S
SiR ReaLiST
Guest
ABD'lilerin hangi koşulu müzakereleri tıkadı?
Deniz Bölükbaşı müzakerenin ortasında masaya bir belge fırlatıp, "Görüşme bitmiştir" dedi.
İşte ABD Müzakere Heyeti Başkanı Marisa Lino'nun yazısı ile o belge...
TARİHİ BELGE İÇİN TIKLAYIN
Müzakere ettiğimiz metinler, Türkiye'nin kırmızı çizgilerinin sigorta poliçesiydi. Biz bunu TBMM'ye anlatma imkanı bulamadık. Siyasi otorite de buna izin vermedi. Kendileri de anlatmadılar. Bir fırsat doğmuştu ama ona da Sayın TBMM Başkanı izin vermedi.
VİDEOYU İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN
ABD'liler normal bir NATO tatbikatı için yapılan düzenlemelere benzer bir çerçeve niteleliğinde bile sayılamayacak kısa bir metin verdi. Fakat biz bu çapta bir askeri harekata Türkiye toprakları ve hava sahasıyla katılacaksa bunun hukuki bağlılığı olan bir metne bağlı olması gerektiğni söyledik. Bu muhtıranın bizim açısından hayati önemi harekatla ilgiydi. 3 temel konu vardı. Birincisi K. Irak'a girecek Türk birliklerinin konuşlanacağı bölgeler ve fonksiyonlarıydı. ABD'liler baştan itibaren Türk birliklerinin girmesini istemiyordu, girersek ABD komutasında ve az sayıda olmasını istiyorlardı. Türkiye 20 km. içeri girecekti, çok önemli değildi deniyor, derinlik bu kadardı doğru fakat bu Hayal vadisine uzanan bir yay şeklindeydi. PKK'nın bugün konuşlanıdığı tüm bölgeler, lojistik ve ikmal depoları, geçitleri bu yayın içindeydi. Biz o bölgede olmayı müzakere ettik ve haritasını da ekledik. Bu madde kabul edildi.
O dönemde Türkiye'de konuşlanacak ABD askeri birliklerinin sayısı 61412 idi. Bizden talepleri. Buna eşdeğer Türk birliği de bölgede hareket halindeydi. Bu yay hattında 2 bine yakın da özel kuvvet mensubumuz vardı. Bunlar bugün bildiğim kadarıyla yoktur. Süleymaniye olayından sonra çok az kalanlar da Türkiye'ye geçirilmişlerdir.
Türk birlikleri Irak güçleri ile karşı karşıya gelmeyecekti. İnsan göçü yaşanırsa Türk sınırına gelmemesi için önleme yapacaktı. Biz sayıda mücadele etmedik. Fakat bu bölge 20 ila 30 bin Türk askerinin konuşlanabileceği bir bölgeydi. Bu hakkın güneyinde kalan bölgede Irak'lı gruplar arasında bir çatışma olursa, Türkmenlerin Kerkük'te tehdit altına gelmeleri halinde ABD kuvvetleri ile taktik ve operasyon işbirliği yaparak bu hattın güneyinde de görev yapacaklardı.
BU bölgenin dışındaki muhalif grupların faaliyetleri ile ilgili olarak ABD ve Türkiye birbirine zamanında bilgi aktaracaktı.
ABD'lilerin 2002 sonlarından itibaren K. Irak'taki Kürt gruplarına silah ve malzeme sevkiyatı yapmışlardır. Ana silahlar henüz gitmemişti. Barzani'nin peşmergelirenden bahsediyorum. BUnların ne şekilde verileceği ve harekat sonrasında ne şekilde bağlanacağı esasa bağlanmıştır. Bunlar Türk tarafınca da kayıt altına alınacak ve harekat sonrası beraber toplanacaktı. Barzani'nin bugünkü ordusu bu silahlarla oluşmuştur. BU silahlar, Türkiye dışından başka bir kanaldan gitti.
Üçüncü temel husus, K.Irak'a girecek olan Türk askerlerinin hangi şartlarda çatışmaya gireceği ili ilgili düzenlemelerdir. ABD heyeti Başkanı Irak kuvvetleri ile çatışmaya girmeyeceğiz, diğer bölgelerle normal şartlarda çatışmaya girmeyeceğiz, bunlarda sorun yoktu fakat ABD heyetinin bize önerdiği PKK gibi teröristlerle mücadelede sadece meşru müdafaa hakkı durumunda çatışmaya girilmesi gibi anlaşılması ve kabul edilmesi mümkün olmayan bir madde koydu.
Vermiş olduğunuz metni okuduk, açıkçası Türkiye'yi müttefik olarak görme konusundaki yaklaşımınız beni hayrete düşürmüştür, üstelik bunu Türkiye topraklarından gececeğiniz bir harekattta önümüze getiriyorsunuz. Sizin temel amacınız K. Irak'taki Kürtleri amacınızı gerçekleştirmede en önemli unsur olarak görebilirsiniz. Kürtleri müttefik olarak gördüğünüz çok açıktır. Ben size iyi şanslar dilerim. Bu metni bile Barzani bile söyleyemezdi. Bunu getirmiş olmanız ilerde sizin açınızdan büyük bir tarihi hata olarak hatırlanacaktır dedikten sonra onlar dışarı çıktılar.
Birkaç saat sonra gelip bu kağıdı yok farzetmemizi söylediler. Biz onlara müteakiben şunları içeren bir metin verdik. Türk birlikleri Türk komutası altında olacaktır. PKK ile mücadelede serbest olacaktır. Geriye kalan maddelerde mutabıkız.
Kaynak : Habertürk
Deniz Bölükbaşı müzakerenin ortasında masaya bir belge fırlatıp, "Görüşme bitmiştir" dedi.
İşte ABD Müzakere Heyeti Başkanı Marisa Lino'nun yazısı ile o belge...
TARİHİ BELGE İÇİN TIKLAYIN
Müzakere ettiğimiz metinler, Türkiye'nin kırmızı çizgilerinin sigorta poliçesiydi. Biz bunu TBMM'ye anlatma imkanı bulamadık. Siyasi otorite de buna izin vermedi. Kendileri de anlatmadılar. Bir fırsat doğmuştu ama ona da Sayın TBMM Başkanı izin vermedi.
VİDEOYU İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN
ABD'liler normal bir NATO tatbikatı için yapılan düzenlemelere benzer bir çerçeve niteleliğinde bile sayılamayacak kısa bir metin verdi. Fakat biz bu çapta bir askeri harekata Türkiye toprakları ve hava sahasıyla katılacaksa bunun hukuki bağlılığı olan bir metne bağlı olması gerektiğni söyledik. Bu muhtıranın bizim açısından hayati önemi harekatla ilgiydi. 3 temel konu vardı. Birincisi K. Irak'a girecek Türk birliklerinin konuşlanacağı bölgeler ve fonksiyonlarıydı. ABD'liler baştan itibaren Türk birliklerinin girmesini istemiyordu, girersek ABD komutasında ve az sayıda olmasını istiyorlardı. Türkiye 20 km. içeri girecekti, çok önemli değildi deniyor, derinlik bu kadardı doğru fakat bu Hayal vadisine uzanan bir yay şeklindeydi. PKK'nın bugün konuşlanıdığı tüm bölgeler, lojistik ve ikmal depoları, geçitleri bu yayın içindeydi. Biz o bölgede olmayı müzakere ettik ve haritasını da ekledik. Bu madde kabul edildi.
O dönemde Türkiye'de konuşlanacak ABD askeri birliklerinin sayısı 61412 idi. Bizden talepleri. Buna eşdeğer Türk birliği de bölgede hareket halindeydi. Bu yay hattında 2 bine yakın da özel kuvvet mensubumuz vardı. Bunlar bugün bildiğim kadarıyla yoktur. Süleymaniye olayından sonra çok az kalanlar da Türkiye'ye geçirilmişlerdir.
Türk birlikleri Irak güçleri ile karşı karşıya gelmeyecekti. İnsan göçü yaşanırsa Türk sınırına gelmemesi için önleme yapacaktı. Biz sayıda mücadele etmedik. Fakat bu bölge 20 ila 30 bin Türk askerinin konuşlanabileceği bir bölgeydi. Bu hakkın güneyinde kalan bölgede Irak'lı gruplar arasında bir çatışma olursa, Türkmenlerin Kerkük'te tehdit altına gelmeleri halinde ABD kuvvetleri ile taktik ve operasyon işbirliği yaparak bu hattın güneyinde de görev yapacaklardı.
BU bölgenin dışındaki muhalif grupların faaliyetleri ile ilgili olarak ABD ve Türkiye birbirine zamanında bilgi aktaracaktı.
ABD'lilerin 2002 sonlarından itibaren K. Irak'taki Kürt gruplarına silah ve malzeme sevkiyatı yapmışlardır. Ana silahlar henüz gitmemişti. Barzani'nin peşmergelirenden bahsediyorum. BUnların ne şekilde verileceği ve harekat sonrasında ne şekilde bağlanacağı esasa bağlanmıştır. Bunlar Türk tarafınca da kayıt altına alınacak ve harekat sonrası beraber toplanacaktı. Barzani'nin bugünkü ordusu bu silahlarla oluşmuştur. BU silahlar, Türkiye dışından başka bir kanaldan gitti.
Üçüncü temel husus, K.Irak'a girecek olan Türk askerlerinin hangi şartlarda çatışmaya gireceği ili ilgili düzenlemelerdir. ABD heyeti Başkanı Irak kuvvetleri ile çatışmaya girmeyeceğiz, diğer bölgelerle normal şartlarda çatışmaya girmeyeceğiz, bunlarda sorun yoktu fakat ABD heyetinin bize önerdiği PKK gibi teröristlerle mücadelede sadece meşru müdafaa hakkı durumunda çatışmaya girilmesi gibi anlaşılması ve kabul edilmesi mümkün olmayan bir madde koydu.
Vermiş olduğunuz metni okuduk, açıkçası Türkiye'yi müttefik olarak görme konusundaki yaklaşımınız beni hayrete düşürmüştür, üstelik bunu Türkiye topraklarından gececeğiniz bir harekattta önümüze getiriyorsunuz. Sizin temel amacınız K. Irak'taki Kürtleri amacınızı gerçekleştirmede en önemli unsur olarak görebilirsiniz. Kürtleri müttefik olarak gördüğünüz çok açıktır. Ben size iyi şanslar dilerim. Bu metni bile Barzani bile söyleyemezdi. Bunu getirmiş olmanız ilerde sizin açınızdan büyük bir tarihi hata olarak hatırlanacaktır dedikten sonra onlar dışarı çıktılar.
Birkaç saat sonra gelip bu kağıdı yok farzetmemizi söylediler. Biz onlara müteakiben şunları içeren bir metin verdik. Türk birlikleri Türk komutası altında olacaktır. PKK ile mücadelede serbest olacaktır. Geriye kalan maddelerde mutabıkız.
Kaynak : Habertürk