İPEK BÖCEĞİ YETİŞTİRİCİLİĞİ

(Karlılık ile ilgili bilgiler sayfanın en alt kısmındadır)
A. ZOOLOJİK SİSTEMDEKİ YERİ
Şube............ : Arthropoda
Sınıf ............ : Insecta veya Hexapoda
Takım ......... : Lepidoptera
Alt takım ..... : Macro lepidoptera-Heterocera
Üst familya .. : Bombycoidea
Familya ....... : Bombycidae
Cins ............ : Bombyx
Tür .............. : Bombyx mori
İpekböceklerinde dişiler heterogametik (XY), erkekler ise homogametiktir (XX). Haploid kromozom sayısı 28’dir.
B. HAYAT DÖNEMLERİ
Bütün tipik lepidoptera böceklerinde olduğu gibi, ipekböceği de dört farklı hayat dönemi geçirmektedir. Hayat dönemleri ile ilgili bilgiler Tablo B-1’de verilmiştir.
Tablo B-1. Uni- ve Multivoltin ırklarda hayat dönemleri (gün).
Irklar
Tropik bölgelerde yaşayan multivoltin ırklar en kısa hayat devrelerine sahiptir. Univoltin ırklar, sadece ilkbaharda bir generasyon oluştururlar ve verdikleri yumurtalar diğer ilkbahara kadar bekler. Bivoltin ırklarda ise yumurtalar ikinci generasyon için beklemeye girmeden 11-12 günlük kuluçka devresi geçirerek yumurtadan çıkarlar. İkinci generasyonun verdiği yumurtalar ise bekleme dönemine girerek kışı geçirir ve ilkbaharda tekrar canlanırlar. Yetiştirildiği bölgelerin (Hindistan, Tayland, vb) sıcak olması nedeniyle multivoltin ırklardan bir yılda 7-8 generasyon elde edilebilir. B.2. Larva dönemi
Yumurtadan çıkan larvalar, iklim ve hava şartlarına bağlı olarak süresi değişen, larva döneminde 4 defa deri değiştirir. Bu nedenle larva dönemini 5 hayat dönemine ayırabiliriz. Her hayat dönemi (yaş) yem yeme safhası ve deri değiştirme (uyku) safhası olarak ikiye ayrılır. Ülkemizde yetiştirilen uni- ve bivoltin ırklarda larva devresinin safhaları ve süreleri Tablo B-2’de verilmiştir.
Tablo B-2. Larva devresinin safhaları ile bu safhalarda gerekli ısı ve nem düzeyleri
Safha Süre
Isı ve nem şartları
1.yaş
Yem yeme
Deri değiştirme
2.yaş
Yem yeme
Deri değiştirme
3.yaş
Yem yeme
Deri değiştirme
4.yaş
Yem yeme
Deri değiştirme
5.yaş
Yem yeme
Larvalar yem yeme safhasında çok iştahlıdırlar ve sürekli taze dut yaprağı yerler. Baş vücuda oranla küçüktür, derinin parlaklığı ve gerginliği artar. Deri değiştirme (uyku) safhası başlangıcında yemeyi keserler ve durgunlaşırlar. Dinlenmek için yer ararlar. İpeğimsi bir madde salgılayarak yapraklar üzerine tutunurlar, başlarını yukarı kaldırarak hareketsiz bir şekilde dururlar. Deri değiştiren larvaların vücudu büyümüştür. Baş vücuda oranla büyüktür. Yem yeme safhasında parlak ve gergin olan deri, deri değiştirme sonrası gevşer, buruşur ve solgunlaşır.
Tablo B-2’de verilen yem yeme ve uyku safhalarını geçerek 5. yaş yem yeme safhasına ulaşan böcek hemen hemen yumurtadan çıkış ağırlığının 10000 katına ulaşmıştır. Bu gelişme 20-25 günlük süre içerisinde oluşmuştur. Böcek erginleştiğinde genellikle 7.-9. günlerde yem yemeyi keser, tedirginleşir, başını yukarı kaldırarak sallamaya ve oldukça nemli bir sıvı salgılamaya başlar. Göğüs ve karın segmentlerinin yarı şeffaf olması nedeniyle vücudunun hemen hemen % 40’ını kaplayacak şekilde genişlemiş olan ipek bezleri deri altında fark edilebilir. Sindirim kanalının boşaldığı ve larvanın kehribar rengini aldığı bu aşamada ipekböcekleri koza örmeye hazırdır ve askıya alınmaları için toplanmaları gerekir.
B.2.1. Larva dönemi çevre şartları
B.2.1.1. Sıcaklık
Soğukkanlı canlılar olan ipekböcekleri çevre ısısından önemli ölçüde etkilenmektedirler. Çevre sıcaklığı 15-40 °C arasında olduğunda canlılıklarını devam ettirebilirlerse de sınırlara yaklaştıkça canlılıkta azalma ve gelişmede duraklama görülür. Yaş dönemlerine göre ihtiyaç duydukları ısı dereceleri Tablo B-2’de verilmiştir. Çevre ısısının 30 °C’nin üzerine çıkması halinde, ipekböceklerinin çeşitli fonksiyonları ve dolayısıyla larva gelişmesi hızlanır, larva dönemi kısalır ve sağlığı doğrudan etkilenir. Sıcaklığın 20 °C’nin altına düşmesi durumunda ise fonksiyonlar ve büyüme yavaşlar, larva dönemi uzar, böcekler zayıflar ve hastalıklara direnci azalır. Yüksek çevre ısısına genç larvalar daha iyi dayanır ve sağlıklı gelişimlerini sürdürebilirler. Bütün larva dönemlerinde mümkün olduğu kadar sıcaklığın sabit tutulması ve ani ısı değişikliklerinden sakınılması gerekir.
Isıtıcıların ucuz olması, zararlı gaz çıkarmaması, kolay kullanılabilir ve ayarlanabilir olması tercih edilmelidir. B.2.1.2. Nem
Çevre ısısı ile birlikte nemin etkisi ipekböceklerini önemli oranda etkilemektedir. Genç larvaların yüksek neme daha dayanıklı olmaları nedeniyle genç yaşlarda yüksek sıcaklık ve nem, gelişmiş yaşlarda ise daha düşük sıcaklık ve nem şartları uygun olmaktadır (Tablo B-1).
Nemin doğrudan etkisi fizyolojik fonksiyonlar üzerinde kendini gösterir. Dolaylı etkisi ise yemlemede kullanılan dut yapraklarının kurumasına neden olarak ipekböcekleri tarafından tüketilmesini ve dolayısıyla böceklerin gelişimini engeller. Ayrıca yüksek nemli ortamda zararlı mikroorganizmaların üremesi ve dolayısıyla zararlı gaz çıkışı hızlanır.
Yetiştirme yerinde nemin ayarlanmasında; parafin kağıtları, yağlı kağıtlar, ıslatılmış kauçuk-köpük şeritler, ıslatılmış kağıtlar, ocak üzerinde tutulan geniş ağızlı su kapları, ıslatılmış kum dolu kaplar veya ıslak çarşaf benzeri örtüler kullanılabilir. B.2.1.3. Hava
İpekböcekleri, fizyolojik fonksiyonları için temiz havaya ihtiyaç duyarlar. Ortamda karbondioksit yoğunluğunun artması, besleme yataklarından ve ısıtıcılardan çıkan zararlı gazların varlığı, hareketliliğin ve iştahın azalmasına neden olur. Ayrıca yetiştirme odalarında fazla işçi bulundurulması da karbondioksit yoğunluğunu arttırmaktadır. Yeterli hava sirkülasyonunu sağlayacak havalandırma düzeninin kurulması gereklidir. Havalandırma aynı zamanda ısı ve nemin ayarlanmasında da önemli role sahiptir. B.2.1.4. Işık
İpekböcekleri ışığa çok hassasiyet gösterirler, kuvvetli ışık ve karanlıktan hoşlanmazlar, loş veya alaca karanlığı tercih ederler. Günlük 16 saatlik aydınlatma gereklidir. Karanlık ortam larva dönemini kısaltır, kuvvetli ışık ise ağır koza verme eğilimini ortaya çıkarır, her iki durumda da beslenme, gelişme ve uyku düzensizlikleri görülür. B.2.1.5. Yaprak kalitesi
(Bkz. K. Yemleme) B.3. Koza örme devresi
Askıya alınan ipekböcekleri koza örmeye başlarlar ve multivoltin ırklarda 2-3 gün, uni- ve bivoltin ırklarda 3-4 gün içerisinde koza örme işlemi biter. Koza örümünün 4. veya 5. gününde krizalit haline dönüşen ipekböceği, 8-14 gün süren krizalit devresinde metamorfoza uğrayarak kelebek haline dönüşür. Alkali yapısındaki salya yardımıyla kozayı delerek dışarı çıkar. B.3.1. Koza örme döneminde gerekli çevre şartları
Kaliteli koza üretimi için askı döneminin ilk 50 saatinde 26 °C’yi geçmeyen 22-23 °C’lik ısı ve % 60-70 nisbi nem gereklidir. Larvaların vücut sıvılarının devamlı buharlaşması (vücut ağırlığının % 40’ı kadar) ve koza örmeden önce sulu bir dışkı çıkarmaları (100 böcekten 40 ml idrar) yetiştirme yerinin nemini arttırır. Bu nedenle askıların altına nem emici maddeler veya sergiler konulmalı ve havalandırmaya önem verilmelidir. Ani ısı ve nem değişiklikleri ipek ipliğinin incelmesi veya kalınlaşmasına neden olarak çekim kabiliyetini azaltır.
Koza hasadının zamanı önemlidir. Henüz olgunlaşmadan hasadın yapılması lekeli ve düşük kaliteli kozalara, geciktirilmesi ise parazit vb etkenlerden zarar görmesine neden olur. En uygun koza hasadı ilkbahar ve geç sonbahar dönemlerinde koza örümünün 7.-8. günleri, yaz ve erken sonbaharda ise 6.-7. günleridir.
İpekböcekleri koza örmek için vücut uzunluğunun karesi kadar alana ihtiyaç duyarlar. Askılarda sık olarak ipekböceği bulunması ortamdaki nemi arttırır, koza kalitesini olumsuz etkiler, lekeli ve çifte koza oranını arttırır. İpekböcekleri askılara zamanında alınmalı, askılar meyilli yerleştirilmeli ve standart askılar kullanılmalıdır. Askı odasında çok parlak veya gölgeler oluşturan ışık kullanılmamalıdır. Gölgeli kısımlarda birikme sonucu çifte koza, kirli ve lekeli koza oranı artar. B.3.2. Kaliteli kozada aranan nitelikler
- Kozalar, pupa rengi koyu kahverengi ve vücudunun sert bir kitinle kaplanıp yavaş yavaş küçüldüğü zaman toplanmalıdır.
- Çifte koza, delikli, içi veya dışı lekeli, paslı, sağır (ölü), benekli (küflü), şekilsiz, çok küçük, basık, çok kaba, buruşuk, kireçli (mantarlı), gevşek dokulu ve fumige edilmiş olmamalıdır.
- Renginin parlak olması kozanın usulüne uygun boğulduğunu, depoda uzun süre bekletilmediğini gösterir. Aksi halde renk donuklaşır.
- Kozalar birörnek büyüklük ve yapıda olmalıdır. Genellikle bir litrede uni- ve bivoltin ırklarda 110-150 koza bulunmalıdır. Küre veya oval şekilde olmalı, sivri veya fazla boğumlu olmamalıdır.
- Kozalar iki parmak arasında sıkıldığında hemen ezilmemeli, sertliği, sıkılığı ve hafifçe esnekliği hissedilmelidir.
- Koza yüzeyindeki örgüler kaba olmamalı ve ince bir örgüye sahip olmalıdır.
- Kozalar ağır olmalıdır. Bir polihibrit yaş koza ortalama 1.5 gramdır. Koza gömleği saf ırklarda 300-400 mg, hibritlerde 350-550 mg’dır. Gömlek oranı ise % 19-25 arasındadır. İpek uzunluğu 1000-1400 m arasında değişir. B.3.3. Kozaların boğulması, depolanması
Yaş kozalar, içlerinde canlı ipekböceği bulunması nedeniyle uzun süre muhafaza edilemezler. Kelebek haline dönüşen ipekböceğinin kozayı delmesini engellemek gerekir. Bu nedenle canlı pupaların 7.-8. günlerde öldürülmeleri (boğulmaları) şarttır. Bu amaçla yaygın olarak buhar, kuru sıcak hava, güneşte kurutma, fırınlama vb yöntemler kullanılmaktadır. Ayrıca radyo dalgaları, -10 ile -12 °C’lik soğuk hava ve bazı gazlar da denenmektedir. Ülkemizde uygulanan buharla boğma işlemi, kozaların 70-75 °C’lik ısıda 10-15 dakika tutulması esasına dayanır.
Depoların önceden dezenfekte edilmesi ve depoda dezenfektan izinin kalmaması gerekir. Depolanacak kozalar iyice kurutulmalıdır. Zaman zaman bozuk, lekeli, küflü vb kozalar ayıklanmalı, sağlam kozalar sık sık çevrilmeli, nisbi nemin % 70’i aşmamasına dikkat edilmeli, depo iyi havalandırılmalı, kozaya zarar veren kuş, kertenkele ve dermestes (sinek) türlerinden korunmalıdır. B.4. Ergin (Kelebek) dönem
Kelebek devresi ırka ve mevsime bağlı olarak 3-10 gün arasında sürer. Kelebekler kozadan çıktıktan sonra çiftleşmeye, çiftleştikten sonra da yumurtlamaya hazırdırlar. Yem yemezler ve uçamazlar. Dişiler erkeklerden daha büyüktür ve daha yavaş hareket ederler. Multivoltin kelebekler ortalama 400, uni- ve bivoltinler ise 500-600 yumurta yumurtlayabilirler. C. BAZI ÖNEMLİ ÖZELLİKLERİ
Bugüne kadar ipekböceğinin 260 dan fazla karakteri üzerinde durulmuştur. Özellikle suni mutasyonlar ve hibrit elde etmek için yapılan melezlemeler, üzerinde araştırmaların yoğunlaştığı önemli konulardır. Crossing-over yüzdelerinden yararlanılarak kromozom haritaları hazırlanmış ve 19 kromozom üzerinde 81 lokus belirlenmiştir. Diğer 9 kromozom üzerinde ise yeterli çalışma yapılmamıştır.
Koza ağırlığı, koza gömleği ağırlığı, krizalit ağırlığı, ipek uzunluğu, ipek kalınlığı gibi ekonomik özellikler ile larva ağırlığı arasında önemli korelasyonlar vardır. Erken olgunluk, normal olgunluk ve geç olgunluğu determine eden büyüme genleri cinsiyet kromozomları üzerinde yer almaktadırlar. Üç deri değiştirme, dört ve beş deri değiştirmeye dominanttır. Voltinizm genlerini ise şöyle sıralayabiliriz; univoltinizm > bivoltinizm > multivoltinizm.
Ticari hibrit elde etme çalışmalarının sonucunda Japonya’da 1914 yılında ilk ticari hibrit üretimi gerçekleştirilmiştir. Kısa sürede hibritler saf ırkların yerini almış, hibrit üretimi zamanla diğer ülkelere de yayılmıştır. D. YETİŞTİRME ŞARTLARI
D.1. Dut yaprağı
İpekböceği yetiştiriciliği öncelikle dut yaprağının teminine bağlıdır. İyi kaliteli ve bol dut yaprağının elde edilebileceği her mevsimde ipekböceği yetiştiriciliği yapılabilir. Dut yaprağının varlığına ve miktarına bağlı olarak ipekböceği yetiştiriciliğinin yapılıp yapılmayacağı ve kapasitesi belirlenir. Yaprak verimi ve ihtiyacının çok dikkatli hesaplanması ve planlamanın buna göre yapılması çok önemlidir.
En uygun şartlarda yılda, hektar başına 20-25 ton yaprak elde edilebilir. Bir kutu (20000 yumurta) ipekböceği tohumu için ülkemiz şartlarında 750-800 kg dut yaprağına ihtiyaç vardır. Diğer bir deyişle 40 dut ağacı gereklidir. D.2. İşçi
Ülkemizde ipekböceği yetiştiriciliği için işgücü genellikle kadın ve çocuklardan sağlanmaktadır ve boş zamanları değerlendirme açısından önem taşımaktadır. Bir kutu tohumdan koza elde edilinceye kadar 18.4 yevmiye erkek işgücüne ihtiyaç duyulmaktadır. D.3. Yetiştirme yeri
Yetiştirme yerleri ayrı olarak inşa edilebileceği gibi yetiştiricinin kendi evinin bir odası şeklinde de olabilmektedir. Ancak önemli olan gerekli sıcaklık, nem, havalandırma ve ışıklandırmayı sağlayabilecek yerlerin hazırlanmasıdır. Ülkemiz şartlarında binaların kuzey-güney yönünde inşa edilmesi uygundur. D.4. Ekipmanlar
a. Kerevetler: Genellikle ağaçtan yapılır ve portatiftir. Kerevetlikler 2.5 m yükseklikte, 1.5 m uzunlukta ve 1 m genişliktedir. Bunlara 20 cm aralıklarla 10 kerevet yerleştirilebilir. Karınca vb zararlıların larvalara zarar vermesini engellemek amacıyla kerevetlik ayakları küçük su havuzcuklarının içine oturtulmalıdır.
b. Besleme tablaları (yatakları): İpekböcekleri kerevetler üzerine yerleştirilen besleme yatakları içinde yetiştirilir. Taşınması kolay ve hafif olması gerektiği için ince tahta, kontrplak vb malzemeden 70-90 cm eninde 90-120 cm uzunluğunda ve 7.5-15 cm derinliğinde yapılırlar. 120-140 cm çapında yuvarlak besleme tablaları da kullanılmaktadır.
c. Parafin kağıdı veya yağlı kağıt: Kıyılmış dut yapraklarının kurumasını önlemek ve yetiştirme yataklarındaki nem seviyesini korumak amacıyla, İpekböceklerinin ilk yaşlarında kullanılırlar.
d. Köpük-kauçuk şeritler: İlk iki yaş döneminde gerekli nemi sağlamak amacıyla 2.5 cm genişlik ve kalınlıktaki şeritler suya batırılarak yetiştirme yatakları etrafına asılır. Bunun yerine daha ucuz temin edilebilen gazete kağıdı şeritleri de kullanılabilir.
e. Tüyler: Kuluçkadan yeni çıkmış larvaların yetiştirme yataklarına alınmasında kullanılan kuş tüyleridir.
f. Yaprak kıyma tahtası ve bıçakları: Dut yapraklarının değişik ölçülerde kıyılması için 90 X 90 X 5 cm boyutlarında tahtalar ve 30-50 cm uzunluğunda geniş ağızlı bıçaklar kullanılır. Bu iş için otomatik yaprak kıyan makinalar da kullanılabilir.
g. Yaprak muhafaza sandıkları: Toplanan dut yapraklarının tazeliğini devam ettirmesi için 150 cm uzunlukta, 90 cm genişlikte ve 80 cm derinlikte sandıklar kullanılır. Sandıkların çevresi 7.5 cm genişlikte ızgara ve çuval vb örtülerle kaplanır. Zaman zaman su püskürtülerek yaprakların kuruması önlenir.
h. Ağlar: Besleme yataklarının temizliğini sağlamak amacıyla her tabla için en az iki olmak üzere pamuk ipliği veya naylondan değişik göz genişliğinde ağlar kullanılır. Ağların göz genişliği 1. ve 2. yaşlar için 2 mm, 3. yaş için 10 mm, 4. ve 5. yaşlar için 20 mm olmalıdır.
i. Askılar: Koza örme döneminde İpekböceklerine destek olması için kullanılırlar. Döner çerçeveli, plastik veya saptan, prizmatik ve çok ayaklı askılar kullanılabileceği gibi kısa boylu bitkilerden de yararlanılabilir.
j. Higrometre ve termometreler: Yetiştirme yerinin nem ve ısısının ölçülmesinde kullanılırlar. Termometrelerin civalı olmaması uygundur.
k. Sehpalar: Yemleme ve temizlik işlerinde tablaların yere konulmadan hazırlanmasını çabuklaştıran ve kolaylaştıran 90 cm yüksekliğinde tahtadan yapılmış, taşınabilir sehpalardır.
l. Diğerleri: Yaprakları taşımada kullanılan sepet, küfe, leğen ve kovalar, dezenfeksiyon ve ıslatma işlemleri için pülverizatör, ısıtma işlemi için soba vb ısıtıcılar, havalandırma cihazları vb aletlerdir.
E. YETİŞTİRME HAZIRLIKLARI
İpekböcekleri gerek dış etkenlere ve gerekse hastalıklara karşı dayanıksızdırlar. Bu nedenle ipekböceği yetiştirmeye başlamadan önce yetiştirme yeri ve ekipmanların kir, toz, çatlak, bozuk, eksik ve yetersizliklerinin giderilmesi ile dezenfeksiyonlarının yapılması hayati önem taşımaktadır.
Yetiştirme yerinin kapı, pencere, taban ve tavanı izole edilmiş, duvarları iyi bir sıva ve badana yapılmış ise ısı ve nem kaybı minimum düzeyde olacak ve dolayısıyla ekonomik bir yetiştiricilik yapılacaktır. Odada kullanılacak boyaların, sıcaklık, nem ve dezenfeksiyon etkisiyle gaz çıkaracak, yumuşayıp yapışacak veya dökülecek nitelikte olmamasına dikkat edilmelidir.
Dezenfeksiyon için % 2’lik formaldehit solüsyonu 80 ml/m} hesabıyla pülverize edilerek uygulanır. Bir gün kapalı tutulup bir gün de havalandırılan yetiştirme yeri ve ekipmanlar kullanıma hazırdır.
İpekböceği yetiştirilmesinde en önemli basamak yumurtaların üretilmesidir. Verimi yüksek, hastalıksız ve iyi kaliteli yumurta üretimi uzmanlık isteyen, iyi yetişmiş personel, maddi güç ve teçhizat gerektiren bir işlemdir. Bu nedenle yumurta üretimi organizasyonunu Türkiye’de halen Bursa Koza Tarım Satış Kooperatifleri Birliği, Görükle Polihibrid İpekböceği Tohum Üretim ve Pazarlama Kooperatifi ile Bursa İpekböcekçiliği Araştırma Enstitüsü gerçekleştirmektedir.
İpekböceği tohumlarının, kışlaklardan çıkarılmasıyla yetiştiricilere dağıtılıncaya kadar geçen süre içinde;
1. Güneş ışığının tohum kutuları üzerine doğrudan gelmemesi, koyu renkli kutularda muhafaza edilmesi,
2. Tohumların yüksek ısı veren motor, kalorifer vb yerlere konulmaması,
3. Tohumların bulundurulduğu yer ve taşıyıcıların temiz olması,
4. Taşıma araçlarının havalandırılabilir olması, kutuların kapalı ve havasız yerlerde bulundurulmaması,
5. Özellikle zirai mücadele ilaçları gibi zehirli, petrol ve ürünleri gibi zararlı maddelerle bir arada bulundurulmaması,
6. Sigara dumanıyla temasının önlenmesi gerekir. F. KULUÇKA
Yumurtalardan birörnek çıkış elde edilebilmesi için gerekli çevre şartlarının sağlanması gereklidir. Kuluçka odaları veya dolapları temiz, dezenfeksiyona uygun, gerekli ısıtma, aydınlatma, havalandırma ve nemlendirme düzeneklerine sahip olmalıdır.
Kışlamayan ve asit muamelesinden sonra hemen kuluçkaya konulacak yumurtalar için 24-26 °C’lik ısı ve % 75-80 nem gereklidir. Kuluçka dönemi boyunca ısı ve nem sabit tutulmalıdır.
Kışlayan ve soğuk muhafazada tutulan yumurtalar hemen 24-25 °C’lik ısıya maruz bırakılmazlar. İlk 3 gün 15 °C ısı ve % 75 nem, 2 gün 18 °C ısı ve % 75 nem, 4 gün 24 °C ısı ve % 80 nem, daha sonra 25-26 °C ısı ve % 85 nem uygulanır. Kuluçka süresi 11-14 gün arasındadır.
Kuluçkanın sonlarına doğru yumurtalar koyu renkli kutularda tutulurlar ve renk maddelerinin oluşumundan itibaren de 16 saat ışık uygulanmaya başlanır. Uygun olan mevsimlerde gündüz aydınlık, gece karanlık tutulması birörnek gelişme ve çıkış için gereklidir.
Herhangi bir nedenle kuluçkaya konulup uyandırılan yumurtaların gelişiminin durdurulması ve çıkışın ertelenmesi gerekebilir. Bu durumda kuluçkanın 2. veya 3. günü yumurtalar 5 °C’de bir hafta bekletilebilir. Bu soğukta bekletme işlemlerinde nem % 75’in altına düşürülmemelidir.
Yumurtaların içinde gelişen larvaların temiz, sıcak, nemli, havalandırılabilir ve fazla gün ışığı almayan bir ortama ihtiyacı vardır. Bunları sağlamak amacıyla, yumurtaların gübre içine gömülmesi, yatak içine, mangal veya soba altında, koyun veya koltuk altında tutulması ile direk güneş ışığına maruz bırakılması gibi hatalı uygulamaların zararlı olduğunun bilinmesi gerekir. G. ÇIKIŞ
Larvaların yumurtalardan çıkışı genellikle sabah saat 8 civarında yoğunlaşmaktadır. İki saat içerisinde yem yeme iştahı kazandıkları için, besleme yataklarına saat 10 civarında alınmaları uygundur.
Birörnek çıkışı sağlamak amacıyla yumurtalar bir gün önceden siyah kutular içinde tutulurlar. Böylelikle erken gelişenlerin çıkışı engellenmiş, geç gelişenlerin de gelişmesi sağlanmış olur. Çıkış günü yumurtalar ışığa maruz bırakılır ve oluşan ışık uyarımıyla birörnek larva çıkışı gerçekleştirilir. Bir gün içerisinde % 90 oranında çıkışın tamamlanması gerekir. Çıkış % 50-60 oranında gerçekleşmişse, larvaların besleme yataklarına alınması ertelenebilir. Bu amaçla çıkan larvalar yumuşak bir kağıt içine konularak 7-10 °C ısıda 3 gün kadar bekletilebilir. Nem ise % 75’in altına düşürülmemelidir. Bütün yumurtalardan çıkış tamamlandığında eski ve yeni çıkanlar karıştırılarak besleme tablalarına alınır.
Tohum kutularında bulunan yumurtalardan çıkan larvaların besleme tablalarına alınmasında dikkatli olmak gerekir. Bu amaçla kutuların üzeri ince gözenekli kanaviçe, seyrek tülbent veya ince delikler açılmış kağıtlarla kaplanır. Bez veya kağıtların üzerine 0.5 cm} büyüklükte dut yaprakları serpiştirilir. Larvaların tamamı dut yapraklarını yemek üzere yukarı çıktıklarında bez veya kağıtlar dikkatlice tutularak besleme yataklarına taşınır. Larvaların zedelenmesi nedeniyle tüy kullanılması tavsiye edilmez. Besleme yataklarına alınan larvalara 2 saat sonra ilk yemleme yapılır. H. YEMLEME
İpekböceklerinde sağlıklı, normal ve birörnek gelişme sağlayabilmek için iyi kaliteli ve yeterli miktarda dut yaprağı kullanılmalıdır. Yaprak miktarının yeterli olmaması veya kalitesiz yaprak kullanılması, gelişme düzensizliklerine sebep olur. Bunun sonucunda birörnek gelişme sağlanamaz ve aynı anda uyuyan ve yem yiyen ipekböcekleri birlikte bulunurlar. Özellikle ilk üç yaş döneminde yetersiz yemlemenin etkisi daha belirgindir. Yemlemede gereğinden fazla yaprak kullanılması da ekonomik değildir ve hem işgücü hem de yaprak israfına neden olur.
Larvalar ilk üç yaş döneminde yaprağın üzerinden ortasını, son iki yaş döneminde ise kenarlarını yerler. Her yaş dönemi 7 farklı safhada incelenebilir. "İlk besleme safhası"nda larvalar iştahlıdır. Bundan sonraki "iştahın azaldığı" ve "az yeme safhaları"nda iştah azdır ve tüketim azalır. İştahın tekrar arttığı "aktif safha"‘da yaprak ihtiyacı çok artar ve "son besleme safhası"nda bu artış devam eder. "Uyku öncesi safha"‘da ise iştah giderek azalır ve "uyku safhası"ndan önce kesilir. Bu safhalar dikkate alınarak yemlemenin düzenlenmesi en uygun olanıdır.
Larvalar 25-30 günlük yemleme döneminde 30 gram kadar yaprak tüketirler. İlk üç yaşta % 2, dördüncü yaşta % 10 ve beşinci yaşta % 88’lik yem tüketimi gerçekleşir. Her kutuda 20000 yumurta vardır ve bunların 18000’inden larva alınabilir. Besleme döneminde ölenler ve küne ile atılanlar çıkarıldığında 16000 larva gelişebilir. Sonuç olarak 30 gram hesabıyla 480 kg dut yaprağına ihtiyaç vardır. Kuruyup solan ve atılan yapraklar da ilave edildiğinde 600 kg yaprak, bir kutu ipekböceğini beslemek için yeterli olmaktadır (Tablo M-1).
İpekböceğinin gelişmesi yaprak miktarı kadar yaprak kalitesinden de etkilenmektedir. Böceklerin ihtiyaç duyduğu yaprakların elde edilebilmesi için gerekli şartlar şöyle sıralanabilir;
- Toprak; nem tutma kapasitesi yüksek, özlü ve kuvvetli olmalı, ne fazla balçıklı ne de fazla kumlu olmalı,
- Bitkilerin ihtiyacını karşılayacak dengeli ve optimum düzeyde gübre uygulanmalı, aşırı azotlu gübre kullanılmamalı,
- Yıllık yağışın yeterli olmadığı durumlarda sulanabilmeli,
- Yapraklar ihtiyaç duyulduğu kadar ve kartlaşmadan, günün serin saatlerinde, sabah erken, çiğ kalktıktan sonra veya akşam geç vakit toplanmalı,
-Toplanan yapraklar, serin, temiz ve mümkün olduğu kadar nemli bir ortamda muhafaza edilmelidir. Fazla yapraklar sandıklar içerisinde tutulabilir.
Genç ipekböcekleri ince, yumuşak, su, protein ve şeker içeriği yüksek, nişasta ve selüloz içeriği düşük, küçük ve filiz halindeki yaprakları, gelişmiş ipekböcekleri de protein oranı yüksek olan, su oranı fazla olmayan yumuşak ve gelişmiş yaprakları iyi değerlendirirler.
I. TEMİZLİK
Solan ve kuruyan yapraklar, dışkılar, deri döküntüleri, ölü ve sağlıksız larvalar vb maddelerle kirlenmiş olan besleme yataklarının zaman zaman temizlenmesi gerekir. Aksi halde, yataklarda nem oranı yükselmekte, mikroorganizmaların çoğalması kolaylaşmakta, fermentasyon sonucu oluşan ısı ve gazlar ipekböceği gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir.
İlk yaş dönemlerinde çok küçük olan larvalara zarar vermemek için sık temizlik yapılmamalıdır. Yatakların temizlenmesi 1. yaşta bir kere, 2. yaşta iki kere (birinci uykudan sonra, ikinci uykudan önce) ve 3. yaşta 3 kere (ikinci uyku sonrası, yaş ortası, üçüncü uyku öncesi) yapılır. Son iki yaşta (4. ve 5. yaş) yetiştirme şekli önem taşımaktadır. Yaprakların tek tek veya kısa dal parçaları şeklinde verildiği çok katlı sistemde her sabah temizlik yapılmalıdır. Besleme tablası olmayan 2-3 katlı sabit sistemde; 4. yaşta iki, 5. yaşta üç kere temizlik yapılabilir. Yapraklı dalların kullanıldığı 1-2 katlı sabit sistemde ise üç kere (üçüncü uykudan 2 gün sonra, 5. yaşta, askıdan önce) temizlik yeterlidir.
Temizlenecek besleme yatağı üzerine temizlik ağları serilir, ağ üzerinde bir veya iki kere yemleme yapılarak bütün sağlıklı larvaların gözeneklerden geçerek ağın üzerine çıkması sağlanır. Daha sonra ağ temiz besleme yatağına aktarılır. Kirli besleme yatağı temizlenerek yeni larvalar için hazırlanır. J. SIKLIK
İpekböcekleri geliştikçe büyüklükleri artmakta ve dolayısıyla yataklardaki böcek sıklığı da artmaktadır. Aşırı sıklık olması durumunda, hareketin kısıtlanması, yem yemede ve gelişmede düzensizlikler, birbiri üzerine yığılmalar, fermentasyon sonucu gaz birikimi ve ısının yükselmesi, dolayısıyla sağlıksız bir ortam şekillenir. Aşırı seyreklik ise yaprak zayiatı, ekipmanın gereksiz yer kaplaması ve işgücü israfına neden olur.
İpekböcekleri özellikle genç yaşlarda çok hızlı geliştiklerinden sık sık ve genellikle yatak temizliği sırasında seyreltilmelidir. Bu amaçla özel çubuklar kullanılır. Ülkemizde yetiştirilen üni- ve bivoltin ırkların ihtiyaç duyduğu alan Tablo M-1’de gösterilmiştir.
Tablo M-1. Üni- ve bivoltin ırklarda bir kutu ipekböceği için gerekli alan ve yaprak miktarı.
Yaş
Yetiştirme yerinin ısısı ve nemi fazla olduğunda veya yataklarda ıslaklık arttığında böcekler seyreltilerek hem ısının düşmesi hem de yatakların kuruması sağlanabilir. K. HASTALIKLAR VE ZARARLILAR
K.1. Protozoa hastalıkları
Karabatan (Pebrin).
K.2. Bakteriyel hastalıklar
Baygınlık (Flacherie) hastalığı,
Sindirim organlarının bakteriyel hastalığı,
Septisemi,
Sotto,
Kort.
K.3. Virus hastalıkları
Sütleme (Grasserie) (sarılık),
Sitoplazma polihedrosisi,
Bulaşıcı Flacherie,
Gattine.
K.4. Mantar hastalıkları
Kireç hastalığı (Muscardine, Calcino),
-Beyaz muscardine,
-Yeşil muscardine,
-Sarı muscardine,
-Kırmızı muscardine,
Aspergillus ve Sterigmatocystis.
K.5. Zararlılar
Uzi sineği,
Uji sineği,
-Japon Ujisi (Kyoso sineği),
Dermestid böcekleri,
-Dermestes’ler,
-Anthrenus’lar,
-Attagenus’lar,
Kurtçuk (Pediculoides ventricosus),
Nematodlar,
Karıncalar,
Kertenkeleler,
Fareler,
Sincaplar,
Kuşlar.
17.11.2000
Prof.Dr. Şeref İNAL
Dr. Gülşen Keskin
S. Ahmet Çeliker
İpek Böcekçiliği
Türkiye'de yardımcı bir tarımsal faaliyet olarak yapılan, aile fertlerinin emeklerinin değerlendirilmesinde ve kırsal alanda gizli işsizliğin önlenmesinde önemli olan, ancak son yıllarda üretimde düşüş yaşayan ipek böceği yetiştiriciliği, yaklaşık 1500 yıldan beri yapılmaktadır. İpek, ilk kez 4000 yıl önce Çinliler tarafından üretilmiş, uzun yıllar nasıl üretildiği gizli tutulduktan sonra, önce Anadolu'da daha sonra da Avrupa'da üretilmeye başlanmıştır.
Ülkemizde genellikle küçük ölçekte yapılan ipek böceği yetiştiriciliği; çok fazla yatırım gerektirmeyen, ipek böceğinin tek besin kaynağı olan dut yaprağının sağlanmasıyla başlayan ve ipek elde edilinceye kadar süren bir faaliyettir. Üretimle ilgili aşamalar; dut fidanı yetiştirilmesi, ipek böceği tohumu üretimi, ipekböceği bakımı ve beslenmesi, koza üretimi, kozadan iplik çekilmesidir (Anonim, 2001a).
İpek, ipek böceği larvalarının koza örmek için salgıladıkları, parlak ve çok ince bir teldir. Bu teller bir araya getirilerek ipek iplikler elde edilir. İpek, kolay boyanabilen, yumuşak ve dayanıklı bir ip olması nedeniyle tarih boyunca çok kıymetli bir dokuma hammaddesi olmuştur. Türkiye'de üretilen ham ipeğin tamamına yakını ise, ipek halı dokumacılığında kullanılmakta ve ihraç edilmektedir. Ayrıca; giyim-kuşam, ev eşyaları, nakış - dikiş ve ameliyat iplikleri gibi birçok üründe ipek kullanılmaktadır.
Türkiye'de ilkbahar beslemesi olarak senede bir kez yapılan ipek böceği yetiştiriciliği; bitkisel üretimde aşırı ve bilinçsiz kullanılan zirai mücadele ilaçları, sanayileşme, kentleşme ve göç olaylarından olumsuz etkilenerek özellikle son yıllarda önemli oranda düşmüştür (Anonim, 2001a).
Bugün, dünyada yaklaşık 60 ülkede ipek üretilmekle birlikte bunlardan 20 kadarında üretim ekonomik bakımdan önem taşımaktadır (Anonim, 2003a). Dünya'da ipek böceği yetiştiren önemli ülkeler Çin, Hindistan,Türkmenistan, Brezilya, Özbekistan, Tayland ve İran 'dır. Dünya ham ipek üretiminde Çin %70 ile ilk sırada yer almaktadır. 2002 yılı üretiminde Çin'i %17 ile Hindistan, %5 ile Türkmenistan takip etmektedir. 2002 yılında üretimin %24'ü dış ticarete konu olmuştur. İhracatta Çin %65 ile Türkmenistan ise %23 ile önemli ülkelerdir. İthalatta ise Hindistan önemli üretici ülkelerden biri olmasının yanı sıra aynı zamanda %39 ile önemli ithalatçı ülkelerin başında gelmektedir. Önemli düzeyde ithalat yapan diğer ülkeler ise İtalya, Japonya ve Kore'dir (Anonim, 2002).
Türkiye, iklim bakımından dut ağacı ve ipek böceği yetiştiriciliğine uygun ülkelerden biridir (Anonim, 2003). Tarihi ipek yolu üzerinde bulunan Bursa, ipek üretiminin ilk başladığı yıllardan beri, önemli miktarda üretimin yapıldığı illerin başında gelmektedir. Yüzyıllardır ipekçiliği ile tanınan Bursa, bu özelliğini yörede yetişen dut ağaçlarından almıştır (Anonim, 2003f) . Ancak, son 20 yıl içinde ipek böceği yetiştiriciliğinde gerek Bursa'da gerekse ülke çapında önemli bir azalma olmuştur. 1982 yılında 1 781 köyde 44 960 aile tarafından yapılan ipek böceği yetiştiriciliği, 1990'lı yıllardan itibaren sürekli bir azalma göstererek, 2001 yılında 213 köyde 1 555 aile tarafından yapılan bir faaliyet olmuştur. Aynı yıllarda yaş koza üretimi, 1 998 tondan 47 tona düşmüştür. İpek böceği yetiştiren illerin sayısı ise 1985'de 40 iken, 2001 yılında 13'e düşmüştür. İpek böceği yetiştiriciliği yapılan illere bakıldığında, Bilecik ve Eskişehir'in 14'er ton ipek kozası üretimi ile toplam üretimin %60'ini oluşturduğu görülmektedir. Üretimde önemli diğer iller ise Ankara, Sakarya, Bursa, Bolu ve Eskişehir'dir. İpek kozası fiyatları ise illere göre değişmekle birlikte en düşük 1.833.089 TL/kg ile Antalya'da, en yüksek 4.500.000 TL/kg ile Bilecik'de olmuş, Türkiye ortalama fiyatı ise 3.204.362 TL/kg olarak gerçekleşmiştir (Çizelge 3.2). Fiyatlardaki bu farklılık, kalite farklılığının yanı sıra koza alımı yapacak merkezlerin her yerde olmamasından kaynaklanmaktadır.
"Yaş İpek Böceği Kozası Üreticisinin Desteklenmesine ve Doğrudan Destek Ödemeleri İçin Gerekli Finansman İle Bursa Koza Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (Kozabirlik) Tarafından Yaş İpek Böceği Kozası Üreticilerine Ücretsiz Dağıtılmak Üzere İthal Edilen İpek Böceği Tohumu Bedellerinin Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu' ndan Karşılanmasına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı
Uygulama Tebliği " ne göre, 2003 yılı ürünü yaş ipek böceği kozasının kooperatiflere veya Kozabirlik'e satışında üreticiye verilecek doğrudan destek, damızlık yaş koza için 10 milyon, 1.sınıf yaş koza için 7 milyon, 2. sınıf yaş koza için 6,25 milyon, 3. sınıf yaş koza için 5,5 milyon olarak belirlenmiştir .
Son yıllarda üretilen koza miktarının azalmasına paralel olarak, ham ipek üretimi 20 ton seviyesine düşmüştür (Çizelge 3.3) . Üretimdeki bu azalmada, Çin'in %70'lik bir payla ipek üretiminde ve ticaretinde tekel durumunda bulunması ve fiyatlara tek başına müdahale edebilmesi önemli rol oynamaktadır. Ayrıca, sanayinin gelişmesi , zirai mücadele ilaçlarının aşırı ve bilinçsiz kullanılması, kentleşme, göç olayları ve genç kuşakların ipek böcekçiliğine olan ilgisinin azalması da önemli olmuştur (Anonim, 2003c). Ham ipek üretimindeki düşüş ithalatı arttırmış, yurt içi ipek ihtiyacının önemli bir bölümü ithalat ile karşılanmaya başlanmıştır . 1993- 2001 yılları arasında ham ipek arzı, %60 artışla 172 tondan 276 tona yükselmiş, ancak 2002 yılında ithalattaki düşüş ve üretimin artmaması sonucu ham ipek arzı azalmıştır. (Çizelge 3.3 ; Grafik 3.2) .
Ham ipeğin tamamına yakınını kullanan ipek halı dokumacılığında, ihracata bağlı olarak ev tipi tezgahlarda , yılda yaklaşık 40-50 000 m² ipek halı üretilmektedir. İpek halı ihracatında en önemli pazarlar ise Almanya, İsviçre, Japonya ve ABD'dir (Anonim, 2001a; Anonim, 2001b) .
İpek böceği yetiştiriciliğinde, 35 - 40 günlük çok kısa bir üretim döneminden sonra, kutu başına 26-30 kg arasında yaş koza elde edilebilmektedir. Ülkemizde ipek böceği yetiştiriciliği yapan bir çok aile, yılda 4-5 kutu ipek böceği yetiştirerek geçimini sağlamaya çalışmaktadır. Üretim, dut yaprağının teminine bağlı olarak yılda iki kez (ilkbahar ve sonbahar beslemesi) yapılabilecek olmasına karşın, ikinci besleme yaygınlaştırılamamıştır (Anonim, 2003a ; Anonim ,2001a) .
Koza üretimini artırmak ve üreticiyi korumak amacıyla ilk Koza Tarım Satış Kooperatifleri Bursa, Bilecik ve Adapazarı'nda kurulmuş, bu kooperatifler 1940 yılında Bursa'da Koza Tarım Satış Kooperatifleri Birliği'ni (Kozabirlik) kurmuşlardır. Bugün Kozabirlik, 10 300 üreticinin ortağı olduğu Bursa, Bilecik, Adapazarı, Mihalgazi ve Alanya 'da bulunan 5 kooperatif ile hizmet vermektedir (Anonim, 2003d) . Birlik, bir yandan kozacılığın potansiyel olarak mevcut olduğu bölgelerde koza üretimini teşvik ederken, diğer yandan da koza üretiminin düştüğü bölgelerde bazı tedbirler almaktadır (Anonim, 2003e). Ayrıca Kozabirlik, yaş ipek böceği yetiştiriciliği yapan köylerde doğrudan destek ödemeleri ve ücretsiz ipek böceği tohumu dağıtımının uygulama esaslarını önceden tüm üreticilere duyurmak ve 2003 yılı ürünü olması şartıyla kendisine getirilen yaş ipek böceği kozasının tamamını satın almakla yükümlü kılınmıştır (Anonim, 2003c).
İpek böceği ile ilgili tek kamu kuruluşu olan İpek Böcekçiliği Enstitüsü ise, 1888 yılında Bursa'da bu konuda eğitim veren bir kurum oluşturmak amacı ile kurulmuştur. Kozabirlik ve İpek Böcekçiliği Enstitüsü dışında Türkiye İpek Böcekçiliği ve İpekçilik Milli Komitesi de ipek böcekçiliği konusunda çalışmaktadır .
4.Genel Değerlendirme
Türkiye ham ipek üretimi 1984 yılındaki 290 tonluk rekor üretimin ardından 2002 yılında 20 tona kadar düşmüştür. Üretimdeki bu büyük düşüşün en önemli nedeni Çin'in tekelleşme çabaları ile üretimini Dünya talebinin üzerinde artırmasıdır. Bu durum ham ipek fiyatlarının yarı yarıya düşmesine neden olmuştur. Kişi başına milli geliri 620 $ olan Çin üreticisi bu fiyat seviyesinde de üretimini sürdürebilmiş, ancak Japonya ve Güney Kore gibi ülkelerde bu fiyat seviyesinde üretim yapılamamış ve sonuçta üretim hızla düşmüştür. Piyasa şartları Türk üreticisini de olumsuz etkilemiş, körfez krizi ile ipek halı ihracatının düşmesi ve Türk cumhuriyetlerinin de piyasalara ucuz ham ipek sürmesi de eklenince üretim iyice düşmüştür.
AB, birlik için hiçbir ekonomik önemi olmamasına rağmen ipekböcekçiliğine destek vermektedir. Ülkemizde ipekböcekçiliğine verilen destekler ise, ücretsiz tohum dağıtımı ve yaş ipek böceği kozasının satışında üreticilere doğrudan destek ödemesi yapılması şeklindedir.
İpek üretiminin her aşamasında kaliteyi belirleyici ve yükseltici önlemler alınmalıdır. Özellikle ipek halı üretim ve ihracatında kaliteye dikkat edilmelidir. Üretimde önemli bir sorun da maliyet yüksekliğidir. Birim işgücü ve alandan daha fazla ve kaliteli ürün almayı sağlayacak yetiştiricilik yöntemleri (tabla beslemesi, kaliteli askı kullanımı, sonbahar beslemesi yapılması vb) çiftçiler arasında yaygınlaştırılmalıdır. Bu amaçla ipekböcekçiliğinin mevcut sorunlarını göz önüne alan bir kredilendirme politikası izlenerek üretim araçlarının modernleşmesi sağlanmalıdır.
İpekböceği Yetiştiriciliğinde Karlılık
25-30 gün sürmekte ve yetiştirici için kısa sürede ek bir gelir kaynağı oluşturmaktadır. Bir kutu ipekböceğinde yaklaşık 20 bin yumurta bulunmakta, yaklaşık 500-600 kilogram yaprak tüketmekte ve 30 kilogram yaş ipek kozası elde edilmektedir. Ortalama yaş koza taban alım fiyatı (2011) 22 TL/ kilogram, bu taban fiyatla 600 TL civarı gelir elde etmek mümkün olmaktadır. İpekböceği tohumları, Bursa Koza Birlik tarafından ücretsiz olarak dağıtılmakta ve yetiştiricinin ürettiği yaş koza birlik tarafından garantili olarak geri satın alınmaktadır. İpekböceği yetiştiriciliği için evin bir odası ayrılması ve yeterli dut yaprağı bulundurulması yeterli olmaktadır. Yetiştiricilikte kullanılan malzemelerin birçoğu herkesin evinde bulunan malzemelerden olduğundan, yetiştirme maliyeti çok düşük seviyededir.

(Karlılık ile ilgili bilgiler sayfanın en alt kısmındadır)
A. ZOOLOJİK SİSTEMDEKİ YERİ
Şube............ : Arthropoda
Sınıf ............ : Insecta veya Hexapoda
Takım ......... : Lepidoptera
Alt takım ..... : Macro lepidoptera-Heterocera
Üst familya .. : Bombycoidea
Familya ....... : Bombycidae
Cins ............ : Bombyx
Tür .............. : Bombyx mori
İpekböceklerinde dişiler heterogametik (XY), erkekler ise homogametiktir (XX). Haploid kromozom sayısı 28’dir.
B. HAYAT DÖNEMLERİ
Bütün tipik lepidoptera böceklerinde olduğu gibi, ipekböceği de dört farklı hayat dönemi geçirmektedir. Hayat dönemleri ile ilgili bilgiler Tablo B-1’de verilmiştir.
Tablo B-1. Uni- ve Multivoltin ırklarda hayat dönemleri (gün).
Irklar
Yumurta(kuluçka)
Larva
Krizalit(pupa)
Ergin(kelebek)
Univoltin11-14
24-28
12-15
6-10
Multivoltin9-12
20-24
10-12
3-6
B.1. Yumurta dönemiTropik bölgelerde yaşayan multivoltin ırklar en kısa hayat devrelerine sahiptir. Univoltin ırklar, sadece ilkbaharda bir generasyon oluştururlar ve verdikleri yumurtalar diğer ilkbahara kadar bekler. Bivoltin ırklarda ise yumurtalar ikinci generasyon için beklemeye girmeden 11-12 günlük kuluçka devresi geçirerek yumurtadan çıkarlar. İkinci generasyonun verdiği yumurtalar ise bekleme dönemine girerek kışı geçirir ve ilkbaharda tekrar canlanırlar. Yetiştirildiği bölgelerin (Hindistan, Tayland, vb) sıcak olması nedeniyle multivoltin ırklardan bir yılda 7-8 generasyon elde edilebilir. B.2. Larva dönemi
Yumurtadan çıkan larvalar, iklim ve hava şartlarına bağlı olarak süresi değişen, larva döneminde 4 defa deri değiştirir. Bu nedenle larva dönemini 5 hayat dönemine ayırabiliriz. Her hayat dönemi (yaş) yem yeme safhası ve deri değiştirme (uyku) safhası olarak ikiye ayrılır. Ülkemizde yetiştirilen uni- ve bivoltin ırklarda larva devresinin safhaları ve süreleri Tablo B-2’de verilmiştir.
Tablo B-2. Larva devresinin safhaları ile bu safhalarda gerekli ısı ve nem düzeyleri
Safha Süre
Isı ve nem şartları
1.yaş
Yem yeme
3 gün
26-28°C %85 nemDeri değiştirme
20 saat
2.yaş
Yem yeme
2 gün
Deri değiştirme
20 saat
3.yaş
Yem yeme
3 gün
24-26°C %80 nemDeri değiştirme
1 gün
4.yaş
Yem yeme
5 gün
22-24°C %75 nemDeri değiştirme
1 gün
5.yaş
Yem yeme
9-10 gün
20-23°C %70 nemLarvalar yem yeme safhasında çok iştahlıdırlar ve sürekli taze dut yaprağı yerler. Baş vücuda oranla küçüktür, derinin parlaklığı ve gerginliği artar. Deri değiştirme (uyku) safhası başlangıcında yemeyi keserler ve durgunlaşırlar. Dinlenmek için yer ararlar. İpeğimsi bir madde salgılayarak yapraklar üzerine tutunurlar, başlarını yukarı kaldırarak hareketsiz bir şekilde dururlar. Deri değiştiren larvaların vücudu büyümüştür. Baş vücuda oranla büyüktür. Yem yeme safhasında parlak ve gergin olan deri, deri değiştirme sonrası gevşer, buruşur ve solgunlaşır.
Tablo B-2’de verilen yem yeme ve uyku safhalarını geçerek 5. yaş yem yeme safhasına ulaşan böcek hemen hemen yumurtadan çıkış ağırlığının 10000 katına ulaşmıştır. Bu gelişme 20-25 günlük süre içerisinde oluşmuştur. Böcek erginleştiğinde genellikle 7.-9. günlerde yem yemeyi keser, tedirginleşir, başını yukarı kaldırarak sallamaya ve oldukça nemli bir sıvı salgılamaya başlar. Göğüs ve karın segmentlerinin yarı şeffaf olması nedeniyle vücudunun hemen hemen % 40’ını kaplayacak şekilde genişlemiş olan ipek bezleri deri altında fark edilebilir. Sindirim kanalının boşaldığı ve larvanın kehribar rengini aldığı bu aşamada ipekböcekleri koza örmeye hazırdır ve askıya alınmaları için toplanmaları gerekir.
B.2.1. Larva dönemi çevre şartları
B.2.1.1. Sıcaklık
Soğukkanlı canlılar olan ipekböcekleri çevre ısısından önemli ölçüde etkilenmektedirler. Çevre sıcaklığı 15-40 °C arasında olduğunda canlılıklarını devam ettirebilirlerse de sınırlara yaklaştıkça canlılıkta azalma ve gelişmede duraklama görülür. Yaş dönemlerine göre ihtiyaç duydukları ısı dereceleri Tablo B-2’de verilmiştir. Çevre ısısının 30 °C’nin üzerine çıkması halinde, ipekböceklerinin çeşitli fonksiyonları ve dolayısıyla larva gelişmesi hızlanır, larva dönemi kısalır ve sağlığı doğrudan etkilenir. Sıcaklığın 20 °C’nin altına düşmesi durumunda ise fonksiyonlar ve büyüme yavaşlar, larva dönemi uzar, böcekler zayıflar ve hastalıklara direnci azalır. Yüksek çevre ısısına genç larvalar daha iyi dayanır ve sağlıklı gelişimlerini sürdürebilirler. Bütün larva dönemlerinde mümkün olduğu kadar sıcaklığın sabit tutulması ve ani ısı değişikliklerinden sakınılması gerekir.
Isıtıcıların ucuz olması, zararlı gaz çıkarmaması, kolay kullanılabilir ve ayarlanabilir olması tercih edilmelidir. B.2.1.2. Nem
Çevre ısısı ile birlikte nemin etkisi ipekböceklerini önemli oranda etkilemektedir. Genç larvaların yüksek neme daha dayanıklı olmaları nedeniyle genç yaşlarda yüksek sıcaklık ve nem, gelişmiş yaşlarda ise daha düşük sıcaklık ve nem şartları uygun olmaktadır (Tablo B-1).
Nemin doğrudan etkisi fizyolojik fonksiyonlar üzerinde kendini gösterir. Dolaylı etkisi ise yemlemede kullanılan dut yapraklarının kurumasına neden olarak ipekböcekleri tarafından tüketilmesini ve dolayısıyla böceklerin gelişimini engeller. Ayrıca yüksek nemli ortamda zararlı mikroorganizmaların üremesi ve dolayısıyla zararlı gaz çıkışı hızlanır.
Yetiştirme yerinde nemin ayarlanmasında; parafin kağıtları, yağlı kağıtlar, ıslatılmış kauçuk-köpük şeritler, ıslatılmış kağıtlar, ocak üzerinde tutulan geniş ağızlı su kapları, ıslatılmış kum dolu kaplar veya ıslak çarşaf benzeri örtüler kullanılabilir. B.2.1.3. Hava
İpekböcekleri, fizyolojik fonksiyonları için temiz havaya ihtiyaç duyarlar. Ortamda karbondioksit yoğunluğunun artması, besleme yataklarından ve ısıtıcılardan çıkan zararlı gazların varlığı, hareketliliğin ve iştahın azalmasına neden olur. Ayrıca yetiştirme odalarında fazla işçi bulundurulması da karbondioksit yoğunluğunu arttırmaktadır. Yeterli hava sirkülasyonunu sağlayacak havalandırma düzeninin kurulması gereklidir. Havalandırma aynı zamanda ısı ve nemin ayarlanmasında da önemli role sahiptir. B.2.1.4. Işık
İpekböcekleri ışığa çok hassasiyet gösterirler, kuvvetli ışık ve karanlıktan hoşlanmazlar, loş veya alaca karanlığı tercih ederler. Günlük 16 saatlik aydınlatma gereklidir. Karanlık ortam larva dönemini kısaltır, kuvvetli ışık ise ağır koza verme eğilimini ortaya çıkarır, her iki durumda da beslenme, gelişme ve uyku düzensizlikleri görülür. B.2.1.5. Yaprak kalitesi
(Bkz. K. Yemleme) B.3. Koza örme devresi
Askıya alınan ipekböcekleri koza örmeye başlarlar ve multivoltin ırklarda 2-3 gün, uni- ve bivoltin ırklarda 3-4 gün içerisinde koza örme işlemi biter. Koza örümünün 4. veya 5. gününde krizalit haline dönüşen ipekböceği, 8-14 gün süren krizalit devresinde metamorfoza uğrayarak kelebek haline dönüşür. Alkali yapısındaki salya yardımıyla kozayı delerek dışarı çıkar. B.3.1. Koza örme döneminde gerekli çevre şartları
Kaliteli koza üretimi için askı döneminin ilk 50 saatinde 26 °C’yi geçmeyen 22-23 °C’lik ısı ve % 60-70 nisbi nem gereklidir. Larvaların vücut sıvılarının devamlı buharlaşması (vücut ağırlığının % 40’ı kadar) ve koza örmeden önce sulu bir dışkı çıkarmaları (100 böcekten 40 ml idrar) yetiştirme yerinin nemini arttırır. Bu nedenle askıların altına nem emici maddeler veya sergiler konulmalı ve havalandırmaya önem verilmelidir. Ani ısı ve nem değişiklikleri ipek ipliğinin incelmesi veya kalınlaşmasına neden olarak çekim kabiliyetini azaltır.
Koza hasadının zamanı önemlidir. Henüz olgunlaşmadan hasadın yapılması lekeli ve düşük kaliteli kozalara, geciktirilmesi ise parazit vb etkenlerden zarar görmesine neden olur. En uygun koza hasadı ilkbahar ve geç sonbahar dönemlerinde koza örümünün 7.-8. günleri, yaz ve erken sonbaharda ise 6.-7. günleridir.
İpekböcekleri koza örmek için vücut uzunluğunun karesi kadar alana ihtiyaç duyarlar. Askılarda sık olarak ipekböceği bulunması ortamdaki nemi arttırır, koza kalitesini olumsuz etkiler, lekeli ve çifte koza oranını arttırır. İpekböcekleri askılara zamanında alınmalı, askılar meyilli yerleştirilmeli ve standart askılar kullanılmalıdır. Askı odasında çok parlak veya gölgeler oluşturan ışık kullanılmamalıdır. Gölgeli kısımlarda birikme sonucu çifte koza, kirli ve lekeli koza oranı artar. B.3.2. Kaliteli kozada aranan nitelikler
- Kozalar, pupa rengi koyu kahverengi ve vücudunun sert bir kitinle kaplanıp yavaş yavaş küçüldüğü zaman toplanmalıdır.
- Çifte koza, delikli, içi veya dışı lekeli, paslı, sağır (ölü), benekli (küflü), şekilsiz, çok küçük, basık, çok kaba, buruşuk, kireçli (mantarlı), gevşek dokulu ve fumige edilmiş olmamalıdır.
- Renginin parlak olması kozanın usulüne uygun boğulduğunu, depoda uzun süre bekletilmediğini gösterir. Aksi halde renk donuklaşır.
- Kozalar birörnek büyüklük ve yapıda olmalıdır. Genellikle bir litrede uni- ve bivoltin ırklarda 110-150 koza bulunmalıdır. Küre veya oval şekilde olmalı, sivri veya fazla boğumlu olmamalıdır.
- Kozalar iki parmak arasında sıkıldığında hemen ezilmemeli, sertliği, sıkılığı ve hafifçe esnekliği hissedilmelidir.
- Koza yüzeyindeki örgüler kaba olmamalı ve ince bir örgüye sahip olmalıdır.
- Kozalar ağır olmalıdır. Bir polihibrit yaş koza ortalama 1.5 gramdır. Koza gömleği saf ırklarda 300-400 mg, hibritlerde 350-550 mg’dır. Gömlek oranı ise % 19-25 arasındadır. İpek uzunluğu 1000-1400 m arasında değişir. B.3.3. Kozaların boğulması, depolanması
Yaş kozalar, içlerinde canlı ipekböceği bulunması nedeniyle uzun süre muhafaza edilemezler. Kelebek haline dönüşen ipekböceğinin kozayı delmesini engellemek gerekir. Bu nedenle canlı pupaların 7.-8. günlerde öldürülmeleri (boğulmaları) şarttır. Bu amaçla yaygın olarak buhar, kuru sıcak hava, güneşte kurutma, fırınlama vb yöntemler kullanılmaktadır. Ayrıca radyo dalgaları, -10 ile -12 °C’lik soğuk hava ve bazı gazlar da denenmektedir. Ülkemizde uygulanan buharla boğma işlemi, kozaların 70-75 °C’lik ısıda 10-15 dakika tutulması esasına dayanır.
Depoların önceden dezenfekte edilmesi ve depoda dezenfektan izinin kalmaması gerekir. Depolanacak kozalar iyice kurutulmalıdır. Zaman zaman bozuk, lekeli, küflü vb kozalar ayıklanmalı, sağlam kozalar sık sık çevrilmeli, nisbi nemin % 70’i aşmamasına dikkat edilmeli, depo iyi havalandırılmalı, kozaya zarar veren kuş, kertenkele ve dermestes (sinek) türlerinden korunmalıdır. B.4. Ergin (Kelebek) dönem
Kelebek devresi ırka ve mevsime bağlı olarak 3-10 gün arasında sürer. Kelebekler kozadan çıktıktan sonra çiftleşmeye, çiftleştikten sonra da yumurtlamaya hazırdırlar. Yem yemezler ve uçamazlar. Dişiler erkeklerden daha büyüktür ve daha yavaş hareket ederler. Multivoltin kelebekler ortalama 400, uni- ve bivoltinler ise 500-600 yumurta yumurtlayabilirler. C. BAZI ÖNEMLİ ÖZELLİKLERİ
Bugüne kadar ipekböceğinin 260 dan fazla karakteri üzerinde durulmuştur. Özellikle suni mutasyonlar ve hibrit elde etmek için yapılan melezlemeler, üzerinde araştırmaların yoğunlaştığı önemli konulardır. Crossing-over yüzdelerinden yararlanılarak kromozom haritaları hazırlanmış ve 19 kromozom üzerinde 81 lokus belirlenmiştir. Diğer 9 kromozom üzerinde ise yeterli çalışma yapılmamıştır.
Koza ağırlığı, koza gömleği ağırlığı, krizalit ağırlığı, ipek uzunluğu, ipek kalınlığı gibi ekonomik özellikler ile larva ağırlığı arasında önemli korelasyonlar vardır. Erken olgunluk, normal olgunluk ve geç olgunluğu determine eden büyüme genleri cinsiyet kromozomları üzerinde yer almaktadırlar. Üç deri değiştirme, dört ve beş deri değiştirmeye dominanttır. Voltinizm genlerini ise şöyle sıralayabiliriz; univoltinizm > bivoltinizm > multivoltinizm.
Ticari hibrit elde etme çalışmalarının sonucunda Japonya’da 1914 yılında ilk ticari hibrit üretimi gerçekleştirilmiştir. Kısa sürede hibritler saf ırkların yerini almış, hibrit üretimi zamanla diğer ülkelere de yayılmıştır. D. YETİŞTİRME ŞARTLARI
D.1. Dut yaprağı
İpekböceği yetiştiriciliği öncelikle dut yaprağının teminine bağlıdır. İyi kaliteli ve bol dut yaprağının elde edilebileceği her mevsimde ipekböceği yetiştiriciliği yapılabilir. Dut yaprağının varlığına ve miktarına bağlı olarak ipekböceği yetiştiriciliğinin yapılıp yapılmayacağı ve kapasitesi belirlenir. Yaprak verimi ve ihtiyacının çok dikkatli hesaplanması ve planlamanın buna göre yapılması çok önemlidir.
En uygun şartlarda yılda, hektar başına 20-25 ton yaprak elde edilebilir. Bir kutu (20000 yumurta) ipekböceği tohumu için ülkemiz şartlarında 750-800 kg dut yaprağına ihtiyaç vardır. Diğer bir deyişle 40 dut ağacı gereklidir. D.2. İşçi
Ülkemizde ipekböceği yetiştiriciliği için işgücü genellikle kadın ve çocuklardan sağlanmaktadır ve boş zamanları değerlendirme açısından önem taşımaktadır. Bir kutu tohumdan koza elde edilinceye kadar 18.4 yevmiye erkek işgücüne ihtiyaç duyulmaktadır. D.3. Yetiştirme yeri
Yetiştirme yerleri ayrı olarak inşa edilebileceği gibi yetiştiricinin kendi evinin bir odası şeklinde de olabilmektedir. Ancak önemli olan gerekli sıcaklık, nem, havalandırma ve ışıklandırmayı sağlayabilecek yerlerin hazırlanmasıdır. Ülkemiz şartlarında binaların kuzey-güney yönünde inşa edilmesi uygundur. D.4. Ekipmanlar
a. Kerevetler: Genellikle ağaçtan yapılır ve portatiftir. Kerevetlikler 2.5 m yükseklikte, 1.5 m uzunlukta ve 1 m genişliktedir. Bunlara 20 cm aralıklarla 10 kerevet yerleştirilebilir. Karınca vb zararlıların larvalara zarar vermesini engellemek amacıyla kerevetlik ayakları küçük su havuzcuklarının içine oturtulmalıdır.
b. Besleme tablaları (yatakları): İpekböcekleri kerevetler üzerine yerleştirilen besleme yatakları içinde yetiştirilir. Taşınması kolay ve hafif olması gerektiği için ince tahta, kontrplak vb malzemeden 70-90 cm eninde 90-120 cm uzunluğunda ve 7.5-15 cm derinliğinde yapılırlar. 120-140 cm çapında yuvarlak besleme tablaları da kullanılmaktadır.
c. Parafin kağıdı veya yağlı kağıt: Kıyılmış dut yapraklarının kurumasını önlemek ve yetiştirme yataklarındaki nem seviyesini korumak amacıyla, İpekböceklerinin ilk yaşlarında kullanılırlar.
d. Köpük-kauçuk şeritler: İlk iki yaş döneminde gerekli nemi sağlamak amacıyla 2.5 cm genişlik ve kalınlıktaki şeritler suya batırılarak yetiştirme yatakları etrafına asılır. Bunun yerine daha ucuz temin edilebilen gazete kağıdı şeritleri de kullanılabilir.
e. Tüyler: Kuluçkadan yeni çıkmış larvaların yetiştirme yataklarına alınmasında kullanılan kuş tüyleridir.
f. Yaprak kıyma tahtası ve bıçakları: Dut yapraklarının değişik ölçülerde kıyılması için 90 X 90 X 5 cm boyutlarında tahtalar ve 30-50 cm uzunluğunda geniş ağızlı bıçaklar kullanılır. Bu iş için otomatik yaprak kıyan makinalar da kullanılabilir.
g. Yaprak muhafaza sandıkları: Toplanan dut yapraklarının tazeliğini devam ettirmesi için 150 cm uzunlukta, 90 cm genişlikte ve 80 cm derinlikte sandıklar kullanılır. Sandıkların çevresi 7.5 cm genişlikte ızgara ve çuval vb örtülerle kaplanır. Zaman zaman su püskürtülerek yaprakların kuruması önlenir.
h. Ağlar: Besleme yataklarının temizliğini sağlamak amacıyla her tabla için en az iki olmak üzere pamuk ipliği veya naylondan değişik göz genişliğinde ağlar kullanılır. Ağların göz genişliği 1. ve 2. yaşlar için 2 mm, 3. yaş için 10 mm, 4. ve 5. yaşlar için 20 mm olmalıdır.
i. Askılar: Koza örme döneminde İpekböceklerine destek olması için kullanılırlar. Döner çerçeveli, plastik veya saptan, prizmatik ve çok ayaklı askılar kullanılabileceği gibi kısa boylu bitkilerden de yararlanılabilir.
j. Higrometre ve termometreler: Yetiştirme yerinin nem ve ısısının ölçülmesinde kullanılırlar. Termometrelerin civalı olmaması uygundur.
k. Sehpalar: Yemleme ve temizlik işlerinde tablaların yere konulmadan hazırlanmasını çabuklaştıran ve kolaylaştıran 90 cm yüksekliğinde tahtadan yapılmış, taşınabilir sehpalardır.
l. Diğerleri: Yaprakları taşımada kullanılan sepet, küfe, leğen ve kovalar, dezenfeksiyon ve ıslatma işlemleri için pülverizatör, ısıtma işlemi için soba vb ısıtıcılar, havalandırma cihazları vb aletlerdir.
E. YETİŞTİRME HAZIRLIKLARI
İpekböcekleri gerek dış etkenlere ve gerekse hastalıklara karşı dayanıksızdırlar. Bu nedenle ipekböceği yetiştirmeye başlamadan önce yetiştirme yeri ve ekipmanların kir, toz, çatlak, bozuk, eksik ve yetersizliklerinin giderilmesi ile dezenfeksiyonlarının yapılması hayati önem taşımaktadır.
Yetiştirme yerinin kapı, pencere, taban ve tavanı izole edilmiş, duvarları iyi bir sıva ve badana yapılmış ise ısı ve nem kaybı minimum düzeyde olacak ve dolayısıyla ekonomik bir yetiştiricilik yapılacaktır. Odada kullanılacak boyaların, sıcaklık, nem ve dezenfeksiyon etkisiyle gaz çıkaracak, yumuşayıp yapışacak veya dökülecek nitelikte olmamasına dikkat edilmelidir.
Dezenfeksiyon için % 2’lik formaldehit solüsyonu 80 ml/m} hesabıyla pülverize edilerek uygulanır. Bir gün kapalı tutulup bir gün de havalandırılan yetiştirme yeri ve ekipmanlar kullanıma hazırdır.
İpekböceği yetiştirilmesinde en önemli basamak yumurtaların üretilmesidir. Verimi yüksek, hastalıksız ve iyi kaliteli yumurta üretimi uzmanlık isteyen, iyi yetişmiş personel, maddi güç ve teçhizat gerektiren bir işlemdir. Bu nedenle yumurta üretimi organizasyonunu Türkiye’de halen Bursa Koza Tarım Satış Kooperatifleri Birliği, Görükle Polihibrid İpekböceği Tohum Üretim ve Pazarlama Kooperatifi ile Bursa İpekböcekçiliği Araştırma Enstitüsü gerçekleştirmektedir.
İpekböceği tohumlarının, kışlaklardan çıkarılmasıyla yetiştiricilere dağıtılıncaya kadar geçen süre içinde;
1. Güneş ışığının tohum kutuları üzerine doğrudan gelmemesi, koyu renkli kutularda muhafaza edilmesi,
2. Tohumların yüksek ısı veren motor, kalorifer vb yerlere konulmaması,
3. Tohumların bulundurulduğu yer ve taşıyıcıların temiz olması,
4. Taşıma araçlarının havalandırılabilir olması, kutuların kapalı ve havasız yerlerde bulundurulmaması,
5. Özellikle zirai mücadele ilaçları gibi zehirli, petrol ve ürünleri gibi zararlı maddelerle bir arada bulundurulmaması,
6. Sigara dumanıyla temasının önlenmesi gerekir. F. KULUÇKA
Yumurtalardan birörnek çıkış elde edilebilmesi için gerekli çevre şartlarının sağlanması gereklidir. Kuluçka odaları veya dolapları temiz, dezenfeksiyona uygun, gerekli ısıtma, aydınlatma, havalandırma ve nemlendirme düzeneklerine sahip olmalıdır.
Kışlamayan ve asit muamelesinden sonra hemen kuluçkaya konulacak yumurtalar için 24-26 °C’lik ısı ve % 75-80 nem gereklidir. Kuluçka dönemi boyunca ısı ve nem sabit tutulmalıdır.
Kışlayan ve soğuk muhafazada tutulan yumurtalar hemen 24-25 °C’lik ısıya maruz bırakılmazlar. İlk 3 gün 15 °C ısı ve % 75 nem, 2 gün 18 °C ısı ve % 75 nem, 4 gün 24 °C ısı ve % 80 nem, daha sonra 25-26 °C ısı ve % 85 nem uygulanır. Kuluçka süresi 11-14 gün arasındadır.
Kuluçkanın sonlarına doğru yumurtalar koyu renkli kutularda tutulurlar ve renk maddelerinin oluşumundan itibaren de 16 saat ışık uygulanmaya başlanır. Uygun olan mevsimlerde gündüz aydınlık, gece karanlık tutulması birörnek gelişme ve çıkış için gereklidir.
Herhangi bir nedenle kuluçkaya konulup uyandırılan yumurtaların gelişiminin durdurulması ve çıkışın ertelenmesi gerekebilir. Bu durumda kuluçkanın 2. veya 3. günü yumurtalar 5 °C’de bir hafta bekletilebilir. Bu soğukta bekletme işlemlerinde nem % 75’in altına düşürülmemelidir.
Yumurtaların içinde gelişen larvaların temiz, sıcak, nemli, havalandırılabilir ve fazla gün ışığı almayan bir ortama ihtiyacı vardır. Bunları sağlamak amacıyla, yumurtaların gübre içine gömülmesi, yatak içine, mangal veya soba altında, koyun veya koltuk altında tutulması ile direk güneş ışığına maruz bırakılması gibi hatalı uygulamaların zararlı olduğunun bilinmesi gerekir. G. ÇIKIŞ
Larvaların yumurtalardan çıkışı genellikle sabah saat 8 civarında yoğunlaşmaktadır. İki saat içerisinde yem yeme iştahı kazandıkları için, besleme yataklarına saat 10 civarında alınmaları uygundur.
Birörnek çıkışı sağlamak amacıyla yumurtalar bir gün önceden siyah kutular içinde tutulurlar. Böylelikle erken gelişenlerin çıkışı engellenmiş, geç gelişenlerin de gelişmesi sağlanmış olur. Çıkış günü yumurtalar ışığa maruz bırakılır ve oluşan ışık uyarımıyla birörnek larva çıkışı gerçekleştirilir. Bir gün içerisinde % 90 oranında çıkışın tamamlanması gerekir. Çıkış % 50-60 oranında gerçekleşmişse, larvaların besleme yataklarına alınması ertelenebilir. Bu amaçla çıkan larvalar yumuşak bir kağıt içine konularak 7-10 °C ısıda 3 gün kadar bekletilebilir. Nem ise % 75’in altına düşürülmemelidir. Bütün yumurtalardan çıkış tamamlandığında eski ve yeni çıkanlar karıştırılarak besleme tablalarına alınır.
Tohum kutularında bulunan yumurtalardan çıkan larvaların besleme tablalarına alınmasında dikkatli olmak gerekir. Bu amaçla kutuların üzeri ince gözenekli kanaviçe, seyrek tülbent veya ince delikler açılmış kağıtlarla kaplanır. Bez veya kağıtların üzerine 0.5 cm} büyüklükte dut yaprakları serpiştirilir. Larvaların tamamı dut yapraklarını yemek üzere yukarı çıktıklarında bez veya kağıtlar dikkatlice tutularak besleme yataklarına taşınır. Larvaların zedelenmesi nedeniyle tüy kullanılması tavsiye edilmez. Besleme yataklarına alınan larvalara 2 saat sonra ilk yemleme yapılır. H. YEMLEME
İpekböceklerinde sağlıklı, normal ve birörnek gelişme sağlayabilmek için iyi kaliteli ve yeterli miktarda dut yaprağı kullanılmalıdır. Yaprak miktarının yeterli olmaması veya kalitesiz yaprak kullanılması, gelişme düzensizliklerine sebep olur. Bunun sonucunda birörnek gelişme sağlanamaz ve aynı anda uyuyan ve yem yiyen ipekböcekleri birlikte bulunurlar. Özellikle ilk üç yaş döneminde yetersiz yemlemenin etkisi daha belirgindir. Yemlemede gereğinden fazla yaprak kullanılması da ekonomik değildir ve hem işgücü hem de yaprak israfına neden olur.
Larvalar ilk üç yaş döneminde yaprağın üzerinden ortasını, son iki yaş döneminde ise kenarlarını yerler. Her yaş dönemi 7 farklı safhada incelenebilir. "İlk besleme safhası"nda larvalar iştahlıdır. Bundan sonraki "iştahın azaldığı" ve "az yeme safhaları"nda iştah azdır ve tüketim azalır. İştahın tekrar arttığı "aktif safha"‘da yaprak ihtiyacı çok artar ve "son besleme safhası"nda bu artış devam eder. "Uyku öncesi safha"‘da ise iştah giderek azalır ve "uyku safhası"ndan önce kesilir. Bu safhalar dikkate alınarak yemlemenin düzenlenmesi en uygun olanıdır.
Larvalar 25-30 günlük yemleme döneminde 30 gram kadar yaprak tüketirler. İlk üç yaşta % 2, dördüncü yaşta % 10 ve beşinci yaşta % 88’lik yem tüketimi gerçekleşir. Her kutuda 20000 yumurta vardır ve bunların 18000’inden larva alınabilir. Besleme döneminde ölenler ve küne ile atılanlar çıkarıldığında 16000 larva gelişebilir. Sonuç olarak 30 gram hesabıyla 480 kg dut yaprağına ihtiyaç vardır. Kuruyup solan ve atılan yapraklar da ilave edildiğinde 600 kg yaprak, bir kutu ipekböceğini beslemek için yeterli olmaktadır (Tablo M-1).
İpekböceğinin gelişmesi yaprak miktarı kadar yaprak kalitesinden de etkilenmektedir. Böceklerin ihtiyaç duyduğu yaprakların elde edilebilmesi için gerekli şartlar şöyle sıralanabilir;
- Toprak; nem tutma kapasitesi yüksek, özlü ve kuvvetli olmalı, ne fazla balçıklı ne de fazla kumlu olmalı,
- Bitkilerin ihtiyacını karşılayacak dengeli ve optimum düzeyde gübre uygulanmalı, aşırı azotlu gübre kullanılmamalı,
- Yıllık yağışın yeterli olmadığı durumlarda sulanabilmeli,
- Yapraklar ihtiyaç duyulduğu kadar ve kartlaşmadan, günün serin saatlerinde, sabah erken, çiğ kalktıktan sonra veya akşam geç vakit toplanmalı,
-Toplanan yapraklar, serin, temiz ve mümkün olduğu kadar nemli bir ortamda muhafaza edilmelidir. Fazla yapraklar sandıklar içerisinde tutulabilir.
Genç ipekböcekleri ince, yumuşak, su, protein ve şeker içeriği yüksek, nişasta ve selüloz içeriği düşük, küçük ve filiz halindeki yaprakları, gelişmiş ipekböcekleri de protein oranı yüksek olan, su oranı fazla olmayan yumuşak ve gelişmiş yaprakları iyi değerlendirirler.
I. TEMİZLİK
Solan ve kuruyan yapraklar, dışkılar, deri döküntüleri, ölü ve sağlıksız larvalar vb maddelerle kirlenmiş olan besleme yataklarının zaman zaman temizlenmesi gerekir. Aksi halde, yataklarda nem oranı yükselmekte, mikroorganizmaların çoğalması kolaylaşmakta, fermentasyon sonucu oluşan ısı ve gazlar ipekböceği gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir.
İlk yaş dönemlerinde çok küçük olan larvalara zarar vermemek için sık temizlik yapılmamalıdır. Yatakların temizlenmesi 1. yaşta bir kere, 2. yaşta iki kere (birinci uykudan sonra, ikinci uykudan önce) ve 3. yaşta 3 kere (ikinci uyku sonrası, yaş ortası, üçüncü uyku öncesi) yapılır. Son iki yaşta (4. ve 5. yaş) yetiştirme şekli önem taşımaktadır. Yaprakların tek tek veya kısa dal parçaları şeklinde verildiği çok katlı sistemde her sabah temizlik yapılmalıdır. Besleme tablası olmayan 2-3 katlı sabit sistemde; 4. yaşta iki, 5. yaşta üç kere temizlik yapılabilir. Yapraklı dalların kullanıldığı 1-2 katlı sabit sistemde ise üç kere (üçüncü uykudan 2 gün sonra, 5. yaşta, askıdan önce) temizlik yeterlidir.
Temizlenecek besleme yatağı üzerine temizlik ağları serilir, ağ üzerinde bir veya iki kere yemleme yapılarak bütün sağlıklı larvaların gözeneklerden geçerek ağın üzerine çıkması sağlanır. Daha sonra ağ temiz besleme yatağına aktarılır. Kirli besleme yatağı temizlenerek yeni larvalar için hazırlanır. J. SIKLIK
İpekböcekleri geliştikçe büyüklükleri artmakta ve dolayısıyla yataklardaki böcek sıklığı da artmaktadır. Aşırı sıklık olması durumunda, hareketin kısıtlanması, yem yemede ve gelişmede düzensizlikler, birbiri üzerine yığılmalar, fermentasyon sonucu gaz birikimi ve ısının yükselmesi, dolayısıyla sağlıksız bir ortam şekillenir. Aşırı seyreklik ise yaprak zayiatı, ekipmanın gereksiz yer kaplaması ve işgücü israfına neden olur.
İpekböcekleri özellikle genç yaşlarda çok hızlı geliştiklerinden sık sık ve genellikle yatak temizliği sırasında seyreltilmelidir. Bu amaçla özel çubuklar kullanılır. Ülkemizde yetiştirilen üni- ve bivoltin ırkların ihtiyaç duyduğu alan Tablo M-1’de gösterilmiştir.
Tablo M-1. Üni- ve bivoltin ırklarda bir kutu ipekböceği için gerekli alan ve yaprak miktarı.
Yaş
Alan,m²
Yaprak,kg
Yaş başlangıcı
Yaş sonu
10.2
0.8
1-2
21.0
2.0
5-6
32.0
4.5
20-25
45.0
10.5
80-90
510.5
20.5
450-475
Yetiştirme yerinin ısısı ve nemi fazla olduğunda veya yataklarda ıslaklık arttığında böcekler seyreltilerek hem ısının düşmesi hem de yatakların kuruması sağlanabilir. K. HASTALIKLAR VE ZARARLILAR
K.1. Protozoa hastalıkları
Karabatan (Pebrin).
K.2. Bakteriyel hastalıklar
Baygınlık (Flacherie) hastalığı,
Sindirim organlarının bakteriyel hastalığı,
Septisemi,
Sotto,
Kort.
K.3. Virus hastalıkları
Sütleme (Grasserie) (sarılık),
Sitoplazma polihedrosisi,
Bulaşıcı Flacherie,
Gattine.
K.4. Mantar hastalıkları
Kireç hastalığı (Muscardine, Calcino),
-Beyaz muscardine,
-Yeşil muscardine,
-Sarı muscardine,
-Kırmızı muscardine,
Aspergillus ve Sterigmatocystis.
K.5. Zararlılar
Uzi sineği,
Uji sineği,
-Japon Ujisi (Kyoso sineği),
Dermestid böcekleri,
-Dermestes’ler,
-Anthrenus’lar,
-Attagenus’lar,
Kurtçuk (Pediculoides ventricosus),
Nematodlar,
Karıncalar,
Kertenkeleler,
Fareler,
Sincaplar,
Kuşlar.
17.11.2000
Prof.Dr. Şeref İNAL
Dr. Gülşen Keskin
S. Ahmet Çeliker
İpek Böcekçiliği
Türkiye'de yardımcı bir tarımsal faaliyet olarak yapılan, aile fertlerinin emeklerinin değerlendirilmesinde ve kırsal alanda gizli işsizliğin önlenmesinde önemli olan, ancak son yıllarda üretimde düşüş yaşayan ipek böceği yetiştiriciliği, yaklaşık 1500 yıldan beri yapılmaktadır. İpek, ilk kez 4000 yıl önce Çinliler tarafından üretilmiş, uzun yıllar nasıl üretildiği gizli tutulduktan sonra, önce Anadolu'da daha sonra da Avrupa'da üretilmeye başlanmıştır.
Ülkemizde genellikle küçük ölçekte yapılan ipek böceği yetiştiriciliği; çok fazla yatırım gerektirmeyen, ipek böceğinin tek besin kaynağı olan dut yaprağının sağlanmasıyla başlayan ve ipek elde edilinceye kadar süren bir faaliyettir. Üretimle ilgili aşamalar; dut fidanı yetiştirilmesi, ipek böceği tohumu üretimi, ipekböceği bakımı ve beslenmesi, koza üretimi, kozadan iplik çekilmesidir (Anonim, 2001a).
İpek, ipek böceği larvalarının koza örmek için salgıladıkları, parlak ve çok ince bir teldir. Bu teller bir araya getirilerek ipek iplikler elde edilir. İpek, kolay boyanabilen, yumuşak ve dayanıklı bir ip olması nedeniyle tarih boyunca çok kıymetli bir dokuma hammaddesi olmuştur. Türkiye'de üretilen ham ipeğin tamamına yakını ise, ipek halı dokumacılığında kullanılmakta ve ihraç edilmektedir. Ayrıca; giyim-kuşam, ev eşyaları, nakış - dikiş ve ameliyat iplikleri gibi birçok üründe ipek kullanılmaktadır.
Türkiye'de ilkbahar beslemesi olarak senede bir kez yapılan ipek böceği yetiştiriciliği; bitkisel üretimde aşırı ve bilinçsiz kullanılan zirai mücadele ilaçları, sanayileşme, kentleşme ve göç olaylarından olumsuz etkilenerek özellikle son yıllarda önemli oranda düşmüştür (Anonim, 2001a).
Bugün, dünyada yaklaşık 60 ülkede ipek üretilmekle birlikte bunlardan 20 kadarında üretim ekonomik bakımdan önem taşımaktadır (Anonim, 2003a). Dünya'da ipek böceği yetiştiren önemli ülkeler Çin, Hindistan,Türkmenistan, Brezilya, Özbekistan, Tayland ve İran 'dır. Dünya ham ipek üretiminde Çin %70 ile ilk sırada yer almaktadır. 2002 yılı üretiminde Çin'i %17 ile Hindistan, %5 ile Türkmenistan takip etmektedir. 2002 yılında üretimin %24'ü dış ticarete konu olmuştur. İhracatta Çin %65 ile Türkmenistan ise %23 ile önemli ülkelerdir. İthalatta ise Hindistan önemli üretici ülkelerden biri olmasının yanı sıra aynı zamanda %39 ile önemli ithalatçı ülkelerin başında gelmektedir. Önemli düzeyde ithalat yapan diğer ülkeler ise İtalya, Japonya ve Kore'dir (Anonim, 2002).
Türkiye, iklim bakımından dut ağacı ve ipek böceği yetiştiriciliğine uygun ülkelerden biridir (Anonim, 2003). Tarihi ipek yolu üzerinde bulunan Bursa, ipek üretiminin ilk başladığı yıllardan beri, önemli miktarda üretimin yapıldığı illerin başında gelmektedir. Yüzyıllardır ipekçiliği ile tanınan Bursa, bu özelliğini yörede yetişen dut ağaçlarından almıştır (Anonim, 2003f) . Ancak, son 20 yıl içinde ipek böceği yetiştiriciliğinde gerek Bursa'da gerekse ülke çapında önemli bir azalma olmuştur. 1982 yılında 1 781 köyde 44 960 aile tarafından yapılan ipek böceği yetiştiriciliği, 1990'lı yıllardan itibaren sürekli bir azalma göstererek, 2001 yılında 213 köyde 1 555 aile tarafından yapılan bir faaliyet olmuştur. Aynı yıllarda yaş koza üretimi, 1 998 tondan 47 tona düşmüştür. İpek böceği yetiştiren illerin sayısı ise 1985'de 40 iken, 2001 yılında 13'e düşmüştür. İpek böceği yetiştiriciliği yapılan illere bakıldığında, Bilecik ve Eskişehir'in 14'er ton ipek kozası üretimi ile toplam üretimin %60'ini oluşturduğu görülmektedir. Üretimde önemli diğer iller ise Ankara, Sakarya, Bursa, Bolu ve Eskişehir'dir. İpek kozası fiyatları ise illere göre değişmekle birlikte en düşük 1.833.089 TL/kg ile Antalya'da, en yüksek 4.500.000 TL/kg ile Bilecik'de olmuş, Türkiye ortalama fiyatı ise 3.204.362 TL/kg olarak gerçekleşmiştir (Çizelge 3.2). Fiyatlardaki bu farklılık, kalite farklılığının yanı sıra koza alımı yapacak merkezlerin her yerde olmamasından kaynaklanmaktadır.
"Yaş İpek Böceği Kozası Üreticisinin Desteklenmesine ve Doğrudan Destek Ödemeleri İçin Gerekli Finansman İle Bursa Koza Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (Kozabirlik) Tarafından Yaş İpek Böceği Kozası Üreticilerine Ücretsiz Dağıtılmak Üzere İthal Edilen İpek Böceği Tohumu Bedellerinin Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu' ndan Karşılanmasına İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı
Uygulama Tebliği " ne göre, 2003 yılı ürünü yaş ipek böceği kozasının kooperatiflere veya Kozabirlik'e satışında üreticiye verilecek doğrudan destek, damızlık yaş koza için 10 milyon, 1.sınıf yaş koza için 7 milyon, 2. sınıf yaş koza için 6,25 milyon, 3. sınıf yaş koza için 5,5 milyon olarak belirlenmiştir .
Son yıllarda üretilen koza miktarının azalmasına paralel olarak, ham ipek üretimi 20 ton seviyesine düşmüştür (Çizelge 3.3) . Üretimdeki bu azalmada, Çin'in %70'lik bir payla ipek üretiminde ve ticaretinde tekel durumunda bulunması ve fiyatlara tek başına müdahale edebilmesi önemli rol oynamaktadır. Ayrıca, sanayinin gelişmesi , zirai mücadele ilaçlarının aşırı ve bilinçsiz kullanılması, kentleşme, göç olayları ve genç kuşakların ipek böcekçiliğine olan ilgisinin azalması da önemli olmuştur (Anonim, 2003c). Ham ipek üretimindeki düşüş ithalatı arttırmış, yurt içi ipek ihtiyacının önemli bir bölümü ithalat ile karşılanmaya başlanmıştır . 1993- 2001 yılları arasında ham ipek arzı, %60 artışla 172 tondan 276 tona yükselmiş, ancak 2002 yılında ithalattaki düşüş ve üretimin artmaması sonucu ham ipek arzı azalmıştır. (Çizelge 3.3 ; Grafik 3.2) .
Ham ipeğin tamamına yakınını kullanan ipek halı dokumacılığında, ihracata bağlı olarak ev tipi tezgahlarda , yılda yaklaşık 40-50 000 m² ipek halı üretilmektedir. İpek halı ihracatında en önemli pazarlar ise Almanya, İsviçre, Japonya ve ABD'dir (Anonim, 2001a; Anonim, 2001b) .
İpek böceği yetiştiriciliğinde, 35 - 40 günlük çok kısa bir üretim döneminden sonra, kutu başına 26-30 kg arasında yaş koza elde edilebilmektedir. Ülkemizde ipek böceği yetiştiriciliği yapan bir çok aile, yılda 4-5 kutu ipek böceği yetiştirerek geçimini sağlamaya çalışmaktadır. Üretim, dut yaprağının teminine bağlı olarak yılda iki kez (ilkbahar ve sonbahar beslemesi) yapılabilecek olmasına karşın, ikinci besleme yaygınlaştırılamamıştır (Anonim, 2003a ; Anonim ,2001a) .
Koza üretimini artırmak ve üreticiyi korumak amacıyla ilk Koza Tarım Satış Kooperatifleri Bursa, Bilecik ve Adapazarı'nda kurulmuş, bu kooperatifler 1940 yılında Bursa'da Koza Tarım Satış Kooperatifleri Birliği'ni (Kozabirlik) kurmuşlardır. Bugün Kozabirlik, 10 300 üreticinin ortağı olduğu Bursa, Bilecik, Adapazarı, Mihalgazi ve Alanya 'da bulunan 5 kooperatif ile hizmet vermektedir (Anonim, 2003d) . Birlik, bir yandan kozacılığın potansiyel olarak mevcut olduğu bölgelerde koza üretimini teşvik ederken, diğer yandan da koza üretiminin düştüğü bölgelerde bazı tedbirler almaktadır (Anonim, 2003e). Ayrıca Kozabirlik, yaş ipek böceği yetiştiriciliği yapan köylerde doğrudan destek ödemeleri ve ücretsiz ipek böceği tohumu dağıtımının uygulama esaslarını önceden tüm üreticilere duyurmak ve 2003 yılı ürünü olması şartıyla kendisine getirilen yaş ipek böceği kozasının tamamını satın almakla yükümlü kılınmıştır (Anonim, 2003c).
İpek böceği ile ilgili tek kamu kuruluşu olan İpek Böcekçiliği Enstitüsü ise, 1888 yılında Bursa'da bu konuda eğitim veren bir kurum oluşturmak amacı ile kurulmuştur. Kozabirlik ve İpek Böcekçiliği Enstitüsü dışında Türkiye İpek Böcekçiliği ve İpekçilik Milli Komitesi de ipek böcekçiliği konusunda çalışmaktadır .
4.Genel Değerlendirme
Türkiye ham ipek üretimi 1984 yılındaki 290 tonluk rekor üretimin ardından 2002 yılında 20 tona kadar düşmüştür. Üretimdeki bu büyük düşüşün en önemli nedeni Çin'in tekelleşme çabaları ile üretimini Dünya talebinin üzerinde artırmasıdır. Bu durum ham ipek fiyatlarının yarı yarıya düşmesine neden olmuştur. Kişi başına milli geliri 620 $ olan Çin üreticisi bu fiyat seviyesinde de üretimini sürdürebilmiş, ancak Japonya ve Güney Kore gibi ülkelerde bu fiyat seviyesinde üretim yapılamamış ve sonuçta üretim hızla düşmüştür. Piyasa şartları Türk üreticisini de olumsuz etkilemiş, körfez krizi ile ipek halı ihracatının düşmesi ve Türk cumhuriyetlerinin de piyasalara ucuz ham ipek sürmesi de eklenince üretim iyice düşmüştür.
AB, birlik için hiçbir ekonomik önemi olmamasına rağmen ipekböcekçiliğine destek vermektedir. Ülkemizde ipekböcekçiliğine verilen destekler ise, ücretsiz tohum dağıtımı ve yaş ipek böceği kozasının satışında üreticilere doğrudan destek ödemesi yapılması şeklindedir.
İpek üretiminin her aşamasında kaliteyi belirleyici ve yükseltici önlemler alınmalıdır. Özellikle ipek halı üretim ve ihracatında kaliteye dikkat edilmelidir. Üretimde önemli bir sorun da maliyet yüksekliğidir. Birim işgücü ve alandan daha fazla ve kaliteli ürün almayı sağlayacak yetiştiricilik yöntemleri (tabla beslemesi, kaliteli askı kullanımı, sonbahar beslemesi yapılması vb) çiftçiler arasında yaygınlaştırılmalıdır. Bu amaçla ipekböcekçiliğinin mevcut sorunlarını göz önüne alan bir kredilendirme politikası izlenerek üretim araçlarının modernleşmesi sağlanmalıdır.
İpekböceği Yetiştiriciliğinde Karlılık
25-30 gün sürmekte ve yetiştirici için kısa sürede ek bir gelir kaynağı oluşturmaktadır. Bir kutu ipekböceğinde yaklaşık 20 bin yumurta bulunmakta, yaklaşık 500-600 kilogram yaprak tüketmekte ve 30 kilogram yaş ipek kozası elde edilmektedir. Ortalama yaş koza taban alım fiyatı (2011) 22 TL/ kilogram, bu taban fiyatla 600 TL civarı gelir elde etmek mümkün olmaktadır. İpekböceği tohumları, Bursa Koza Birlik tarafından ücretsiz olarak dağıtılmakta ve yetiştiricinin ürettiği yaş koza birlik tarafından garantili olarak geri satın alınmaktadır. İpekböceği yetiştiriciliği için evin bir odası ayrılması ve yeterli dut yaprağı bulundurulması yeterli olmaktadır. Yetiştiricilikte kullanılan malzemelerin birçoğu herkesin evinde bulunan malzemelerden olduğundan, yetiştirme maliyeti çok düşük seviyededir.
Bir kutu (20000 yumurta) ipekböceği tohumu için ülkemiz şartlarında 750-800 kg dut yaprağına ihtiyaç vardır. Diğer bir deyişle 40 dut ağacı gereklidir.”
“Her kutuda 20000 yumurta vardır ve bunların 18000’inden larva alınabilir. Besleme döneminde ölenler ve küne ile atılanlar çıkarıldığında 16000 larva gelişebilir. Sonuç olarak 30 gram hesabıyla 480 kg dut yaprağına ihtiyaç vardır. Kuruyup solan ve atılan yapraklar da ilave edildiğinde 600 kg yaprak, bir kutu ipekböceğini beslemek için yeterli olmaktadır.
Kutu başına 26-30 kg arasında yaş koza elde edilebilmektedir. 1 kozadan 800-1200 mt arasında ipek ipliği, 3 kg kozadan 1 kg ipek üretilebilmektedir.