İşte AKP anayasası

Albayrak

Can Feda
Katılım
23 May 2007
Mesajlar
4,439
Reaction score
0
Puanları
0
Konum
Aydınlığın karanlıkla savaşından...
Akademisyenlerin hazırladığı ve hükümetin 'sır' gibi sakladığı taslağı açıklıyoruz

Laikliğe yeni tanım AKP'nin üzerinde çalıştığı taslakta, laiklik "Din ve vicdan hürriyetine sahip olan bireylerin bu hürriyeti kullanarak kendi inanç dünyalarını belirleme ve onun gereklerine göre yaşama konusunda güvence sağlayan bir ilkedir" biçiminde tanımlanıyor. Temel hak ve özgürlükler bölümünde "Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz" hükmünün çıkarılması öneriliyor.

Türbana serbestlik Anayasanın değiştirilmesi önerilemeyecek maddelerinden olan 3. maddedeki "Dili Türkçedir" ifadesi yerine "Resmi dili Türkçedir" ifadesi getiriliyor. Devletin temel amaç ve görevleri arasından "Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak" çıkarılıyor. Eğitim ve öğretimin "Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda" yapılacağı ilkesi kaldırılırken, türban yasağına karşı iki seçenekli öneri getiriliyor.
Cumhuriyet, Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ergün Özbudun başkanlığındaki akademisyenler tarafından hazırlanan ve AKP'nin "sır" gibi sakladığı anayasa taslağını açıklıyor. Anayasanın "değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez" maddelerinin değiştirilmesi önerilen taslakta, laiklik AKP'nin yaklaşımına uygun olarak "Din ve vicdan hürriyetine sahip olan bireylerin bu hürriyeti kullanarak kendi inanç dünyalarını belirleme ve onun gereklerine göre yaşama konusunda güvence sağlayan bir ilkedir" biçiminde yeniden tanımlanıyor. Temel hak ve özgürlüklerin "devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, laik cumhuriyetin gereklerine göre" sınırlandırılabileceği hükmü ise kaldırılıyor.

Cumhuriyet , akademisyenlerin hazırladığı anayasa taslağını ele geçirdi. Taslakta, gerekçeleriyle şu öneriler yer alıyor:

* Anayasanın değiştirilmesi bile önerilemeyecek ilk 3 maddesinde değişiklik önerildi. 1. madde "Türkiye Devleti bir cumhuriyettir" biçiminde aynen korunurken, 2. madde, "Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına dayanan, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir" biçiminde düzenlendi. Mevcut anayasanın 2. maddesinde yer alan "toplumun huzuru ve milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde" ifadeleri metinden çıkarıldı. Maddenin gerekçesinde, bu ifadelerin "anayasanın değiştirilemezliği belirtilen cumhuriyetin nitelikleri arasında olmayıp soyut ve sübjektif yorumlara elverişli bulunması" nedeniyle çıkarılmasının önerildiği kaydedildi.


AKP'ye göre laiklik tanımı

* Taslağın "cumhuriyetin nitelikleri" başlıklı 2. maddesinin gerekçesinde, laiklik yeniden tanımlandı. Laiklik ilkesinin Türkiye'de siyaseten ve hukuken en çok tartışılan kavramlardan biri olduğu dile getirilen gerekçede, şu görüşe yer verildi:

"Kavramsal olarak laikliğin biri devlete, diğeri birey ve topluma hitap eden iki boyutu vardır. Devlete bakan yönüyle laiklik, din kurallarının yönetimde gerek kanun koyarken gerekse uygularken belirleyici olmaması anlamına gelmektedir. Diğer yandan laiklik, devletin de din kurallarını değiştirmeye ve yorumlamaya kalkışmasını engelleyen bir ilkedir. Laikliğin bireye yönelik yüzünde ise din ve vicdan hürriyeti vardır. Ancak burada da muhatap devlettir. Devletin tüm dini inanışlar karşısında eşit mesafede durarak herkesin inançlarına uygun şekilde yaşaması için gerekli ortamı sağlama yükümlülüğü bulunmaktadır. Laiklik, din ve vicdan hürriyetine sahip olan bireylerin bu hürriyeti kullanarak kendi inanç dünyalarını belirleme ve onun gereklerine göre yaşama konusunda güvence sağlayan bir ilkedir."

* Anayasanın "devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti" başlıklı, yine anayasanın değiştirilmesi önerilemeyecek maddeleri arasında sayılan 3. maddesinde de değişiklik önerildi. Mevcut maddedeki "Dili Türkçedir" ifadesi yerine "Resmi dili Türkçedir" ifadesi getirildi.

* Devletin temel amaç ve görevleri arasından "Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak" çıkarıldı. Maddenin gerekçesinde, "1982 Anayasası'nın 5. maddesi, bu anayasanın bireyi değil devleti esas alan otoriter ruhunu yansıtmaktadır. Oysa anayasa, düzene hürriyetçi ve demokratik bir içerik kazandırmak için, devletin temel amacının bireyi ve onun haklarını korumak olduğu özellikle vurgulanmalıdır" denildi.

* "Egemenlik" başlıklı maddede, "Türk milleti, egemenliğini anayasanın koyduğu kurallara göre, yetkili organları eliyle kullanır" hükmü, "Türk milleti, egemenliğini anayasanın koyduğu esaslara göre yasama, yürütme ve yargı organları eliyle kullanır. Milletlerarası ve milletlerüstü kuruluşlara üyelikten kaynaklanan kısıtlamalar saklıdır" biçiminde değiştiriliyor. Maddenin gerekçesinde, "Bazı bürokratik kurumların kendilerini millet adına egemenlik kullanan yetkili organ olarak görmeleri ve buradan hareketle yasama ve yürütme erklerinin alanına giren konulara müdahale etmeleri bu tür bir sarahati zorunlu kılmıştır" denildi.


Yasama yetkisi devrediliyor

* Taslağa göre, yasama yetkisi TBMM tarafından kullanılacak ve bu yetki devredilemeyecek. Ancak kanun hükmünde kararnamelere ilişkin hükümler saklı olacak. Maddenin gerekçesinde, "Türkiye'nin içinde bulunduğu demokratikleşme süreci, pek çok kanuni düzenlemenin, tekrar gözden geçirilmesini de gerektiren bir başka faktördür. Gene aynı çerçevede AB'ye üyelik sürecinin gerektirdiği uyum kanunlarının süratle çıkarılması ihtiyacı da yoğun bir yasama faaliyetini gerektirmektedir. Bakanlar Kurulu'na kıyasla çok daha yavaş bir çalışma temposuna sahip olan yasama organının, bu ihtiyaçları giderecek kanunları adeta zamana karşı yarışarak kabul edebilmesi mümkün gözükmemektedir" dendi.


Yargı denetimine sınırlama

* Anayasanın "yargı denetimi" başlıklı maddesi, "Yargı yetkisi ve görevi Türk milleti adına, bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır ve yerine getirilir" biçiminde düzenleniyor. Maddenin gerekçesinde, "Bu değişikliğin amacı, hukuku uygunluk denetiminin yerindelik denetimine dönüşmesini önlemektir" görüşü dile getirildi.


Kadına pozitif ayrımcılık

* Anayasanın "eşitlik" başlıklı maddesinde, "Kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve engelliler gibi özel surette korunmayı gerektiren kesimler için alınan tedbirler, eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz" hükmü önerildi.

* Anayasanın "temel hak ve hürriyetlerin niteliği" başlıklı maddesinde yer alan "Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder" hükmünün metinden çıkarılması istendi. Maddenin gerekçesinde, "Haklar ve ödevler farklı kategorilerdir. Birincisinin kullanılması, her zaman ikincisinin yerine getirilmesine bağlanamaz" denildi.

* Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanmasını öngören maddede yer alan "laik cumhuriyetin gereklerine" ifadesi çıkarıldı.


* Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamamasını düzenleyen maddede ise seçenekli öneriler sunuldu. Birinci seçenekte, "Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz" hükmünün çıkarılması önerildi. İkinci seçenekte mevcut anayasadaki maddenin aynen korunması öngörüldü.


* "Kişisel bilgilerin korunması" başlıklı yeni bir madde önerildi. Madde, "Herkes, kendisiyle ilgili kişisel bilgi ve verilerin korunması hakkına sahiptir. Bu bilgiler, ancak kişinin açık rızasına veya kanunla öngörülen meşru bir sebebe dayalı olarak kullanılabilir. Herkes, kendisi hakkında toplanmış olan veya kayıtlarda yer alan bilgilere erişme, bunlarda düzeltme yaptırma ve bu bilgilerin amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenme hakkına sahiptir" hükmünü öngörüyor.


* Taslakta, yerleşme ve seyahat özgürlüğünün sınırlandırılması kapsamına "genel sağlığı korumak" kriteri eklendi.


Tarikatlara sonsuz özgürlük

* Taslakta, anayasanın "din ve vicdan hürriyeti" başlıklı maddesinde köklü değişiklikler önerildi. Buna göre, herkes din ve inanç hürriyetine sahip olacak. Bu hak, tek başına veya topluca, alenen veya özel olarak ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak suretiyle dinini veya inancını açıklama ve bunları değiştirebilme hürriyetini de içerecek. İbadet, dini ayin ve törenlerin, "devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde yapılamayacağı" na ilişkin hüküm metinden çıkarıldı.


* Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi, zorunlu dersler arasından çıkarılırken "Devlet, eğitim ve öğretim alanındaki görevlerini yerine getirirken eğitim ve öğretimin ana ve babanın dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını isteme hakkına riayet eder. Din eğitim ve öğretimi, kişinin kendisinin, küçüklerin ise kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır" hükmü önerildi. Taslakta, bu konuda seçenekli öneriler sunuldu.


* Laikliğin güvencesi olarak nitelendirilen anayasanın "din ve vicdan hürriyeti" başlıklı maddenin "kimse devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma ve siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz" fıkrasıyla ilgili 3 ayrı seçenek getirildi. İlk seçenekte, söz konusu hükmün aynen korunması önerilirken ikinci seçenekte "din ve inanç hürriyeti, devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini din kurallarına dayandırmaya yönelik eylemler biçiminde kullanılamaz" denirken üçüncü seçenekte "din ve inanç hürriyeti anayasal düzeni din kurallarına dayandırmaya yönelik eylemler biçiminde kullanılamaz" hükmü önerildi.


* Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin "cumhuriyetin temel nitelikleri ve devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması" amacıyla sınırlanabileceğine ilişkin hüküm metinden çıkarıldı.


Vatandaşlığa yeni tanım

* Anayasanın "vatandaşlık" başlıklı maddesinde 3 ayrı seçenek sunuldu. Birinci seçenekte, "Devlete vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır" , ikinci seçenekte "Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkese din ve ırk farkı gözetilmeksizin Türk denir ", üçüncü seçenekte ise "Vatandaşlık temel bir haktır. Kanunun öngördüğü esaslara uygun olarak bu statüyü kazanan herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır" hükmü önerildi. Birinci seçeneğin gerekçesinde, "Bu formül, vatandaşlığın ırk temelli ve dışlayıcı şekilde tanımlandığı yönündeki itirazları da giderecektir" denirken ikinci seçeneğin gerekçesinde, "Anayasal vatandaşlık temelinde farklı etnik, dilsel ve dinsel özelliklere sahip kişilerin kendilerini devletin eşit vatandaşları olarak görmesini sağlamak amacıyla 1924 Anayasası'ndaki vatandaşlık tanımına dönmenin isabetli olacağı düşünülmüştür" denildi.


Türban önerisi

* Anayasanın "eğitim ve öğretim hakkı" başlıklı maddesi yeniden düzenlenirken eğitim ve öğretimin "Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda" yapılacağı ilkesi kaldırılıyor. Bu maddeye türban yasağının kaldırılmasıyla ilgili 2 seçenekli öneri getirildi. Birinci seçenekte, "Kılık ve kıyafetinden dolayı hiç kimse yükseköğrenim hakkından mahrum bırakılamaz" denirken ikinci seçenekte "yükseköğretim kurumlarında kılık ve kıyafet serbesttir" hükmü önerildi.


Milletvekili dokunulmazlığı

* Milletvekili dokunulmazlığı konusunda iki seçenek getirildi. Birinci seçenekte, mevcut anayasadaki hükmün aynen korunması, ikinci seçenekte ise ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçlarda suçüstü hali ile zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, hileli iflas, kaçakçılık, ihaleye fesat karıştırma ve edimin ifasına fesat karıştırma suçlarından dolayı milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması önerildi. Milletvekilleri, hakkındaki suçlamalardan dolayı dokunulmazlığının kaldırılmasını isteyebilecek.


Cumhurbaşkanının yetkilerine tırpan

* Cumhurbaşkanının yasaları, 15 gün inceleme süresinin ardından iade edebilecek. İlgili yasanın TBMM'de aynen kabul edilmesi durumunda cumhurbaşkanı 3 gün içinde yayımlayacak. Cumhurbaşkanının 15 gün içinde geri göndermediği veya yayımlamadığı yasalar, Meclis başkanı tarafından yayımlanacak.


* Cumhurbaşkanı, sadece Genelkurmay Başkanı, vali ve büyükelçileri atayabilecek. Bunların dışında hangi kararnamelerin cumhurbaşkanınca imzalanacağı yasayla düzenlenecek.


* Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) yapısını düzenleyen maddeyle ilgili iki seçenek sunuldu. Birinci seçenekte, cumhurbaşkanının kurul üyeliğinden çıkarılması ve başbakanın kurula başkanlık etmesi, ikinci seçenekte ise cumhurbaşkanının başkanlığında toplantıların yapılması önerildi.


* Rektörler, öğretim üyeleri arasında 5 yıllığına seçilecek. Taslakta, YÖK korundu, ancak yetkileri daraltıldı. YÖK'ün yetkisi koordinasyon ve planlama ile sınırlandırılacak. YÖK Başkanı, YÖK Genel Kurulu üyeleri arasından ve üyelerin oyuyla seçilecek.


* Anayasa Mahkemesi, 17 üyeden oluşacak. TBMM, en az üçü anayasa hukuku, kamu hukuku veya siyaset bilimi alanında çalışan öğretim üyeleri arasından olmak üzere 8 üyeyi seçecek. Üyelerden 4'ü Yargıtay, 4'ü Danıştay, 1'i de Sayıştay genel kurullarınca kendi başkan ve üyeleri arasından gizli oyla seçilecek. Mahkeme, anayasa değişikliklerinde iptale ve siyasi parti davalarında kapatmaya üye tamsayısının üçte iki çoğunluğuyla karar verebilecek. Cumhurbaşkanı ve TBMM üye tamsayısının en az onda biri oranındaki milletvekili (55), Anayasa Mahkemesi'ne iptal davası açabilecek.


Yüce Divan'a yeni yapı

* Yüce Divan, Yargıtay Ceza Genel Kurulu Başkanı'nın başkanlığında, Yargıtay Ceza Genel Kurulu üyeleri arasından seçilecek 5 üye ile Anayasa Mahkemesi'nin kendi üyeleri arasından seçeceği 5 üye olmak üzere 11 üyeden oluşacak. Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Bakanlar Kurulu üyeleri, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları ile yüksek yargı organı başkan ve üyeleri Yüce Divan'da yargılanacak.

CUMHURİYET
 
LaikLik eLden gidiii şeriat geLiiii kaçın :durdurun
 
Iran li bir arkadasim var burda o anlatiyor, Humeyni Iran a demokrasi getirecegini söyleyerek ilimli islam söylemleriyle üniversite ögrencilerinden falan destek alip basa gelmis. Kendisi burada (Almanya) okudugu icin geri dönmek istememis ve o geri dönmedigi icin ailesini idam etmisler simdi burada docent. Ayni sey benim basimada gelir mi diye korkuyorum dogrusu. Ama emin oldugum birsey var AKP nin dinle falan alakasi yok, onlarin tek hedefi Atatürk ve onun etrafindaki düsünce sistemini dinamitlemek.
 
defender80' Alıntı:
Iran li bir arkadasim var burda o anlatiyor, Humeyni Iran a demokrasi getirecegini söyleyerek ilimli islam söylemleriyle üniversite ögrencilerinden falan destek alip basa gelmis. Kendisi burada (Almanya) okudugu icin geri dönmek istememis ve o geri dönmedigi icin ailesini idam etmisler simdi burada docent. Ayni sey benim basimada gelir mi diye korkuyorum dogrusu. Ama emin oldugum birsey var AKP nin dinle falan alakasi yok, onlarin tek hedefi Atatürk ve onun etrafindaki düsünce sistemini dinamitlemek.


Bizde bu sistemin ne kadar insan duyguları ile oynayan kötü bir sistem olduğunu anlatmaya çalışıyoruz ama anlayana...
Bu bilgileri bizimle paylaştığın için teşekkürler.
 
Bagimsiz, gururlu, cagdas medeniyetler seviyesinde, dini tam özgürlükle yasamak insan duygulariyla oynayan kötü bir sistem ise geriye yabanci mandasinda veya cagdas dünyanin gerisinde yasamak kaliyor. Atatürk ilkeleri olmasa bugün emperyalist ülkelerin elinde oyuncak bir ülke olacaktik. Irak ta iskence gören müslümanlardan biraz olsun ders cikarmamiz gerekir. Onlar dinlerini ABD egemenliginde ne kadar özgür yasaya biliyorlar. Oysa T.C. nin basbakani Irak i perisan eden BOP un es baskani. Yazik sizin derdiniz din falan degil, öyle olsa din de emredildigi gibi iyi amele yönelirdiniz. Ama amac bozgunculuk 1923 de kurulan T.C. yle hesaplasmak.
Son birsey daha Avrupa Türkiye de ilerleme olsun diye AKP yi destekliyo saniyosaniz yaniliyosunuz. Onlarin amaclari ayni AKP gibi Türkiyenin temel nitelikleriyle hesaplasmak. Iyi düsünün hem PKK yi hem AKP yi niye desteklesinler. Burada PKK lilar yoldan gecerken küfür ediyor sirf Türküm diye ama tek laf edemiyorum, cünkü PKK lilar onlarin has adami, polis korumasinda.
Biraz Allah sevginiz varsa müslümanlari atese atan bu ABD, AB ve AKP hesaplasma projesinden vazgecin.
Yalvarsam yarari olurmu bilmem ama yabanci boyundurugunda yasamak cok zor bisey, nolur uyanin artik,biraz etrafiniza bakin Bosnaya bakin, Irak a bakin, Afganistana bakin, bunlar hep emperyalistlerin oyuncagi oldu.
Söyle diyelim:TAMAM ATATÜRK DÜSMANINIZ AMA NE ARAPLAR NE ABD NE AB DOSTUNUZ DEGIL BILESINIZ.
 
Toplum Nereye Gidiyo Diye Kimse Sormuyo Mini Etkli Insanlar Zuppe Tipli Gencler Orasini Burasini Deldirenler Sakalini Boyuyanlar Ve Daha Niceleri Hepsi Toplumda Rahatca Gezebiliyo Ama Turban Sorun Ediliyo Herkes ÖzgÜr Olmalidir Tayyip Erdoganin Bi Sozunden Yola Cikarsak Ne Dusundugunu Anliyabiliriz Yaratilani Yaradandan Oturu Seviyoruz...
 
Toplumda mini etekliler var diye dogru olan herkezi türbana mi zorlamaktir. Tayyip Erdogan her insani seviyorsa hadi tüm dünyayi biraktim sadece ülkesindeki tüm insanlari seviyorsa bursla okuyan ogluna gemi alirken terddüt ederdi veya ülke cikarlarini bir milyar dolara ipotek ederken ici sizlardi yada memleketin en stratejik kurumlarini Türk düsmani bir ermeniye satarken duraklardi. Yok yok sizin sorununuz din veya türban degil, türbandan kendinize cikar saglamak.
 
Adamların amacı ilk günden belliydi ki.Ne demişler "Bir insan 7'sinde neyse 70"indede odur diye.Bunlar biz değiştik naralarıyla anca aptalları kandırır.Türkiye uçuruma doğru gidiyor ve bunu durdurmaya kalkan veya çıkıp konuşmak isteyen olursa hemen devlet güçleri,medya tarafından sözde yasal yollarla yaşarken öldürülüyor.Kendilerine biri çıkıp birşey derse hemen cuntacı darbeci oluyor asker sürekli uyarı veriyor veriyor ama takan yok bakalım sonumuz nolucak.Neyse siz kendinizi "Bunlar masum iyi demokrasi koruyucuları ülkeyi ilerletcekler ama işte cuntacı asker-chpliler ve din düşmanları izin vermiyor" diye kandırın bakalım.Bu heriflere verilen %47 bundan 5-6 yıl sonraki Türkiye ne hale gelirse artık o halde nasıl anılacaklar...
 
AK Parti 22 Temmuz seçimlerinin ardından önce Cumhurbaşkanlığı koltuğuna Abdullah Gül'ü çıkardı ardından da yeni Anayasa'nın startını verdi.


Prof. Dr. Özbudun'un başkanlığında hazırlanan yeni Anayasa taslağı ise "sivil anayasa" takma adıyla gündeme geldi.


Yeni Anayasa'yla birlikte önce laiklik ardından türban ardında da üniter yapı tartışıldı. Ancak herkesin gözünden kaçan bir satır akıllarda büyük bir soru işareti oluşmasına yol açtı.



Yeni Anayasa ve hortlayan müstemleke ruhu

Yeni Meclis, yeni Meclis Başkanı, yeni Cumhurbaşkanı, yeni Hükümet yerlerine oturdu.

Artık darbe ürünü ve 25 yaşında olan anayasanın yeniden yapılması için çalışmalar başladı.

Ben de oturdum şu metni inceleyeyim dedim. Öyle ya, kamuoyuna açık anayasa hazırlığı bu. Herkes okusun, incelesin, görüş beyan etsin diye açık yapılıyor.

Ben metni incelerken daha ilk sayfada takıldım.

Eski anayasa der ki :


MADDE 6. – Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.
Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.
Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.


Yeni anayasada aynı madde şu şekilde değiştirilmiş :


Madde 5- Egemenlik kayıtsız ve şartsız Milletindir.
Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yasama, yürütme ve yargı organları eliyle kullanır.
Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.
Milletlerarası ve milletlerüstü kuruluşlara üyelikten kaynaklanan sınırlamalar saklıdır.


Yeni metindeki son cümleye bakarsak Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran, vareden “Tam Bağımsızlık” ruhunun yerini ekalliyete tam teslimiyet ruhunun alacağını göreceğiz.

Vatanı, bayrağı ve Millet Egemenliği’ni bize ne Avrupa Birliği ne de Birleşmiş Milletler verdi. Ben irademin üzerinde herhangi bir “milletlerarası ve milletlerüstü kuruluş”u kabul etmiyorum.

Referandum sandığı önüme gelince vereceğim oyun rengi de böylece belli oldu.

* * *

Demek ki, Millet iradesinin üzerinde ‘kayıtsız şartsız’ hiç bir güç tanımayan Cumhuriyet ruhu anayasadan siliniyor. Sen artık o kitaba ne yazarsan yaz. Hak verecekmişsin, hukuk verecekmişsin bunlar laf-ı güzaf bana göre.

* * *

Bir küçük ayrıntıyı daha paylaşalım. Yukarıda aktardığım aynı madde diyerek verdiğim anayasa maddelerinin numaraları farklı. Nedeni ise eski anayasadaki 4. maddenin yeni anayasada olmaması. Dördüncü madde nedir derseniz:


MADDE 4. – Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.


Bu işin sonu hayra alamet görünmüyor. Hadi hayırlısı.

(Alintidir)
 
arkadaşlar çok iyi söylüyorsunuz ama şunu unutmayın bu milletin %90 ı aptal ve %50 si akp ye oy verdi.
 
daha ortada fol yok yumurta yok sizin yaptığınıza bakın daha taslak bile yapım aşamasında sizin elinize nerde geçti yada nerden biliyosunuz böyle olacağını sizinkine dereyi görmeden paçaları sıvamak denir.
 
Ati alan Üsküdari gectikten sonra mi konusacaz bu konulari ??????????????
Taslak demek ön calisma demektir, herhalde bundan cok farkli , taban tabana zit bisey koymiycaklar ortaya.
Ha eyer baska anayasa ortaya koyacaklarsa böyle bir taslak hazirlamak bizle alay etmektir, kimse aptal degil.
 
Nerede kalmistik:
Türban yasağına son verilmeli

Başbakan Erdoğan, Financial Times gazetesi ile yaptığı açıklamada türban sorununun çözülmesi gerektiğini belirterek "Yüksek öğrenim hakkı, bir kızın giydiklerinden dolayı kısıtlanamaz." dedi.

Financial Times ise, bazı yorumcuların türban yasağının kaldırılması halinde bunun kaçınılmaz olarak tüm kadınların kamusal alanda başlarını örtmelerinin zorlanmasının başlangıcı olacağı uyarısını yaptıklarına dikkat çekerek,Türkiye'de birçok kişi, türbanın özelde tutulmasının ülkenin modernizasyonunun temel bir unsuru olarak gördüğünü de yazdı.


Kaynak: Vatan Gazetesi
 
JeNk' Alıntı:
Toplum Nereye Gidiyo Diye Kimse Sormuyo Mini Etkli Insanlar Zuppe Tipli Gencler Orasini Burasini Deldirenler Sakalini Boyuyanlar Ve Daha Niceleri Hepsi Toplumda Rahatca Gezebiliyo Ama Turban Sorun Ediliyo Herkes ÖzgÜr Olmalidir Tayyip Erdoganin Bi Sozunden Yola Cikarsak Ne Dusundugunu Anliyabiliriz Yaratilani Yaradandan Oturu Seviyoruz...
Bu yazdığın yazıyla zeka seviyeni ölçer gibiyim..
Yahu nası bi saygısızlıktır.
Ulu önder ATATÜRK ün koyuduğu değişmez anayasayı eline geçen ilk fırsatta halkı kandırarak değiştirmeye çalışan 2 herifi nasılda savunuyorsunuz..Helal olsun size..
Cüneyt Arcayürek ne güzel dedi
"Halkın %47 sinin oyunu alıp halkın tümünün geleceğiyle bu kadar rahat oynanabiliyorsa ben sözü o %47 ye veriyorum.."
hadi salıcakla..
 
Toplum Nereye Gidiyo Diye Kimse Sormuyo Mini Etkli Insanlar Zuppe Tipli Gencler Orasini Burasini Deldirenler Sakalini Boyuyanlar Ve Daha Niceleri Hepsi Toplumda Rahatca Gezebiliyo Ama Turban Sorun Ediliyo Herkes ÖzgÜr Olmalidir Tayyip Erdoganin Bi Sozunden Yola Cikarsak Ne Dusundugunu Anliyabiliriz Yaratilani Yaradandan Oturu Seviyoruz...

türbanlılar bu söylediklerini gizli gizli yapıyorlar. o daha kötü ya
 
AmerikAnın direktifLeri doğruLtusundA üLkemiz ıLımLı isLAm Adı ALtındA uçurumA doğru sürükLeniyor işte dAhA ne oLsun biz böyLe her şeye ses çıkArmAmAyA devAm edersek sırtımızAdA semer vurAn dAhA çok oLur...! tAyyip erdoğAn yüce önder M.K. ATATÜRK'ün iLke ve inkiLApLArının ALtınA dinAmit döşemekten bAşkA bişey yApmAmıştır...yArın öbür gün mALezyA gibi oLuruz..(diye bi düşünceLeri vArsA şimdiden vAzgeçsinLer) bu toprAkLAr koLAy kAzAnıLmAdı
 
tek kelime ediyorum atamıza uzanan elleri kırmasını biliriz........
 
sana katılıyorum benyy bu topakları kolay kazanamadık bu cumhuriyeti kolay kurmadık...
 
voy voy öle diyosun ama dereyi gördükten sonra iş işten geçmiş olabilir
 
Geri
Üst