İşine Gelmeyince 'DİNLEME TERÖRÜ' Oluyor

K€LKiTLi

Banned
Katılım
11 Ara 2008
Mesajlar
473
Reaction score
0
Puanları
0
Doğan Grubu'nu sarsan skandal ses kaydını “Yine dinleme terörü... Koca kulak iş başında” manşetiyle veren Milliyet, bundan 10 yıl önce bakın ne yapmış... İşte Vakit'in yakaladığı ayrıntı...

30x77zd.jpg

Doğan Grubu yöneticisi Gedik ile Gelir İdaresi Başkanı Ulusoy arasındaki pazarlığın ses kaydını ‘dinleme terörü' olarak veren Milliyet, 1999'da Erbakan-Hatipoğlu arasındaki telefon görüşmesini tam metin vermiş ve “Seni Gidi Hoca” manşetini atmıştı.

Milliyet gazetesi, Doğan Yayın Holding Başkan Yardımcısı Soner Gedik ile Gelir İdaresi Başkanı Mehmet Akif Ulusoy arasında geçen ses kaydının video.google.com adresli video paylaşım sitesine düşmesini, “Yine dinleme terörü... Koca kulak iş başında” başlıklı manşetiyle eleştirdi. Kişilerin ve telefonların dinlenmesine karşı çıkan Milliyet ve Hürriyet, birçok siyasinin ve bürokratın telefon kayıtlarını yayınlamıştı. İşte o haberler:


MİLLİYET, ERBAKAN-HATİPOĞLU KONUŞMASINI YAYINLADI

Tarih 20 Haziran 1999... Doğan Holding'in sahibi olduğu Milliyet gazetesi, dönemin Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş'ın, Fazilet Partisi'nin (FP) kapatılması davası için Anayasa Mahkemesi'ne delil olarak sunduğu Necmettin Erbakan ve Yasin Hatipoğlu arasındaki telefon görüşmesini “Seni gidi Hoca” başlığıyla verdi. Söz konusu haberde; ses kaydının bulunduğu kasetin Erbakan ile Hatipoğlu arasında 21.3.1999 tarihinde saat 20.15'te yapılan telefon görüşmesini içerdiği vurgulandı. Başsavcı'nın hukuk dışı davranışı köşe yazarları tarafından övüldü, partide gelenekçi ve yenilikçiler arasında kavga yaşandığı iddia edildi. Haberde; Erbakan - Hatipoğlu kasetinin tam metninin ele geçirildiği ifade edildi.

HÜRRİYET DE YAYINLAMIŞTI

Tarih 22 Şubat 2008… Doğan Holding'in sahibi olduğu Hürriyet gazetesi, BOTAŞ iddianamesinde adı geçen sanıkların telefon konuşmalarını yayınladı. “Çete Reisi Dingil Rıza” başlıklı manşet haberde, “BOTAŞ iddianamesinde, sanıkların telefon konuşmalarında önlem olarak birbirlerine taktıkları ‘Dingil, F4 kardeş, ağa, patron, tombalak, gözlüklü ve Abdulcabbar' gibi lakapları kullandıkları yer aldı” denildi.


SES KAYDINDA NE YER ALIYOR?

“video.google.com adresli video paylaşım sitesi”ne, Doğan Yayın Holding Başkan Yardımcısı Soner Gedik ile Gelir İdaresi Başkanı Mehmet Akif Ulusoy arasında geçen ses kaydı düşmüştü.

Görüşmenin içeriğinde Gedik ve Ulusoy, Doğan Grubu'na verilecek cezayla ilgili konuşuyor, cezanın düşürülmesi ve 2003, 2004'ün dışındaki yılların denetlenmemesi konusunda anlaşıyorlardı.

Ses kaydının içeriğini birçok gazete yayınladı. Doğan Grubu ise Milliyet gazetesi üzerinden sert tepki gösteren bir haber yayınladı. Ses kaydının yasa dışı olduğunu belirten Milliyet gazetesi, bu görüşmenin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın bilgisi ve izniyle gerçekleştirildiğini belirtti. Böylece Milliyet ses kaydındaki konuşmanın yapıldığını doğrulamış oldu.



KAYNAK
 
hayret ya anlamıyorum dinleyene bak diyorlar ama dinletene bak diyen hiç yok bu nasıl mantık.Aslında herkes dinlenmeli siyasetin ve bu ülkenin münafıkları deşifre edilmelidir.Devletin selahiyeti için bunlar şart.
 
Herkesin dinlenilmesi gerektiğini bende düşünüyorum, yarası olan bu konudan gocunur
 
ne diyor haberde

tarih 20 Haziran 1999... Doğan Holding'in sahibi olduğu Milliyet gazetesi, dönemin Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş'ın, Fazilet Partisi'nin (FP) kapatılması davası için Anayasa Mahkemesi'ne delil olarak sunduğu Necmettin Erbakan ve Yasin Hatipoğlu arasındaki telefon görüşmesini “Seni gidi Hoca” başlığıyla verdi


neymiş yani ses kaydı delil olrak sunulmuş
nolmuş yani delil olunca
yani mahkeme karaarıyla dinlenmiş o telefon

ya bu dinlemeler???


adamın biri gidin şunalrı dinleyin diyo birileride dinliyo
yine birileride internette yayınlıyo

yani bu kanunsuz dinlemeleri yapanda yayınlayanda suçlu


vakitte büyük bir gazetecilik başarısı yapmış gibi gidip bunu veriyo
 
ne diyor haberde

tarih 20 Haziran 1999... Doğan Holding'in sahibi olduğu Milliyet gazetesi, dönemin Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş'ın, Fazilet Partisi'nin (FP) kapatılması davası için Anayasa Mahkemesi'ne delil olarak sunduğu Necmettin Erbakan ve Yasin Hatipoğlu arasındaki telefon görüşmesini “Seni gidi Hoca” başlığıyla verdi


neymiş yani ses kaydı delil olrak sunulmuş
nolmuş yani delil olunca
yani mahkeme karaarıyla dinlenmiş o telefon

ya bu dinlemeler???


adamın biri gidin şunalrı dinleyin diyo birileride dinliyo
yine birileride internette yayınlıyo

yani bu kanunsuz dinlemeleri yapanda yayınlayanda suçlu


vakitte büyük bir gazetecilik başarısı yapmış gibi gidip bunu veriyo

Vakitin reezilliği diyerek hemen kini kusmaya başlamışsın ama

artık vakitin rezilliğimi yoksa yazıyı okumasını bilmeyenlerin rezilliğimi artık bilemem

nasıl uydurdun bilmiyorum ama yazı da Erbakanla Hatipoğlu arasında geçen konuşmanın

mahkeme kararı ile dinlendiğine dair bilgi yok hatta bu dinlemenin hukusuz yapıldığına dair vurgu da var

ayrıca bu nasıl mahkeme ki ülkenin başbakanı ile bakanı nı nın dinlenmesine karar vermiş


başbakan suç örgütü mü kurmuş

işte okuduğunu anlamaktan uoksun olanların düştükleri komik durum
 
işte vakitin bir rezilliği daha



kendi ağızlarıyla kendilerini rezil hale getiriyorlar


ne diyor haberde

tarih 20 Haziran 1999... Doğan Holding'in sahibi olduğu Milliyet gazetesi, dönemin Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş'ın, Fazilet Partisi'nin (FP) kapatılması davası için Anayasa Mahkemesi'ne delil olarak sunduğu Necmettin Erbakan ve Yasin Hatipoğlu arasındaki telefon görüşmesini “Seni gidi Hoca” başlığıyla verdi


neymiş yani ses kaydı delil olrak sunulmuş
nolmuş yani delil olunca
yani mahkeme karaarıyla dinlenmiş o telefon

ya bu dinlemeler???


adamın biri gidin şunalrı dinleyin diyo birileride dinliyo
yine birileride internette yayınlıyo

yani bu kanunsuz dinlemeleri yapanda yayınlayanda suçlu


vakitte büyük bir gazetecilik başarısı yapmış gibi gidip bunu veriyo



allahın salakları diyeceğim ceza alırım diye korkuyorum

Maksat bağcıyı dövmek olunca bu tür yorumların çıkmasıda normal.

Daha ne denilebilir ki sizlere.
 
K€LKiTLi;4100064' Alıntı:
Vakitin reezilliği diyerek hemen kini kusmaya başlamışsın ama

artık vakitin rezilliğimi yoksa yazıyı okumasını bilmeyenlerin rezilliğimi artık bilemem

nasıl uydurdun bilmiyorum ama yazı da Erbakanla Hatipoğlu arasında geçen konuşmanın

mahkeme kararı ile dinlendiğine dair bilgi yok hatta bu dinlemenin hukusuz yapıldığına dair vurgu da var

ayrıca bu nasıl mahkeme ki ülkenin başbakanı ile bakanı nı nın dinlenmesine karar vermiş


başbakan suç örgütü mü kurmuş

işte okuduğunu anlamaktan uoksun olanların düştükleri komik durum

:clap:clap:clap


bakalım bu zeki!!! arkadaş Erbakanın o dönemde başbakan olduğunu biliyor mu

bilseydi böyle kendisini rezil edecek bir açıklama yaparmıydı

bence yinede yapardı

çünkü ellerinden başka bir şey glemez ki
 
K€LKiTLi;4100064' Alıntı:
Vakitin reezilliği diyerek hemen kini kusmaya başlamışsın ama

artık vakitin rezilliğimi yoksa yazıyı okumasını bilmeyenlerin rezilliğimi artık bilemem

nasıl uydurdun bilmiyorum ama yazı da Erbakanla Hatipoğlu arasında geçen konuşmanın

mahkeme kararı ile dinlendiğine dair bilgi yok hatta bu dinlemenin hukusuz yapıldığına dair vurgu da var

ayrıca bu nasıl mahkeme ki ülkenin başbakanı ile bakanı nı nın dinlenmesine karar vermiş


başbakan suç örgütü mü kurmuş

işte okuduğunu anlamaktan uoksun olanların düştükleri komik durum

Kavanoza kapak cinsinden bir cevap

Yüreğine sağlık
 
işte vakitin bir rezilliği daha

kendi ağızlarıyla kendilerini rezil hale getiriyorlar

allahın salakları diyeceğim ceza alırım diye korkuyorum

KELKİT linin senin ağzının payını vermesinden sonra

söylediğin bu sözler şimdi gerçek bir anlam taşıyor artık :)

anlayana
 
antiRTE "allahın salakları diyeceğim ceza alırım diye korkuyorum"

madem korkuyorsun o zaman neden söylüyorsun bunuda anlamadım.

Lütfen kaynak eleştirisi yapmayın ve yorumlarınıza dikkat

edin sizi bu konuda bir daha uyarmayacağım..
 
K€LKiTLi;4100064' Alıntı:
Vakitin reezilliği diyerek hemen kini kusmaya başlamışsın ama

artık vakitin rezilliğimi yoksa yazıyı okumasını bilmeyenlerin rezilliğimi artık bilemem

nasıl uydurdun bilmiyorum ama yazı da Erbakanla Hatipoğlu arasında geçen konuşmanın

mahkeme kararı ile dinlendiğine dair bilgi yok hatta bu dinlemenin hukusuz yapıldığına dair vurgu da var

ayrıca bu nasıl mahkeme ki ülkenin başbakanı ile bakanı nı nın dinlenmesine karar vermiş


başbakan suç örgütü mü kurmuş

işte okuduğunu anlamaktan uoksun olanların düştükleri komik durum

:clap:clap:clap


bakalım bu zeki!!! arkadaş Erbakanın o dönemde başbakan olduğunu biliyor mu

bilseydi böyle kendisini rezil edecek bir açıklama yaparmıydı

bence yinede yapardı

çünkü ellerinden başka bir şey glemez ki




galiba siz arkadaşların hukuktan muhakemeden anladığınız yok. çünkü olsa böyle konuşmazdınız. yazıda diyorki yargıtay başsavcısı kapatma davasında delil olarak sunduğu konuşma kaydı diyo. başsavcı kime vermiş bu dinleme kaydını?
anayasa mahkemesine.

bu savcı bu dinlemeyi eğer mahkeme kaydı olmadan elde etmiş olsa o mahkemenin başkanı o dinleme kaydını başsavcının suratına atar başsavcı hakkında da dava açardı.

ülkenin başbakanı demişsin. evet başbakan olabilir.
ama unutmayın ki o başbakanın başkanı olduğuparti kapatıldı ve o başbakan siyasi yasaklı hale geldi. o başbakanın pazardan hıyar alıyor diye genel başkanı olduğu parti kapatılmadı. laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu için kaptıldı. yani anayasaya karşı gelmekten dolayı.


ha bir şey biliyorsanız sonuna kadar konuşun yok eğer bilmiyorsanız öğrenin. merak etmeyin bu ülkenin anayasa mahkemesi başkanlarının hepsi iktisatçı değil. hukuktan anlayan insanlar. eğer bir hukuksuzluk görürlerse onu düzeltirlerdi.


saygılar.
 
galiba siz arkadaşların hukuktan muhakemeden anladığınız yok. çünkü olsa böyle konuşmazdınız. yazıda diyorki yargıtay başsavcısı kapatma davasında delil olarak sunduğu konuşma kaydı diyo. başsavcı kime vermiş bu dinleme kaydını?
anayasa mahkemesine.

bu savcı bu dinlemeyi eğer mahkeme kaydı olmadan elde etmiş olsa o mahkemenin başkanı o dinleme kaydını başsavcının suratına atar başsavcı hakkında da dava açardı.

ülkenin başbakanı demişsin. evet başbakan olabilir.
ama unutmayın ki o başbakanın başkanı olduğuparti kapatıldı ve o başbakan siyasi yasaklı hale geldi. o başbakanın pazardan hıyar alıyor diye genel başkanı olduğu parti kapatılmadı. laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu için kaptıldı. yani anayasaya karşı gelmekten dolayı.


ha bir şey biliyorsanız sonuna kadar konuşun yok eğer bilmiyorsanız öğrenin. merak etmeyin bu ülkenin anayasa mahkemesi başkanlarının hepsi iktisatçı değil. hukuktan anlayan insanlar. eğer bir hukuksuzluk görürlerse onu düzeltirlerdi.


saygılar.

Maşaallah herşeyi sen biliyosun, senden başkalarının bildikerinide çöpe atıyosun, hangi başbakan için mahkeme kararıyla dinleme yapıldı söylermisin, Anayasa mahkemesi bunun kanunusuz elde edilen bir delil olduğunu bile bile kabul etti, neyden bahsediyosun sen.
Sonrasına gelince kendisine ikbal vaatedilenler görevlerine yerlerine getirince, bu devetin en yüksek makamıma getirildiler, hangi odak olmak fiilinden bahsediyosun sen, ucu açık bir kelime nereye çekersen oraya gider, şimdi birileri çıksa şu parti Atatürkçülüğü suistimalin odak noktası oluyor ve bu kılıf altında türlü rezillikler yapıyo dese, kim aksini ispat edecek.Birazcık insaf, birazcık hoşgörü, birazcık tahammül hepsi bu

Bu ülke illegal iktidar değişimleri yüzünden çok şey kaybetti bunu anlayın artık...
 
odak olmak:

kanlımı olacak kansızmı olacak (necmettin erbakan)

bu olayı gayet net açıklıyor


başka söz söylemek istemiyorum

Ne oldu milleti cihadamı davet etti adam, hiç okumadan hiç araştırmadan, bilmeden yazıyosun, o kelimelerin geçtiği tam metin yotubede var bir ara bak istersen ama ben sana kısaca anlatayım çok bilmiş arkadaşım

Ankara Büyükşehir Belediyesi seçimlerini Melih Gökçek kazanınca, kaybeden aslan sosyal demokratlar,egonun garajında sabaha kadar eylem yaparak, burdan kan dökülmeden çıkmayız, burası melihe mezar olacak diye 3 belediye otobüsünü ateşe verdiler.Ertesi gün erbakan grup konuşmasında bu seçimleri kazanmamızı hazmedemeyenler, şimdi bu kanlımı olacak kansızmı olacak diye soguluyorlar dedi
Ama taşeron medya bu iki kelimeyi, sağını solunu kullanarak o kadar güzel süslediki
sonradan kendileri bile inandı, şark kurnazlığı yapmayın...
 
Geri
Üst