ıGobe&Fotu
New member
- Katılım
- 4 Nis 2006
- Mesajlar
- 89
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
Devletin çok önemli bir fabrikasında gece bekçiliği yapan Kamil Bey,korumalarla birlikte geceleri sabaha kadar sohbet ediyor ve onlara yiyecek içecek hazırlıyordu...
-O gece çay yapmak için fabrikanın ek bölümüne kestirmeden geçmek istedim.Kullanılmayan yıkık merdivenlere çıktım.Son hatırladığım şey iki binayı birbirine bağlayan merdivenin büyük bir gürültüyle çöküşüydü.Hafiflemiş bir duyguyla kendimi yerde yatan bedenimi seyrederken bulduğumda olayları bir türlü kavrayamamıştım.Bedenim yerde çok şekilsiz yatıyordu.Adeta içi boş bir çuvaldı.Korumalar telefonla yardım istiyorlardı.Ama ben kendimi çok iyi hissediyordum.O anda hiçbir acı ve sızı duymuyordum.Bedenim aşağıdaydı,ben ise onu yukarıdan seyrediyordum,inanılmaz bir şeydi!
Ambulans geldiğinde,Ankara'ya kadar yaşayıp yaşayamayacağımın tartışması yapılıyordu,işte o anda bir kuvvetin beni hızla yukarı çektiğini hissettim.Koyu bir karanlık ama hızla yukarı doğru yükseliş vardı.Algıladığım tek şey,sevgiydi...
Sanki"sevgi tüneli"ne gidişti bu...Öldükten sonra varılacak yer böyle büyük sevgi akımıysa ölmekten korkmak ölümle ilgili bilgimizin azlığındandı.İşte tam bunları düşünürken gözlerimi kamaştıran dünyadaki ışık ve renklere hiç benzemeyen aydınlık bir ortamda kendimi buldum...Bu bölgede sayıları hesaplanamayacak kadar çok ışıklı beden vardı.Konuşmalardan uzak tutuluyordum ama bazı şeyleri hissedebiliyordum.Bu "ışıktan varlıklar"doğum için hazırlanıyorlardı...
Bulunduğum bu ortam,dünyadaki okul benzeri bir yer olmalıydı.Biraz daha yaklaştığımda ışıktan bir çizginin beni engellediğini fark ettim.Hemen yanıma yetkili olduklarını anladığım kişiler geldi.Bana hayatımın bazı kısımlarını gösterdiler.Çok utandım.Yapmamam gereken şeylerdi bunlar...Bu yanlışların telafi edilmesi için yaşamıma devam etmem gerektiğini anlatmaya başladılar.Bunları tüm benliğime sevgi akımıyla ilettiler.Sanıyorum orada bulunduğum süre içinde,insanlara ve hayvanlara yaptığım hataların,onlar üzerindeki acıları ben de tekrar yaşatıldı.Onların bu kadar acı çekebildiklerini gerçekten bilmediğimi bana anlattılar.O güzel bölgeyi,huzuru bırakarak tekrar dünyaya dönmem gerektiğini ve yapmam gereken şeyleri düşündüm.Hızla geri dönüş ya da aşaıya düşüş başladı...Bu tekrar dünyaya doğmak gibi bir şeydi...Buna ne ad verileceğini bilmiyorum.
Kamil bey,kendine geldiğinde yoğun bakımdaydı.Doktorlar üç gündür komada kaldığını ve yaşamış olmasının mucize olduğunu söylediler.Artık ayakları da yoktu.Yıkılan merdivenin altında ezilmiş,parçalanmışlardı.
-Benim için çok başka değerlerin olduğunu söyleyemedim.Doktorlar ise ayaklarımı kaybedişimi böyle gülümseyerek kabullenişim karşısında şaşkına döndüler.
Oysa gerçek ışığın arkasında saklıydı ve benim o ışığa götürmem gereken o kadar çok şey vardı ki...
kafam çok karışıyo benim bunlar yüzünden ya bunun da bir çok örneği var ama bu kısa olanı
-O gece çay yapmak için fabrikanın ek bölümüne kestirmeden geçmek istedim.Kullanılmayan yıkık merdivenlere çıktım.Son hatırladığım şey iki binayı birbirine bağlayan merdivenin büyük bir gürültüyle çöküşüydü.Hafiflemiş bir duyguyla kendimi yerde yatan bedenimi seyrederken bulduğumda olayları bir türlü kavrayamamıştım.Bedenim yerde çok şekilsiz yatıyordu.Adeta içi boş bir çuvaldı.Korumalar telefonla yardım istiyorlardı.Ama ben kendimi çok iyi hissediyordum.O anda hiçbir acı ve sızı duymuyordum.Bedenim aşağıdaydı,ben ise onu yukarıdan seyrediyordum,inanılmaz bir şeydi!
Ambulans geldiğinde,Ankara'ya kadar yaşayıp yaşayamayacağımın tartışması yapılıyordu,işte o anda bir kuvvetin beni hızla yukarı çektiğini hissettim.Koyu bir karanlık ama hızla yukarı doğru yükseliş vardı.Algıladığım tek şey,sevgiydi...
Sanki"sevgi tüneli"ne gidişti bu...Öldükten sonra varılacak yer böyle büyük sevgi akımıysa ölmekten korkmak ölümle ilgili bilgimizin azlığındandı.İşte tam bunları düşünürken gözlerimi kamaştıran dünyadaki ışık ve renklere hiç benzemeyen aydınlık bir ortamda kendimi buldum...Bu bölgede sayıları hesaplanamayacak kadar çok ışıklı beden vardı.Konuşmalardan uzak tutuluyordum ama bazı şeyleri hissedebiliyordum.Bu "ışıktan varlıklar"doğum için hazırlanıyorlardı...
Bulunduğum bu ortam,dünyadaki okul benzeri bir yer olmalıydı.Biraz daha yaklaştığımda ışıktan bir çizginin beni engellediğini fark ettim.Hemen yanıma yetkili olduklarını anladığım kişiler geldi.Bana hayatımın bazı kısımlarını gösterdiler.Çok utandım.Yapmamam gereken şeylerdi bunlar...Bu yanlışların telafi edilmesi için yaşamıma devam etmem gerektiğini anlatmaya başladılar.Bunları tüm benliğime sevgi akımıyla ilettiler.Sanıyorum orada bulunduğum süre içinde,insanlara ve hayvanlara yaptığım hataların,onlar üzerindeki acıları ben de tekrar yaşatıldı.Onların bu kadar acı çekebildiklerini gerçekten bilmediğimi bana anlattılar.O güzel bölgeyi,huzuru bırakarak tekrar dünyaya dönmem gerektiğini ve yapmam gereken şeyleri düşündüm.Hızla geri dönüş ya da aşaıya düşüş başladı...Bu tekrar dünyaya doğmak gibi bir şeydi...Buna ne ad verileceğini bilmiyorum.
Kamil bey,kendine geldiğinde yoğun bakımdaydı.Doktorlar üç gündür komada kaldığını ve yaşamış olmasının mucize olduğunu söylediler.Artık ayakları da yoktu.Yıkılan merdivenin altında ezilmiş,parçalanmışlardı.
-Benim için çok başka değerlerin olduğunu söyleyemedim.Doktorlar ise ayaklarımı kaybedişimi böyle gülümseyerek kabullenişim karşısında şaşkına döndüler.
Oysa gerçek ışığın arkasında saklıydı ve benim o ışığa götürmem gereken o kadar çok şey vardı ki...
kafam çok karışıyo benim bunlar yüzünden ya bunun da bir çok örneği var ama bu kısa olanı