İnebahtı ' nın iki yüzü !

efc

New member
Katılım
15 Haz 2010
Mesajlar
22
Reaction score
0
Puanları
0
Fransa'nın tarihi en eskilere giden şehirlerinden biri olan Leon'dayız. Romalılardan
bu yana ciddi bir yerleşim merkezi olarak kullanılan Leon'un daha düne kadar
Fransa'nın en büyük şehri olduğunu ve tabiî ki Fransa'ya uzun yüzyıllar başkentlik
yaptığını hatırlıyoruz. Şehrin tam ortasında, yarı şahlandırdığı atının üzerinde
duran kişi Flip Ogüst. Yani Selahaddin Eyyübi'nin Kudüs'ü alması üzerine Haçlı
Seferine çıkan ünlü Fransız Kralı. İngiltere'den Kral Rişar ve Almanya'dan Frederik
Barbaros ile birlikte hareket edecek ve Kudüs'e geleceklerdir. Ama Selahaddin'in
hem üstün askeri dehası hemde insanlığı karşısında yerin dibine geçerek ülkelerine
geri döneceklerdir.

Leon'un tam ortasında şehre hakim bir tepe bulunuyor. Ve bu tepenin başında
da bir kartal yuvası edasıyla duran dev bir Bazilika. Oraya doğru tırmanıyoruz.
En nihayetinde yanına kadar geliyor ve içeriye giriyoruz. Her zamanki gibi loş
ve yanık mum kokan bir ortam. İçeride birçok çocuk, öğretmenleri ile bu dini
yapıyı ziyarete gelmişler. Başlarındakiler uzun uzun inançlarının detaylarını
ve duvarlardaki resimlerin manalarını anlatıyorlar. Bizim ülkemizde hiçbir okulun
bir camiye eğitim gezisine gitmediğini hatırlıyorum. Ve ardından duvarlardaki
resimleri incelemeye koyuluyorum. Yüzümü yapının kıblesi olan doğuya çevirmiş
sol tarafımdaki duvarı incelerken birden gözüm duvar üzerindeki devasa boyda
hazırlanmış mozaik resmin detaylarına takılıyor. Karşımda bir deniz var. Denizin
üstü haç motifli gemilerle kaplı. Önlerinde bir takım gemilerde batıyor vaziyette.
Batan gemilerdeki sarıklı, sakallı, nice asker sulara gömülüyor. Ve son olarak
sulara yarı yarıya gömülen üç hilalli bayrağı görüyorum. Hemen resmin yazılarına
bakıyorum. Öğrenmekte gecikmiyorum. Bazilika'nın neredeyse tüm sol cephesini
kaplayan bu mozaik resim, İnebahtı Deniz Savaşını ve tabiî ki Osmanlı'nın yenilgisini anlatıyor.
Bir başka seyahatim Almanya'ya doğru gerçekleşiyor. Frankfurt'a birkaç yüz km. uzaklıkta bulunan Regensburg şehrindeyim. Vaktimiz dar, pek bir yeri gezebilmiş değilim. Sokakların arasında hızla ilerlerken bir heykel dikkatimizi çekiyor. Yolların kavşağındaki bu heykel, kıyafetlerine bakılırsa bir yöneticiye ait. Sağ eli havada ve elinde birbirine bağlanmış ağaç parçaları tutuyor. Sol elinde bir kılıç var. Sol bacağıda biraz kalkık. Sanki ayağı ile bir şeye basar gibi bir hali var. Gözlerimizi aşağıya indirip sol ayağı altında duran şeye bakınca adeta ürperiyoruz. Bu bir insan başı. Hemde sarıklı, sakallı bir Osmanlı Paşası'na ait. Nefesimiz kesilecekmiş gibi oluyor ve heykelin altındaki kitabeyi okumaya başlıyoruz.

"Kayser 5.Karl'ın ve Barbara Blomberg'in oğlu, İspanya'nın, Stathalter'in
ve Hollanda'nın kralı Kral 2. Philip'in erkek kardeşi, Avusturyalı Don Juan.

24-02-1547 'de Regensburg'ta doğdu , 2-10-1578'de Namur'da öldü.

Mesina şehrinin senatosu o sene onu amiral olarak atadı. Ardından Birleşik İspanya'nın
amirali oldu. Lepanto'da Türk savaş gemilerini yenerek galip geldi.

7 Ekim 1571 de ki bu savaş aslında Hristiyanların İslam'a açtıkları bir savaştı.

Bu anıt buraya Regensburg şehrinin kuruluşunun 400. yıldönümü anısına dikilmiştir.
1978 "




''http://www.talhaugurluel.com/index.php?GT&MID=186 '' bu siteden ayrıntılı öğrenebilirsiniz...Türkleri ne hale soktuklarını görebilirsiniz...faşizan değiliz amenna o zamanın şartlarını şimdiye indirgeyip kin duymak insanları dışlamak haddimiz değil...sonuçta Allah o insanları ne olursa olsun huzuruna kabul edecek biz kimiz ki onları dışlayıp küfür yağdıralım...ama neler yağtıklarını bilmekte yarar var...



 
Geri
Üst