Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Milletvekili seçimleri Türk Siyasi Tarihi'nde ilk kez Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin gölgesinde kaldı. Başbakan Erdoğan, "Meclis içinden seçilsin, yoksa referandum süresini kısaltır halka gideriz" derken CHP Lideri Baykal, "Meclis dışından seçilmeli, Sezer gibi bir aday belirlenmeli" görüşünü savundu.
Bu tartışma doğrultusunda kulislere 7 kişinin ismi konuşulmaya başlandı. Hurriyet.com.tr bu 7 ismin hayat hikayelerini sizin önünüze koyarak sordu: Sizce kim Cumhurbaşkanı olmalı?
Büyük ilgi gören ankete 1 milyona yakın oy geldi.
Yine de neden Hikmet Çetin’in en güçlü aday olduğuna gelince…
Bir kere, önemli başarılara imza atmış bir politik geçmişi olmamasına rağmen Hikmet Çetin her nasılsa hep ön planda görev alabilmiş bir isim.
Dışişleri Bakanı olduğu dönemde, Bern Büyükelçimiz Kaya Toperi, elçilik binasına yapılan baskın sırasında 2 PKK üyesini silahıyla vurmuş ve İsviçre’de istenmeyen adam ilân edilmişti fiilen. Neredeyse tutuklayacaktı İsviçre polisi kendisini. Diplomatik teamüllerin tümünü çiğniyordu İsviçre. Bu nazik ve kritik duruma rağmen Türkiye Toperi’yi İsviçre’den geri çağırmamıştı. Çetin, bu çok gergin ortamda gereğini yapamamıştı.
Dahası, İsviçre Millî Günü kutlamaları sırasında, Dışişleri Bakanı olarak elçilikteki resepsiyona da katılmıştı ki, bizim benzeri resepsiyonlarımıza İsviçre Dışişleri Bakanı’nı bırakın yardımcısının bile katıldığı görülmüş şey değildi.
Geçmişte ne yaptığını incelesek herhalde yapmadıklarını saymak daha kolay olur Çetin’in.
Buna rağmen, siyaseten de partisinin sınıfta kaldığı bir dönemde Hikmet Çetin Nato’nun Afganistan’daki en yüksek rütbeli sivili olarak atandı.
Neden acaba?
Hiçbir makul açıklaması yok.
Bir Türk’ün bu göreve getirilmesinin gerekçelerini bulabilirsiniz ama Hikmet Çetin’in getirilmesinin gerekçesini bulamazsınız.
Vardır ama biz bilemeyiz.
Biz, ancak ortalıkta dolaşan bilgileri toparlayarak sonuca ulaşmaya çalışabiliriz.
Bunlardan birisi de bugüne kadar nedense Türk basınının hiç dikkat etmediği bir bilgidir.
Oysa, yapılacak küçük bir internet taramasında bile çok ilginç sonuçlar bulunabiliyor.
Meselâ, İsrail’de bulunan Peres Barış Merkezi’nin (The Peres Center for Peace) uluslararası komitesinde Hikmet Çetin de yer alıyor
Listede dünyanın hemen her ülkesinden üyeler var. Hemen çoğu da Musevi.
Türkiye’den sadece 2 isim var; diğeri Jak Kamhi.
Jak Kamhi bir Musevi asıllı vatandaşımız olarak bu listede yer alabilir ama doğrusu Çetin’in de böyle dar bir kadroda kendine yer bulması bize ilginç geldi.
Olabilir yine de.
Ama, bir krize aday olarak görünen Cumhurbaşkanlığı seçiminde fısıltı halinde en sık zikredilenin “Hikmet Abi formülü‿ olması dikkatleri bu gibi kaynaklara çekiyor ister istemez.
İstihbaratın en üst düzeyindeki yetkililerin bile sık sık politikacılara “Çetin Cumhurbaşkanı olacak‿ dediği bir ortamda, nereden kaynaklandığını bilemediğimiz bu kıymetle ilgili bilgilerin bir kısmını birleştirelim dedik.
Afganistan’ın NATO temsilciliği ile Peres Barış Merkezi üyeliği Cumhurbaşkanlığı için yeterli oluyor mu, hep birlikte göreceğiz