İclal Aydın Şiirleri

Sahilim

New member
Katılım
25 Ara 2010
Mesajlar
1,578
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
biRseyLer.de
İclal Aydın - Adam Kadın Ve Çocuk


adam önce kitapları topladı
kadın kapısı kapalı ağlıyordu
çocuk merdivenlerde zaman dursa istiyordu
bir ayrılığın üç dalıydılar
birikmiş ne varsa atma zamanıydı şimdi
çocuk merdivenlerin basamaklarını saydı
saçlarını çözdü bir daha ördü
kadın kapı kolunu tutmak, kapıyı açmak, adamın yanına gitmek istedi
adam resimleri ayırdı
bi ayakkabı kutusuna koydu
çocuk kapı ziline baktı
kadın duvardaki saate
adam açık olan pencereye..
bi ayrılığın üç kahramanıydılar
zaman durmuyor, adam kalmıyor, kadın engel olmuyordu
zaman duramıyor, adam kalamıyor, kadın engel olamıyordu....
çocuk buynundaki ipli anahtarla kapıyı açtı
çizgili defterinin arasından kuruttuğu gelincik çiçeğini aldı
kadın balkon kapısını açtı rüzgar perdeleri uçurdu
adamaçık pencereyi kapattı masanın örtüsünü düzeltti
bi ayrılığın üç adımıydılar
adam gitti, kadın kaldı, çocuk büyüdü
şimdi gelincik bir ayakkabı kutusunda siyah beyaz resimlerle birlikte ayakkabı kutusunun anısı çocuğun kilitli kalbindeler
bi ayrılığım üç resmiydiler;
adam, kadın ve çocuk
perdeler, kapı kolu ve merdiven
bir ayrılığın üç şahidiydiler......



İclal Aydın - Aşk


Aşk; yalnız bir operadır kış güneşinde dinlenen.
Aşk; bazen bir zaman hatasıdır.
Aşk; bazen kavuşamamak, adını karalamaktır kağıtlara.
Uzun bir suskunluktur ya da durmadan ondan konuşmaktır.
Aşk; bir filmin, bir karesinde takılıp kalmak...
Bazen tuhaf bir cesaretle meydan okumaktır.
Aşk; bazen nedenini bilmediğiniz bir duraksamadır.
Aşk; bir harabenin ortasında birşey bulup da ne yapacağını bilemeyen
iki savaş çocuğu gibi kalmaktır.
Eylül'ün toparlanıp gitmesini izlemektir.
Bir bakış bile anlatmaya yeterken herşeyi
kalbinizi dolduran duyguların kalbinizde kalmasıdır.
Aşk; canınızla beslemektir hüznün kuşlarını.
Aşk; vazgeçmektir gözlerinden.
Geceleri ansızın nedensiz uyanmaktır uykularından, usul usul ağlamaktır.
Aşk; birgün anahtarın ters döneceğine inanıp ışığa kavuşmayı özlemektir.
Aşk; buralardan öylece çekip gitmek ve sonunda kendine bir gül vermektir.
Acını içine alıp, göz damlalarını tutup, güçlü olmaya çalışmaktır
 
İclal Aydın - Canım Kızım


Canım Kızım;

Meğer sanaymış yolculuğum.
Birgün kendime neden yaşadığımı sordum;
Bir anlamı olmalıydı başımdan geçen onca şeyin;
Bir karşılığım olmalıydı hayatta.
Bu soruyu sorduğumda kendime yirmi üç yasındaydım.
Ellerim yaslanmamıştı henüz
Ama soluk soluğa kalmış yorgun bir çocuktum,
Bildiğim her şeyden,
Herkesten uzaktaydım..
Yalnızlık, yabancılık, haksızlık,dünya kederleri
Bir olup yüklenmişlerdi bir gece kalbime.
Balkona çıktım,
Dördüncü kattaydım.
Soğuk bir kıs gecesiydi.
Demirleri tuttum caddeyi seyrettim ağlayarak.
Göreceksin insan nasıl acır kendine böyle anlarda...
Yüz yirmi dokuz numaralı otobüs geçiyordu
Ve bir kız köşedeki benzinciden çıkmış;
Elinde bira şişesi ağlıyordu,
Uzundu sacları.
Kaldırıma oturdu
Elindeki bira şişesini karşısındaki saat kulesine fırlattı.
Saat oniki'ye on vardı ve belli ki ikimizinde canı çok yanmaktaydı...
Annem geldi aklıma
Bir Pazar dönüşü elimi avucunun içinde kavrayışı ve bana doğumumu anlatısı.
Yalnızmış sancıları geldiğinde;
Çok korkmuş ya başaramazsa diye.
Balkona çıkmış
İnsanları seyretmiş başka kadınlarda çekti bu sancıyı diyerek
Ve başka insanların acılarından güç alarak doğuma girmiş.
Doğduğumda yaptığı ilk şey saate bakmak olmuş.
Saat öğlen oniki'ye on varmış.
İşte böyle demiştim kendi kendime;
Buraya kadarmış.
Sonra çilekli pastayı,
Çaldığım vişneleri,
Limonlu dondurmayı ne çok sevdiğimi düşündüm.
Saclarımı uzatacaktım,
Para biriktirip yollara çıkacaktım
Ve bir daha hiç yirmi üç yaşında olmayacaktım.
Büyük kararlardan önce mutlaka bir gece beklemeli
Eğer sabah aynıysa her şey,
O zaman düşünmeli bitirmeyi bir hikayeyi..
Ertesi gün güneşli bir sabahtı;
Çoktan düşmüştü ruhumun ve kederimin ateşi...
O günden sonra neler oldu bir bilsen...
Sana anlatacak o kadar çok şeyim var ki.
Çok korkuyorum severmisin acaba beni?
İyi bir anne olabilecek miyim?
Koruyabilecek miyim seni?
Kalbimde ve zihnimde biriktirdiklerimi eksiksiz iletebilecek miyim sana?
Takvimler bir sonbahar çocuğu olacağını söylüyor.
Annende sonbaharda doğmuş bir bebekti.
Bu mevsim hüzünlüdür kızım ve çok sever güneşi.
Şu anda minicik tekmelerinle ben burdayım diyorsun.
Gelişine az kaldı...
Seni sevinçle beklerken odanı hazırlıyoruz hevesle.
Ama ne yazık ki odan kadar sessiz ve özenli bir ülkeye gelmiyorsun.
İsterdim ki benim gördüklerime sen şahit olma ama onlar sana bile yetişti.
Geleceği zamanı kendi seçen biri olarak güçlü
Ve bendende önde olacağını biliyorum.
Umarım sende seversin karıncaları,kedileri ve kelebekleri.
Ben babasını çok özleyen bir çocuktum...
Dilerim sen ayrı kalmazsın seni sevinçle bekleyen babandan....
Anneler ve babalar tanıyacaksın bizden başka.
Oğluna söz verdiği bisikleti alamadığında,
Notalarla oğlunun adını yazan,
Bıyıklı yorgun babaları,
Ya da kendi giyemediği mavi yirmi üç nisan elbisesini
Sabaha dek uyumadan kızına diken anneleri,
Sonra kendinden başkasını düşünmeyenleri,
Kendi öfkesinde boğulanları
Ve yalancıları tanıyacaksın.
Aşkı tanıyacaksın bir gün,
Kalbim kırılacak
Ve belki kıracaksın birilerini...
İyi bir tamirci ol kızım,
Çabuk onar kırdığın kalplere ve çaresiz kalma kendi kırık kalbine.
Sen şimdi kendi öykünü yazmaya geliyorsun.
Hayat iki seçenek sunuyor:
Ya payına düşen kederi parlatacaksın;
Ya da ömrünle iyi geçinmeye bakacaksın.
İkincisini tercih edersin umarım...
Bana öğretildiği gibi kızım;
Öğrendiğin çiçek adlarını unutma,
Kelebekleri kitap arasında kurutma,
Kin büyütme kalbinde ve incitme kimseyi...
Dilerim dünyaya geliş nedenini sen çabuk bulursun.yolun acık olsun....

Annen..
 
İclal Aydın - Hastane Önünde İncir Ağacı

Çocukluğumun yokluk yıllarıydı
Her şey için uzun uzun beklediğimiz yıllar
Karanlıkta otururduk geceleri
Mum ışığında anlatırlardı
Acıklı hayat hikâyelerini
İki elim yanaklarımda
Usul usul ağlardım yalnız kalmış gurbet gelinlerine
Çocuk kalbim dua ederdi
Türkülerle evimize gelen geçmişlerine
Annemin sesiyle dinlemiştim bunlardan birini:

Hastane önünde incir agaci, annem agaci
Doktor bulamadi bana ilaci, annem ilaci
Baş tabip geliyor zehirden acı, annem vay acı

Garip kaldim yüregime dert oldu, annem dert oldu
Ellerin vatani bana yurt oldu, annem yurt oldu

İsmi neydi acaba hastane önündeki ağaca ağlayanın?
Fikriye mi, yoksa Kiraz mı, Hacer mi, Fidan mı?
Neydi çare bulunmaz hastalığı,
Neden kimse yoktu, neden kendi omuzladı,
Baş tabibin O'na fısıldadığı acıyı?
Yoktu bu sorularımın cevabı
Belli ki kendiyle bir başına kalmış
İnce ince yakmıştı bu ağıdı.

Mezarımı kazın bayıra düze, annem vay düze
Yönünü çevirin sıladan yüze, annem vay yüze
Benden selam söylen sevdiğinize, sevdiğinize

Başını koysun karalar bağlasın, annem bağlasın
Gurbet elde kaldım diye ağlasın, annem ağlasın

Çocukken bir tek ince hastalıktan ölünür sanırdım.
Dilini ve yönlerini bilmediğim bir ülkede
Metroların rüzgârında anladım
Hasretten de ölünebileceğini.
Ve gördüğüm her boş alana
Eksiksiz çizebileceğimi özlediğim her bir şeyi
Beni yabancı sayarken aslında bana yabancıların
Yüzlerinde tanıdım kendimle bir başıma kalmayı
Çocukken bir tek ince hastalıktan ölünür sanırdım.
Hasretten de ölünürmüş anladım...​




İclal Aydın - Kar



Karlı bir akşamdı Ankara da
Son kez elele yürümüştük
Bitmesin istediğim yola kısacık beraberliğimizin bütün anılarını sığdırmıştık...
Yazarsın bana demiştin bende yazarım sana sık sık,
Ağlıyorum,
Sen görmeyesin diye kaldırmıyordum başımı
Elimi daha sıkı tuttun
Anlıyordum
Bu ayrılığa dayanmıyordu kalbim...
Öğrettiğim çiçek adlarını unutma dedim,
Kelebekleri kitap arasında kurutma,
Sık sık fotoğraf çektir yolla bana,
Kitaplarım sana emanet, incitme kimseyi, kin büyütme kalbinde beni bekle...
Yol bitti gidiyordun artık,
Gittin!
Sokakta gördüklerimi filmlerdeki aktörleri sen sandım bir süre,
Kin büyütmedim kalbimde söz vermiştim sana diye,
Kitaplarını okudum kelebeklere dokunmadım,
Öğrendiğim çicek adlarına yenilerini ekledim,
En çok fesleğeni, çoban heybesini, aksam sefasını sevdim.
Seni beklerken çok sey öğrendim,
Yolunu gözlediğim, sevdiğim ilk adam
Nasılsa bulacaktır seni diye her görüşümde aynı güçle seslendim;

Uçak babama selam söyle,

Beni kötü rüyalarımdan uyandıran, sevdiğim ilk adam bir bilsen!
Seni nasıl özledim.
Kar yağıyor şimdi otuz yaşım bitti.

Kitapların bende, kelebekler gibi kar taneleri,
Kendi yolumda yürürken hiç unutmadım o cümleyi;
Selamını aldım babacığım
Kin büyütmedim kalbimde,
Küçük kızının gözleri;
Hala senin çiceklerinde.
Uçak!
Babama selam söyle....




İclal Aydın - Masal


Daha uyanmamalıydık masallardan.Ne zaman bitti o eşsiz ormanlar, yollar? ne zaman ayrıldı yolları şehzade ile ipek kızın? ve ne zaman vazgeçti yakışıklı prens yüzyıl uyuyan güzeli uyandırmaktan? Ne zaman yoruldu aladdin lambasını ovmaktan? iyilik perileri, sevimli cinler şimdi neredeler? Daha uyanmamalıydık...Masallar hep o renkte ve aynı inandırıcılıkta kalmalıydı kalbimizde.Bir şey oldu, bir yerlerde.Büyüdük mü küstük mü birşeylere ne; inanmaz olduk masallara.Dinlemez olduk ve anlatmadık bir daha.Belki anlatılacak masalımız kalmadı, çabuk yordu hayat bizi.Oysa ne güzeldi küllerinden yeniden doğan Anka kuşu, Kaf dağının ardındaki o gizemli ülke, lal bir oba uşağı ile güzeller güzeli bey kızının başkaldıran sevdası.Nasıl özlüyoruz geçmişi...Neden özler ki insan? Hele birde mutsuz bir çocuksanız...Çocuktuk çünkü.İnanıyorduk.Köprüler geçmemiş, aldatmamış, aldatılmamış, bedeller ödememiş, ayrılık ve hasret mektupları okumamıştık.Ve dizlerimizi kanatmamıştı henüz hayat.İnanıyorduk, duruyduk, saftık, çocuktuk.Şimdi anlatacak bir masalımız bile yok, bir köşesine sığınacak...
 
İclal Aydın - Ne Olacak Halim

Sen bu satırları okurken ben çok uzaklarda olacağım...
Böyle başlardı bütün bildiğimiz mektuplar,
Biliyor musun? Bu ikimizin hikayesi,
Şu anda nerdesin, ne yapmaktasın;
Bildiğim yerlerde misin yoksa hiç görmediğim bir evin penceresinde mi,
Sevdiklerin özlemi sardı mı nicedir kalbini,
Pişman mısın başlamadıkların için, iç çekiyorsundur şimdi
Düşünüpte yazmadığın yazıpta yollamadığın mektupları saklıyor musun hala,
Kafanda hep aynı cümle biliyorum ne olacak halim,
Ah, biriktirdiğimiz bütün hevesler nasılda hızla tükendiler.
En çok kimi özledin, en çok neyi bekledin?
Şimdi düşlediklerimin neresindesin...
Dedim ya.
Bu ikimizin hikayesi...
Islandığımız bütün yağmurları, dudak kanatan kalpli sızı aşklarımızı,
Bizi buluşturan kaldırımları,
İşte bütün bunları bütün bunları yazıyorum.
Ben unutmadım diye
Hatırlıyor musun sonunu değiştirmediğimiz filmleri
Hayatın gerçeğidir sandığımız kabullenilmiş yenikliği
Bir ağızdan söylediğimiz en kahraman cenkliği,
Büyürken vazgeçtiklerimizi yada vazgeçirttirdikleri şeyleri,
Ne Olacak Halim...
Çabuk mu büyüdük dersin
Biliyorum..
NE Olacak Halim...
Sen bu satırları okurken, ben nerde olacağım kim bilir.
Neleri bırakmış olacağım birde,
Ne aşkları
Ne başlangıçları
Ne ayrılıkları tıpkı senin gibi.
Biliyor musun...
Tek sorum var kendimle şimdi

Ahhh
Ne Olacak Şimdi Halim....





İclal Aydın - Seni Seviyordum


sana uzak kentlerden birinde
zamanın bir yerinde
seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi
onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi
insan hergün anımsar mı aynı gözleri..

seni seviyordum ve senin haberin yoktu..
saçlarını izliyordum uzaktan
kulağının arkasına düşüşü ve burnun!
herkesten başkaydı işte..
güldüğün zaman yukarıya bakardın..
yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı.
ne güzeldiler!
sen bilmiyordun.. ben seni seviyordum...
kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler.
duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu.
geri dönüyordu çoğalarak.
senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi..
herşeyi erteleyişim oluyordun.
kalp ağrısı oluyordun.
birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun.
mevsimler değişiyor ve büyüyorduk.
dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyor
ve bazen, tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk..
cesurduk!
ufuk çizgisi maviydi, günbatımı hep turuncu
ve kırmızıydı bütün karanfiller!

ben seni seviyordum.. sen bilmiyordun..
sevinçlerim oluyordun ara sıra..
sen hiç bilmiyordun.

sonra herhangi biri oldun.
bütün sevinçlerim bittikten sonra.
yağmurlar yağdı serin haziran akşamları.
derken birgün uzaktan gördüm seni.
saçların bana inat başın herşeye meydan okuyarak
işte yine aynı!
kalbimi acıttın.. her zamanki gibi..
değiştik sanıyordum. ve sen yine bilmiyordun..

şimdi bunları anlatsa sana birileri,
kimbilir..
yada boşver
bilme en iyisi...
 
İclal Aydın - Uçak Babama Selam Söyle


Karlı bir akşamdı Ankara 'da;
Son kez el ele yürümüştük,
Bitmesin istediğimiz yola.
Kısacık beraberliğimizin bütün anılarını sığdırmıştık.
Yazarsın bana demiştin.
Bende yazarım sana sık sık.
Ağlıyordum....
Sen görmeyesin diye kaldırmıyordum başımı.
Elimi daha sıkı tuttun,
Anlıyordum....
Bu ayrılığa dayanmıyordu kalbim,
Öğrettiğim çiçek adlarını unutma dedin,
Kelebekleri kitap arasında kurutma,
Sık sık fotoğraf çektir, yolla bana,
Kitaplarım sana emanet,
İncitme kimseyi, kin büyütme kalbinde...
Beni bekle...
Yol bitti, gidiyordun artık;
Gittin...
Sokakta gördüklerimi, filmlerdeki aktörleri sen sandım bir süre,
Kin büyütmedim kalbimde söz vermiştim sana diye,
Kitaplarını okudum, kelebeklere dokunmadım,
Öğrendiğim çiçek adlarına yenilerini ekledim,
En çok fesleğeni, çoban heybesini, akşam sefasını sevdim.
Seni beklerken çok şey öğrendim,
Yolunu gözlediğim, sevdiğim ilk adam...
Nasıl olsa bulacaktır diye, her görüşümde aynı güçle seslendim
"Uçak, babama selam söyle!"
Beni kötü rüyalardan uyandıran sevdiğim ilk adam...
Bir bilsen seni nasıl özledim...
Kar yağıyor şimdi, otuz yaşım bitti,
Kitapların bende, kelebekler gibi kar taneleri,
Kendi yolumda yürürken hiç unutmadım o cümleyi;
Selamını aldım babacığım,
Kin büyütmedim kalbimde....
Küçük kızının gözleri hala senin çiçeklerinde.
Uçak, babama selam söyle!
Uçak, babama selam söyle!




İclal Aydın - Yağmur


ne zaman eskiyor sevgiler ödenen bedellerin acısı geçincemi???yağmur yağıyor mutfak camındayım..nasıl üşüdüğümü bilemezsin..menekşelerim çiçek vermiyor artık anne. söylediğin gibi hep dibinden su verdim ama..şimdi telefon açsam sana sesini duynak da yetmiyor ki..Hep ayni cumleler.Babamlar nasil? Ilacini aldin mi? Nedenini bilmedigim bir aglamak var icimde.Bir yerlere sigdiramiyorum yuregimi.Bazen dalip giderdin mutfakta yemek yaparken tahta kasikla tencerenin basinda oylece ne dusunurdun acaba? Ozlemek cok fena anne, anlamak seni daha da fena..Omuzlarim agriyarak uyaniyorum sabahlari.Benim kizimin omuzlarimı ovmasina daha cok var.Gittikce sana mı benziyorum ben? Ya da 'annenin kaderi kiza' dedikleri dogru mu? 'baban eskitir herseyi kizim, 'demistin bir kez.Anlamamisim meger, eskiyormus annecigim.Omzunu ovacak kalmiyormus meger ayni evin icinde.simdi duysan bunlari, ne uzulursun mutsuz mu kizim diye, coktan kendinden vazgecmis bir sesle.Mutsuz degilim de anne, yagmura ve mutfagimdaki kedere care bulamiyorum.Evimi topluyor, toz aliyor, patlican kizartiyor, televizyon seyrediyor, aksam calan kapiyi aciyorum.Actigimi goren olmuyor.Pisirdigim yeniyor da, guzel olmus denmiyor.Cay demleniyor demleniyor, demleniyor.Kederim mutfagin her yerine yerlesiyor.ah Nasil eskiyor hersey anne, nasil eskiyor.eskilerimi atmaya kiyamiyorum. Seni cok ozluyorum.bana yasakladığın bahçeler sana da mı uzaktı hep.? gidemeyişine ağladın mı sende? ne zaman eskiyor sevgiler ödenen bedellerin acısı geçince mi?
işte böyle... kalbimde bir acı şarkılar seni söyler..



İclal Aydın - Zor Günler


Benden önce söylenmiş sözlerin haklılığına
Kizdığım oldu zamanında ama inandığımda
Ömrümde her şarki başka bi kapi açti
Bu sarkinin ardinda sen
Bu kapinin ardindaysa benden önce söylenmiş sözler vardi

Çok zor günler geçirdim vaktiyle
Alemde savaşlar çirpinişlar nihayetinde
Asik olmak kismetmis yar, sana..
Asik olmak kismetmis yar..

Seçtiğimiz hayatlar mi bunlar? seçtiklerimiz mi ?
Bunca yokluk, bunca kiriklik, bunca aci
Seçtiklerimiz evet !
Hayat bu sevgilim çoktan seçmeli
Senin askinsa bi dönem ödevi


Bir gece cikip gelsen olmezsin yar
Ölümlerden ölüm beğen gelmezsen yar
Bir aksam çikip gelsen ölmezsin yar
Ölümlerden ölüm beğen öleceğim yar

Bir şarkı tuttum sevgilim bir kapı açtım ikimize
İkimiz çokmuşuz meğer bu resme
Kapatmadan bu kapıyı yinede
Bu yaralar bereler sanadır bileler ...

Bu yaralar bereler sanadir bileler
Göreler askimi
Sahidim gök kubbe
Asigim bekletme

Çok canım yanıyordu gördüklerimden ve göreceklerimden
Benim kanayan dizlerim yoktu hayatta bi tek
Benim de kanattıklarım vardı elbet
Ezdigim kumlar ve geçtigim yollar hala gölgeni taşıyorlar
Hani demiştim ya en başında
Ne ayrılıklar ne aşklar ne başlangıçlar diye
Yani demem o ki çok zor günler geçirdim vaktiyle

Çok zor günler geçirdim vakiyle kalbimde
Firari endiseler nihayetinde
Asik olmak çok zormus yar sana
Asik olmak çok zormus yar

Bir gece çikip gelsen ölmezsin yar
Ölümlerden ölüm begen gelmezsen yar
Ölecegim yar
Bu şarkı sadece benimdi sevgilim
Ve ben büyük bahçeler istemiştim ikimize
Yazmışsın ya 'onu sevebilecegimi düşünmüştüm' diye
İşte o günden beri belkide bu yüzden sadece
Bu yaralar bereler sanaydı aşkı bileler
Göreler aşkımı şahidim gök kubbe
 
İclal aydın şarkı söyler mi bilmem ama güzel şiir yazar ve okur =)
 
Geri
Üst