İddialar Tamamen Yalan

Newwave

Altın Üye
Altın Üye
Katılım
17 Kas 2007
Mesajlar
12,976
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
World Of Hackhell

11m6t5x.jpg


İddialar tamamen yalan

Erdoğan iddiları yalanladı

Erdoğan, vergi artışının gündemde olmadığını belirterek, özellikle gıdada böyle bir şeyin asla düşünülemeyeceğini söyledi. "Benim kitabımda böyle bir şey yok, asla. Hele hele gıda da asla. Böyle bir şey düşünemem. Hepsi yalandır. Külliyen yalandır." diyen Başbakan Erdoğan, bütün bunların iktidarlarını yıpratmaya yönelik dedikodular olduğunu belirtti. Açıklamasında elektriğe yapılan zamma değinen Erdoğan, elektriğe 5 yıl zam yapılmadığını, tam aksine düşürdüklerini hatırlattı. Başbakan, zammı mecburiyetten yaptıklarını anlattı.

Gazetecilerin "Toplantı tam da IMF'yle yapılacak görüşmelerin arefesindeydi. Bu toplantıda bir karar alındı mı?" sorusu üzerine Erdoğan, Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek'in konuya ilişkin geniş açıklama getirdiğini kaydetti. Erdoğan, "IMF ile yapılacak görüşmeleri sizin altını çizdiğiniz konular nasıl etkileyecek?" sorusuna şu cevabı verdi: "Biz şimdi onlarla tabii farklı şeyler, gerekirse yeni yapacağımız bazı yatırımları belki biraz daha erteleyeceğiz. Ama başlanmış olan yatırımlarımıza yine devam edeceğiz. Bazı özel kalemler var, onların üzerinde belki bazı oynamaları yapacağız. Ama biz bütçemizde de böyle ciddi bir daralmayı, daraltmayı şu noktada düşünmüyoruz."

IMF ile yürütülen çalışmaların devam ettiğine dikkat çeken Erdoğan, ekonomi bakanlarıyla birlikte görüşmeleri gözden geçirme fırsatı bulduğunu ifade etti. Merkez Bankası'nın bankaların munzam karşılığıyla ilgili çalışmasının 2-2,5 milyar dolar gibi bir rakama tekabül ettiğini, bu rakamın bankalara döndüğünü söyledi.

Bu 2,5 milyar doların, finans sektörü için önemli bir kaynak olduğuna vurgu yapan Başbakan, bunun yerinde değerlendirilip reel sektöre bir aktarım sağlanması halinde reel sektörde de bir rahatlama olacağını anlattı. Başbakan Erdoğan, bayramdan sonra hem kamu hem de özel sektörün finans temsilcileri ile bir araya geleceğini bildirdi. "Reel sektör, finans sektörü olmadan yaşayamaz. Tabii ki finans sektörü de reel sektör olmadan yaşayamaz." diyen Başbakan Erdoğan, bu tablonun üzerinde durulması gerektiğini ve aynı geminin yolcuları olduğumuz gerçeğinin unutulmamasını istedi. Başbakan Erdoğan, "İddiayla konuşuyorum, dünyada bu işten en az etkilenen ülke biz olacağız. Bu konuda iddialıyım. Bu iddialarımı da daha önce zaten ısrarla ve ispatla söyledim, ortaya koydum.'' diye konuştu.

'Bankalarımız sağlam'

Gelinen aşamada şu ana kadar hiçbir bankanın 'fona devredilecek bir banka' konumuna gelmediğini ve böyle bir sıkıntı olmadığını aktaran Başbakan Erdoğan, şu bilgileri verdi: "50'ye yakın kalkınma bankaları da dahil olmak üzere eski özel finans dediğimiz, onlar da dahil olmak üzere şu anda bütün bankalarımız, hamdolsun sermaye rasyolarına baktığımızda, böyle bir tehdit söz konusu değil.

Daralan ihracatı süratle genişletebilmek, pazarları genişletebilmek için daha çok koşulacağını dile getiren Erdoğan, önceki gün İstanbul'da bir araya geldiği ekonomi bakanlarıyla bunları konuştuklarını, dünyanın neresi aklınıza gelirse Orta Asya'dan tutunuz da Afrika'nın en ücra köşelerine varıncaya kadar, Latin Amerika'ya varıncaya kadar bütün buralara koşacaklarını ve Türk üreticilerinin ürünlerini buralarda pazarlayacaklarını ifade etti. Erdoğan, Türkiye'nin Çin'e yaptığı ihracatta bile yüzde 87 artış olduğuna dikkat çekti.


İthalatta ihracata oranla ciddi düşüş olduğuna dikkat çeken Başbakan Erdoğan, bu durumun cari açıkta olumlu gelişme sağladığını söyledi. Türkiye genelinde yatırımları artırmanın gayreti içerisine girileceğini aktaran Erdoğan'a göre bu dönemde yatırımı gerçekleştirmek daha ucuz ve verimli olacak.

Küresel sermayeyi çekmenin önemine de değinen Başbakan, küresel sermayenin aktörleriyle de görüştüklerini, bayram sonrasında bir taraftan seçimle ilgili çalışmalarına devam ederken, bir taraftan da fırsat buldukça Körfez ve komşu ülkelerde bazı yerlere giderek, bu ülkelerle de görüşmelerini sürdüreceklerini anlattı.


5 yıl zam yapmadık kimse görmedi

Kendi dönemlerinde elektriğe 5 yıl boyunca zam yapılmadığını, tam aksine düşürdüklerini hatırlatan Başbakan Erdoğan, 5 yıl zam yapmamalarını ve yaptıkları indirimleri kimsenin konuşmadığını söyledi. Başbakan Erdoğan, en son yapılan doğalgaz zammında hemen kıyametlerin kopartıldığını ifade ederek, "5 yıl zam yapmazken kimse kalkıp da bize teşekkür etti mi?" diye sordu. Başbakan, kendi dönemlerinde elektrik ve doğalgaza uygulanan fiyatların Türkiye'nin tarihinde görülmediğini ifade ederek, "Akşam yatar, sabah kalkar elektriğe zam... 5 yıl bu ülkede elektriğe zam yapılmadı." şeklinde konuştu.


Kaynak

 
Zammın gerekçesinide söyleseydi,hani o kadar kömür dağıttık ta
ondan falan deseydi...Krizden en az etkilenen ülke olacaz söylemide
doğrudur .,zaten dipte gezen ekonomi daha ne kadar zarar görebilir ki?
 
bankalar sağlammı
hangileri
bize ait merkezden başka banka kaldımı
en az etkilenen biz olacağız cümlesindeki biz kelimesine kimler dahil bunuda açıklasın
iki bayram arasında işsiz kalanların sayısı kaç biliyormu
yada yılbaşından sonra 2009 un ilk çeyreğinde kaç bin kişi daha işsiz kalacak
 
İşte AKP hükümetinin 6 yıllık faturası
Ekonomideki kriz, pembe nutuklar atan Başbakan Tayyip Erdoğan’ı yalanlıyor. Hükümetin icraatları, vatandaşı borçla yaşamaya mahkum etti. Hacizler kapıya dayandı.



Borç yükü vatandaşı eziyor
AKP’nin iktidara geldiği 2002-2008 yılları arasında Türk halkının borç yükü 3.4 milyar YTL’den 110
milyar YTL’ye çıkarak astronomik bir şekilde yükseldi



İktidara geldiği günden bu yana uyguladığı politikalar ile Türkiye ekonomisini duvara toslatan AKP hükümeti, hane halkı borç yükünün de tam 33 kat arttırmasına neden oldu. Merkez Bankası’nın verilerine göre yurttaşların bankalar, katılım bankaları ve finansman şirketlerinden aldıkları konut, taşıt ve diğer tüketici kredileri ile bireysel kredi kartı borçlarının toplam hacmi 2002 yılında 3.4 milyar YTL iken 13 Haziran itibariyle 110.8 milyar YTL’ye ulaştığı belirtildi. Söz konusu borç yükü AKP’nin iktidara döneminde 33 kat artarak rekor kırdı.



Kredilerde hızlı artış sürüyor
Hane halkı borcunun en ağırlıklı bölümünü oluşturan mevduat bankalarından kullanılmış konut kredilerinin bakiyesi yılbaşından bu yana 4 milyar 908 milyon YTL daha büyüyerek 35 milyar 812 milyon YTL’ye ulaştı. Aynı dönemde ihtiyaç kredileri 5 milyar 322 milyon YTL artarak 34 milyar 445 milyon YTL’ye yükseldi.




Maskelenmiş bir ekonomik kriz yaşıyoruz
İktisatçı Mustafa Sönmez, Türkiye’de fiilen bir kriz hali yaşandığını, ancak bunu maskeleyen ana unsur olarak yüksek faiz politikası uygulandığını kaydederek, “Cari açık yıllık bazda 42 milyar doları bulmuştur ve eğilim yılsonunda 50 milyar doları bulması yönündedir. Bu kadar büyük cari açık, dış kaynağa bağımlılığı artırmaktadır. Dışa bağımlı enerjinin faturası açığı katlayabilecektir. Açığı azaltmak için bulunamayan dış kaynak eninde sonunda kurun yukarı seyrini getirecek ve kur patlaması her şeyi berhava edecektir. Resmi işsizlik yüzde 11-12’de kemikleşmiştir. Enflasyon, Temmuz’daki enerji zamları ile yeniden alevlenecek ve yılsonunda yüzde 20’ye ulaşabilecektir. Tüketici kredi ve kredi kartı borçları ile hanehalkının borç yükü 110 milyar YTL’yi aştı ve geri ödemelerde zorluklar yaşanmaktadır. Özel sektörün sırtında 150 milyar dolara doğru tırmanan bir dış borç stoku vardır. Düşük kura güvenilerek yapılan bu borçlanma, kurun yukarı seyri halinde önce reel sektörü, giderek mali sektörü içine çekecektir”



Dolar 1.50-1.60 YTL olmalı
Bütün bu olumsuz kriz tablosu karşısında, maskeleyici ana unsurun ise yüksek faiz politikası olduğuna dikkat çeken Sönmez, yüksek faiz sayesinde, büyümenin ana rüzgarı olan dış kaynak girişi sağlanmaya ya da çıkışı azaltılmaya çalışıldığını kaydetti. Sönmez, bununla sıcak para ve yabancı sermaye girişi sayesinde, normalde yukarı doğru fırlaması gereken döviz kuru aşağı bastırıldığını belirterek, “ Normalde 1 dolar, 1.50-1.60 YTL bandında seyretmesi gerekirken, yüksek reel faizle 1.20-1.25 YTL bandında tutulmaktadır. Bu yüksek faiz aracıyla, iki haneye sıçramış enflasyonu tekrar tek haneye indirme umudu beslenmektedir. Bu yüksek faiz ödenerek bastırılan döviz kuru, 250 milyar doları aşan dış borç stokunun yüzde 66’sına sahip özel firmaları kabuslardan kurtarmakta, giderek daha fazla dışarıdan borçlanmaya itmektedir. Normalde yüksek faizli ekonominin, iğneyle sahada kalabilen futbolculara benzemektedir. Bu uyuşturucu iğneyi ortadan kaldırırsanız, sahaya yığılıp kalacaktır” diye konuştu.


http://www.yenicaggazetesi.com.tr/haberdetay.php?hit=7821

Bu yazı 21/6/2008 tarihinde yazılmış Konuyla ne alaka
diyecekseniz Konu belli Başbakanın ta kendisi...
 
anneciğini de alıp gitmedi ki kurtulalım.........
 
İşte AKP hükümetinin 6 yıllık faturası
Ekonomideki kriz, pembe nutuklar atan Başbakan Tayyip Erdoğan’ı yalanlıyor. Hükümetin icraatları, vatandaşı borçla yaşamaya mahkum etti. Hacizler kapıya dayandı.



Borç yükü vatandaşı eziyor
AKP’nin iktidara geldiği 2002-2008 yılları arasında Türk halkının borç yükü 3.4 milyar YTL’den 110
milyar YTL’ye çıkarak astronomik bir şekilde yükseldi



İktidara geldiği günden bu yana uyguladığı politikalar ile Türkiye ekonomisini duvara toslatan AKP hükümeti, hane halkı borç yükünün de tam 33 kat arttırmasına neden oldu. Merkez Bankası’nın verilerine göre yurttaşların bankalar, katılım bankaları ve finansman şirketlerinden aldıkları konut, taşıt ve diğer tüketici kredileri ile bireysel kredi kartı borçlarının toplam hacmi 2002 yılında 3.4 milyar YTL iken 13 Haziran itibariyle 110.8 milyar YTL’ye ulaştığı belirtildi. Söz konusu borç yükü AKP’nin iktidara döneminde 33 kat artarak rekor kırdı.



Kredilerde hızlı artış sürüyor
Hane halkı borcunun en ağırlıklı bölümünü oluşturan mevduat bankalarından kullanılmış konut kredilerinin bakiyesi yılbaşından bu yana 4 milyar 908 milyon YTL daha büyüyerek 35 milyar 812 milyon YTL’ye ulaştı. Aynı dönemde ihtiyaç kredileri 5 milyar 322 milyon YTL artarak 34 milyar 445 milyon YTL’ye yükseldi.




Maskelenmiş bir ekonomik kriz yaşıyoruz
İktisatçı Mustafa Sönmez, Türkiye’de fiilen bir kriz hali yaşandığını, ancak bunu maskeleyen ana unsur olarak yüksek faiz politikası uygulandığını kaydederek, “Cari açık yıllık bazda 42 milyar doları bulmuştur ve eğilim yılsonunda 50 milyar doları bulması yönündedir. Bu kadar büyük cari açık, dış kaynağa bağımlılığı artırmaktadır. Dışa bağımlı enerjinin faturası açığı katlayabilecektir. Açığı azaltmak için bulunamayan dış kaynak eninde sonunda kurun yukarı seyrini getirecek ve kur patlaması her şeyi berhava edecektir. Resmi işsizlik yüzde 11-12’de kemikleşmiştir. Enflasyon, Temmuz’daki enerji zamları ile yeniden alevlenecek ve yılsonunda yüzde 20’ye ulaşabilecektir. Tüketici kredi ve kredi kartı borçları ile hanehalkının borç yükü 110 milyar YTL’yi aştı ve geri ödemelerde zorluklar yaşanmaktadır. Özel sektörün sırtında 150 milyar dolara doğru tırmanan bir dış borç stoku vardır. Düşük kura güvenilerek yapılan bu borçlanma, kurun yukarı seyri halinde önce reel sektörü, giderek mali sektörü içine çekecektir”



Dolar 1.50-1.60 YTL olmalı
Bütün bu olumsuz kriz tablosu karşısında, maskeleyici ana unsurun ise yüksek faiz politikası olduğuna dikkat çeken Sönmez, yüksek faiz sayesinde, büyümenin ana rüzgarı olan dış kaynak girişi sağlanmaya ya da çıkışı azaltılmaya çalışıldığını kaydetti. Sönmez, bununla sıcak para ve yabancı sermaye girişi sayesinde, normalde yukarı doğru fırlaması gereken döviz kuru aşağı bastırıldığını belirterek, “ Normalde 1 dolar, 1.50-1.60 YTL bandında seyretmesi gerekirken, yüksek reel faizle 1.20-1.25 YTL bandında tutulmaktadır. Bu yüksek faiz aracıyla, iki haneye sıçramış enflasyonu tekrar tek haneye indirme umudu beslenmektedir. Bu yüksek faiz ödenerek bastırılan döviz kuru, 250 milyar doları aşan dış borç stokunun yüzde 66’sına sahip özel firmaları kabuslardan kurtarmakta, giderek daha fazla dışarıdan borçlanmaya itmektedir. Normalde yüksek faizli ekonominin, iğneyle sahada kalabilen futbolculara benzemektedir. Bu uyuşturucu iğneyi ortadan kaldırırsanız, sahaya yığılıp kalacaktır” diye konuştu.


http://www.yenicaggazetesi.com.tr/haberdetay.php?hit=7821

Bu yazı 21/6/2008 tarihinde yazılmış Konuyla ne alaka
diyecekseniz Konu belli Başbakanın ta kendisi...

Yüreğine sağlık Ramo kardeş, bu tayyip ağaya ve saz arkadaşlarına en güzel yanıt olur.:victory
 
----- kriz bizi teğet geçti

gemi yüküyle götürmemize kimse engel olamaz

kendi gemimiz bile var -------



ne kadar doğru konuşuyor bu adam
 
tayyip işini bilir korkmayın arkadaşlar.. soymasını da oy toplamasınıda... çok iyi bilir gördüğünüz gibi hergün iş yerleri patır patır iş çıkarırı hamdolsun iyiyiz.. millet açız diye bağırır hamdolsun iyiyiz der.. bırakın arkadaşlar tayyip işini bilir..!! ;) ;)
 
üç cümlenin erafında saldırıp duruyosunuz...
 
ben bu adama katlanamiyorum...
 
----- kriz bizi teğet geçti

gemi yüküyle götürmemize kimse engel olamaz

kendi gemimiz bile var -------



ne kadar doğru konuşuyor bu adam

her zaman ki taktik cımbızla seç ve söyle durmadan gözlere sok ki izi kalsın

yazık be ...

insan yediği kaba pislememeli yalan mı her ay 3 lü koalisyon şekere benzine elektriğe

çaya zam yaptığı günleri ne çabuk unuttunuz

ama doğru deveyi diken diye bir deyim var ya aynen öyle ...

hadi selametle ...
 
her zaman ki taktik cımbızla seç ve söyle durmadan gözlere sok ki izi kalsın

yazık be ...

insan yediği kaba pislememeli yalan mı her ay 3 lü koalisyon şekere benzine elektriğe

çaya zam yaptığı günleri ne çabuk unuttunuz

ama doğru deveyi diken diye bir deyim var ya aynen öyle ...

hadi selametle ...

doğru diyorsun valla
iktidarın yönetiminden memnun olanlara duyurulur
 
doğru diyorsun valla
iktidarın yönetiminden memnun olanlara duyurulur

kısa ve net cevap eline sağlık....

3lü kualisyon un yaptığı zamı bi anda yapıyo onu niye görmek istemiyon dış borcu da cebinden ödücek haralde tayyip..........
 
Geri
Üst