- Katılım
- 25 Haz 2005
- Mesajlar
- 9,652
- Reaction score
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 40
* Yılbaşı gecesi yedi gencimizin doğalgazdan zehirlenerek ölmesinin ardından düzenlediği basın toplantısında gençlerin aziz hatıralarına iftira atan...
* Öğrencilerden birinin yarı çıplak halde bulunduğunu iddia edip, polis raporunun kendisini yalanlamasından sonra bu sözlerden çark eden ve “Asla böyle bir şey söylemedim” diyen...
* Acılı ailelerin yüreklerini bir kez daha dağlayan...
* Faciayı, kombiyi bacaya bağlayan alüminyum fleks borudaki deliğe bağlayan; ama bu boruların kullanımını yasaklaması gerekirken, yasaklamayan...
* Ve bu bilgiyi kamuoyundan gizleyen...
* Diğer illerde kesinlikle kullanımı yasak olan ortak bacaların, “kombiler için en sağlıklı baca” olduğunu söyleyecek kadar işinin cahili olan...
* Basın toplantısına çıkarken bile kravat takmayarak, belli çevrelere “Bana sahip çıkın, ben de sizdenim” mesajı vermeye çalışan...
* Kendisine soru sormaya devam eden gazetecileri, “Soru sormayı bırakın, bugün cuma... Namaza yetişeceğiz” diye susturan...
* Bu acı olaydan sonra bile, “Şirketimizi eleştirmeyin, özelleştirme dönemindeyiz. Fiyatımızı düşürürsünüz” diyebilecek kadar duygusuz ve duyarsız olan...
* Dün de yazdığım gibi; asıl mesleği İçişleri Bakanlığı bünyesinde müfettişlik iken...
* Melih Gökçek’le ilgili yolsuzluk dosyalarını incelediği dönemde, bir gecede Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş.’nin Genel Müdürlüğü’ne atandığı iddia edilen...
...Veysel Karani Demir, görevinden istifa etti!
Peki, yeter mi?
Onun gibi eğitimsiz, ehliyetsiz, deneyimsiz ve sonuçta liyakat sahibi olmayan bir kişiyi o göreve atayan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ne olacak?
O da bu sorumsuzluklar manzumesinden en az Veysel Karani Demir kadar sorumlu değil mi?
İçişleri Bakanlığı’na bağlı bir müfettişi; kim bilir (!) hangi nedenle, teknik bilgi ve beceri gerektiren böyle bir göreve getiren Melih Gökçek’in de çıkıp özür dilemesi...
O insanlık dışı sözler için, yüreği yanık ailelerin gönüllerini alması...
Azıcık vicdan sahibiyse (olmadığını biliyoruz); onun da istifa etmesi gerekmez mi?
***
Sözüm, istifa ederken bile suçu her zaman olduğu gibi “gazeteciler”e yükleyen; haksızlığa ve iftiraya (!) kurban gittiğini öne süren Veysel Karani Demir’e:
Üzülme beyefendi, sakın enseyi karartma... Emin ol ki; çok daha şatafatlı koltuklarda göreceğiz seni!
Sen ki cumaya (!) gittiğini herkesin gözüne sokabiliyorsun, kravat takmıyorsun, yılbaşı kutlamalarını lanetleyen kesime yaranmak için bu kadar acı bir olayı bile çarpıtabiliyorsun... Hayatta işsiz kalmazsın!
Hele şu mesele biraz soğusun; yine yükselirsin.
Alt tarafı üç yıl bir yerlere danışmanlık, ya da dünya görüşüne uygun görünen Vakit Gazetesi’ne yazarlık yaparsın; sonra ilk seçimlerde bir vekillik kaparsın!
Çünkü fazlasıyla hak ettin...
***
Ama...
O yedi gencin ardından söylediğin sözler; bu dünyada olmasa bile öbür dünyada yakanı bırakır mı bilemem.
Amaaaannnn...
Onu da ölünce düşünürsün!
*****
GÜNÜN SORUSU
Soru, okurumuz Mehmet Yüceer’den :
Yedi gencin ölümünü yılbaşı kutlamasına bağlayan ve Allah’ın uyarısı olarak gören kafa, Gazze’deki Müslüman halkın başına İsrail bombalarının yağmasını neye bağlıyor?
Mustafa Mutlu
Durmak Yok İhmale ve İftiraya Devam .
HamD Olsun Dini Bütün Müdürler Var
:goz:
* Öğrencilerden birinin yarı çıplak halde bulunduğunu iddia edip, polis raporunun kendisini yalanlamasından sonra bu sözlerden çark eden ve “Asla böyle bir şey söylemedim” diyen...
* Acılı ailelerin yüreklerini bir kez daha dağlayan...
* Faciayı, kombiyi bacaya bağlayan alüminyum fleks borudaki deliğe bağlayan; ama bu boruların kullanımını yasaklaması gerekirken, yasaklamayan...
* Ve bu bilgiyi kamuoyundan gizleyen...
* Diğer illerde kesinlikle kullanımı yasak olan ortak bacaların, “kombiler için en sağlıklı baca” olduğunu söyleyecek kadar işinin cahili olan...
* Basın toplantısına çıkarken bile kravat takmayarak, belli çevrelere “Bana sahip çıkın, ben de sizdenim” mesajı vermeye çalışan...
* Kendisine soru sormaya devam eden gazetecileri, “Soru sormayı bırakın, bugün cuma... Namaza yetişeceğiz” diye susturan...
* Bu acı olaydan sonra bile, “Şirketimizi eleştirmeyin, özelleştirme dönemindeyiz. Fiyatımızı düşürürsünüz” diyebilecek kadar duygusuz ve duyarsız olan...
* Dün de yazdığım gibi; asıl mesleği İçişleri Bakanlığı bünyesinde müfettişlik iken...
* Melih Gökçek’le ilgili yolsuzluk dosyalarını incelediği dönemde, bir gecede Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş.’nin Genel Müdürlüğü’ne atandığı iddia edilen...
...Veysel Karani Demir, görevinden istifa etti!
Peki, yeter mi?
Onun gibi eğitimsiz, ehliyetsiz, deneyimsiz ve sonuçta liyakat sahibi olmayan bir kişiyi o göreve atayan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ne olacak?
O da bu sorumsuzluklar manzumesinden en az Veysel Karani Demir kadar sorumlu değil mi?
İçişleri Bakanlığı’na bağlı bir müfettişi; kim bilir (!) hangi nedenle, teknik bilgi ve beceri gerektiren böyle bir göreve getiren Melih Gökçek’in de çıkıp özür dilemesi...
O insanlık dışı sözler için, yüreği yanık ailelerin gönüllerini alması...
Azıcık vicdan sahibiyse (olmadığını biliyoruz); onun da istifa etmesi gerekmez mi?
***
Sözüm, istifa ederken bile suçu her zaman olduğu gibi “gazeteciler”e yükleyen; haksızlığa ve iftiraya (!) kurban gittiğini öne süren Veysel Karani Demir’e:
Üzülme beyefendi, sakın enseyi karartma... Emin ol ki; çok daha şatafatlı koltuklarda göreceğiz seni!
Sen ki cumaya (!) gittiğini herkesin gözüne sokabiliyorsun, kravat takmıyorsun, yılbaşı kutlamalarını lanetleyen kesime yaranmak için bu kadar acı bir olayı bile çarpıtabiliyorsun... Hayatta işsiz kalmazsın!
Hele şu mesele biraz soğusun; yine yükselirsin.
Alt tarafı üç yıl bir yerlere danışmanlık, ya da dünya görüşüne uygun görünen Vakit Gazetesi’ne yazarlık yaparsın; sonra ilk seçimlerde bir vekillik kaparsın!
Çünkü fazlasıyla hak ettin...
***
Ama...
O yedi gencin ardından söylediğin sözler; bu dünyada olmasa bile öbür dünyada yakanı bırakır mı bilemem.
Amaaaannnn...
Onu da ölünce düşünürsün!
*****
GÜNÜN SORUSU
Soru, okurumuz Mehmet Yüceer’den :
Yedi gencin ölümünü yılbaşı kutlamasına bağlayan ve Allah’ın uyarısı olarak gören kafa, Gazze’deki Müslüman halkın başına İsrail bombalarının yağmasını neye bağlıyor?
Mustafa Mutlu
Durmak Yok İhmale ve İftiraya Devam .
HamD Olsun Dini Bütün Müdürler Var
:goz: