSTANBUL KUPASI ŞAMPİYONU
1943 İZMİR FUAR KUPASI ŞAMPİYONU
1943-1944 MİLLİ KÜME (Türkiye Ligi Şamp.)
1944 BAŞBAKANLIK KUPASI ŞAMPİYONU
1944-1945 İST.LİGİ ŞAMPİYONU
1945 İSTANBUL KUPASI ŞAMPİYONU
1945-1946 İST.LİGİ ŞAMPİYONU (8 Yılda 7 kez.)
1946-1947 MİLLİ KÜME (Türkiye Ligi Şamp.)
1947 BAŞBAKANLIK KUPASI ŞAMPİYONU
1949-1950 İST.LİGİ ŞAMPİYONU
1950-1951 İST.PROF.LİGİ ŞAMPİYONU (ilk)
1951 TÜRKİYE FUTBOL ŞAMPİYONU
1951-1952 İST.PROF.LİGİ ŞAMPİYONU
1952-1953 İST.PROF.LİGİ ŞAMPİYONU
1956-1957 TÜRKIYE LİGİ (Fed.Kupası) ŞAMPİYONU
1957-1958 TÜRKİYE LİGİ (Fed.Kupası) ŞAMPİYONU
1959-1960 TÜRKIYE LİGİ ŞAMPİYONU

(Mahalli ligler dikkate alınmadan doğrudan doğruya)

1965-1966 SPOR TOTO KUPASI ŞAMPİYONU
1965 TSYD KUPASI ŞAMPİYONU
1965-1966 TÜRKİYE LİGİ ŞAMPİYONU
1966 TSYD KUPASI ŞAMPİYONU
1966-1967 TÜRKİYE LİGİ ŞAMPİYONU
1967 CUMHURBAŞKANLIĞI KUPASI ŞAMPİYONU
1968 SPOR TOTO KUPASI ŞAMPİYONU
1969-1970 SPOR TOTO KUPASI ŞAMPİYONU
1971-1972 SPOR TOTO KUPASI ŞAMPİYONU
1971 TSYD KUPASI ŞAMPİYONU
1972 TSYD KUPASI ŞAMPİYONU
1974 TSYD KUPASI ŞAMPİYONU
1974 BAŞBAKANLIK KUPASI ŞAMPİYONU
1974 CUMHURBAŞKANLIĞI KUPASI ŞAMPİYONU
1974-1975 TÜRKİYE KUPASI ŞAMPİYONU
1977 BAŞBAKANLIK KUPASI ŞAMPİYONU
1981-1982 TÜRKİYE LİGİ ŞAMPİYONU
1984 TSYD KUPASI ŞAMPİYONU
1984-1985 AMATÖR İST.LİGİ ŞAMPİYONU
1985 TÜRKİYE AMATÖR FUTBOL ŞAMPİYONU
1985 TSYD KUPASI ŞAMPİYONU
1985-1986 TÜRKİYE LİGİ ŞAMPİYONU
1986 CUMHURBAŞKANLIĞI KUPASI ŞAMPİYONU
1988 TÜRKİYE AMATÖR FUTBOL ŞAMPİYONU
1988 BAŞBAKANLIK KUPASI ŞAMPİYONU
1988 TSYD KUPASI ŞAMPİYONU
1989 TÜRKİYE KUPASI ŞAMPİYONU (Fed.Kupasi)
1989 CUMHURBAŞKANLIĞI KUPASI ŞAMPİYONU
1989-1990 TSYD KUPASI ŞAMPİYONU
1989-1990 TÜRKİYE LİGİ ŞAMPİYONU
1990 TÜRKİYE KUPASI ŞAMPİYONU (Fed.Kupası)
1990-1991 TSYD KUPASI ŞAMPİYONU
1990-1991 TÜRKİYE LİGİ ŞAMPİYONU
1991-1992 TÜRKİYE LİGİ ŞAMPİYONU (ilk namağlup)
1991-1992 CUMHURBAŞKANLIĞI KUPASI ŞAMPİYONU
1993 TSYD KUPASI ŞAMPİYONU
1993-1994 TÜRKIYE KUPASI ŞAMPİYONU
1994 CUMHURBAŞKANLIĞI KUPASI ŞAMPİYONU
1994-1995 TÜRKİYE LİGİ ŞAMPİYONU
1996 TSYD KUPASI ŞAMPİYONU
1997 BAŞBAKANLIK KUPASI ŞAMPİYONU
1998 TÜRKİYE KUPASI ŞAMPİYONU
1998 CUMHURBAŞKANLIĞI KUPASI ŞAMPİYONU
2000 ATATÜRK KUPASI ŞAMPİYONU
2002-2003 TÜRKİYE LİGİ ŞAMPİYONLUĞU
2005-2006 TÜRKİYE KUPASI
2006-2007 TÜRKİYE SÜPER KUPASI
2006-2007 TÜRKİYE KUPASI
BAŞARILARIMIZ

# En fazla resmi İstanbul Ligi Şampiyonu (15 Kez).
# Üst üste beş yıl İstanbul Şampiyonu olan tek Kulüp (1939-1943).
# İstanbul Ligleri’nde en fazla gol atan takım (1 Sezonda 90 Gol, 8 Yılda 599 Gol)
# Resmi Lig’de 18 maçta 18 galibiyet alan tek takım.
# Resmi Ligler’de en fazla "namağlup şampiyon" olan takım (7 Kez).
# Türkiye Ligi’nde "Namağlup Şampiyon" olan tek takım.
# Türk Milli Takımı'nı temsil hakkı verilen tek takım.
# Ambleminde AY-YILDIZ olan tek Kulüp.
# En fazla Centilmenlik Kupası alan takım (19 Kez).
# Genç Takımlar Futbol Ligi'nde en çok İstanbul ve Türkiye Şampiyonu olan Kulüp (30 Kez).
# Eskrimde Balkan şampiyonu olan Kulüp.
# "19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı" fikrini ortaya atıp uygulamasını ve kanunlaşmasını sağlayan Kulüp.
# Grekoromen güreşi, öncelikle kulüplere, daha sonra da Türkiye'ye yayan Kulüp.
# Atletizm, eskrim, boks, basketbol, güreş ve futbolda Türkiye şampiyonlukları olan Kulüp.
# Sırıkla atlamayı Türkiye'ye getiren Kulüp (Ressam Namik İsmail).
# Okullarda "Beden Terbiyesi" dersleri veren Kulüp.
# Türkiye'nin en zengin tesislerine sahip Kulübü.
# Türkiye'de her branşta "Spor Okulları" açan tek Kulüp.
# Alt yapısından en çok yıldız yetiştiren Kulüp.
# Üst üste 56 maç yenilmeyen tek kulüp "Yenilmez Armada".
# Üst üste en fazla arka arkaya galip gelen takım (18 Kez).
# İki senede sadece 1 yenilgi alan tek takım.
# Resmi bir maçta 10 gol atan tek takım; 1989-90 sezonunda Beşiktaş-Adana Demirspor: 10-0 Ali Gültekin (4), Metin Tekin (3) ve Feyyaz Uçar (3).
# Evinde 10 sene hiçbir Anadolu takımına yenilmeyen tek takım.
# Lig tarihinde en uzun süre yenilmeyen ekip (48 maç) Beşiktaş, 1990-91 sezonunun 26. haftasında Gençlerbirliği'ne 2-0 yenildikten sonra, 1991-92 sezonunu yenilgisiz kapattı. Besiktaş tam 48 hafta sonra, 1992-93 sezonunun 13. haftasında Galatasaray'a 3-1 yenildi
# Birinci futbol liginde üst üste en çok maç kazanma rekoru (1959-60 sezonu üst üste 13 maç).
# Türkiye'de bütün kuruluşlar ISO 9001: 1994'e göre belgeli olmasına rağmen, Beşiktaş Jimnastik Kulübü ISO 9001: 2000 revizyonuna göre belgelendirilmiş ilk kuruluş. Beşiktaş Jimnastik Kulübü, sportif branşlar yönetimi ve spor tesisleri işletimi, marka ve amblemli ürün pazarlama ve satışı, basın, halk, üye ve taraftar iletişimi ile üyelik hizmetleri alanlarında ISO 9001: 2000 versiyonuyla Türkiye'de belgelendirilmiş ilk ve tek spor kulübü.​

İLKLER

# Ulu önder Atatürk'ün ilk ilgilendiği ve ziyaret ettiği Kulüp (1914).
# İlk kurulan Spor Kulubü (1903)
# ilk tescil edilen Spor Kulübü (1910).
# İlk spor tesisi ve lokali kuran Kulüp (Akaretler-1909).
# İlk resmi İstanbul Ligi şampiyonu (1924).
# İlk eskirim şampiyonu Kulüp.
# İlk atletizm şampiyonu Kulüp.
# İlk güreş şampiyonu takım.
# İlk voleybol şampiyonu takım.
# İlk Başbakanlık Kupası.
# İlk Federasyon Kupası.
# 20 takım arasında yapılan ilk Türkiye Ligi'nde şampiyonu.
# Olimpiyatlara ilk defa bayan sporcu yollayan Kulüp (1936-Berlin).
# Ülkemizde ilk defa sahnede spor gösterisi ve jimnastik hareketi düzenleyen Kulüp (1910 / Kadıköy Apollon Sineması).
# İlk sualtı sporları yapan Kulüp.
# İlk kıtalar arası seyahat yapan Kulüp (USA).
# İlk boks şubesi kuran antrenörler yetiştiren Kulüp.
# Türkiye'de dekatlon yarışları yapan ilk Kulüp.
# İstanbul'da ilk defa uluslararası güreş turnuvası yöneten Kulüp (1910-1911).
# İlk maraton müsabakasını kazanan sporcu "Maratoncu İbrahim".
# İlk "Atış Poligonunu" kuran Kulüp.
# Türkiye’de Engelli Şubesi olan ilk ve tek Spor Kulübü.
# Dünya’da ve Türkiye’de çocuk dergisi çıkartan ilk ve tek Spor Kulübü.
# Türkiye’de turizm şirketi kuran ilk ve tek Spor Kulübü.
# Türkiye’de sigorta şirketi kuran ilk ve tek Spor Kulübü.
# Türkiye Süper Kupası'nı (2006-2007 sezonu) kazanan ilk Spor Kulübü.​

BAŞKANLARIMIZ



Kulübümüz’ün ilk Başkanlık onuru M.Şamil Osmanoğlu’na ait. İlk başkanımız bu görevde 1903-1908 yıllarında arasında bulundu.

1903-1908 Mehmet Şamil
1908-1911 Şükrü Paşa
1911-1918 Fuat Paşa
1918-1923 Fuat Balkan
1923-1924 Salih Bey
1924-1926 Ahmet Fetgeri Aşeni
1926-1928 Fuat Balkan
1928-1930 Ahmet Fetgeri Aşeni
1930-1932 Emin Şükrü Kunt
1932-1935 A. Ziya Karamürsel
1935-1938 Fuat Balkan
1938-1939 A. Ziya Karamürsel
1939-1941 Yusuf Ziya Erdem
1941-1942 A. Ziya Karamürsel
1942-1950 A. Ziya Kozanoğlu
1950 Ekrem Amaç
1950-1952 Salih Fuat Keçeci
1952-1955 Abdullah Ziya Kozanoğlu
1955-1956 Tahir Söğütlü
1956-1957 Danyal Akbel
1957- Ferhat Nasır
1957-1958 Nuri Togay
1958 Enver Kaya
1959-1960 Nuri Togay
1960-1963 Hakkı Yeten
1963-1964 Selahattin Akel
1964-1966 Hakkı Yeten
1966-1967 Hasan Salman (17.06.1966-11.02.1967)
1967-1968 Hakkı Yeten
1968-1969 Talat Asal
1969-1970 Rüştü Erkuş (08.12.1969-26.01.1970)
1970 Nuri Togay (10.02.1970-29.03.1970)
1970-1971 Agasi Şen
1971-1972 Himmet Ünlü
1972-1973 Şekip Okçuoğlu (21.06.1972-13.01.1973)
1973-1977 Mehmet Üstünkaya
1977-1979 Gazi Akınal
1979 Hüseyin Cevahir (11.04.1979-20.05.1979)
1979–1980 Gazi Akınal (21.05.1979-27.09.1980)
1980-1981 Rıza Kumruoğlu (30.09.1980-28.03.1981)
1981-1984 Mehmet Üstünkaya
1984-2000 Süleyman Seba
2000-2004 Serdar Bilgili
2004-2007 Yıldırım Demirören
2007- Yıldırım Demirören
BJK DİVAN KURULU BAŞKANLARI

1960-1962 Enver BALKAN
1962-1964 Enver ABİRAL
1964-1966 Selahattin AKEL
1966-1968 Cahit CAKA
1968-1970 Şekip OKÇUOĞLU
1970-1972 Şekip OKÇUOĞLU
1972-1974 Şekip OKÇUOĞLU
1974-1976 Rüştü ERKUŞ
1976-1978 Şekip OKÇUOĞLU
1978-1980 Şekip OKÇUOĞLU
1980-1982 Şekip OKÇUOĞLU
1982-1984 Turgay ATASÜ
1984-1994 Ahmet PAFTALI
1994-1996 Sabri ALINAK
1996-1997 Oktay ÇOKYÜKSEL
1997-2000 Yilmaz SOYSAL
2000-2000 M. Ferhan DİNÇER
2000-2000 B.Burhan TANIŞ
2000-2002 Gazi AKINAL
2002-2007 Şeref NASIR
2007- Yalçın KARADENİZ​

EFSANE FUTBOLCULARIMIZ

Hakkı Yeten (Baba Hakkı)

1910 yılında doğan Hakkı Yeten, Beşiktaş’a futbolcu, teknik direktör, başkan olarak yıllarca hizmet vermiş, adını tarihimize altın harflerle yazdırmış bir Beşiktaş efsanesidir. 1931 yılında kulübümüzün kurucusu Şeref Bey tarafından Beşiktaş’a kazandırılan Hakkı Yeten, takımımızın forvetinde özellikle sağ açık olarak yer aldı. Otoriter ve teknik oyunculuğuyla kısa sürede kaptan olan Hakkı Yeten, 17 yıl boyunca Beşiktaş formasını gururla taşıdı. Özellikle disipline verdiği önem nedeniyle “Baba” lakabını alan ve saha dışında da tam bir beyefendi olan Hakkı Yeten, oynadığı 439 maçta 382 gol kaydederek Beşiktaş'ın en golcü futbolcusu oldu. Hem Fenerbahçe'ye, hem Galatasaray'a 30 gol atan Baba Hakkkı, kırılması güç bir rekora sahiptir. 1948 yılında bir maçta taraftarın onu ıslıklamasından sonra “Bu formayı bana taraftar giydirdi. Şimdi onlar isteyince de çıkartırım” diyerek 38 yaşında futbol hayatını noktalayan Baba Hakkı, 1948-49 ve 1950-51 sezonlarında Beşiktaş’a teknik direktör olarak hizmet verdi. 1960-63 ve 1964-66 yılları arasında Beşiktaşımıza başkan olma gururunu yaşayan Baba Hakkı’yı 16 Nisan 1989 tarihinde kaybettik. Baba Hakkı, Süleyman Seba ile birlikte kulübümüzün onursal başkanı olan iki isimden biridir.

Şükrü Gülesin

Beşiktaşımızın unutulmaz futbolcularından biri de Şükrü Gülesin’dir. 14 Eylül 1922’de doğan Şükrü Gülesin, futbola kaleci olarak başladı, daha sonra forvet mevkiine geçti. 1940-41 yılında Beşiktaş’a transfer olan Gülesin, 10 yıl boyunca Beşiktaş'ta forma giydi. Bu dönemde 3 Millî Küme, 6 İstanbul Ligi, 2 İstanbul Kupası, 2 Başbakanlık Kupası şampiyonluğu yaşadı. Derbilerde Galatasaray'a 13, Fenerbahçe'ye 9 gol atma başarısını gösterdi. Üstün futbol yeteneğinin yanı sıra kornerden attığı goller ile ün kazanan Gülesin, 1950'de İtalyan takımı Palermo'ya transfer oldu. Bir sonraki sezon Lazio'ya, ertesi yıl tekrar Palermo'ya transfer olan Gülesin, İtalya Ligi'nde oynadığı 3 sezonda 79 maç oynadı, 36 gol attı. Futbolu bıraktıktan sonra bir dönem kulübümüzde yöneticilik de yapan Gülesin, 10 Temmuz 1977’de hayata gözlerini yumdu.

Necmi Mutlu

1937’de doğan Necmi Mutlu, futbola 1953 yılında kaleci olarak Beykoz'da başladı. 5 sezon boyunca Beykoz ve Kadırga'da oynadıktan sonra, 1958'de kendisine transfer teklifinde bulunan Galatasaray’ı reddederek, Beşiktaş'a gitmeyi tercih etti. 11 sezonda 241 maçla Türkiye 1. Ligi'nde Beşiktaş'ın kalesini en çok koruyan kaleci oldu. Oynadığı dönem boyunca 3 lig, 1 Cumhurbaşkanlığı, 2 TSYD Kupası şampiyonluğu yaşadı. Özellikle karşı karşıya pozisyonlardaki başarısı, refleksleri ve soğukkanlılığıyla döneminin en iyi kalecileri arasında yer aldı. Futbolu bıraktıktan sonra Beşiktaş'ta yardımcı antrenörlük ve kaleci antrenörlüğü yaptı.

Sabri Dino

Türk futbolunun unutulmaz kalecilerindendir. Futbola 14 yaşında Tarabya’da başlayan Sabri Dino, 1964 yılında Beşiktaş’a transfer oldu ve bu forma altında 194 lig maçına çıkarak efsaneleşti. 1966 ve 1967 yıllarındaki şampiyonluklarda büyük pay sahibi olan Sabri Dino, 12 kez A Milli formayı giydi. Unutulmaz kaleci, özellikle 13 Ocak 1973'te Napoli'deki Dünya Kupası grup eleme maçının kahramanı olarak anıldı. Bu maçta İtalya milli takımının yıldızlarına gol şansı vermeyen Dino, maçın 0-0 berabere bitmesinde başrolü oynadı. Sabri Dino, 14 Ocak 1990 günü vefat etmiştir.

Sanlı Sarıalioğlu

1945 yılında İstanbul’da doğan Sanlı Sarıalioğlu, futbola Beşiktaş Genç Takımı'nda başladı. Forvet mevkiinde görev yapan oyuncu, topa hakimiyeti ile tanındı. Futbol yaşamı boyunca sadece Beşiktaş forması giyen ve takımımızın kaptanlığı görevini üstlenen Sarıalioğlu, 14 yıl formasını giydiği Beşiktaş’ta tam 314 Lig maçımda 65 gol kaydetti. İlk kez 19 yaşında Türk Milli Futbol Takımı formasını giyen Sanlı Kaptan, 21 kez A Milli formayı giydi. 1975 yılında futbolu bıraktı. Halen spor yazarlığı yapan Sanlı Sarıalioğlu, bir dönem kulübümüzde antrenör, menajer ve yönetici olarak görev aldı.

Samet Aybaba

1955’te adana’da doğan Samet Aybaba, futbolculuk kariyerine İskenderunspor’da başladı. 1977/1978 sezonunda Beşiktaş’a transfer olan Aybaba, Beşiktaş'ta 11 yıl boyunca orta saha ve defansta yer aldı. Uzun süre takımımızın kaptanlığını yapan ve 334 lig maçında 7 gol atan Samet Aybaba, 2 Lig, 1 Cumhurbaşkanlığı, 1 Başbakanlık, 2 TSYD Kupası Şampiyonluğu yaşadı. 1988 Temmuz’unda jübile ile futbolu bıraktı. Samet aybaba, halen teknik direktör olarak Türk futboluna hizmet veriyor.

Rıza Çalımbay

Türk futbolunun ve Beşiktaş’ın “Atom karınca”sı, siyah-beyazlı takımımızın kaptanı, başarılarla dolu dönemimizin en önemli futbolcularından biri. Rıza Çalımbay, 1963 yılında Sivas’ta doğdu. Futbola Beşiktaş'ın altyapısında başlayan Çalımbay, futbol hayatını yine Beşiktayş forması altında noktaladı. 1980/1981 sezonunda A takım kadrosuna yükselen Çalımbay, tam 16 sezon giydiği siyah-beyazlı forma altında 494 lig maçında toplam 41 gol kaydetti. Rıza Çalımbay, 1. Lig tarihinde en çok forma giyen Beşiktaş'lı oyuncu unvanını elinde bulundurmaktadır. Orta sahanın sağında görev alan Çalımbay, gerçek anlamıyla bir görev adamıydı. Futbol yaşantısı boyunca sadece Beşiktaş forması giyen Çalımbay, yıllarca başarıyla takımımızın kaptanlık yapmıştır. 3 Türkiye Kupası, 4 Cumhurbaşkanlığı Kupası, 1 Başbakanlık Kupası ve 6 TSYD Kupası kazanan Rıza Çalımbay, 1996 Temmuz'unda jübile yaparak aktif futbola veda etti. 2005-2006 tarihleri arasında takımımızda teknik direktör olarak görev yapan Rıza Çalımbay, gerçek bir Beşiktaş efsanesidir.

Metin Tekin


Beşikaşlı taraftarın sevgilisi, “Metin-Ali-Feyyaz” üçlüsünün en önemli bileşenlerinden birisi, “Sarı Fırtına” lakabıyla takımımızın en golcü isimlerinden birisi... İnitilmaz oyuncumuz Metin Tekin, 1964 yılında İzmit’te doğdu. Futbol hayatına Kocaelispor'da başlayan Metin Tekin, kısa sürede sivrilerek, 17 yaşında, 1981 yılında Beşiktaş'a transfer oldu. Sürati ve çalımlarıyla taraftarlar ona "Sarı Fırtına" lakabını taktı. Beşiktaş'ta 320 lig maçı oynadı ve 47 gol attı. Derbilerde Galatasaray'a 8, Fenerbahçe'ye ise 13 gol atma başarısını gösterdi. Askerlik sebebiyle 1997 yılında Vanspor’da bir sezon kiralık olarak oynadıktan sonra siyah-beyazlı formayla jübilesini yaptı.

Ali Gültiken

1965 yılında İstanbul’da doğan Ali Gültiken, futbola Yücespor’da başladı. Daha sonra Beşiktaş Genç Takımı’na transfer olan Gültiken, 1984-1995 yılları arasında Beşiktaş A Takımı’nda oynadı. Başlangıçta takımda sağ bek olarak görev alan Gültiken, Gordon Milne tarafından santrfor mevkiinde görevlendirildi ve burada büyük bir başarı sergiledi. Metin-Ali-Feyyaz üçlüsünün önemli bir parçası olan ve çalışkanlığıyla ön plana çıkan Ali Gültiken, Beşiktaş'ta oynadığı 11 sezonda 92 gol attı. 1987-88’de 38 maçta 30 golle en yüksek performansını gösteren Gültiken,Avrupa gol krallığında altıncı sırayı aldı. Beşiktaş'ta 5 Türkiye Ligi Şampiyonluğunun yanı sıra, 3 Türkiye Kupası, 4 Cumhurbaşkanlığı, 1 Başbakanlık ve 5 TSYD Kupası şampiyonlukları yaşadı. 38 kez Türk Milli Futbol Takımı formasını giydi.

Feyyaz Uçar

1963’te İstanbul’da doğan Feyyaz Uçar, futbola Avcılar Klübünde başladı. Kısa sürede Beşiktaş Genç takımına şeçilen Uçar, 1982-1983 sezonunda A Takıma yükseldi. İlk 4 sezon haricinde 15 golün altına düşmeyen Uçar, 1989-1990'da da 33 maçta 29 golle 1. Lig'in gol kralı oldu. Avrupa Kupaları'nda da 6 gole imza atan Uçar, 320 lig maçında 170 golle, Beşiktaş'ın Türkiye Ligi'ndeki en büyük golcüsü oldu. Feyyaz Uçar, Beşiktaş’ta 4 Lig, 3 Kupa, 4 Cumhurbaşkanlığı Kupası, 1 Başbakanlık, 6 TSYD Kupası şampiyonluğu yaşadı. 25 kez A, 3 kez Ümit ve 2 kez Genç Milli Takım formasını giydi. Metin-Ali-Feyyaz üçlüsünün bir diğer bileşeni olan Feyyaz Uçar, 1997'de faal futbol hayatına son verdi. 100. yıl kutlamalarımızın yapıldığı 2002-03 sezonunda yardımcı antrenör olarak kulübümüze hizmet eden ve şampiyonluk sevinci yaşayan Uçar, tıpkı ali Gültiken ve Metin Tekin gibi Beşiktaş’taki kültürlü futbolcuların temsilcilerinden birisidir.

Daniel Amokachi


1972 yılında Nijerya’da doğan Daniel Amokachi, 1996 yılında Everton’dan Beşiktaş'a transfer oldu. 3 yıl boyunca Beşiktaş'ın formasını giyen Amokachi, o dönem için takımımızda en çok forma giyen yabancı oyuncu rekorunu kırdı. Nijerya seyahatlerinden geç dönmesi ve sıkça sakatlanmasından dolayı Türkiye'deki performansı beklenenin altında olsa da, güçlü fiziği, sürati ve tekniği ile Beşiktaş'ın unutulmaz futbolcuları arasına girdi.

Mehmet Özdilek

Nam-ı diğer “Şifo Mehmet”. 1966’da Samsun’da doğan Mehmet Özdilek, kariyerine Kahramanmaraşspor'da başladı. 1988 yılında Kahramanmaraşspor’da çok başarılı bir sezon geçiren ve takımını 1. Lig’e taşıyan Şifo Mehmet, sezon sonunda Beşiktaş'a transfer oldu. Oyun stili Belçika'lı Enzo Scifo'ya benzediğinden kendisine "Şifo Mehmet" lakabı takılan Mehmet Özdilek, 13 yıl aralıksız Beşiktaş formasını giydi. Beşiktaş’ta oynadığı 387 lig maçında 130 gol kaydeden Mehmet Özdilek, takımımızın uzunca bir süre kaptanlığını da yaptı. Takımımızda 4 lig, 4 kupa, 4 Cumhurbaşkanlığı, 1 Başbakanlık ve 5 TSYD Kupası Şampiyonluğu yaşayan Özdilek, milli formamızı da 31 kez giydi. Örnek kişiliği ve centilmenliğiyle taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanan Mehmet Özdilek, 4 Ağustos 2001 günü AC Milan ile BJK İnönü Stadı'nda oynanan jübile maçı ile aktif futbol hayatına son verdi.

Pascal Nouma

Senegal asıllı Fransız futbolcumuz Pascal Nouma, 1972 yılında doğdu. 2000 yılında Lens’tan Beşiktaş’a transfer olan Nouma, eni kurulmuş bir takımla sezona çok iyi bir başlangıç yaptı. Hırsı ile kendini kısa sürede taraftara beğendirdi. Ancak Beşiktaş gibi o da sezonu aynı seviyede tamamlayamadı. Sezon sonunda Türkiye'den ayrıldı. Renkli medyatik kişiliği, oynadığı futbol ve tepkisini anında sahada göstermesi, bu takıma zarar verse dahi Beşiktaş'lı taraftarların sevgilisi oldu. Bir senelik Marsilya kariyerinden sonra Türkiye'deki ortamı bulamadığı gerekçesiyle hem de taraftarlarının yoğun istekleri ve gelmesi için yaptıkları baskı sonucu tekrar Beşiktaş'a transfer oldu. 20 Nisan 2003 günü oynanan Fenerbahçe maçında gol attıktan sonraki yaptığı hareketten dolayı Türkiye Futbol Federasyonu'ndan 7 ay men cezası aldı. Beşiktaş kariyerinde 44 maçta 22 gol atan Nouma, 2006 yılı içinde vizyona giren Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu adlı Türk filminde oynadı. Pascal Nouma hala taraftarımızın en büyük sevgilisi.

DÜNDEN BUGÜNE TEKNİK DİREKTÖRLERİMİZ

1911-1925 Şeref Bey
1925-1935 Zinger (Macaristan)
1935-1944 Refik Osman Top
1944-1946 Charles Howard (İngiltere)
1947-1948 Meazza
1948-1949 Hakkı Yeten

1949-1950 Eric Keen
1950-1954 Hakkı Yeten
1954-1955 Sandro Puppo
1955-1956 Cihat Arman
1956-1957 Mesaros
1957-1958 Esref Bilgiç
1958-1959 Remondini
1959-1960 Andrea Kutik
1960-1961 Sandro Puppo
1961-1963 Şeref Görkey
1963-1964 Recep Adanır
1964-1967 Lubisa Spajiç
1967-1968 Jane Janevski
1968-1969 Milev
1969-1970 Çiriç
1970-1971 Teoderescu
1971-1972 Gündüz Kılıç
1972-1974 Abdullah Gegiç
1974-1975 Metin Türel
1975-1976 Horst Buhtz
1976-1977 Gündüz Tekin Onay
1977-1978 Milos Milutinoviç
1978-1979 Dogan Andaç
1979-1980 Serpil Hamdi Tüzün
1980-1981 Dorde Miliç
1980-1981 Metin Türel
1981-1984 Dorde Miliç
1983-1984 Ziya Taner
1984-1986 Branko Stankoviç
1986-1987 Milos Milutinoviç
1987-1993 Gordon Milne
1993-1996 Christoph Daum
1996-1997 Rasim Kara
1997-1999 John Benjamin Toshack
1998-1999 Fuat Yaman
1998-1999 Karl Heinz Feldkamp
1999-2000 Hans Peter Briegel
2000-2002 Christoph Daum
2000-2000 Nevio Scala
2002-2004 Mircea Lucescu
2004-2005 Vicente Del Bosque
2004-2005 Rıza Çalımbay
2005-2007 Jean Tigana
2007-2008 Ertuğrul Sağlam
2008- Mustafa Denizli



 

HeLLFire!

Çǿκ کε√díκ طę ∂طí
Çok teşekkürler abi.İşte Beşiktaşımızın şanlı tarihi
 

Newwave

Altın Üye
Dejavu mu bu acaba yoksa ben whisky fazla mı kaçırdım : ) ?

Neyse tekrar yazıyorum Türk futbolunun güzide kluplerinden beşiktaşın

tarihi hakkında bizi bilgilendirdiğin için teşekkür ederim erdem güzel çalışma.
 

bLueXtremE

єχтяємє &
Ne ßu kanky ikide ßi konun kapanıyo yaf :saskin teşekkür ederim ßilgiler icin ßeşiktaşlı olmasamda sempati duyarım herzaman..ßütün ßeşiktaşlıların ßilmesi gereken şeyler..sağoL kanka..
 

MozoLe Miяach

Çǿκ کε√díκ طę ∂طí
Beşiktaşımızın Tarihi Hiç Bu Kadar GüzeL AnLatıLmamıştı =) eLine SagLık Bro :goz:
 

icemen

New member
Beşiktaş Müzesi. Şanla, Şerefle dolu.

T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Beşiktaş Jimnastik Kulübü (BJK) Müzesi​

T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Beşiktaş Jimnastik Kulübü (BJK) Müzesi, bir çok medeniyete başkentlik yapmış olan dünyanın en önemli kültür merkezlerinden İstanbul’un özel semtlerinden biri olan Beşiktaş’ta, BJK İnönü Stadı’nın içinde bulunmaktadır. Dolmabahçe Sarayı’nın karşısında konumlanan müzeye, denizden ve karadan kolaylıkla ulaşılabilmektedir. 11.11.2001 tarihinde BJK Genel Kurul üyelerinin katkılarıyla spor müzesi olarak açılmış olup, 28.06.2007 tarihinde T.C Kültür Bakanlığı’ na bağlı “Türkiye’nin ilk özel spor müzesi” statüsünü kazanmıştır.

Müzenin bulunduğu BJK İnönü Stadı 19 Mayıs 1947’de açılmıştır. Eşsiz konumu ile benzersiz bir stadyum olan BJK İnönü Stadı’nda ilk maç Beşiktaş JK-İsveç AIK takımları arasında oynanmıştır. İnönü Stadı’nda karşılaşmanın ilk ve tek golünü kesintisiz 16 yıl Kulüp Başkanlığı görevini yürüten Kulübün Onursal Başkanı dönemin kıymetli futbolcusu Süleyman Seba atmıştır. Stad içinde çeşitli dönemlerde renovasyon çalışmaları yapılmış olmakla birlikte, Şeref Kapısı ve Boğaziçi’ne nazır dış cephesi orjinal olarak korunmaktadır. Bu özelliklerinden ve ulaşım kolaylıklarından dolayı Müze stadyumun içinde konumlandırılmıştır. Yalnızca Beşiktaş takımının maçlarına değil, pek çok ulusal ve uluslararası karşılaşmaya ev sahipliği yapması, hangi Kulüp taraftarı olursa olsun sporseverlerin mutlaka bir karşılaşma izledikleri özel bir stadyum olması ve milli bayramlarda kutlamaların yapıldığı kitlesel bir buluşma noktası olmasından dolayı, BJK İnönü Stadı İstanbul için birçok bakımdan bir landmark (kentsel işaret, referans, anıt) haline gelmiştir.

Müze Pazar günleri ve maç günleri dışında her gün saat 10:00-17:00 saatleri arasında açık olup ziyaretçilerden giriş ücreti alınmamaktadır. 250m2 sergi alanı bulunan müzede Kulübün kuruluş tescil belgesi, kupalar, şiltler gibi ödüller, dünden bu güne Kulüp rozetleri, tarihi fotoğraflar, efsane sporculara ait orjinal krampon ve formalar gibi Türk spor tarihi geçmişine ışık tutan 420 adet tarihi belge ve obje sergilenmektedir. Bunun dışında 370m2 depo alanında futbol dışı branşlara ait objeler tasnif edilmiş, kayıt altına alınmış ve Müzenin yenileme ve genişletme projeleri sonunda sergilenmek üzere özenle muhafaza edilmektedir. Stadın tarihe mal olmuş özelliğinden dolayı paha biçilemez manevi değeri ayrı tutulmakla birlikte, açılışında sergi alanı için 35.000 euro harcanmıştır. 2008-2009 döneminde 7.200 kişinin ziyaret ettiği müze, yerel ilk ve orta öğretim okulları ile de sıkı ilişkiler içindedir ve düzenlenen okul gezileri sayesinde her seviyeden öğrenci tarafından ziyaret edilmektedir.


































 

HeLLSPoRT

нα¢кнєℓℓ ѕρσя ѕσяυмℓυѕυ
GüzeL konu emeğine sağLık!!

Konu sabitte. . .
 

HeLLFire!

Çǿκ کε√díκ طę ∂طí
DedikLeri Daha Ne OLabiLir Ki ? :)
ELine SağLık Dai..MukemmeL Bir Konu
 

MozoLe Miяach

Çǿκ کε√díκ طę ∂طí
ßizim Müzemizde Şeref DoLu,Tarihimizde.. AsiL KartaLLarız ßiz..!!
 
Üst