direnişçi
New member
- Katılım
- 22 Kas 2005
- Mesajlar
- 152
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
direnişçi'Den +18 Fıkralar ( Birleştirildi )
Not: Bu şiire isnat ettirilen bir de öykü vardır: Dönemin padişahı
(ki oğlancılığı ile ünlü IV. Murat olduğu söyleniyor) Vehbi Efendi'yi
çağırır ve: "Senin hicivlerin ve iğneli nüktelerin ünlüymüş. Bana da
öyle bir şiir yazacaksın ki, her beytinin ilk mısraını duyunca boynunun
vurulmasını emredeyim; ikinci mısrayı duyunca ise bu buyruğumu geri
aldığım gibi sana da bir kese altın vereyim." der. Sünbül-zade de
yukarıdaki dizeleri yazar ve iddiaya göre 10 kese altını götürür
Azm-ü hammam edelim sürtüştürem ben sana,
Kise ile sabunu rahat etsin cism-ü can.
Lal-ü şarap içürem ve ıslatup geçürem,
Parmağına yüzüğü hatem’i zer drahşan.
Eğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır?
Lale ile sümbülü kakülüne nevcivan
Diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
Bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan.
Salınarak giderken arkandan ben sokayım,
Ard eteğin beline olmasın çamur aman.
Kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
Sahtiyenden çizmeyi, olasın yola revan.
Öyle bir sokayım ki kalmasın dışarda hiç,
Düşmanının bağrına hançerimi nagehan.
Eğer arzu edersen ben ağzına vereyim,
Yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman
Herkese vermektesin, bir de bana versene,
Avuç avuç altını olsun kulun şaduman.
Sen her sabah gelesin, ben Vehbi’ye veresin,
Esselamın aleyküm, ve aleyküm esselam.
Sümbülizade (Sünbül-zade) Mehmet Vehbi Efendi
(17.yy. hiciv şairi)
BİR TEŞEKKÜRÜ ÇOK GÖRMEYİN EMEĞE SAYGI!!!
Not: Bu şiire isnat ettirilen bir de öykü vardır: Dönemin padişahı
(ki oğlancılığı ile ünlü IV. Murat olduğu söyleniyor) Vehbi Efendi'yi
çağırır ve: "Senin hicivlerin ve iğneli nüktelerin ünlüymüş. Bana da
öyle bir şiir yazacaksın ki, her beytinin ilk mısraını duyunca boynunun
vurulmasını emredeyim; ikinci mısrayı duyunca ise bu buyruğumu geri
aldığım gibi sana da bir kese altın vereyim." der. Sünbül-zade de
yukarıdaki dizeleri yazar ve iddiaya göre 10 kese altını götürür
Azm-ü hammam edelim sürtüştürem ben sana,
Kise ile sabunu rahat etsin cism-ü can.
Lal-ü şarap içürem ve ıslatup geçürem,
Parmağına yüzüğü hatem’i zer drahşan.
Eğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır?
Lale ile sümbülü kakülüne nevcivan
Diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
Bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan.
Salınarak giderken arkandan ben sokayım,
Ard eteğin beline olmasın çamur aman.
Kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
Sahtiyenden çizmeyi, olasın yola revan.
Öyle bir sokayım ki kalmasın dışarda hiç,
Düşmanının bağrına hançerimi nagehan.
Eğer arzu edersen ben ağzına vereyim,
Yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman
Herkese vermektesin, bir de bana versene,
Avuç avuç altını olsun kulun şaduman.
Sen her sabah gelesin, ben Vehbi’ye veresin,
Esselamın aleyküm, ve aleyküm esselam.
Sümbülizade (Sünbül-zade) Mehmet Vehbi Efendi
(17.yy. hiciv şairi)
BİR TEŞEKKÜRÜ ÇOK GÖRMEYİN EMEĞE SAYGI!!!