İffet ve namus abidesi Hz. Meryem (r.anha)

Hz. Meryem, daha doğmadan ana-babası tarafından Allah için vakfedilmiş bir kutluydu. O, mabede adanmış olması sebebiyle çocukluğunu ve gençliğini hep orada geçirir. Kendini ister istemez böylesi lâhuti esintilerin sabah-akşam estiği bir mekanda bulan bu yüce kadın, zamanla daha ruhanî bir derinlik kazanır.
Öyle ki zaman gelir o, lahutî âlemden gelen nimetlerle donatılır. Bazı camilerimizin mihraplarının üstünde yazılı bulunan: “Zekeriya, onun yanına mâbede her girişinde orada bir rızk bulunur ve ‘Ey Meryem, bu sana nereden geliyor?’ der, o da: ‘Bu, Allah tarafındandır. Allah, dilediğine sayısız rızk verir.’ derdi.” (Âl-i İmran, 3/37) ayeti, bu harikulâde hususları görüntüler. Tefsirler bu yiyecek maddelerinin kış mevsiminde yaz, yaz mevsiminde kış meyve ve sebzeleri olduğundan bahsederler. İşte böylesi manevi atmosferde günlerini geçiren iffet ve namus âbidesi bu yüce kadın, birden sebeplerüstü denecek şekilde hamile kalır. Kur’an, emri tebliğ eden melekle, Hz. Meryem’in diyaloğunu da anlatır.
Bu meleğin Hz. Cebrail olduğu rivayet edilir. Ve o, insan suretinde yeryüzüne indirilmiştir. Hz. Meryem, “Eğer Allah’tan korkan bir kimse isen bana dokunma.” der. Melek “Ben yalnızca sana tertemiz bir erkek çocuk bağışlamam için Rabbimin bir elçisiyim.” karşılığını verir. Hz. Meryem, “Bana bir insan eli değmediği, iffetsiz olmadığım halde benim nasıl çocuğum olabilir?” (Meryem, 19/19-20) der. Ve neticede Hz. Meryem hamile kalır. Ancak, Hz. Meryem kavmine bunu nasıl izah edecektir?
O, Allah’tan geldiğine inandığı bu mesele karşısında, sonsuz bir sabır gösterecektir; ama etrafındaki insanlara bunu anlatabilmek adetâ imkansızdır. Şimdi siz, tam bu noktada Hz. Meryem’in içinde bulunduğu ıztıraplı hali tahayyül etmeye çalışın! Ve Hz. Meryem kavminden uzak bir yere çekilmeye karar verir. Aslında onu uzlete çeken şey iffeti ve namusudur. Onun ne kadar bir süre uzlette kaldığını bilmiyoruz. Kur’an’ın bu konuda net bir beyanı yok. Kur’an, uzlete çekildikten sonra, hemen doğum öncesi zamana geçer. Doğum sancıları onu kıvrandırmaya başladığı anda, Hz. Meryem sevk-i ilahi ile bir hurma ağacına yaslanır ve başına gelen şeyler karşısında derin düşüncelere dalar. Kur'an'a göre iffetinin ve namus duygusunun yüceliğinden yine de üzülmektedir.
Burada, iki şey dikkati çekiyor: Vicdan ıstırabı ve doğum sancısı. İşte bir taraftan doğum sancısı çeken, eli ayağı çekilen, maddi ıstıraptan kıvranan, diğer taraftan da bütün bu acıları bastıran vicdanının ıstırabıyla iki büklüm olan bu kadına, Cenab-ı Hak’tan öyle bir derman gelmeli ki, hem doğum sancıları son bulsun, hem de vicdanında yanan ateşi söndürsün. Çok geçmeden melek, getirdiği mesajlarla Hz. Meryem’in imdadına yetişir: “Tasalanma! Rabbin senin alt yanında bir su arkı vücuda getirmiştir. Hurma dalını kendine doğru silkele ki, üzerine taze, olgun hurma dökülsün.” (Meryem, 19/24–25) Hz. Meryem içinde bulunduğu halet-i ruhiyeden, ikaz mahiyetini taşıyan bu beyanlarla birden uyanır. Buradaki ilk ilahi hedef psikolojik mağlubiyet içinde bulunan bir kadını, bu boğucu atmosferden kurtarmaktır. Nitekim bu ilahi ikaz ya da ses, onu düşünce dünyasından az da olsa uzaklaştırır; uzaklaştırır ve daha başka düşünceler içerisine çeker.
Kavminden kaçarak kupkuru bir çölde, tek başına bulunan Hz. Meryem, kendisini hurma ağaçları ile çevrili yeşilliklerin içine getiren kudreti düşünmeye başlar ve gönlü inşirahlarla dolarak rahatlar. Müjdeler devam eder: “Ye, iç. Gözün aydın olsun. Eğer insanlardan birini görürsen de ki: Ben, çok merhametli olan Allah’a susma orucu adadım; artık bugün hiçbir insanla konuşmayacağım.” (Meryem, 19/26) Bu ifadelerde ruhî açıdan sıkıntılı, maddi açıdan da hasta olan -çünkü doğum yapmış- bir kadının hissiyatı, iç âlemi okşanmakta veya ona huzur verecek bir yöntem telkin edilmektedir. Ve nihayet Hz. İsa doğar. Hz. Meryem çocuğu kucağında kavminin arasına döner.
Kavminin ithamlarına beşikteki çocuk cevap verir. Bu cevaplar neticesinde hem Hz. Meryem’in gönlü, hem de orada bulunan sağduyu sahibi kimselerin gönülleri sevinç ve huzurla dolacaktır.
ALİ DEMİREL