İsviçre’deki faşistlerin demokrasi oyunu, bizdeki dincilerin oyununu bozdu!

MARCUSX

New member
Katılım
19 Ocak 2008
Mesajlar
2,051
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Kaf Dağının Ardı
İsviçre’deki faşistlerin demokrasi oyunu, bizdeki dincilerin oyununu bozdu!

İktidar partisi son seçimlerde oyların yüzde 47’sini alınca, bu partinin yöneticileri ve medyadaki bülbülleri şakımaya başlamıştı...

“Halk bizi seçti, biz ne dersek o olur...”

Mahkemeleri, sivil toplum örgütlerini, kendileri gibi düşünmeyen medya kuruluşlarını, üniversiteleri hep aynı şekilde susturdular:

“Çoğunluk biziz, istediğimizi yaparız...”

Biz ise itiraz ettik:

“Demokrasi, çoğunluğun diktatörlüğü değil, tam tersine azınlık haklarının garanti edildiği yönetim biçimidir...”

Hemen üzerimize sıçradılar:

“Haddini bil, oyun kadar konuş...”

Yani...

Bu arkadaşlara göre, çoğunluğun iradesi “her şey” demekti ve o ne derse o olurdu...

***


Geçtiğimiz pazar günü İsviçre’de minare yapımının yasaklanıp yasaklanmaması konusunda halk oylaması yapıldı...

Öneri, bu ülkenin aşırı sağcı partisinden gelmişti ve başlangıçta kimseden pek de ilgi görmemişti...

Talep insan haklarına ve demokrasiye öylesine aykırıydı ki; İsviçre Protestan Kiliseler Birliği bile bir bildiri yayınlayarak, bu girişimin “din özgürlüğüne saldırı” anlamına gelebileceğini söylemek zorunda kaldı...

Buna rağmen referanduma gidildi ve “minare istemezük” çüler, oyların yüzde 57’sini

aldı...

Böylece; Avrupa’nın ve dünyanın “en demokrat” ülkesi, tıpkı 1930’larda Almanya’da olduğu gibi, “demokrasi yoluyla” faşizme yeşil ışık yakmış oldu!

***


İsviçre’deki bu referandum; uğruna hayatımızı bile feda etmeye hazır olduğumuz “demokrasi”yi bir kez daha tartışılır hale getirdi...

En çok da bizdeki “iktidar yalakası kalemler”in psikolojisini bozdu!

Şimdi biri çıkıp da onlara, “Canım; siz hep ‘milli irade’den söz etmiyor muydunuz? Ne yapalım, İsviçreliler de böyle istemiş... Varsın orada da minare yapımı yasak olsun” derse, ne yanıt verecekler?

“Tamam; biz halkın iradesine saygılıyız... Ne yapalım, İsviçre’deki Müslümanlar ibadet etmesin” deseler, başlarına milyonlarca taş yağacak...

Yok; “İsviçre’deki uygulama din ve ibadet özgürlüğünü engelleme amacına yöneliktir ve faşist bir yaklaşımın ürünüdür” deseler, bu sefer yılmaz savunucusu (!) oldukları “demokrasi ve halkın iradesi” güme gidecek...

Yani; “aşağı tükürseler sakal, yukarı tükürseler bıyık” durumu!

***


Oysa; gerçek demokrat olsalardı, demokrasinin kurallarının son derece net olduğunu bilirlerdi:

Kimse; dil, din, ırk ve cinsiyet üzerinden siyaset yaparak, çoğunluğun görüşünü “azınlıklara” dayatamaz...

Bu konular; “halk oylaması” na sunulamaz, çoğunluğun kararıyla “yasak” getirilemez...

Ama siz, düne kadar “Halk böyle istiyor” diyerek, “demokrasiyi, şeriat devleti kurma” hayallerinize alet ettiyseniz, bugün İsviçre’de yapılan “oylama”ya ve onun sonuçlarına karşı çıkma hakkını da kaybetmiş olursunuz!

***


Kısacası; İsviçre’deki “dinci faşistler”in “demokrasi oyunu”, Türkiye’deki “dinci faşistler”in “demokrasi oyunu”nu fena halde baltaladı...

Bakalım bizim zavallılar şimdi ne yapacak?

*****


GÜNÜN SORUSU

İsviçre’deki garip referandumun sonucu, dünyadaki “demokrasi” uygulamaları için yeni arayışları gündeme getirecek mi?

*****


Bayram bitti... Gözler Arınç’ta!

En Büyük Devlet Büyüğü Yardımcısı”, parti merkezindeki bayramlaşma sırasında gazetecilere öyle bir “laf” söyledi ki; bana göre, en az yıllar önce söylediği “Şeyini şey ettiğimin şeyi” kadar vecizdi...

Kendisine, “Danıştay’ın aldığı katsayı kararına ilişkin değerlendirmesini” soran gazeteciye dönerek, “Bayramdan sonra ne Danıştay kalacak, ne de Bülent Arınç” dedi. Aynı gazetecinin, “Sert olacak o zaman” sözleri üzerine de, “Sert, yumuşak Bülent Arınç bir şey söyleyecek” karşılığını verdi.

Bu “tarihi” açıklama (!), “bayram rehaveti”ne kurban gitti ve üzerinde yeterince durulmadı...

Oysa demokrasimizde “Danıştay” yargıyı, Bülent Arınç da “yürütme”yi temsil eden figürler...

Bunların ikisini birden ortadan kaldırma fikri; olsa olsa “kuvvetler ayrılığı ilkesi”ne yönelik bir tepkiden kaynaklanıyor olabilir...

Bayram bitti; artık “zaman”ı...

“En Büyük Devlet Büyüğü Yardımcısı” şu “hain” planını bir an önce açıklasa da öğrensek!

MUSTAFA MUTLU
 
Demokrasiyi kendine yontarsan böyle vahim sonuçlar doğurabilir...
 
Geri
Üst