İntihar mı cinayet mi?

ramo46

New member
Katılım
2 Mar 2008
Mesajlar
1,913
Reaction score
0
Puanları
0
Bir asker daha kendisini vurdu.

Bir insanın canına kıymasının altındaki derin bunalımı anlamaya çalışıyorum ama o karanlığın içine girmek istemiyorum.

İyi de hayatını savaş üzerine kuran bir subay nasıl olur da intihar eder?

Bu bir çaresizlik mi, ruh çöküntüsü mü, yoksa bir protesto mu?

Yoksa bir onur intiharı mı?

Onuru kırılan bir askerin silahını kafasına dayayıp tetiğe çekmesi de haksızlık.

Bu devletin onu yetiştirmek için neler yaptığını düşününce...

Arkasında eşini, çocuklarını, yakınlarını ve bunca sevenini bıraktığını düşününce...

Yoksa bu intihar biraz bencillik mi?

Bilemiyorum.

Kim olursa olsun bir canın yok olması beni çok üzer.

Lakin; Yarbay Ali Tatar'ın intiharından sonra, bazılarının; birbirlerine bakarak; hafiften tebessüm ederek, «Çak kanka!» diyerek ellerini çarptıklarını görür gibi oluyorum.

Öyle ya... Bir asker öldü gitti.

Ölen bir asker; yok olan bir düşmandır onlar için.

Kim bunlar? Selanikli Rumlar mı? PKK'lılar mı?

Hayır!

Bunlar; Rumlardan da PKK'lılardan daha insafsız, daha zalim; daha ruhsuzdur.

Onları tanıyorsunuz...

Hedeflerinde Türk ordusu var...

Ordudan bir dalın koparılması, onlar için zafere doğru atılmış bir adımdır.

Yarbay Ali Tatar kendisini vurup devre dışı kalınca işte bunlar; «çak kanka!» diye el çırpanlardır.

Onları hala tanıyamadınız mı?

Güdümlü televizyonlara bakın...
Gözlerini devire devire, yanaklarını şişire şişire,
askeri darbeci göstermeye çalışanlar var ya...
İşte asıl katil onlardır.

Hani, devletin mallarını tırtıklayan,
arazilerine bedavaya konan tarikatçi örgütün çıkardığı gazetelere,
uyduruk haberler yapıştırıp askeri kötü göstermeye çabalayanlar var ya...
İşte gerçek katil bunlardır.

Bunlar; elbette ki tetikçilerdir.

Unvanı profesörmüş, köşe yazarıymış... Ne olursa olsun...

Milletine, devletine, cumhuriyete kökten düşman bu adamlar yüzünden ikide bir bir subay intihar ediyor.

Bu arada da bazı mahkemeler; sanki askeri bunalıma itmek içinmiş gibi bastırıyor.

PKK'lılar sokaklarda can alırken onları görmezden gelenler; «İddia edildi» diyerek, subayları içeri tıkıyorlar; darbecilikle suçluyorlar. İçeri girenin de çıkması çok zor oluyor.

Yarbay Ali Tatar'ın acılı eşi; cenaze töreninde haykırmış:

«Savcı Bey, adını asla unutmayacağım. Onun katili sensin... Şimdi rahat ettin mi? Rahat nefes alıyor musun?»

Ah acılı kardeşim Nilüfer... Ah!

Yazımın başına yeniden dön ve bir kez daha oku.

Birileri şu sıralarda «Çak kanka!» diyerek el çırpıyor.

Sizde matem, o tarafta ise kutlama var...



ASKER SUÇLU DENİZ FENERİ MASUM


Almanya, bu ülkedeki Deniz Feneri Yolsuzluğu ile ilgili dava açtı;
oradakilerin suç işlediğini karara bağladı. Alman yargısı, bu kararında ayrıca;
«Asıl sorumlular Türkiye'dedir!» dedi. Yani; Türkiye'nin de bu büyük vurgunu
soruştarması istendi. Almanya belgeleri de yolladı.

Suçlananların başında kim geliyordu: Dönemin RTÜK Başkanı Zahit Akman ile
Kanal 7'nin sahibi Zekeriya Karaman ...

Askeri sürüm sürüm süründüren yargı; Zahit Akman'ın kılına bile dokunamıyor.
Çünkü Başbakan Erdoğan bir kanun çıkarmış; onun yargılanması için kendisinin
izin vermesi şartını koymuş; Akman için soruşturma izni vermiyor.
Zekeriya Karaman ise dini bütün bir Müslüman. Bu çağda hangi savcı
onun için «Tutuklansın!» diyebilir ki.

İşte bizim yargının hali bu...
Büyük yolsuzluk yapanlar yine büyük dağları ben yarattım havasında dolaşıyorlar.

Peki, bu işin içinde Zahit Akman değil de herhangi bir albay olsaydı ne olurdu;
biliyor musunuz?

Güdümlü medya her gün o dosyadan bölümler yayımlar;
askerin Türkiye'yi nasıl hortumladığını anlatırlardı.

Nerede şu demokrasi ve açılım yandaşı, hukuk savaşçısı medya?
Bunlarda bir satır bile Deniz Feneri yolsuzluğunu eleştiren yazı gördünüz mü?


MAĞDURCULUK OYNAYACAKLAR

İtalya'da Başbakan Berlusconi'ye heykel atıldı; adamın oyu 7 puan yükseldi.

Biz geri kalır mıyız? Hemen «Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a Suikast İddiası»
devreye sokuldu.

Yakında başka AKP'lilere de böyle suikastler yapılacağı haberleri gelecektir.

Yani; mağdurculuk oyunu başlatılmıştır.

Bunun yanına bir de «ağlayan politikacı» fotoğrafı konulacak.

Bülent Arınç ve Başbakan Erdoğan yeniden ağlarlarsa kimse şaşırmasın.

Çünkü; bu açılım, AKP'yi sandığa gömecek gibi gözüküyor

Rıza ZELYUT

H E D D A M
 
Geri
Üst