İLGiNç BiLGiLEr..

demilles

New member
Katılım
23 Haz 2005
Mesajlar
1,605
Reaction score
0
Puanları
0
Yaş
46
Konum
hackhell.com
1 Nisan şakasının kökeni nedir?
1564 yılında Fransa kralı IX Charles, yıl başlangıcını
Ocak ayının birinci gününe aldı. Daha önce
Avrupada yaygın olan yıl başlangıcı Mart 25
idi. O zamanki iletişim şartlarında IX
Charles'in bu kararı fazla yayılamadı.
Duyanlar ise protesto amacıyla eski adetlerine
devam ettiler.1 Nisan'da partiler düzenlediler.
Diğerleri ise onları Nisan aptalları olarak
nitelendirdiler.1 Nisan'a bütün aptalların günü
adını verdiler. Bu günde diğerlerine sürpriz
hediyeler verdiler, yapılmayacak partilere davet
ettiler, gerçek olmayan haberler ürettiler. Yıllar
sonra Ocak ayının yılın ilk ayı olmasına alışılınca,
Fransızlar 1 Nisan gününü kendi kültürlerinin
parçası görerek devam ettirdiler. Oradan da bütün
dünyaya yayıldı
İnsanlar niçin içki kadehlerini tokuştururlar?

Bu konuda iki ayrı açıklama
vardır. 1) İnsanların beş duyusunu tatmin
amacıyla şarap kadehini sofrada çın sesiye tokuşturmak. Şarabın rengi, görme; diliyle
tat alma; burunla koklama;eliyle dokurma,ve çın
sesiyle işitme. Şarap bütün duyguları tatmin
eder anlamını taşır. 2)Antik çağlarda bir
insanın düşmanını yemeğe davet edip,ona
zehirli içki sunması doğal sayılıyordu. Ev
sahibi içkinin zehirsiz olduğunu kanıtlamak için
kendi içkisini havaya kaldırır ve misafirin içkisinden
bir yudumun kendi kadehine dökülmesini isterdi.
Sonra aynı anda içkilerini içerlerdi. Misafir
böyle durumda ev sahibine güvenini göstermek için
kadehini ev sahibinin yukarı kaldırdığı
kadehe hafifçe vurur, çın sesiyle içkiyi
denemeye gerek olmadığını gösterirdi.

Çinliler yiyeceklerini niçin çubukla yerler?

Çinlilerin yemek yeme alışkanlıklarının
yiyeceklerini çok küçük parçalar halinde
yemelerinden çubuk kullandıkları anlaşılıyor.Çinde
eskiden yalnızca zenginler masada otururlardı.
Halkın çoğunluğu tabakları ellerinde yemek
yerlerdi. Bir elleriyle tabaklarını tutar, öteki
elleriyle çubuk kullanarak beslenirlerdi. Hızla
artan nüfus yüzünden yiyecek sıkıntısı çeken
çinliler önlerindeki yiyeceği küçük parçalar
halinde çoğaltarak yiyorlardı. O zamanlar ağaç
sıkıntısı nedeniyle de tahta kullanımı kısıtlıydı.
Masa kullanımı bu yüzden çok zordu. Çubuklar
fildişinden ve kemikten yapılırdı.

Dünyanın en çok söylenen şarkısı hangisidir?

Bu şarkı"Happy
birthday to you" dur. Şarkının asıl
kaynağı Amerika'lı iki kız kardeşe aittir.
Orijinal adı " Good Morning to All"
yani " hepinize günaydın"dır. Daha
sonra güftesi değiştirilerek bütün dünyaya
yayılmıştır. Fakat telif hakkı kardeşlere
aittir, onlardan sonra da Warner/chappel müzik
şirketine geçmiştir. Müzik ticari amaçlı
kullanıldığı zaman şirkete ödeme yapma
zorunluluğu vardır

Mezara niçin çiçek konulur?

İlk olarak Mısır Firavunu Tutamkamon'nun
milattan önce 1346 da öldüğünde mezarının
çiçekten tacçlarla kaplandığı saptanmıştır.
Kuzey Avrupada ise M.Ö 2000 yıllara kadar
mezara çiçek konduğu belirlenmiştir. O
zamanlarda bu çiçeklerin amacı iyi ruhları çekme,
kötaü ruhları kovma amacıylaydı. Sonradan
ise asıl amaç cesetler çürürken çıkan
kokuyu kamufle etme amacını taşır. Servi ağacı
da bu nedenle mazarlıklarda kullanılır. Ağacın
yaprakları rüzgarı önler, kendine özgü
ferah kokusu vardır. Cenaze törenherinde siyah
giyinmenin amacı da mezarlıklarda
hayalletlerden sakınmak amacı taşımaktadır.

İnsanlar saatlerini niçin sol kollarına takarlar?

Özel bir durum
veya farklı olma düşüncesi yoksa insanların
çoğu saatlerini sol kola takar. Çünkü çoğunluk
sağ elini kullanmaktadır ve bu kolun daha
hareketli olması nedeniyle saatin bir yerlere çarpıp
zarar görme olasılığı yüksektir. Zaten
saatin kurma düğmesi 3 rakamının yanındadır.
İnsanlar saati kurmak istedikleri zaman onu
bilekten çıkarmadan sağ elle uzattıkları
sol kollarındaki saati kurabilirler.

Satrançta şah niçin o kadar pasiftir?

Çünkü şah koruma altındadır.
Zaten satrançta amaç şahı almaktır. O yüzden
bütün taşlar onu korumakla görevlidir. Vezir
ise başkumandan gibi şaha yardım eder. İleri
geri, çapraz her yöne gidebilir. Batıda vezire
Kraliçe adı verilmiştir. Bununla Kraliçe'nin
Kralın en büyük desteği olduğunu işaret
etmektir. Satranç 6. yüzyılda Hindular tarafından
oynanmaya başlanmış, oradan dünyaya yayılmıştır.

Bir hafta niçin 7 gündür?

Babilliler 7 günlük haftayı zaman birimi
olarak kullanıyorlardı. İlk çağlarda bilinen
beş gezegen ile güneş ve ayın sayısı nın 7
oluşu bu sayıyı gizemli ve uğurlu kılıyordu.
Daha sonra dinlerde göğün 7 kat oluşu ve doğadaki
ana renk sayısının 7 oluşu, müzik notalarının
7 oluşu sayının önemini daha çok belirtti.
Daha sonra Fransa takvim yapısını değiştirerek
hafta sayısını 10 yaptı ama kabul görmedi.
Rusya 5 günlük hafta uygulamasına geçti, o da
tutulmadı. Sonunda yine hafta 7 gün olarak
kaldı.

Niçin otellerin kapıları döner kapıdır?

Döner kapıların tek amacı
enerji tasarrufudur. Büyük binaların içerleri
devamlı olarak ısıtılır. Açılan normal kapıdan
içeri soğuk hava rahatlıkla girer. Eğer
normal kapı kullanılırsa hava değişimi
nedeniyle klimalar veya motorlar yeniden çalışacaktır.
Özellikle çok kişinin girip çıktığı otel
veya benzeri binalarda enerji tasarrufu için döner
kapı kullanılır. Döner kanatlar sıcak havanın
dışarı çıkmasına, soğuk havanın da içeri
girmesini engeller.

Bardaktaki buzlar niçin birbirlerine yapışırlar?

Buzun erimesi için yalnızca
sıcaklık değil basınç da önemlidir. Dağlardaki
buzulların kayma nedeni de budur. Basınçla alt
tabaka erir ve kayma oluşur. Bir kabın içinde
ya da bir bardakta üstüste duran buzların
herbiri altındakine değdiği noktada bir basınç
oluşturur ve bu noktada çok küçük kısım
erir.Buradan hareket eden su çok az yanda iki
buz küpçüğünün birleştiği noktada tekrar
donar. İki buz parçası kaynak yapılmışcasına
birbirlerine yapışır ve orada bir daha erime
olmaz.

Kumaşlar yıkandıktan sonra niçin çeker?

Aslında kumaş ıslanınca
lifler şiştiğinden kumaşın az biraz uzaması
gerekmektedir. Ama bükümlerin açılarındaki
deformasyonun yarattığı çekme kuvveti daha
fazla olduğundan sonuçta kumaş boydan kısalır.
Kumaş yıkandıktan sonra kurutulduğunda şişmiş
lifler eski durumlarına gelirler. Ama kumaş ilk
ölçülerine dönemez. Su, yüksek ısı, çalkalama,
sabun hepsi kumaşın çekmesini kolaylaştırır.
Kumaş birkaç kez yıkandıktan sonra ölçüleri
belli bir dengeye ulaşır ve ondan sonra yıkandığında
çekmez.

Çinlilerin gözleri niçin çekiktir?

Yalnız çinlilerin değil, Orta ve Güneydoğu
Asya'da yaşayanların, japonların hatta
Eskimoların da gözleri çekiktir. Aslında göz
yapısı bütün dünyada aynıdır. Farkı
yaratan göz kapaklarıdır. Çekik gözlü diye
nitelendirilen ırklarda gözün üzerindeki göz
kapağının ikinci kıvrımı, gözün üstüne
daha çok inmiştir. Bazı teorilere göre bu kıvrım
insanların gözlerini yoğun kar tabakasının,
göz kamaştıran ışığından korumak için
bir çeşit kar gözlüğü gibi gelişmiştir.
Çinde ve öteki bölgelerde her ne kadar yoğun
kar yağmıyorsa da onların atalarının buzul
çağında kuzeyde yaşadıkları daha sonra güneye
indikleri kanıtlanmıştır. Yalnız gözleri değil,
burunları da rüzgara karşı korunmak için küçülmüş,
burun delikleri soğuğu engellemek için daralmıştır.
Ciltleri de koruma amaçlı olarak yağlıdır. Göz
kapakları da yağlıdır. Gözü ve iç
tabakalarını kara ve buza karşı korur. Yani
çekik gözlü değil, düşük göz kapaklı,
demek daha doğrudur.

İnsan korkunca niçin dişleri birbirine vurur?

Bir insan büyük bir
tehlike veya korku verici olayla karşılaşınca
vücudu otomatikman savunmaya geçer. Diğer canlılarda
olduğu gibi dişler ve çene savunmanın ana
mekanizmalarıdır.İşte bu nedenle ilk
insanlardan gelen kalıtımsal yapıdan dolayı
önce çene ve dişler harekete geçer. Çenedeki
kaslar titrer, bu da sanki dişler birbirine
vuruyormuş gibi görüntü verir.

Akıl ile zeka arasında fark nedir?

Akıl yalanla gerçeği, doğru ile yanlışı ayırabilme,
bir konuda düşünce yürütebilme ve görüş
bildirme yeteneğidir. İnsan olgunlaştıkça
aklı gelişir. Zeka ise bir olayı önce anlama,
ilişkileri kavrama, yargılama ve açıklayarak
çözme yataneğidir. Genel olarak 12 yaşına
kadar gelişir, 20 yaşına kadar sürer sonra
sabit kalır. Zeka bir insanın her türlü olay
karşısında aynı yeteneği gösterebileceği
anlamına gelmez. Bir besteci müzik yapıtını
aklıyla değil zekasıyla yaratır. Fakat en
basit matematik problemini çözemeyebilir. Sonuç
olarak zeka, ruhsal olaylara, algı ve hafıza
yeteneğine, tutkulara, eğilimlere göre farlılıklar
gösterir. Akıl somut olarak ölçülemez, zeka
IQ denilen testle ölçülebilir.

Dolunay insan davranışlarınıetkiler mi?

İnsanlar arasında bu inanç
oldukça yaygındır. Eskilerin Ay'ın dönemlerine
bağladıkları boş bir inancın günümüze
uzanan bir varsayımıdır. Bilim adamlarının
yaptıkları bütün çalışmalar bu görüşün
boş olduğunu kanıtlamıştır. Ay, dünyadaki
okyanusların gel-git denilen suların alçalması
ve yükselmesi olayı üzerinde doğrudan etkisi
vardır. Vücudumuzdaki suyun oranı ,
okyanuslardaki su miktarıyla kıyaslanamaz. Yani
Ay'ın çekim gücü insanı etkileseydi yalnız
dolunayda değil her gün olması gerekirdi.
Dolunayda ayın parlaklığı da pek önemli bir
etken değildir. Çünkü gönderdiği ışık
miktarı Güneş'in gönderdiğinin 600 binde
biri kadardır

Niçin gözyaşı dökeriz?

Dünyadaki canlılardan sadece insan ruhsal
nedenlearle ağlar. İnsanı farklı kılan bu
durum şüphesiz yaşam tarihindeki evrimin bir
sonucudur. Aslında gözlerimize sürekli gözyaşı
koruma amaçlı olarak salgılanmaktadır. Fakat
ağlama ruhsal bir boşalmadır. Bu konuyu ilk
inceleyer Darwin'dir. Daha sonra yapılan
deneyler sonucu görüldü ki soğan doğrarken
akan gözyaşlarının kimyasal yapıları farklıdır.
Ruhsal gözyaşları daha çok protein içermektedir.
Fakat henüz bu farkın nedeni açıklanamamıştır.


Üç yaşından daha önce olanları için hatırlamıyoruz?

Bilim adamları
geçmiş deneyimlerimizi saklayan hafızamızın
beynimizde anıveya öykü şeklinde organize
olduğunu ileri sürüyorlar. Üç yaşından küçükler
bu şekilde iletişim kurma yeteneğine sahip değiller.Öykü
ve anılarını anlatamıyorlar. Yer ve karakter
kavramlarını anlamıyorlar. Üç yaşından küçükler
düzgün konuşabildikleri,anlayış, seziş ve
hafıza yeteneklerine sahip oldukları halde tüm
olanları bir bütün olarak şekillendiremiyor,
öyküye dönüştüremiyorlar.Hafızamız ne
yaptığını ne yapıldığını 3-4 yaşlarında
kaydetmeye başlıyor.

Develerin hörgüçlerinde ne var?

Genelde hörgüçlerinde su olduğu ve uzun
yolculuklarında bu suyu kullandıkları söylenir
ama doğru değildir. Develerin hörgüçlerinde
30-35 kg kadar yağ bulunur. Yiyecek bulamadıkları
zaman bu enerjiyle hareketlerini sağlarlar ayrıca
yağ çöl sıcağına karşı koruma görevi de
yapar. Develer suya az gereksinim duyarlar. Burun
mukozaları insana göre 100 kat daha büyüktür.
Soluk alırken havadaki nemin üçte ikisini
kazanabilirler. Su kaybını da dokularından
kaybederler, kandaki su etkilenmez.

Yumurtanın niçin bir tarafı yuvarlak, diğer tarafı sivridir?
Eğerköşeli olsalardı kenarları dayanıklılık
bakımından çok zayıf olurdu. En dayanıklı
geometrik şekil küredir ama bu şekildeki
yumurta yuvarlanacak olursa nerede duracağı
belli olmaz. Yumurta yuvarlanınca düz gitmez.
İnce tarafı üstünde dairesel bir yol çizer.
Başladığı yere yakın bir noktada durur. Yani
düz bir yerde kaybolması olanaksızdır.
Yumurta, tavuğun yumurta kanalında küre şeklindedir.
İlerlemesi sırasında arkada kalan dairesel
kasların büzüşerek hem yumurtayı ileri
iterler hem de bu kısmına baskı yaparak konik
biçimini sağlarlar. Yumurtanın şeklinin
nedeni de budur. Sürüngenlerde bu düzenek
olmadığından yumurtaları küresel biçimdedir.


Kuşlar nasıl konuşabiliyor?

Her insan ağzıyla konuşur ama konuşabilmeyi
sağlayan asıl organ beyindir. Beyinde oluşan düşünceler
dilimize ve dudaklarımıza aktarılır.
Hayvanlar bu nedenle konuşamaz. Papağan ve
benzeri kuşların yaptıkları konuşma değil,
mükemmel bir ses tınısı ezberi ve tekrardır.
Sesleri ezberler ve taklit ederler. Kuşların
ses organları memeli hayvanlardan farklı olarak
gırtlakta değil göğüs kafeslerinn dibinde,
karın boşluğunun derinliklerindedir. Kuşların
doğasında ses taklit yeteneği vardır. Doğayla
içiçe yaşarken diğer kuşların seslerini
taklit ederek bir çeşit iletişim sağlarlar.

Ateş böceği nasıl ışık saçıyor?

Aslında bu böceğin verdiği ışığın ateşle
de sıcaklıkla da bir ilgisi yoktur. Bilimsel adı
"Soğuk Işık"tır. Bu ışık olayı,
moleküler seviyede kimyasal bir işlemdir. Bazı
moleküllerin ayrışarak daha yüksek enerjili
hale geçebildikleri ve bu fazla enerjiyi
ışığa dönüştürebildikleridir. Ateş böceğinin
karın bölgesindeki ışık organında bulunan
guddelerden ışık elde etmede rol alan iki ana
kimyasal madde üretilmektedir. Fakat onlar da
tam olarak ışık vermeye yetmediği için böceğin
ışık bölgesine yakın solunum organının
ışık verme anında burayı oksijenle beslemesi
gerekmektedir

Kediler balık ve sütü niçin severler?

Kedilerin sudan hoşlanmadığı
bilinir. Ama aslında kediler çok iyi yüzerler.
Hava şartlarından dolayı ve de
tembelliklerinden suya girmeyi sevmezler.
Evkedisinin balık sevmesinin yanında kuşlara
ve farelere olan düşkünlüğünün nedeni
evcilleştirilmeden önce Mısır'da Nil
vadisinde balık, kurbağa, küçük kuş ve
fareleri avlayarak yaşamış olmasıdır. Zaten
eski Mısırlılar kedilerifare avcıları olduğu
için evcilleştirmişlerdir. Günümüzde
kedinin kuzey Hindistan ve Güneydoğu Asya'da yaşayan
türleri ırmakların kenarlarında balık
avlayarak yaşamaktadır. Patileriile balıkları
sudan dışarı atar, gerekirse suya tamamen
girerler. Eski Mısır'da kedi bakıcıları
onları ekmek ve sütle beslemişlerdir.
Kedilerin süt zevkinin de Mısırlı bakıcılarının
yarattığı beslenme alışkanlığından
kaynaklanmaktadır.

Horozlar niçin sabahları erkenden öterler?

Sabah güneş doğarken ötmek
yalnız horozlara özgü değildir. Kulağa en çok
horozun sesinin gelmesi, onun sesinin diğerlerinden
daha güçlü olmasıdır. Kuşların büyük çoğunluğu
da aynı saatlerde ağaçlarda koro halinde öterler.
Gün boyu hem horozlar hem kuşlar bu ötüşü sürdürürler
ama seslerinin en güçlü çıktığı zaman
sabah saatleridir. Horoz ve kuşların sabah gün
doğarken ötmeleri biyolojik saatleriyle
ayarlanmıştır

Evlerimizdeki sinekler kışın nereye gidiyor?

Sineklerin her türü kışın
ortadan kaybolur. Havaların ısınmasıyla
birlikte ansızın ortaya çıkarlar. Sinekler ısıya
karşı çok hassastır. Güneş bulutun arkasına
girdiği zaman oluşan ısı düşmesinden
etkilenirler. Kış günlerinde yaşama şansları
yoktur. Ölmeden önce yumurtalarını toprağa
veya kuytuya gömerler. Lavra ve yumurtalar soğuktan
etkilenmez. Yaz sıcakları başlayınca
yumurtalar çatlar ve yine sinekli günler başlar.


Tükenmez kalemin dolmakalemden farkı nedir?

Kalemin tarihi yazınınkinden de
eskidir. İlk insanlar sivriltilmiş çakmak taşlarıyla
duvar resimleri yapmıştır. Mürekkepli metal
kalemler Romalılar tarafından biliniyordu. Tükenmez
kalem adı ile bilinen bilye uçlu kalemin ilk
modeli 1880 yılında yapılmıştır fakat rağbet
görmemiştir. Uçakların gelişmesiyle gündeme
tekrar gelir. Uçaklar 2-3bin metreye çıkınca
hava basıncı oldukça azalır. Dolmakalem mürekkebi
basınç nedeniyle dışarı akarak kağıdı ya
da giysiyi lekeler. 2.Dünya Savaşı'nda askeri
uçaklarda kullanılan tükenmez kalem sonradan
yaygınlaşmıştır. Tükenmez kalemlerde mürekkep
kağıda pirinç uçtaki yuvaya yerleştirilmiş
minik bir bilye aracılığıyla aktarılır.
Fakat dolmakalemin özelliği seçkin ve yazıyı
kaliteli kılmasıdır.

Doktorlar niçin dizimize çekiçle vurur?

Bir sandalyeye rahatça oturup
bacak bacak üstüne atarken doktor dizkapağının
hemen altına, kası kemiğe bağlayan tedoma
minik lastik bir çekiçle vurduğu zaman bacak
ileri fırlar. Bu reflekste baldır kaslarındaki
duyu sinirleri kasın genişlemesine tepki verir
ve yeni sinir sinyalleri oluşturarak kaslara
hafif bir basınç uygulandığını ve
gerildiklerini omuriliğine iletirler. Omirilik
ise bu basınca dayanabilmesi için kasların kasılması
gerektiğini bildirir, bacak tekrar geri hareket
eder. Refleks, beyin denetiminden geçmeksizin,
yani beyin devrede olmadan doğrudan omuriliğin
komutlarıyla gerçekleşmektedir. Diz kapağı
refleksi omuriliğin işleyişi konusunda bilgi
veren önemli bir tanı yöntemidir.

Yapıştırıcılar nasıl yapıştırıyor?

Yapıştırıcıların sağladığı yapışma
olayı aslında kimyasal bir reaksiyondan başka
bir şey değildir. Günümüzde imalatçılar
yapıştırıcıları sentetik malzemeler
kullanarak yaparlar. Yapışma olayında benzer
veya ayrı malzemeden iki madde, bir de yapışkan
gerekir. Burada en önemli görev yapıştırıcıdadır.
Yapıştırıcının moleküllerinin diğer iki
madde molekülleri ile birleşme eğilimi gösterir
bir yapıda olması gerekmektedir.

Matematikte niçin (-2) ile (-2) nin çarpımı (+4) tür?

Haftanın beş günü
işe otobüs ile gidip geldiğinizi varsayalım.
Her sefer bir milyonluk bir biletle yapılıyor.
On milyon tutarında on tane bilet aldınız.
Hergün gidiş geliş kullandıkça iki tanesi
eksiliyor. Bunun eşitlikteki yeri (-2) dir. Siz
bu işi beş gün süresince yani 5 kez yaparsanız
(-2)x(+5)= 10 olur. Diyelim ki bayram tatilinin
iki günü o haftanın Perşembe ve Cuma günlerine
geldi ve tatil. Bu kez yapmanız gerekeni yapmıyorsunuz.
İki günlük 4 bileti kullanmıyorsunuz. Bu
hareket, yapmanız gerekene göre negatif yani
ters yönde bir harekettir. Hergün bilet almak
yerine iki gün süresince hiç bilet kullanmıyorsunuz.İki
kere negatif hareketi "-2" bilet üzerinde
yapınca o hafta elinizde (-2)x(-2) =(+4) bilet
kalıyor.

Radyonun sesi açılınca pil daha çabuk mu biter?

Pille çalışan portatif
radyolarda sesin yüksekliği pilin ömrünü
etkiler. Radyo açık, sesi kapalı durumu ile
sesin sonuna kadar açık durumu arasındaki fark
pillerin ömürlerinin kısalmasına neden olur.
Ses sonuna kadar açıldığında pillerden çekilen
akım yüzde 30 artmaktadır. Bu durum, küçüğünden
büyüğüne, pille çalışan ve ses yükselticisi
olan bütün radyo, teyp, volkmen vb. için aynıdır.

Termos nasıl sıcağı sıcak, soğuğu soğuk tutuyor?

Tek nedeni vardır,
vakum.Yani boşluk.Bir termosta içiçe geçmiş
iki kap vardır.Dıştaki metal bir kap olup içteki
genellikle bir cam şişedir.İkisinin arasındaki
hava ise boşaltılmıştır.Tam olmasa da üreticiler
tarafından elde edilebilen tama yakın bir boşluk
vardır.Vakumlu bir ortamda hava molekülleri de
ılmadığından ısı iletilemez.Cismin ısısı
başlangıçta ne ise o halde kalır.İçerden dışarıya,
dışardan içeriye ısı geçişi olmaz.Böylece
termosa konan sıvı sıcaksa sıcak, soğuksa soğuk
kalır.

İmdat çağrısı S.O.S 'in anlamı nedir?

Çok kişi "Save our Ship"
gemimizi kurtar; "Save our Soul"
ruhumuzu kurtar; "Stop Other Signals"
diğer sinyalleri sözcüklerinin kısaltılmışı
sanır. Oysa hiçbiri değildir. Tamamen
telgraf zamanından kalma mors alfabesiyle
ilgilidir. İmdat çağrısının çok kolay akılda
tutulabilmesi için 1908 de üç çizgi, üç
nokta, üç çizgi olan S.O.S seçildi.
 
Kedilerin sudan hoşlanmadığı
bilinir. Ama aslında kediler çok iyi yüzerler.
Hava şartlarından dolayı ve de
tembelliklerinden suya girmeyi sevmezler.

ahua kedilerde benim gibi desenize :D:D:D
 
İlginç Bilgiler

1 Nisan şakasının kökeni nedir? 1564 yılında Fransa kralı IX Charles, yıl başlangıcını Ocak ayının birinci gününe aldı. Daha önce Avrupada yaygın olan yıl başlangıcı Mart 25 idi. O zamanki iletişim şartlarında IX Charles'in bu kararı fazla yayılamadı. Duyanlar ise protesto amacıyla eski adetlerine devam ettiler.1 Nisan'da partiler düzenlediler. Diğerleri ise onları Nisan aptalları olarak nitelendirdiler.1 Nisan'a bütün aptalların günü adını verdiler. Bu günde diğerlerine sürpriz hediyeler verdiler, yapılmayacak partilere davet ettiler, gerçek olmayan haberler ürettiler. Yıllar sonra Ocak ayının yılın ilk ayı olmasına alışılınca, Fransızlar 1 Nisan gününü kendi kültürlerinin parçası görerek devam ettirdiler. Oradan da bütün dünyaya yayıldı


İnsanlar niçin içki kadehlerini tokuştururlar? Bu konuda iki ayrı açıklama vardır. 1) İnsanların beş duyusunu tatmin amacıyla şarap kadehini sofrada çın sesiye tokuşturmak. Şarabın rengi, görme; diliyle tat alma; burunla koklama;eliyle dokurma,ve çın sesiyle işitme. Şarap bütün duyguları tatmin eder anlamını taşır. 2)Antik çağlarda bir insanın düşmanını yemeğe davet edip,ona zehirli içki sunması doğal sayılıyordu. Ev sahibi içkinin zehirsiz olduğunu kanıtlamak için kendi içkisini havaya kaldırır ve misafirin içkisinden bir yudumun kendi kadehine dökülmesini isterdi. Sonra aynı anda içkilerini içerlerdi. Misafir böyle durumda ev sahibine güvenini göstermek için kadehini ev sahibinin yukarı kaldırdığı kadehe hafifçe vurur, çın sesiyle içkiyi denemeye gerek olmadığını gösterirdi.


Çinliler yiyeceklerini niçin çubukla yerler? Çinlilerin yemek yeme alışkanlıklarının yiyeceklerini çok küçük parçalar halinde yemelerinden çubuk kullandıkları anlaşılıyor.Çinde eskiden yalnızca zenginler masada otururlardı. Halkın çoğunluğu tabakları ellerinde yemek yerlerdi. Bir elleriyle tabaklarını tutar, öteki elleriyle çubuk kullanarak beslenirlerdi. Hızla artan nüfus yüzünden yiyecek sıkıntısı çeken çinliler önlerindeki yiyeceği küçük parçalar halinde çoğaltarak yiyorlardı. O zamanlar ağaç sıkıntısı nedeniyle de tahta kullanımı kısıtlıydı. Masa kullanımı bu yüzden çok zordu. Çubuklar fildişinden ve kemikten yapılırdı.


Dünyanın en çok söylenen şarkısı hangisidir? Bu şarkı"Happy birthday to you" dur. Şarkının asıl kaynağı Amerika'lı iki kız kardeşe aittir. Orijinal adı " Good Morning to All" yani " hepinize günaydın"dır. Daha sonra güftesi değiştirilerek bütün dünyaya yayılmıştır. Fakat telif hakkı kardeşlere aittir, onlardan sonra da Warner/chappel müzik şirketine geçmiştir. Müzik ticari amaçlı kullanıldığı zaman şirkete ödeme yapma zorunluluğu vardır


Mezara niçin çiçek konulur? İlk olarak Mısır Firavunu Tutamkamon'nun milattan önce 1346 da öldüğünde mezarının çiçekten tacçlarla kaplandığı saptanmıştır. Kuzey Avrupada ise M.Ö 2000 yıllara kadar mezara çiçek konduğu belirlenmiştir. O zamanlarda bu çiçeklerin amacı iyi ruhları çekme, kötaü ruhları kovma amacıylaydı. Sonradan ise asıl amaç cesetler çürürken çıkan kokuyu kamufle etme amacını taşır. Servi ağacı da bu nedenle mazarlıklarda kullanılır. Ağacın yaprakları rüzgarı önler, kendine özgü ferah kokusu vardır. Cenaze törenherinde siyah giyinmenin amacı da mezarlıklarda hayalletlerden sakınmak amacı taşımaktadır.


İnsanlar saatlerini niçin sol kollarına takarlar? Özel bir durum veya farklı olma düşüncesi yoksa insanların çoğu saatlerini sol kola takar. Çünkü çoğunluk sağ elini kullanmaktadır ve bu kolun daha hareketli olması nedeniyle saatin bir yerlere çarpıp zarar görme olasılığı yüksektir. Zaten saatin kurma düğmesi 3 rakamının yanındadır. İnsanlar saati kurmak istedikleri zaman onu bilekten çıkarmadan sağ elle uzattıkları sol kollarındaki saati kurabilirler.


Satrançta şah niçin o kadar pasiftir? Çünkü şah koruma altındadır. Zaten satrançta amaç şahı almaktır. O yüzden bütün taşlar onu korumakla görevlidir. Vezir ise başkumandan gibi şaha yardım eder. İleri geri, çapraz her yöne gidebilir. Batıda vezire Kraliçe adı verilmiştir. Bununla Kraliçe'nin Kralın en büyük desteği olduğunu işaret etmektir. Satranç 6. yüzyılda Hindular tarafından oynanmaya başlanmış, oradan dünyaya yayılmıştır.


Bir hafta niçin 7 gündür? Babilliler 7 günlük haftayı zaman birimi olarak kullanıyorlardı. İlk çağlarda bilinen beş gezegen ile güneş ve ayın sayısı nın 7 oluşu bu sayıyı gizemli ve uğurlu kılıyordu. Daha sonra dinlerde göğün 7 kat oluşu ve doğadaki ana renk sayısının 7 oluşu, müzik notalarının 7 oluşu sayının önemini daha çok belirtti. Daha sonra Fransa takvim yapısını değiştirerek hafta sayısını 10 yaptı ama kabul görmedi. Rusya 5 günlük hafta uygulamasına geçti, o da tutulmadı. Sonunda yine hafta 7 gün olarak kaldı.


Niçin otellerin kapıları döner kapıdır? Döner kapıların tek amacı enerji tasarrufudur. Büyük binaların içerleri devamlı olarak ısıtılır. Açılan normal kapıdan içeri soğuk hava rahatlıkla girer. Eğer normal kapı kullanılırsa hava değişimi nedeniyle klimalar veya motorlar yeniden çalışacaktır. Özellikle çok kişinin girip çıktığı otel veya benzeri binalarda enerji tasarrufu için döner kapı kullanılır. Döner kanatlar sıcak havanın dışarı çıkmasına, soğuk havanın da içeri girmesini engeller.


Bardaktaki buzlar niçin birbirlerine yapışırlar? Buzun erimesi için yalnızca sıcaklık değil basınç da önemlidir. Dağlardaki buzulların kayma nedeni de budur. Basınçla alt tabaka erir ve kayma oluşur. Bir kabın içinde ya da bir bardakta üstüste duran buzların herbiri altındakine değdiği noktada bir basınç oluşturur ve bu noktada çok küçük kısım erir.Buradan hareket eden su çok az yanda iki buz küpçüğünün birleştiği noktada tekrar donar. İki buz parçası kaynak yapılmışcasına birbirlerine yapışır ve orada bir daha erime olmaz.


Kumaşlar yıkandıktan sonra niçin çeker? Aslında kumaş ıslanınca lifler şiştiğinden kumaşın az biraz uzaması gerekmektedir. Ama bükümlerin açılarındaki deformasyonun yarattığı çekme kuvveti daha fazla olduğundan sonuçta kumaş boydan kısalır. Kumaş yıkandıktan sonra kurutulduğunda şişmiş lifler eski durumlarına gelirler. Ama kumaş ilk ölçülerine dönemez. Su, yüksek ısı, çalkalama, sabun hepsi kumaşın çekmesini kolaylaştırır. Kumaş birkaç kez yıkandıktan sonra ölçüleri belli bir dengeye ulaşır ve ondan sonra yıkandığında çekmez.


Çinlilerin gözleri niçin çekiktir? Yalnız çinlilerin değil, Orta ve Güneydoğu Asya'da yaşayanların, japonların hatta Eskimoların da gözleri çekiktir. Aslında göz yapısı bütün dünyada aynıdır. Farkı yaratan göz kapaklarıdır. Çekik gözlü diye nitelendirilen ırklarda gözün üzerindeki göz kapağının ikinci kıvrımı, gözün üstüne daha çok inmiştir. Bazı teorilere göre bu kıvrım insanların gözlerini yoğun kar tabakasının, göz kamaştıran ışığından korumak için bir çeşit kar gözlüğü gibi gelişmiştir. Çinde ve öteki bölgelerde her ne kadar yoğun kar yağmıyorsa da onların atalarının buzul çağında kuzeyde yaşadıkları daha sonra güneye indikleri kanıtlanmıştır. Yalnız gözleri değil, burunları da rüzgara karşı korunmak için küçülmüş, burun delikleri soğuğu engellemek için daralmıştır. Ciltleri de koruma amaçlı olarak yağlıdır. Göz kapakları da yağlıdır. Gözü ve iç tabakalarını kara ve buza karşı korur. Yani çekik gözlü değil, düşük göz kapaklı, demek daha doğrudur.


İnsan korkunca niçin dişleri birbirine vurur? Bir insan büyük bir tehlike veya korku verici olayla karşılaşınca vücudu otomatikman savunmaya geçer. Diğer canlılarda olduğu gibi dişler ve çene savunmanın ana mekanizmalarıdır.İşte bu nedenle ilk insanlardan gelen kalıtımsal yapıdan dolayı önce çene ve dişler harekete geçer. Çenedeki kaslar titrer, bu da sanki dişler birbirine vuruyormuş gibi görüntü verir.


Akıl ile zeka arasında fark nedir? Akıl yalanla gerçeği, doğruile yanlışı ayırabilme, bir konuda düşünce yürütebilme ve görüş bildirme yeteneğidir. İnsan olgunlaştıkça aklı gelişir. Zeka ise bir olayı önce anlama, ilişkileri kavrama, yargılama ve açıklayarak çözme yataneğidir. Genel olarak 12 yaşına kadar gelişir, 20 yaşına kadar sürer sonra sabit kalır. Zeka bir insanın her türlü olay karşısında aynı yeteneği gösterebileceği anlamına gelmez. Bir besteci müzik yapıtını aklıyla değil zekasıyla yaratır. Fakat en basit matematik problemini çözemeyebilir. Sonuç olarak zeka, ruhsal olaylara, algı ve hafıza yeteneğine, tutkulara, eğilimlere göre farlılıklar gösterir. Akıl somut olarak ölçülemez, zeka IQ denilen testle ölçülebilir.


Dolunay insan davranışlarını etkiler mi? İnsanlar arasında bu inanç oldukça yaygındır. Eskilerin Ay'ın dönemlerine bağladıkları boş bir inancın günümüze uzanan bir varsayımıdır. Bilim adamlarının yaptıkları bütün çalışmalar bu görüşün boş olduğunu kanıtlamıştır. Ay, dünyadaki okyanusların gel-git denilen suların alçalması ve yükselmesi olayı üzerinde doğrudan etkisi vardır. Vücudumuzdaki suyun oranı , okyanuslardaki su miktarıyla kıyaslanamaz. Yani Ay'ın çekim gücü insanı etkileseydi yalnız dolunayda değil her gün olması gerekirdi. Dolunayda ayın parlaklığı da pek önemli bir etken değildir. Çünkü gönderdiği ışık miktarı Güneş'in gönderdiğinin 600 binde biri kadardır


Niçin gözyaşı dökeriz? Dünyadaki canlılardan sadece insan ruhsal nedenlearle ağlar. İnsanı farklı kılan bu durum şüphesiz yaşam tarihindeki evrimin bir sonucudur. Aslında gözlerimize sürekli gözyaşı koruma amaçlı olarak salgılanmaktadır. Fakat ağlama ruhsal bir boşalmadır. Bu konuyu ilk inceleyer Darwin'dir. Daha sonra yapılan deneyler sonucu görüldü ki soğan doğrarken akan gözyaşlarının kimyasal yapıları farklıdır. Ruhsal gözyaşları daha çok protein içermektedir. Fakat henüz bu farkın nedeni açıklanamamıştır.





Alıntı
 
valla bazılarını biliyodum da bilmediklerim de çıktı . saol
 
iste bunlarin hepsi rast gele oldu, kendi kendine gelisen seyler :)
 
bu demilles kardeşin kaç senedir ne bi mesajı var ne de bi konusu ama mod???
 
eline saglık biladerim...
güselmiş..bilinmesi gereken şeyler bunlar....
 
Harika Bilgiler...

DUYANLARI ŞAŞIRTAN İLGİNÇ BİLGİLER...

Hayatımızda yaptığımız ve gördüğümüz bir çok şeyin anlamını bilmiyoruz aslında. Fakat yapılan ve var olan her şeyin bir kaynağı, bir anlamı var. Yapılan araştırmalar, kişinin hayatı boyunca başkalarından görerek, duyarak yaptığı şeylerin gerçek anlamlarını ortaya çıkardı. İşte hayatımız boyunca yaptıklarımız...




1 Nisan şakasının kökeni nedir?:

1564 yılında Fransa kralı IX Charles, yıl başlangıcını Ocak ayının birinci gününe aldı. Daha önce Avrupa'da yaygın olan yıl başlangıcı Mart 25 idi. O zamanki iletişim şartlarında IX Charles'in bu kararı fazla yayılamadı. Duyanlar ise protesto amacıyla eski adetlerine devam ettiler.1 Nisan'da partiler düzenlediler. Diğerleri ise onları Nisan aptalları olarak nitelendirdiler.1 Nisan'a bütün aptalların günü adını verdiler. Bu günde diğerlerine sürpriz hediyeler verdiler, yapılmayacak partilere davet ettiler, gerçek olmayan haberler ürettiler. Yıllar sonra Ocak ayının yılın ilk ayı olmasına alışılınca, Fransızlar 1 Nisan gününü kendi kültürlerinin parçası görerek devam ettirdiler. Oradan da bütün dünyaya yayıldı.



İnsanlar niçin içki kadehlerini tokuştururlar?:


1) İnsanların beş duyusunu tatmin amacıyla şarap kadehini sofrada çın sesiyle tokuşturmak. Şarabın rengi, görme; diliyle tat alma; burunla koklama; eliyle dokunma ve çın sesiyle işitme. Şarap bütün duyguları tatmin eder anlamını taşır.
2) Antik çağlarda bir insanın düşmanını yemeğe davet edip, ona zehirli içki sunması doğal sayılıyordu. Ev sahibi içkinin zehirsiz olduğunu kanıtlamak için kendi içkisini havaya kaldırır ve misafirin içkisinden bir yudumun kendi kadehine dökülmesini isterdi. Sonra aynı anda içkilerini içerlerdi. Misafir böyle durumda ev sahibine güvenini göstermek için kadehini ev sahibinin yukarı kaldırdığı kadehe hafifçe vurur, çın sesiyle içkiyi denemeye gerek olmadığını gösterirdi.



ÇİNLİLERİN YEMEK YEME ALIŞKANLIĞI

Çinliler yiyeceklerini niçin çubukla yerler?

Çinlilerin yemek yeme alışkanlıklarının yiyeceklerini çok küçük parçalar halinde yemelerinden çubuk kullandıkları anlaşılıyor. Çin'de eskiden yalnızca zenginler masada otururlardı. Halkın çoğunluğu tabakları ellerinde yemek yerlerdi. Bir elleriyle tabaklarını tutar, öteki elleriyle çubuk kullanarak beslenirlerdi. Hızla artan nüfus yüzünden yiyecek sıkıntısı çeken Çinliler önlerindeki yiyeceği küçük parçalar halinde çoğaltarak yiyorlardı. O zamanlar ağaç sıkıntısı nedeniyle de tahta kullanımı kısıtlıydı. Masa kullanımı bu yüzden çok zordu. Çubuklar fildişinden ve kemikten yapılırdı.



Dünyanın en çok söylenen şarkısı hangisidir?:

Bu şarkı"Happy birthday to you"dur. Şarkının asıl kaynağı Amerikalı iki kız kardeşe aittir. Orijinal adı "Good Morning to All" yani "hepinize günaydın"dır. Daha sonra güftesi değiştirilerek bütün dünyaya yayılmıştır. Fakat telif hakkı kardeşlere aittir, onlardan sonra da Warner/chappel müzik şirketine geçmiştir. Müzik ticari amaçlı kullanıldığı zaman şirkete ödeme yapma zorunluluğu vardır.


Mezara niçin çiçek konulur?:

İlk olarak Mısır Firavunu Tutamkamon'nun M.Ö. 1346'da öldüğünde mezarının çiçekten taçlarla kaplandığı saptanmıştır. Kuzey Avrupa'da ise M.Ö. 2000 yıllara kadar mezara çiçek konduğu belirlenmiştir. O zamanlarda bu çiçeklerin amacı iyi ruhları çekme, kötü ruhları kovma amacıylaydı. Sonradan ise asıl amaç cesetler çürürken çıkan kokuyu kamufle etme amacını taşır. Servi ağacı da bu nedenle mezarlıklarda kullanılır. Ağacın yaprakları rüzgarı önler, kendine özgü ferah kokusu vardır. Cenaze törenlerinde siyah giyinmenin amacı da mezarlıklarda hayaletlerden sakınmak amacı taşımaktadır.



İnsanlar saatlerini niçin sol kollarına takarlar?:

Özel bir durum veya farklı olma düşüncesi yoksa insanların çoğu saatlerini sol kola takar. Çünkü çoğunluk sağ elini kullanmaktadır ve bu kolun daha hareketli olması nedeniyle saatin bir yerlere çarpıp zarar görme olasılığı yüksektir. Zaten saatin kurma düğmesi 3 rakamının yanındadır. İnsanlar saati kurmak istedikleri zaman onu bilekten çıkarmadan sağ elle uzattıkları sol kollarındaki saati kurabilirler.

Satrançta şah niçin o kadar pasiftir?:

Çünkü şah koruma altındadır. Zaten satrançta amaç şahı almaktır. O yüzden bütün taşlar onu korumakla görevlidir. Vezir ise başkumandan gibi şaha yardım eder. İleri geri, çapraz her yöne gidebilir. Batıda vezire Kraliçe adı verilmiştir. Bununla Kraliçe'nin Kralın en büyük desteği olduğunu işaret etmektir. Satranç 6. yüzyılda Hindular tarafından oynanmaya başlanmış, oradan dünyaya yayılmıştır.


HAFTA NEDEN 7 GÜN OLARAK KALDI?


Bir hafta niçin 7 gündür?:

Babilliler 7 günlük haftayı zaman birimi olarak kullanıyorlardı. İlk çağlarda bilinen beş gezegen ile güneş ve ayın sayısının 7 oluşu bu sayıyı gizemli ve uğurlu kılıyordu. Daha sonra dinlerde göğün 7 kat oluşu ve doğadaki ana renk sayısının 7 oluşu, müzik notalarının 7 oluşu sayının önemini daha çok belirtti. Daha sonra Fransa takvim yapısını değiştirerek hafta sayısını 10 yaptı; ama kabul görmedi. Rusya 5 günlük hafta uygulamasına geçti, o da tutulmadı. Sonunda yine hafta 7 gün olarak kaldı.



Niçin otellerin kapıları döner kapıdır?:

Döner kapıların tek amacı enerji tasarrufudur. Büyük binaların içerleri devamlı olarak ısıtılır. Açılan normal kapıdan içeri soğuk hava rahatlıkla girer. Eğer normal kapı kullanılırsa hava değişimi nedeniyle klimalar veya motorlar yeniden çalışacaktır. Özellikle çok kişinin girip çıktığı otel veya benzeri binalarda enerji tasarrufu için döner kapı kullanılır. Döner kanatlar sıcak havanın dışarı çıkmasına, soğuk havanın da içeri girmesini engeller.



Bardaktaki buzlar niçin birbirlerine yapışırlar?:

Buzun erimesi için yalnızca sıcaklık değil basınç da önemlidir. Dağlardaki buzulların kayma nedeni de budur. Basınçla alt tabaka erir ve kayma oluşur. Bir kabın içinde ya da bir bardakta üst üste duran buzların her biri altındakine değdiği noktada bir basınç oluşturur ve bu noktada çok küçük kısım erir.Buradan hareket eden su çok az yanda iki buz küpçüğünün birleştiği noktada tekrar donar. İki buz parçası kaynak yapılmışçasına birbirlerine yapışır ve orada bir daha erime olmaz.



Kumaşlar yıkandıktan sonra niçin çeker?:

Aslında kumaş ıslanınca lifler şiştiğinden kumaşın az biraz uzaması gerekmektedir. Ama bükümlerin açılarındaki deformasyonun yarattığı çekme kuvveti daha fazla olduğundan sonuçta kumaş boydan kısalır. Kumaş yıkandıktan sonra kurutulduğunda şişmiş lifler eski durumlarına gelirler. Ama kumaş ilk ölçülerine dönemez. Su, yüksek ısı, çalkalama, sabun hepsi kumaşın çekmesini kolaylaştırır. Kumaş birkaç kez yıkandıktan sonra ölçüleri belli bir dengeye ulaşır ve ondan sonra yıkandığında çekmez.


FARKI OLUŞTURAN GÖZ KAPAKLARI


Çinlilerin gözleri niçin çekiktir?:

Yalnız Çinlilerin değil, Orta ve Güneydoğu Asya'da yaşayanların, Japonların; hatta Eskimoların da gözleri çekiktir. Aslında göz yapısı bütün dünyada aynıdır, farkı yaratan göz kapaklarıdır. Çekik gözlü diye nitelendirilen ırklarda gözün üzerindeki göz kapağının ikinci kıvrımı, gözün üstüne daha çok inmiştir. Bazı teorilere göre bu kıvrım insanların gözlerini yoğun kar tabakasının, göz kamaştıran ışığından korumak için bir çeşit kar gözlüğü gibi gelişmiştir. Çin'de ve öteki bölgelerde her ne kadar yoğun kar yağmıyorsa da onların atalarının buzul çağında kuzeyde yaşadıkları daha sonra güneye indikleri kanıtlanmıştır. Yalnız gözleri değil, burunları da rüzgara karşı korunmak için küçülmüş, burun delikleri soğuğu engellemek için daralmıştır. Ciltleri de koruma amaçlı olarak yağlıdır. Göz kapakları da yağlıdır. Gözü ve iç tabakalarını kara ve buza karşı korur. Yani çekik gözlü değil, düşük göz kapaklı, demek daha doğrudur.



İnsan korkunca niçin dişleri birbirine vurur?:

Bir insan büyük bir tehlike veya korku verici olayla karşılaşınca vücudu otomatikman savunmaya geçer. Diğer canlılarda olduğu gibi dişler ve çene savunmanın ana mekanizmalarıdır. İşte bu nedenle ilk insanlardan gelen kalıtsal yapıdan dolayı önce çene ve dişler harekete geçer. Çenedeki kaslar titrer, bu da sanki dişler birbirine vuruyormuş gibi görüntü verir.
 
Sömürünün Bukadarı 300-1

:]]

Neyse herkes bılgılensın
 
İlginç Bilgiler (Gerçekten Hepiniz Çok Şaşıracağı Bilgiler)

1 Nisan şakasının kökeni nedir?

1564 yılında Fransa kralı IX Charles, yıl başlangıcını Ocak ayının birinci gününe aldı. Daha önce Avrupa’da yaygın olan yıl başlangıcı Mart 25 idi. O zamanki iletişim şartlarında IX Charles’ın bu kararı fazla yayılamadı. Duyanlar ise protesto amacıyla eski adetlerine devam ettiler.1 Nisan'da partiler düzenlediler. Diğerleri ise onları Nisan aptalları olarak nitelendirdiler.1 Nisan'a bütün aptalların günü adını verdiler. Bu günde diğerlerine sürpriz hediyeler verdiler, yapılmayacak partilere davet ettiler, gerçek olmayan haberler ürettiler. Yıllar sonra Ocak ayının yılın ilk ayı olmasına alışılınca, Fransızlar 1 Nisan gününü kendi kültürlerinin parçası görerek devam ettirdiler. Oradan da bütün dünyaya yayıldı


İnsanlar niçin içki kadehlerini Tokuştururlar?

Bu konuda iki ayrı açıklama vardır.

1) İnsanların beş duyusunu tatmin amacıyla şarap kadehini sofrada çın sesiyle tokuşturmak. Şarabın rengi, görme; diliyle tat alma; burunla koklama; eliyle dokunma ve çın sesiyle işitme. Şarap bütün duyguları tatmin eder anlamını taşır.

2)Antik çağlarda bir insanın düşmanını yemeğe davet edip, ona zehirli içki sunması doğal sayılıyordu. Ev sahibi içkinin zehirsiz olduğunu kanıtlamak için kendi içkisini havaya kaldırır ve misafirin içkisinden bir yudumun kendi kadehine dökülmesini isterdi. Sonra aynı anda içkilerini içerlerdi. Misafir böyle durumda ev sahibine güvenini göstermek için kadehini ev sahibinin yukarı kaldırdığı kadehe hafifçe vurur, çın sesiyle içkiyi denemeye gerek olmadığını gösterirdi.


Çinliler yiyeceklerini niçin çubukla yerler?

Çinlilerin yemek yeme alışkanlıklarının yiyeceklerini çok küçük parçalar halinde yemelerinden çubuk kullandıkları anlaşılıyor. Çin’de eskiden yalnızca zenginler masada otururlardı. Halkın çoğunluğu tabakları ellerinde yemek yerlerdi. Bir elleriyle tabaklarını tutar, öteki elleriyle çubuk kullanarak beslenirlerdi. Hızla artan nüfus yüzünden yiyecek sıkıntısı çeken Çinliler önlerindeki yiyeceği küçük parçalar halinde çoğaltarak yiyorlardı. O zamanlar ağaç sıkıntısı nedeniyle de tahta kullanımı kısıtlıydı. Masa kullanımı bu yüzden çok zordu. Çubuklar fildişinden ve kemikten yapılırdı.


Dünyanın en çok söylenen şarkısı hangisidir?

Bu şarkı "Happy birthday to you" dur. Şarkının asıl kaynağı Amerika’lı iki kız kardeşe aittir. Orijinal adı " Good Morning to All" yani " hepinize günaydın"dır. Daha sonra güftesi değiştirilerek bütün dünyaya yayılmıştır. Fakat telif hakkı kardeşlere aittir, onlardan sonra da Warner/chappel müzik şirketine geçmiştir. Müzik ticari amaçlı kullanıldığı zaman şirkete ödeme yapma zorunluluğu vardır.


Mezara niçin çiçek konulur?

İlk olarak Mısır Firavunu Tutamkamon'un milattan önce 1346 da öldüğünde mezarının çiçekten taçlarla kaplandığı saptanmıştır. Kuzey Avrupa’da ise M.Ö 2000 yıllara kadar mezara çiçek konduğu belirlenmiştir. O zamanlarda bu çiçeklerin amacı iyi ruhları çekme, kötü ruhları kovma amacıylaydı. Sonradan ise asıl amaç cesetler çürürken çıkan kokuyu kamufle etme amacını taşır. Servi ağacı da bu nedenle mezarlıklarda kullanılır. Ağacın yaprakları rüzgârı önler, kendine özgü ferah kokusu vardır. Cenaze törenherinde siyah giyinmenin amacı da mezarlıklarda hayaletlerden sakınmak amacı taşımaktadır.


İnsanlar saatlerini niçin sol kollarına takarlar?

Özel bir durum veya farklı olma düşüncesi yoksa insanların çoğu saatlerini sol kola takar. Çünkü çoğunluk sağ elini kullanmaktadır ve bu kolun daha hareketli olması nedeniyle saatin bir yerlere çarpıp zarar görme olasılığı yüksektir. Zaten saatin kurma düğmesi 3 rakamının yanındadır. İnsanlar saati kurmak istedikleri zaman onu bilekten çıkarmadan sağ elle uzattıkları sol kollarındaki saati kurabilirler.


Satrançta şah niçin o kadar pasiftir?

Çünkü şah koruma altındadır. Zaten satrançta amaç şahı almaktır. O yüzden bütün taşlar onu korumakla görevlidir. Vezir ise başkumandan gibi şaha yardım eder. İleri geri, çapraz her yöne gidebilir. Batıda vezire Kraliçe adı verilmiştir. Bununla Kraliçe'nin Kralın en büyük desteği olduğunu işaret etmektir. Satranç 6. yüzyılda Hindular tarafından oynanmaya başlanmış, oradan dünyaya yayılmıştır.


Bir hafta niçin 7 gündür?

Babilliler 7 günlük haftayı zaman birimi olarak kullanıyorlardı. İlk çağlarda bilinen beş gezegen ile güneş ve ayın sayısının 7 oluşu bu sayıyı gizemli ve uğurlu kılıyordu. Daha sonra dinlerde göğün 7 kat oluşu ve doğadaki ana renk sayısının 7 oluşu, müzik notalarının 7 oluşu sayının önemini daha çok belirtti. Daha sonra Fransa takvim yapısını değiştirerek hafta sayısını 10 yaptı ama kabul görmedi. Rusya 5 günlük hafta uygulamasına geçti, o da tutulmadı. Sonunda yine hafta 7 gün olarak kaldı


Niçin otellerin kapıları döner kapıdır?

Döner kapıların tek amacı enerji tasarrufudur. Büyük binaların içerleri devamlı olarak ısıtılır. Açılan normal kapıdan içeri soğuk hava rahatlıkla girer. Eğer normal kapı kullanılırsa hava değişimi nedeniyle klimalar veya motorlar yeniden çalışacaktır. Özellikle çok kişinin girip çıktığı otel veya benzeri binalarda enerji tasarrufu için döner kapı kullanılır. Döner kanatlar sıcak havanın dışarı çıkmasına, soğuk havanın da içeri girmesini engeller.


Bardaktaki buzlar niçin birbirlerine yapışırlar?

Buzun erimesi için yalnızca sıcaklık değil basınç da önemlidir. Dağlardaki buzulların kayma nedeni de budur. Basınçla alt tabaka erir ve kayma oluşur. Bir kabın içinde ya da bir bardakta üst üste duran buzların her biri altındakine değdiği noktada bir basınç oluşturur ve bu noktada çok küçük kısım erir. Buradan hareket eden su çok az yanda iki buz küpçüğünün birleştiği noktada tekrar donar. İki buz parçası kaynak yapılmışçasına birbirlerine yapışır ve orada bir daha erime olmaz.


Kumaşlar yıkandıktan sonra niçin çeker?

Aslında kumaş ıslanınca lifler şiştiğinden kumaşın az biraz uzaması gerekmektedir. Ama bükümlerin açılarındaki deformasyonun yarattığı çekme kuvveti daha fazla olduğundan sonuçta kumaş boydan kısalır. Kumaş yıkandıktan sonra kurutulduğunda şişmiş lifler eski durumlarına gelirler. Ama kumaş ilk ölçülerine dönemez. Su, yüksek ısı, çalkalama, sabun hepsi kumaşın çekmesini kolaylaştırır. Kumaş birkaç kez yıkandıktan sonra ölçüleri belli bir dengeye ulaşır ve ondan sonra yıkandığında çekmez.


Çinlilerin gözleri niçin çekiktir?

Yalnız çinlilerin değil, Orta ve Güneydoğu Asya'da yaşayanların, Japonların hatta Eskimoların da gözleri çekiktir. Aslında göz yapısı bütün dünyada aynıdır. Farkı yaratan göz kapaklarıdır. Çekik gözlü diye nitelendirilen ırklarda gözün üzerindeki göz kapağının ikinci kıvrımı, gözün üstüne daha çok inmiştir. Bazı teorilere göre bu kıvrım insanların gözlerini yoğun kar tabakasının, göz kamaştıran ışığından korumak için bir çeşit kar gözlüğü gibi gelişmiştir. Çin’de ve öteki bölgelerde her ne kadar yoğun kar yağmıyorsa da onların atalarının buzul çağında kuzeyde yaşadıkları daha sonra güneye indikleri kanıtlanmıştır. Yalnız gözleri değil, burunları da rüzgara karşı korunmak için küçülmüş, burun delikleri soğuğu engellemek için daralmıştır. Ciltleri de koruma amaçlı olarak yağlıdır. Göz kapakları da yağlıdır. Gözü ve iç tabakalarını kara ve buza karşı korur. Yani çekik gözlü değil, düşük göz kapaklı, demek daha doğrudur.


İnsan korkunca niçin dişleri birbirine vurur?

Bir insan büyük bir tehlike veya korku verici olayla karşılaşınca vücudu otomatikman savunmaya geçer. Diğer canlılarda olduğu gibi dişler ve çene savunmanın ana mekanizmalarıdır. İşte bu nedenle ilk insanlardan gelen kalıtımsal yapıdan dolayı önce çene ve dişler harekete geçer. Çenedeki kaslar titrer, bu da sanki dişler birbirine vuruyormuş gibi görüntü verir.


Akıl ile zekâ arasında fark nedir?

Akıl yalanla gerçeği, doğru ile yanlışı ayırabilme, bir konuda düşünce yürütebilme ve görüş bildirme yeteneğidir. İnsan olgunlaştıkça aklı gelişir. Zekâ ise bir olayı önce anlama, ilişkileri kavrama, yargılama ve açıklayarak çözme yeteneğidir. Genel olarak 12 yaşına kadar gelişir, 20 yaşına kadar sürer sonra sabit kalır. Zekâ bir insanın her türlü olay karşısında aynı yeteneği gösterebileceği anlamına gelmez. Bir besteci müzik yapıtını aklıyla değil zekâsıyla yaratır. Fakat en basit matematik problemini çözemeyebilir. Sonuç olarak zekâ, ruhsal olaylara, algı ve hafıza yeteneğine, tutkulara, eğilimlere göre farlılıklar gösterir. Akıl somut olarak ölçülemez, zekâ IQ denilen testle ölçülebilir.


Dolunay insan davranışlarını etkiler mi?

İnsanlar arasında bu inanç oldukça yaygındır. Eskilerin Ay'ın dönemlerine bağladıkları boş bir inancın günümüze uzanan bir varsayımıdır. Bilim adamlarının yaptıkları bütün çalışmalar bu görüşün boş olduğunu kanıtlamıştır. Ay, dünyadaki okyanusların gel-git denilen suların alçalması ve yükselmesi olayı üzerinde doğrudan etkisi vardır. Vücudumuzdaki suyun oranı, okyanuslardaki su miktarıyla kıyaslanamaz. Yani Ay'ın çekim gücü insanı etkileseydi yalnız dolunayda değil her gün olması gerekirdi. Dolunayda ayın parlaklığı da pek önemli bir etken değildir. Çünkü gönderdiği ışık miktarı Güneş'in gönderdiğinin 600 binde biri kadardır.


Niçin gözyaşı dökeriz?

Dünyadaki canlılardan sadece insan ruhsal nedenlerle ağlar. Aslında gözlerimize sürekli gözyaşı koruma amaçlı olarak salgılanmaktadır. Fakat ağlama ruhsal bir boşalmadır. Daha sonra yapılan deneyler sonucu görüldü ki soğan doğrarken akan gözyaşlarının kimyasal yapıları farklıdır. Ruhsal gözyaşları daha çok protein içermektedir. Fakat henüz bu farkın nedeni açıklanamamıştır.


Üç yaşından daha önce olanları niçin hatırlamıyoruz?

Bilim adamları geçmiş deneyimlerimizi saklayan hafızamızın beynimizde anı veya öykü şeklinde organize olduğunu ileri sürüyorlar. Üç yaşından küçükler bu şekilde iletişim kurma yeteneğine sahip değiller. Öykü ve anılarını anlatamıyorlar. Yer ve karakter kavramlarını anlamıyorlar. Üç yaşından küçükler düzgün konuşabildikleri, anlayış, seziş ve hafıza yeteneklerine sahip oldukları halde tüm olanları bir bütün olarak şekillendiremiyor, öyküye dönüştüremiyorlar. Hafızamız ne yaptığını ne yapıldığını 3-4 yaşlarında kaydetmeye başlıyor.


Develerin hörgüçlerinde ne var?

Genelde hörgüçlerinde su olduğu ve uzun yolculuklarında bu suyu kullandıkları söylenir ama doğru değildir. Develerin hörgüçlerinde 30-35 kg kadar yağ bulunur. Yiyecek bulamadıkları zaman bu enerjiyle hareketlerini sağlarlar ayrıca yağ çöl sıcağına karşı koruma görevi de yapar. Develer suya az gereksinim duyarlar. Burun mukozaları insana göre 100 kat daha büyüktür. Soluk alırken havadaki nemin üçte ikisini kazanabilirler. Su kaybını da dokularından kaybederler, kandaki su etkilenmez.


Yumurtanın niçin bir tarafı yuvarlak, diğer tarafı sivridir?

Eğer köşeli olsalardı kenarları dayanıklılık bakımından çok zayıf olurdu. En dayanıklı geometrik şekil küredir ama bu şekildeki yumurta yuvarlanacak olursa nerede duracağı belli olmaz. Yumurta yuvarlanınca düz gitmez. İnce tarafı üstünde dairesel bir yol çizer. Başladığı yere yakın bir noktada durur. Yani düz bir yerde kaybolması olanaksızdır. Yumurta, tavuğun yumurta kanalında küre şeklindedir. İlerlemesi sırasında arkada kalan dairesel kasların büzüşerek hem yumurtayı ileri iterler hem de bu kısmına baskı yaparak konik biçimini sağlarlar. Yumurtanın şeklinin nedeni de budur. Sürüngenlerde bu düzenek olmadığından yumurtaları küresel biçimdedir.


Kuşlar nasıl konuşabiliyor?

Her insan ağzıyla konuşur ama konuşabilmeyi sağlayan asıl organ beyindir. Beyinde oluşan düşünceler dilimize ve dudaklarımıza aktarılır. Hayvanlar bu nedenle konuşamaz. Papağan ve benzeri kuşların yaptıkları konuşma değil, mükemmel bir ses tınısı ezberi ve tekrardır. Sesleri ezberler ve taklit ederler. Kuşların ses organları memeli hayvanlardan farklı olarak gırtlakta değil göğüs kafeslerinin dibinde, karın boşluğunun derinliklerindedir. Kuşların doğasında ses taklit yeteneği vardır. Doğayla iç içe yaşarken diğer kuşların seslerini taklit ederek bir çeşit iletişim sağlarlar.


Ateş böceği nasıl ışık saçıyor?

Aslında bu böceğin verdiği ışığın ateşle de sıcaklıkla da bir ilgisi yoktur. Bilimsel adı "Soğuk Işık"tır. Bu ışık olayı, moleküler seviyede kimyasal bir işlemdir. Bazı moleküllerin ayrışarak daha yüksek enerjili hale geçebildikleri ve bu fazla enerjiyi ışığa dönüştürebildikleridir. Ateş böceğinin karın bölgesindeki ışık organında bulunan guddelerden ışık elde etmede rol alan iki ana kimyasal madde üretilmektedir. Fakat onlar da tam olarak ışık vermeye yetmediği için böceğin ışık bölgesine yakın solunum organının ışık verme anında burayı oksijenle beslemesi gerekmektedir


Kediler balık ve sütü niçin severler?

Kedilerin sudan hoşlanmadığı bilinir. Ama aslında kediler çok iyi yüzerler. Hava şartlarından dolayı ve de tembelliklerinden suya girmeyi sevmezler. Ev kedisinin balık sevmesinin yanında kuşlara ve farelere olan düşkünlüğünün nedeni evcilleştirilmeden önce Mısır'da Nil vadisinde balık, kurbağa, küçük kuş ve fareleri avlayarak yaşamış olmasıdır. Zaten eski Mısırlılar kedileri fare avcıları olduğu için evcilleştirmişlerdir. Günümüzde kedinin kuzey Hindistan ve Güneydoğu Asya'da yaşayan türleri ırmakların kenarlarında balık avlayarak yaşamaktadır. Patileri ile balıkları sudan dışarı atar, gerekirse suya tamamen girerler. Eski Mısır'da kedi bakıcıları onları ekmek ve sütle beslemişlerdir. Kedilerin süt zevkinin de Mısırlı bakıcılarının yarattığı beslenme alışkanlığından kaynaklanmaktadır.


Horozlar niçin sabahları erkenden öterler?

Sabah güneş doğarken ötmek yalnız horozlara özgü değildir. Kulağa en çok horozun sesinin gelmesi, onun sesinin diğerlerinden daha güçlü olmasıdır. Kuşların büyük çoğunluğu da aynı saatlerde ağaçlarda koro halinde öterler. Gün boyu hem horozlar hem kuşlar bu ötüşü sürdürürler ama seslerinin en güçlü çıktığı zaman sabah saatleridir. Horoz ve kuşların sabah gün doğarken ötmeleri biyolojik saatleriyle ayarlanmıştır.


Evlerimizdeki sinekler kışın nereye gidiyor?

Sineklerin her türü kışın ortadan kaybolur. Havaların ısınmasıyla birlikte ansızın ortaya çıkarlar. Sinekler ısıya karşı çok hassastır. Güneş bulutun arkasınagirdiği zaman oluşan ısı düşmesinden etkilenirler. Kış günlerinde yaşama şansları yoktur. Ölmeden önce yumurtalarını toprağa veya kuytuya gömerler. Lavra ve yumurtalar soğuktan etkilenmez. Yaz sıcakları başlayınca yumurtalar çatlar ve yine sinekli günler başlar.


Tükenmez kalemin dolmakalemden farkı nedir?

Kalemin tarihi yazınınkinden de eskidir. İlk insanlar sivriltilmiş çakmak taşlarıyla duvar resimleri yapmıştır. Mürekkepli metal kalemler Romalılar tarafından biliniyordu. Tükenmez kalem adı ile bilinen bilye uçlu kalemin ilk modeli 1880 yılında yapılmıştır fakat rağbet görmemiştir. Uçakların gelişmesiyle gündeme tekrar gelir. Uçaklar 2-3bin metreye çıkınca hava basıncı oldukça azalır. Dolmakalem mürekkebi basınç nedeniyle dışarı akarak kâğıdı ya da giysiyi lekeler. 2.Dünya Savaşı'nda askeri uçaklarda kullanılan tükenmez kalem sonradan yaygınlaşmıştır. Tükenmez kalemlerde mürekkep kağıda pirinç uçtaki yuvaya yerleştirilmiş minik bir bilye aracılığıyla aktarılır. Fakat dolmakalemin özelliği seçkin ve yazıyı kaliteli kılmasıdır.


Doktorlar niçin dizimize çekiçle vurur?

Bir sandalyeye rahatça oturup bacak bacak üstüne atarken doktor dizkapağının hemen altına, kası kemiğe bağlayan tedoma minik lastik bir çekiçle vurduğu zaman bacak ileri fırlar. Bu reflekste baldır kaslarındaki duyu sinirleri kasın genişlemesine tepki verir ve yeni sinir sinyalleri oluşturarak kaslara hafif bir basınç uygulandığını ve gerildiklerini omuriliğine iletirler. Omurilik ise bu basınca dayanabilmesi için kasların kasılması gerektiğini bildirir, bacak tekrar geri hareket eder. Refleks, beyin denetiminden geçmeksizin, yani beyin devrede olmadan doğrudan omuriliğin komutlarıyla gerçekleşmektedir. Diz kapağı refleksi omuriliğin işleyişi konusunda bilgi veren önemli bir tanı yöntemidir.


Yapıştırıcılar nasıl yapıştırıyor?

Yapıştırıcıların sağladığı yapışma olayı aslında kimyasal bir reaksiyondan başka bir şey değildir. Günümüzde imalatçılar yapıştırıcıları sentetik malzemeler kullanarak yaparlar. Yapışma olayında benzer veya ayrı malzemeden iki madde, bir de yapışkan gerekir. Burada en önemli görev yapıştırıcıdadır. Yapıştırıcının moleküllerinin diğer iki madde molekülleri ile birleşme eğilimi gösterir bir yapıda olması gerekmektedir.


Matematikte niçin (-2) ile (-2) nin çarpımı (+4) tür?

Haftanın beş günü işe otobüs ile gidip geldiğinizi varsayalım. Her sefer bir milyonluk bir biletle yapılıyor. On milyon tutarında on tane bilet aldınız. Her gün gidiş geliş kullandıkça iki tanesi eksiliyor. Bunun eşitlikteki yeri (-2) dir. Siz bu işi beş gün süresince yani 5 kez yaparsanız (-2)x(+5)= 10 olur. Diyelim ki bayram tatilinin iki günü o haftanın Perşembe ve Cuma günlerine geldi ve tatil. Bu kez yapmanız gerekeni yapmıyorsunuz. İki günlük 4 bileti kullanmıyorsunuz. Bu hareket, yapmanız gerekene göre negatif yani ters yönde bir harekettir. Her gün bilet almak yerine iki gün süresince hiç bilet kullanmıyorsunuz. İki kere negatif hareketi "-2" bilet üzerinde yapınca o hafta elinizde (-2)x(-2) =(+4) bilet kalıyor. (PEK İNANDIRICI GELMEDİ AMA NEYSE ARTIK…)


Radyonun sesi açılınca pil daha çabuk mu biter?

Pille çalışan portatif radyolarda sesin yüksekliği pilin ömrünü etkiler. Radyo açık, sesi kapalı durumu ile sesin sonuna kadar açık durumu arasındaki fark pillerin ömürlerinin kısalmasına neden olur. Ses sonuna kadar açıldığında pillerden çekilen akım yüzde 30 artmaktadır. Bu durum, küçüğünden büyüğüne, pille çalışan ve ses yükselticisi olan bütün radyo, teyp, volkmen vb. için aynıdır.


Termos nasıl sıcağı sıcak, soğuğu soğuk tutuyor?

Tek nedeni vardır, vakum. Yani boşluk.Bir termosta iç içe geçmiş iki kap vardır.Dıştaki metal bir kap olup içteki genellikle bir cam şişedir.İkisinin arasındaki hava ise boşaltılmıştır.Tam olmasa da üreticiler tarafından elde edilebilen tama yakın bir boşluk vardır.Vakumlu bir ortamda hava molekülleri de olmadığından ısı iletilemez.Cismin ısısı başlangıçta ne ise o halde kalır.İçerden dışarıya, dışardan içeriye ısı geçişi olmaz.Böylece termosa konan sıvı sıcaksa sıcak, soğuksa soğuk kalır.


İmdat çağrısı S.O.S 'in anlamı nedir?

Çok kişi "Save our Ship" gemimizi kurtar; "Save our Soul" ruhumuzu kurtar; "Stop Other Signals" diğer sinyalleri sözcüklerinin kısaltılmışı sanır. Oysa hiçbiri değildir (BEN BÖYLE BİLİNDİĞİNİ BİLE BİLMİYORDUM). Tamamen telgraf zamanından kalma mors alfabesiyle ilgilidir. İmdat çağrısının çok kolay akılda tutulabilmesi için 1908 de üç çizgi, üç nokta, üç çizgi olan S.O.S seçildi.
 
güzel ve yararlı bir paylaşım bence
 
Geri
Üst