metalic
New member
- Katılım
- 18 May 2006
- Mesajlar
- 3,007
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 119
İşçiler... Türban ve sarık takın, Taksim’e çıkın!
İşçi sendikaları 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlayacak mı, kutlamayacak mı?
Bu soru 1979’dan bu yana, her nisan ayının son haftasında ülkenin gündemini belirler... Polis işçilerin Taksim’e çıkmasına izin vermez!
Bunun nedeni, 12 Eylül darbecilerinin aldığı kesin karardır:
“İstanbul’da gösteri yapılacak meydanlar belirlenmiştir ve bunun dışına çıkılamaz!”
Bu yıl bu sorunun büyümesinin tek nedeni var:
Başbakan’ın, işçileri “ayak takımı” yerine koyan o akıl almaz açıklaması!
Bu gerilimi yumuşatmak, sorunu çözmek kamu yöneticilerinin görevi...
Ama İstanbul Valisi Muammer Güler bırakın yumuşama politikası izlemeyi, “Oraya gelenleri zorla dağıtacaklarını” söylüyor...
Yani ateşe körükle gidiyor!
***
Şimdi Vali Bey’e soruyorum:
Madem Çağlayan, Kazlıçeşme, Kadıköy ve Kartal dışında hiçbir yerde gösteri yapılmasına izin vermiyordunuz...
O zaman Fatih Belediyesi’nin geçen yıl 25 Mayıs’ta Fetih Kutlamaları çerçevesinde 10 bin kişiyi Fatih Camii avlusunda toplayıp Mehteran Bölüğü’ne konser verdirmesine ve fıstıklı pilav dağıtmasına neden izin verdiniz?
İzin vermediyseniz; o gösteriye katılan çarşaflı, türbanlı, sakallı, cüppeli, şalvarlı “göstericileri” neden “dağıtmadınız?”
Ya da...
2 Eylül 2005 Cuma günü, Fatih Camii’nin avlusunda toplanan yasadışı Hizb-ut Tahrir örgütüne üye çarşaflı, türbanlı, sakallı, cüppeli, şalvarlı “göstericileri”in Atatürk’e sövgüler yağdırmasına... Hilafetin kaldırılmasını protesto etmesine neden göz yumdunuz?
Çevik Kuvvet’e ait yaklaşık bin polis, neden tüyler ürperten o gösteriyi izlemekle yetindi de “dağıtmak” kimsenin aklına gelmedi?
Veya...
Üniversitelerde türbana özgürlük isteyen ve bu yüzden neredeyse her gün Beyazıt Meydanı’nda ve kentin dört bir yanındaki üniversitelerin önünde eylem yapan çarşaflı, türbanlı, sakallı, cüppeli, şalvarlı “göstericileri”i neden bir kez olsun “dağıtmadınız?”
***
Bu örneklerden yüzlerce verebilirim; ama kimin umurunda?
Gerici eylemlere kentin bütün meydanları, sokakları, çarşıları açık...
Ama Türkiye işçi sınıfı için büyük önem taşıyan Taksim Meydanı, 1 Mayıs kutlamalarına kapalı!
İyi de...
Ya 1 Mayıs 2008’i Taksim’de kutlamak isteyen bütün sendikacılar işin kurnazlığına kaçıp, göstericilerin meydana çarşafla, türbanla, cüppeyle, şalvarla gelmelerini isterse...
O zaman ne yapacaksınız Muammer Bey?
Yine efelenebilecek misiniz böyle?
Yoksa “sürgün yerim” korkusuyla susacak mısınız; yüzlerce “yasadışı gösteri”de yaptığınız gibi...
GÜNÜN SORUSU
Taksim’de 1 Mayıs’ı kutlamak yasak; ama her yıl 31 Aralık gecesi turist kadınlara saldırmak serbest!
Yoksa bizim Vali, İşçi Bayramı’nı tacizden daha ağır bir suç olarak mı görüyor?
İşçi sendikaları 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlayacak mı, kutlamayacak mı?
Bu soru 1979’dan bu yana, her nisan ayının son haftasında ülkenin gündemini belirler... Polis işçilerin Taksim’e çıkmasına izin vermez!
Bunun nedeni, 12 Eylül darbecilerinin aldığı kesin karardır:
“İstanbul’da gösteri yapılacak meydanlar belirlenmiştir ve bunun dışına çıkılamaz!”
Bu yıl bu sorunun büyümesinin tek nedeni var:
Başbakan’ın, işçileri “ayak takımı” yerine koyan o akıl almaz açıklaması!
Bu gerilimi yumuşatmak, sorunu çözmek kamu yöneticilerinin görevi...
Ama İstanbul Valisi Muammer Güler bırakın yumuşama politikası izlemeyi, “Oraya gelenleri zorla dağıtacaklarını” söylüyor...
Yani ateşe körükle gidiyor!
***
Şimdi Vali Bey’e soruyorum:
Madem Çağlayan, Kazlıçeşme, Kadıköy ve Kartal dışında hiçbir yerde gösteri yapılmasına izin vermiyordunuz...
O zaman Fatih Belediyesi’nin geçen yıl 25 Mayıs’ta Fetih Kutlamaları çerçevesinde 10 bin kişiyi Fatih Camii avlusunda toplayıp Mehteran Bölüğü’ne konser verdirmesine ve fıstıklı pilav dağıtmasına neden izin verdiniz?
İzin vermediyseniz; o gösteriye katılan çarşaflı, türbanlı, sakallı, cüppeli, şalvarlı “göstericileri” neden “dağıtmadınız?”
Ya da...
2 Eylül 2005 Cuma günü, Fatih Camii’nin avlusunda toplanan yasadışı Hizb-ut Tahrir örgütüne üye çarşaflı, türbanlı, sakallı, cüppeli, şalvarlı “göstericileri”in Atatürk’e sövgüler yağdırmasına... Hilafetin kaldırılmasını protesto etmesine neden göz yumdunuz?
Çevik Kuvvet’e ait yaklaşık bin polis, neden tüyler ürperten o gösteriyi izlemekle yetindi de “dağıtmak” kimsenin aklına gelmedi?
Veya...
Üniversitelerde türbana özgürlük isteyen ve bu yüzden neredeyse her gün Beyazıt Meydanı’nda ve kentin dört bir yanındaki üniversitelerin önünde eylem yapan çarşaflı, türbanlı, sakallı, cüppeli, şalvarlı “göstericileri”i neden bir kez olsun “dağıtmadınız?”
***
Bu örneklerden yüzlerce verebilirim; ama kimin umurunda?
Gerici eylemlere kentin bütün meydanları, sokakları, çarşıları açık...
Ama Türkiye işçi sınıfı için büyük önem taşıyan Taksim Meydanı, 1 Mayıs kutlamalarına kapalı!
İyi de...
Ya 1 Mayıs 2008’i Taksim’de kutlamak isteyen bütün sendikacılar işin kurnazlığına kaçıp, göstericilerin meydana çarşafla, türbanla, cüppeyle, şalvarla gelmelerini isterse...
O zaman ne yapacaksınız Muammer Bey?
Yine efelenebilecek misiniz böyle?
Yoksa “sürgün yerim” korkusuyla susacak mısınız; yüzlerce “yasadışı gösteri”de yaptığınız gibi...
GÜNÜN SORUSU
Taksim’de 1 Mayıs’ı kutlamak yasak; ama her yıl 31 Aralık gecesi turist kadınlara saldırmak serbest!
Yoksa bizim Vali, İşçi Bayramı’nı tacizden daha ağır bir suç olarak mı görüyor?