İşte Hz. Osman'ın kabri

innuendo

HANZALA
Moderatör
Katılım
5 Nis 2007
Mesajlar
9,878
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
FİLİSTANBUL
İşte Hz. Osman'ın kabri

3. halife Hz Osman'ın (r.a.) kabri Medine'de bulunan Cennet-ül Baki mezarlığındadır.
2q2g11f.jpg


Giriş kapısının önündeki patikayı takip edip mezarlığın ortasına vardığınızda biriketlerle çevrilmiş, sadeliğiyle dikkat çeken mezar Hz. Osman Bin Affan'a (r.a) aittir.

w1u4og.jpg

Damad-ı Nebi, Zinnûreyn (iki nur sahibi), iffetinden meleklerin bile utandığı, Allah kelamının sevdalısı, Kur'an okurken şehit edilen Hz. Osman...

Rasulullah (s.a.s.) risaletle görevlendirildiğinde Osman (r.a.) otuz dört yaşlarındaydı. O, ilk iman edenler arasındadır. Hz. Osman iman ettiği zaman, bunu duyan amcası Hakem b. Ebil-As onu sıkıca bağlayarak hapsetmiş ve eski dinine dönmezse asla serbest bırakmayacağını söylemişti. Hz. Osman (r.a.) ebediyen dininden dönmeyeceğini söyleyince, kararlılığını gören amcası onu serbest bırakmıştı. Hz. Osman Rasulullah'ın kızı Rukayye ile evlenmişti. Müslümanların Medine'ye hicretinden sonra Bedir Savaşı esnasında hanımı Rukayye'nin vefatının akabinde Rasulullah (s.a.s.), Hz. Osman'ı diğer kızı Ümmü Gülsüm ile evlendirdi. Rasulullah'ın (s.a.s.) iki kızıyla evlenmiş olduğu için iki nur sahibi anlamında, 'Zin-Nureyn' lakabıyla anılır olmuştur.

Hz. Osman Medine dönemi boyunca sürekli Rasulullah (s.a.s.) ile birlikte olmaya gayret gösterdi. Ashabın en zenginlerinden biri olması, onun İslam'a ve Müslümanlara herkesten çok maddî yardımda bulunmasını sağladı.

12 sene hilâfet makâmında kalan Hz. Osman (r.a.) İslam tebliğinin girmiş olduğu yayılma sürecini aynı hızla devam ettirmeye çalıştı. O, Ermenistan, Kuzey Afrika ve Kıbrıs'ı fethetmiş, İran'daki ayaklanmaları bastırarak merkezî yönetimin nüfuzunu yeniden tesis etmiştir.

Hicretin otuz beşinci yılının Zilhicce ayında Mısır'dan Medine'ye gelen asiler tarafından evinde Kur'an okuduğu bir esnada şehit edildi.

Allah cümlemizi şefaatlerine nail eylesin. Amin...

 
cömertliği ve ibadetlerine bağlılığı ...
 
kabrin böyle olma sebebi bid'at olabileceğini düşünmeleridir.

........

Vehhabiliği en önemli özelliklerinden birisi de bid'adlar karşısındaki tutumudur. İbn Abdülvehhab'a göre Kur'an ve Sünnet'te olmayan her şey bid'attır. Bir bid'at çıkaran mel'undur ve çıkardığı şey reddedilmelidir. Bid'adların çoğu insanları şirke düşürmektedir. Bunların başında mezarlar, türbeler ve bunların ziyaretleri gelir. Mezarlarda yapılan ibadetler şirktir. Sevap umarak Hz. Muhammed'in kabrini ziyaret bile şirke neden olabilir. Şirke neden olmamaları için, mezar ziyaretleri, türbe yapımı kesin olarak yasaklanmalıdır. Ölülere niyaz, tevessül, falcılara, müneacimlere inanmak, Hz. Peygamber'in anısını yüceltmek, hırka-i şerif, sakal-ı şerif ziyaretleri yapmak, Allah'tan başkasına ibadet etmek, şirk koşmatır. Mevfit toplantıları düzenlemek, bu toplantılarda mevlid okumak, sünnet ya da nafile namazlar kılmak yasaklanmalıdır. Göz değmemesi için nazar boncuğu takmak, muska takınmak, ağaç, taş vb. şeyleri kutsal saymak, bir hastalık ya da beladan kurtulmak, güzel görünmek vb. için boncuk, ip, hamayı gibi şeyler takınmak, sihir, büyü, yıldız falı gibi şeylere inanmaz, iyi kişilere, velilere tazimde bulunmak, onlara dua etmek, onlardan yardım dilemek gibi şeyler de tamamıyle şirke neden olan bid'adlardandır. Riya için namaz kılmak, sofuluk etmek, iyi insan gibi görünerek çıkar sağlamak da şirktir. Cami ve mescidlerin süslenmesi, minare yapılması da terkedilmesi gereken bid'adlardır.

Vehhabiliği oluşturan düşünceler, birçok çağdaş Müslüman düşünürü etkilemiş, onlara esin kaynağı olmuştur. Günümüzde ise, önemli ölçüde değişime uğramış biçimde, Suud Krallığının resmî görüşü olmaktan öte bir anlam taşımamaktadır.

Ahmet ÖZALP
 
Geri
Üst